Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/694 E. 2019/362 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/694 Esas – 2019/362

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/694 Esas
KARAR NO : 2019/362

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2017
KARAR TARİHİ : 21/05/2019
K.YAZIM TARİHİ : 21/06/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin 10.10.2013 tarihinde Ankara’da kurulmuş olup site, AVM, yaşam alanlarının yönetimini profesyonel olarak üstlenip bu alanda yıllardır hizmet verdiğini, davalılardan …’nin 08.09.2014-06.05.2015 ve 18.10.2016-24.10.2016 tarihleri arasında iki dönem olmak üzere davacı şirketin muhasebe bölümünde çalıştığını, davalı taraf …’nin 24.10.2016 tarihinde kendi isteği ile işten ayrılmış ve davacı ile tamamen aynı işi yapmak için kendi şirketi olan davalı şirketi kurduğunu, davacı firmanın müşterisi olan ve 2016 yılında oluşturulan … konutları yönetiminin profesyonel hizmet alma talebi ile davacı firmaya başvurup davacı ile sözlü olarak anlaştığını, bu yönetim tarafından 21.09.2016 tarihinde davacı yönetim firmasına karar defterinde yetki verildiğini, bu kararın davacı firma tarafından notere onaylattırdığını, verilen yetkiye istinaden asansör firması ile 21.09.2016 tarihinde bakım sözleşmesi imzalandığını, … Konutları’nın yönetim planının davacı firma tarafından hazırlandığını, inşaat aşamasından bu yana konutların yerinde incelenip eksik görülen işlemler için danışma hizmeti verildiğini, ardından daire teslimlerinin başlaması ile 2017 Mart ayında birden fazla kez toplantı yapıldığını, bütçe konusu dahil yönetime ilişkin tüm konularda danışma hizmeti verilmeye devam edildiğini, en nihayetinde … Konutları ile söz1eşme imzalama aşamasına gelindiğinde yönetimin 07.04.2017 tarihinde anlaşmadan vazgeçtiğini bildirdiğini, bu olayın hemen akabinde ise yönetimin davalı şirket ile sözleşme imzaladığının öğrenildiğini, müvekkilinin ticari sırlarını ve müşteri çevresini ele geçiren davalı firmanın eylemleri neticesinde davacı şirketin maddi ve manevi anlamda zarar gördüğünü ve görmeye de devam ettiğini, bu nedenle davalı tarafa ihtar çekilmişse de olumlu bir netice alınamadığını, ihtarnamesinde davacı şirket tarafından yönetilen hiçbir projeyi kendi portföyüne dahil etmediğini iddia ettiğini, bununla birlikte davalı tarafın haksız rekabet içeren eylemlerine devam müşteri çevresini dolaşmaya ve müvekkilini kötülemeye devam ettiğini, dokümanlarının davacı şirketin kullandığı dokümanların kopyasını teşkil ettiğini, yine davalı şirketin internet sitesine bakıldığında davacı firmanın kullandığı görsellerin ve yazıların birebir kullanıldığını ve hatta davalı şirketin misyonunun ve vizyonunun dahi müvekkili şirketle aynı olduğunu, davalı tarafin davacı şirket nezdinde öğrenmiş olduğu bilgileri kullanarak pazarlama ve hizmet sözleşmesi yapmakta, kurduğu şirket ile davacı şirketin kullanarak kazanç sağlamakta olduğunu, davalının davacı şirkette edinmiş olduğu çevresini kurduğu rakip şirket için kullanarak davacı şirketin ekonomik pazarda itibari anlamda zarar görmesine sebep olduğunu, davalı şirketin davacı şirketin müşteri portföyü ile birebir iletişim halinde olan işletmeye ilişkin sırlarını bilen yetişmiş personellerinin fikrini değiştirerek kendi şirketinde çalıştırmaya başladığını, …’ta çalışan personel …’nın davacı şirketten ayrılıp davalı firma çatısı altında …nde halen çalıştığını, davacı şirkette çalışan …’in merkez ofis olan … konutlarında merkez ofis sekreteri olarak çalışmakta iken işten ayrılarak daha sonra davalı firmaya geçtiğini, …’in davacı şirketin merkez ofisinde çalıştığı için teklif formatından portföye kadar her konuda bilgi sahibi olduğunu, bilgi işlem için alınan …’nin ise 15.04.2017 tarihinde 3 gün mazeretsiz olarak işe gelmeyip ardından davalı firmaya geçtiğini, bu şekilde de iktisadi rekabetin iyi niyet kurallarına aykırı olarak suistimal edildiğini, davacı şirketten ayrılan personeller ve davalı tarafın davacı şirketin işletme sırlarına vakıf olup bu sırları davalı şirket lehine kullandığını, davalı şirketin dürüstlük kuralına aykırı olarak davacı şirketin mevcut müşterilerine ziyaretlerde bulunmakta ve toplantılar yapmak suretiyle davacı şirketin işletmesini kötülemekte olduğunu, davalı şirketin davacı şirket müşterilerini çalma çabası içerisine girdiğini, bu çabanın halen devam ettiğini, davacı şirketin başta … ve …, … olmak üzere müşterilerini teker teker kaybettiğini, davalıların haksız rekabeti nedeni ile davacı şirketin aktifinde azalma olup ticari itibarının sarsıldığını, bununla birlikte davalı yanın haksız rekabeti neticesinde … yönetimi ile sözleşme imzalayıp kar elde ettiğini, davalı tarafın elde ettiği kar oranında tazminata hükmolunmasını talep ettiklerini ancak davalı tarafin iş bu sözleşme nedeni ile elde ettiği menfaati bilmediklerini beyan ederek, davalıların rekabet ihlalinin tespiti, önlenmesi ve durdurulmasına, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalılar vekili; müvekkili şirketin yetkilisi davalı …’nin emekli banka müdürü olduğunu, davacı şirkette 14/08/2014-01/11/2016 tarihleri arasında kesintisiz olarak genel koordinatör olarak çalıştığını, davacı şirketin davalının çalıştığı dönemde hizmet verdiği yaklaşık 12 site yönetiminin 9 tanesinin davalının kurmuş olduğu bağlantı ve bu yerlerin müteahhitlerini tanıyor olması sebebiyle alınmış olduğunu, müvekkili …’nin bu sitelerin yönetim sözleşmelerini davacı şirket adına yapabilmek için çok uğraşıp neticede de yönetim sözleşmelerinin davacı ile imzalandığını, müvekkilinin tüm sözleşme yapılan yönetimleri doğrudan tanımasına rağmen etik bulmadığı için asla bu yönetimlerle çalışma çabası içerisine girmediğini, kaldı ki müvekkili şirketin rekabet etmeme yükümlülüğünün de bulunmadığını, davacının iddiasına konu … Konutları ile davacı arasında nasıl bir sözlü anlaşma olduğunun taraflarınca bilinmediğini, … yönetimin talebi sebebiyle davalı şirketin teklif verip bu teklifin de yönetim tarafından kabul edildiğini, müvekkilinin … yönetimine profesyonel yönetim hizmeti verdiğini, ancak bu işin davacıları kötüleyerek ya da iftira atarak gerçekleşmediğini, davacı tarafın davalının haksız rekabet niteliğindeki eylem ve söylem iddiasını ispat etmesi gerektiğini, davacı tarafından …’in özel hayatının ifşa edilerek ve iftiralarla itibarının sarsıldığı bu sebeple davalı … ile eşi hakkında dava açıldığının iddia edildiğini, belirtilen dosyanın davacı şirket yetkilisinin davalının eşine yönelik cinsel istismarı ve bu sebeple yaşanan olaylara ilişkin bir dava olduğunu, davacı şirket yetkilisinin sanık konumunda olduğunu, iş bu dava konusu olayın tarafların tacir kimliğinden münferit özel bir dava olup müvekkili tarafından da haksız rekabet oluşturacak şekilde asla kullanılmadığını, bilakis rencide edici olaylar olduğu için üstü kapatılıp kimseye duyurulmadığını, davacının … yönetimini kendi eylemleri sebebiyle kaybettiğini, davacı şirket hakkında kat maliklerini zarara uğratma vb. ihlaller sebebiyle Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına … yönetiminin suç duyurunda bulunup … Sor. numaralı soruşturma başlattığını, … Evlerinde kat maliklerinin yönetimden genel bir memnuniyetsizliğinin söz konusu olduğunu, zararın müvekkilinin haksız rekabete yönelik eylemlerinden değil davacının kendi sui yönetiminden kaynaklandığını, zararla davalı taraf arasında uygun illiyet bağının olmadığını, hatta davalı şirketin … Evlerine teklif vermediğini, iş bu davanın somut şartları oluşmadığı gibi yasal şartlarının da oluşmadığını, haksız rekabetin varlığı için haksız ve hukuka aykırı bir fiil ile iktisadi rekabetin kötüye kullanımı yoluyla bir zarar ve zarar tehlikesinin yaratılmış olması gerektiğini, TTK. m.54/2’de yer alan tanımdan yola çıkarak, haksız rekabeti oluşturan fiillerin ‘aldatıcı veya objektif iyi niyet kurallarına aykırı davranışlar ile normal rekabet düzeninin bozulmasına sebep olan fiiller şeklinde tanımlanabileceğini, rekabetin işleyişinde eşitsizliğe yol açan her türlü fiilin hukuka aykırı olarak değerlendirildiğini, haksız rekabeti doğuran fiilin özünde ekonomik bir değer taşıması gerektiğini, gelir elde etme amacı taşımayan faaliyetlerin haksız rekabetin konusunu oluşturamayacağını, somut olayda müvekkilinin imkânı olmasına ya da yasal bir engel olmamasına rağmen davacının çalışmaya devam ettiği şirketlere teklif vermediğini, davacının iddia ettiği zararın sebebinin müvekkilleri olmadığını, davacı maddi kazanç kaybı yaşıyor ise sebebinin davacının sui yönetimi, maliyet