Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/695 E. 2018/100 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/695 Esas – 2018/100

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/695 Esas
KARAR NO : 2018/100

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2017
KARAR TARİHİ : 20/02/2018
K.YAZIM TARİHİ : 23/02/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; müvekkili kooperatif birliğinin 17/10/1979 tarihinde 13 kurucu ortağın bir araya gelmesiyle kurulduğunu, mülkiyeti … Kooperatifine ait özel arazi için yapılan çalışmalarla mevzi imar geçirildiğini, kuruluşunu tamamlayan üye kooperatiflere belirtilen ortak sayıları üzerinden arsa tahsis edilerek, kooperatif ortaklarının, insanca yaşanabilir bir çevrede ucuz konut sahibi olmalarını amaçladığını, davalıya ait arsanın önceki maliki kooperatifin, tüzel kişiliğinin devam ettiği dönemde üst birliğe taahhütleri arasında yer alan alt yapı harcamalarına katılım payı ödenmeden kooperatif tüzel kişiliğinin sona erdirildiğini, … projesi vaziyet planı içerisinde kalan ve tüm kooperatiflarin kullanımına ait ortak alan ve tesisler ile alt yapı sistemi içerisinde kalan imalatların bir bütün olarak projelendirildiğini, dolayısıyla alt yapının bir parçasını oluşturan proje kapsamındaki yağmur suyu ve kanalizasyon sisteminin … projesi içinde kalan tüm gayrimenkullere hizmet vermek üzere planlanmış ve tüm kooperatiflerin katılımının öngörüldüğünü, bu suretle davalının maliki olduğu … ada … parselde kain taşınmazı da kapsayacak şekilde … … Koop. Evleri projesi kapsamında ASKİ standartlarına uygun olarak, bölgenin yağmur suyu, kanalizasyon ve içme- kullanma suyu alt yapısının yaptırılması konusunda alınan kararın işleme konulduğunu ve müvekkilinin üst birlik Yönetim Kurulunun 13/01/2016 tarihli toplantısında alınan bir kararla da, gerek bünyede olan kooperatiflerin ve gerekse üyelikten ayrılan kooperatifler ile bağımsız arsa maliklerinin alt yapıya katılım payları konusunda, ödeme planının karar altına alınarak, tüm taraflara tebliğ edildiğini, alınan genel kurul kararı gereğince, davalının arsa m² sine isabet eden toplam 10.397,55 TL ödemenin 7 gün içerisinde ödenmesi gerekliliğinin 02/11/2017 tarihli yazıyla, davalıya
e-imzalı e-imzalı

bildirildiğini, 03/11/2017 tarihinde tebliğ edilen ihbardaki 15 günlük süre içerisinde davalı tarafından bir ödeme yapılmadığını, bu güne kadar da ödeneceği yolunda herhangi bir bildirimde bulunulmadığını ve borçlu davalının temerrüdünün gerçekleştiğini, davalının da teknik olarak mutlaka yararlanacağı ve sonuçta kendisine de hizmet verecek alt yapı imalat bedeline katılmamasının müvekkili aleyhine davalının TBK’nun ilgili hükümleri altında sebepsiz zenginleşme sonucu doğuracağını beyan ederek, fazlaya dair her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.397,55 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyen reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacı yanın bir kooperatif olduğunu, müvekkilinin bu kooperatifin üyesi olmadığını, bu nedenle davaya dayanak genel kurul kararlarıın müvekkilini bağlamadığını, müvekkilinin söz konusu taşınmazı haricen devir aldığını, kooperatifin üyesi olmadığını, müvekkilince halen arazi olarak bulundurulmakta olduğunu, uzun süre de bu hali ile kalacağını, bu anlamda müvekkilince öngörülmemiş bir, öngörülmeyen bir zamanda yapılarak, sonucunda bedelinin müvekkilinden talep edilmesinin hakısz ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, fazlaya ve faize ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Eldeki davada; davacı kooperatif tarafından verildiği iddia edilen alt yapı hizmetlerine ilişkin bedelin tahsili talep edilmektedir. Davalı, kooperatif üyesi olmadığı gibi davacı da kooperatif olup, tacir niteliği taşımamaktadır. Dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Dava konusunun kanunda özel olarak düzenlenen hallere girmediğinden 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesi hükmünce davayı ticari dava saymak ve asliye ticaret mahkemesini görevli kabul etmek mümkün değildir. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığından HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine,
3-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
e-imzalı e-imzalı

4-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 5-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı …’ın yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.20/02/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı