Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/710 E. 2018/643 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/710 Esas – 2018/643
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/710 Esas
KARAR NO : 2018/643

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/07/2017
KARAR TARİHİ : 25/10/2018
K.YAZIM TARİHİ : 23/11/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı Ankara Batı … Tüketici Mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde özetle; ev almak için davalı bankadan konut kredisi talebinde bulunduğunu, adına ticari işyerinin olması nedeniyle banka görevlilerinin istenilen kredinin verilemeyeceğini, ancak ticari kredi verebileceklerini söylediklerini, bunun üzerine 03/08/2015 tarihinde davalı bankadan 122.500,00 TL tutarlı kredi aldığını, kredi karşılığında aldığı ev üzerine ipotek şerhi konulmasına rağmen davalı bankanın kendisinden yüksek faiz oranlı kredi kullandırdığını ve kredi faizlerini yüksek tuttuğunu, banka tarafından haksız tahsil edilen yüksek faiz farkının resen seçilecek bilirkişi marifeti ile hesaplanarak haksız alınan faiz farkının tarafına ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili Ankara Batı …. Tüketici Mahkemesine sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkili bankanın Genel Müdürlüğü’nün İstanbul’da olduğunu, bu nedenle huzurdaki dosyada yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacının ticari kredi kullandığını, TTK’nın 3. maddesinde düzenlenen ticari iş karinesi gereğince tacirin yerine getirdiği bütün iş ve işlerin ticari işlerden sayıldığını, bu nedenle açılan davada görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddi ile dosyanın İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının iddia ettiği alacağın hak düşürücü zamanaşımı yönünden de incelenmesini istediklerini, davacının iddia edilen borcun kaynağını açıklayamadığını, dava dilekçesinin savunma haklarını kısıtlar nitelikte olduğunu, davacının sözleşme ilişkisinin başından itibaren ticari kredi kullandığını bildiğini, davacının her ne kadar konut kredisi kullanmak istediğinin delili olarak ipotek belgesini ve ekspertiz işlemini göstermiş ise de müvekkilinin davacıya kullandıracağı taksitli ticari kredinin teminatı olarak taşınmazı ipotek aldığını ve …’ü kefil olarak kabul ettiğini, nitekim evin değerinin 80.000,00 TL olmasına rağmen davacının 122.500,00 TL’lik ticari kredi kullandığını, kredi değerinin dahi evin değeri ile uyuşmadığını, müvekkilinin yapılandırmayı taahhüt ettiği iddiasının gerçekle bağdaşmadığını ve yapılandırma yapma zorunluluğunun bulunmadığını, tacir olan davacının basiretli bir iş adamı gibi davranmak zorunda olduğunu, davacının kendi rızası ve talebi ile kullandığı kredinin iptalini ve kefilin kefilliğinin kaldırılmasını talep etmesinin hukuka aykırı olduğunu ve taleplerinin iyiniyet kuralı ve dürüstlük ilkelerinden de yoksun bulunduğunu, davacının taleplerinin taraflar arasındaki sözleşmeye de aykırı olduğunu, masraf ve komisyonların Merkez Bankasına bildirilen ve ilan edilen listeye göre tahsil edildiğini, tahsil edilen masrafların kullanılan kredi oranına göre fahiş olmadığını, TTK’nın 22. (yeni 20.) maddesi gereğince bankaların komisyon, ücret ve masraf isteyebileceklerini, davacının kendi talebi ile yapılan işlemlere itiraz edemeyeceğini ve cari hesap hükümleri gereğince ücret ve komisyon iadesi talebinin haksız olduğunu ileri sürerek haksız ve hukuka aykırı talepler içeren davacının davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Ankara Batı … Tüketici Mahkemesinin 31/10/2017 tarih … E.K. sayılı dava şartı yokluğu nedeniyle verilen usulden ret kararı üzerine gönderilen dosya Mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedilmiştir.
Dava, taksitli ticari kredi sözleşmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan 24/04/2018 tarihli oturuma davacının iştirak etmemesi, davalı vekilinin de davayı takip etmeyeceklerin beyan etmesi nedeniyle, 6100 sayılı HMK’nun 150. maddesi uyarınca dosya işlemden kaldırılmıştır. Davanın yenilenmesi üzerine yapılan 03/07/2018 tarihli oturuma davacı ve davalı vekili katılmış, anılan oturumda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve davacıya belirlenen kesin süre içerisinde bilirkişi ücreti delil avansını yatırması hususu ihtar edilmiştir. 25/10/2018 tarihli duruşma gün ve saatinden haberdar olan davacı, belirlenen kesin süre içerisinde delil avansını ikmal etmediği gibi mazeret bildirmeksizin duruşmaya da katılmamıştır. Davalı vekilinin de davayı takip etmeyeceğini beyan etmesi üzerine dosya ikinci takipsiz bırakılmıştır. Davanın, 7101 sayılı Yasa’nın 61. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK nın 4/2 maddesi uyarınca miktar itibariyle basit yargılamaya tabi olması karşısında, 6100 sayılı HMK’nun 150. maddesi ile 320/4. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-6100 SAYILI HMK’ NIN 150 VE 320/4 MADDELERİ GEREĞİNCE DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 35,90 TL harcın peşin alınan 60,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 24,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı tarafın yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/10/2018

Katip Hakim
e-imza e-imza