yüksekliği ya da sektörde rekabet eden şirket sayısının artması olabileceğini, yönetim işini başka bir şirketin yürüttüğü bir iş merkezinden kaynaklanan zarardan müvekkilinin sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin sektörde yetişmiş ve kalifiye çok sayıda personelle çalışma imkanı bulunduğunu, isimleri dava dilekçesinde geçen çalışanların ise müvekkilinin etkisi ile davalı şirkette çalışmaya başlamadığını, iş bu şahısların davacı şirkette yaşadıkları problemlerin olduğunu, müvekkilinin sektörde bilinen ve güvenilen bir kişi olduğunu ve bu kimliği sebebiyle bu kişilerin şirkete iş başvurusu yapıp kendilerine iş verildiğini, bu sektörde bir firmada çalışmalarının olağan olduğu ve bu kişiler yönünden de ayrıc rekabeti sınırlayıcı bir yasal düzenlemenin olmadığını, davacı ve davalının aynı sektörde faaliyet yürüttüğü düşünüldüğünde vizyon-misyon ve kullanılan belgelerin benzerlik taşımasının normal olduğunu ve bunun haksız rekabet olamayacağını, kaldı ki davacını marka/patent korumasında yararlanabileceği web tasarım veya belge örneğinin bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve belgeleri, tanık beyanları, SGK kayıtları, 05/04/2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafından, Avm, İş Merkezi vb… yaşam alanlarının yönetim işinin kendilerince yapıldığı, davalılardan …nin belli bir dönem davacı şirket bünyesinde çalıştığı, kendi isteğiyle ayrıldıktan sonra diğer davalı şirketi kurduğu, davacı firmanın aleyhine olarak faaliyetlerde bulunduğu, piyasada davacının iş yaptığı firmalar ile görüşme yaparak iş bağlanmaya çalışıldığı ve bu şekilde haksız rekabet edildiği iddia edilmiştir. Davalılar ise savunmalarında davalı …in davacı bünyesinde çalıştığı sürece üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirdiği, şirketten ayrıldıktan sonra rekabet etme yükümlülüğünün bulunmadığı, davacı tarafından bahsedilen firmalar ile davacı arasında nasıl bir ilişki olduğunun bilinmediği, yasal tanıma uygun herhangi bir faaliyet bulunmadığı savunulmuştur.
Tarafların delilleri toplanmış, tanıkları dinlenmiştir. Davacı tanıkları beyanlarında; davalı … in davacı şirkette çalıştığı daha sonra şirketten ayrıldığı, davalı şirketi kurduğu ve davacı şirketteki bir kısım elemanı da şirket bünyesine dahil ettiği, başka firmaların yüklenicilerinden öğrendiklerine göre davacı şirket aleyhine beyanda bulunduğu ifade edilmiştir. Davalı tanıkları ise, davacının önceden davacı firmada çalıştığını daha sonra kendi firmasını kurduğunu, davacı şirket aleyhine herhangi bir faaliyetini duymadıklarını, davacı şirketin yürüttüğü işlerle ilgili usulsüzlükler yapması nedeniyle daha sonra davalı şirketle çalışmaya karar veren firmalar olduğunu beyan etmişlerdir.
Taraf şirketlerin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi ve haksız rekabet içeren herhangi bir durum olup olmadığının tespiti bakımından alınan 05/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; dosyadaki deliller özetlenerek taraf şirketlerinin defter ve kayıtlarının incelendiği, Ticaret Kanunu ve Uluslararası Paris Anlaşması kapsamında davalıların haksız rekabet içeren fiillerinin ve davacı şirketi zarara uğrattıklarına dair bir durumun bulunmadığını, maddi tazminat hesabını gerektiren bir bulguya rastlanmadığı kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; davacının TTK 54 ve devamı maddeleri uyarınca talepte bulunduğu, anılan yasanın 55. Maddesinde haksız rekabet hallerinin sayıldığı, davacı tarafından bu madde de sayılan durumların gerçekleştiğine yönelik somut bir delil sunulamadığı, davacının ticari hayatının olumsuz yönde etkilendiğine dair bir duruma ticari defterlerinden de rastlanmadığı, iddiaların sadece tanık beyanları ile kısmen desteklendiği ancak haksız rekabet niteliğinde bulunduğuna dair kesin kanaat uyandırıcı bir delil sunulmadığı gözetilerek, davacının taleplerinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,78 TL harçtan mahsubu ile bakiye 126,38 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından sarf edilen 56,00TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, bakiye delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davalıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.21/05/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı