Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/714 E. 2019/96 K. 13.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/714 Esas – 2019/96
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/714
KARAR NO : 2019/96

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 22/12/2017
KARAR TARİHİ : 13/02/2019
K.YAZIM TARİHİ : 04/03/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, davalı şirkete 15.10.2015 tarihinde, şirket ortağı sıfatı ile proje havalesi adı altında ve yapılacak olan projedeki acil nakit ihtiyacı sebebiyle EFT/Havale yolu ile 65.000,00TL’lik nakit ödeme yaptığını, müvekkili tarafından davalıya şifaen yapılan başvurulardan netice alınamaması sonucu 5 Temmuz 2017 tarihli ihtarname çekilmesine rağmen borcun ödenmemesi üzerine, Ankara Batı İcra Müdürlüğünde … esas sayılı takip dosyasında icra takibi başlatıldığını, davalının 26.10.2017 tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiğini belirterek, davalının Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacının ilamsız takiplerde ödeme emrinin borcun sebebi olarak 08.07.2016’da şirket ortağı sıfatı ile verilen borç 65.000,00TL olarak belirtildiğini, halbuki dava dilekçesi ekinde 15.10.2015 tarihli 65.000,00TL bedelli banka dekontu sunulduğunu, davacının,
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

davalı şirkette sahip olduğu hisselerini …Ltd. Şti.’ne devrettiğini, devir senedinde dava haklarından vazgeçtiğini beyan ettiğini, davaya konu havalenin hukuki niteliğinin tartışmalı olduğunu, pay sahiplerinin sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Davacı tarafından davalıya yapıldığı bildirilen 15.10.2015 tarihli havaleye ilişkin banka makbuz örneği, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün …E. sayılı takip dosyası, sicil kayıtları, talimat yolu ile alınan 03.12.2018 tarihli bilirkişi raporu, 09.03.2019 tarihli bilirkişi raporu, davalının sunduğu 21.01.2019 tarihli uzman görüşü, davalının Mali Müşaviri …’ün 13.02.2019 tarihli beyanı ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, ilamsız icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, ortağı olduğu davalı şirkete 15.10.2015 tarihinde 65.000,00TL borç verdiğini, parayı banka havalesi ile gönderdiğini, banka makbuzunda “… Proje Havalesi” yazılı olduğunu, daha sonra 08.07.2016 tarihinde hisse devri sözleşmesi düzenleyerek ortaklıktan ayrıldığını, ortaklığı devam ederken verdiği borç olan 65.000,00TL’nin kendisine ödenmediğini ileri sürmüş; davalıda, davacının 08.07.2016 tarihinde ortaklıktan ayrıldığını, bu devir işlemi ile şirket hissedarlarını ibra edip, dava hakkından vazgeçmiş sayılacağını, banka makbuzunda yazılı miktarın borç verildiği yönünde ibare bulunmadığını, davacının bu parayı şirkete sermaye olarak verdiğinin kabul edilmesi gerektiğinden, bu bedelin istenemeyeceğini, davanın reddedilmesini istediklerini bildirmiştir.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, davacı ve davalı ticari defter ve dayankaları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacının delil olarak dayandığı 15.10.2015 tarihli banka makbuzunda (dekontunda) yapılan havalenin neye ilişkin olduğu açıklanmamıştır. Makbuz üzerinde “… Proje Havalesi” ibaresi bulunmaktadır. Havale, kural olarak bir ödeme vasıtasıdır. Mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine mevcuttur. Davacının dayandığı havale makbuzunda, nizalı paranın borç olarak gönderildiğine dair bir ibare yoktur. Bu halde, banka havale makbuzuna dayanarak, davacının borç verdiğini kabul etmek mümkün değildir. Ancak, davacı tacir olan tarafların ticari defterlerine de delil olarak dayanmıştır. Taraf ticari defter ve kayıtları üzerinde yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının 65.000,00TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Buna göre, davacının, davalıya 20.10.2015 tarihinde, 65.000,00TL borç verdiği, bu miktarın taraf ticari defterlerinde (bu niteliğiyle) kaydedildiği, borcun halen mevcut olduğu belirlenmiştir.
Tarafların birbiriyle uyumlu olan kayıtları esas alındığında, davacının davalıya (banka havalesiyle) 65.000,00TL borç verdiği, anılan miktarın davalı defterine, davacı alacağı olarak kaydedildiği, halen borcun ödenmediği anlaşılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Taraf ticari defterleri incelenip, bilirkişilerden rapor alındıktan sonra, davalı tarafından dosyaya sunulan 30.01.2019 tarihli beyan dilekçesi (ve eki uzman görüşünde), nizalı alacağa ilişkin kendi defterlerine yapılan kaydın hatalı olduğunu, hatalı işlemin mali müşavirlerinden kaynaklandığını bildirmiş ise de; ilgili mali müşavirin aksi beyanı, nizalı alacağa ilişkin kayıtların davalı defterinde de 2016 yılından bugüne kadar istikrarlı bir şekilde ve davacı alacağı olarak kaydedilmesi, tacir olan davalının bu süreçte varsa hatalı kaydı düzeltmesi gerekliliği nazara alınarak, bu aşamadaki savunmaya itibar edilmemiştir.
Bu gerekçeye uygun aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasında yapılan takibe davalının itirazının iptaline, takibin 65.000,00TL asıl alacak ve bu
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

alacağa icra takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi (yıllık %9.75 oranını geçmemek üzere) üzerinden devamına,
2-Alınması gereken 4.440,15TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.110,04TL harcın mahsubu ile bakiye 3.330,11TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.110,04TL peşin harç, 31,40TL başvuru harcı, 4,60TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.146,04TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 1.100,00TL bilirkişi ücreti, 174,30TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 1.274,30TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 7.500,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekili, davalı vekili ve İhbar olunan …’ün yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 13/02/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı