Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/655 E. 2018/556 K. 02.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/655 Esas – 2018/556

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/655 Esas
KARAR NO : 2018/556

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/11/2017
KARAR TARİHİ : 02/10/2018
K.YAZIM TARİHİ : 16/10/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında …serisi 150 Walt Lazer kesim cihazı ve teçhizatlarının satımı konusunda 19/06/2017 tarihli sözleşme imzalandığını, cihaz ve teçhizatların bedelinin 13.500,00USD+KDV olduğunu, 7.000,00 USD’nin peşin ödendiğini, geri kalan kısmın teslimat sırasında ödeneceğini, cihat ve teçhizatların teklif formunun düzenlenme tarihi olan 19/06/2017 tarihinden itibaren 45 gün içinde teslim edileceği hususunda anlaşıldığını, 7.000 USD’nin sözleşme düzenlendiği anda elden teslim edildiğini, geri kalan meblağın ise makine ve teçhizatlarının tesliminden sonra ödeneceği konusunda anlaşıldığını, davalının 45 gün geçmesine rağmen söz konusu cihaz ve teçhizatlarını sözleşmenin ifa yeri olan … Mah. … Sokak No … … Hatay adresine teslim etmediğini, üzerine düşen sorumluluğunu yerine getirmediğini, taraflar arasında imzalanan anlaşmaya aykırı davrandığını, davalıya ihtarname çekilerek sözleşmenin feshedildiği ve ödenen 7000 USD’nin iadesinin istendiğini, davalının belirtilen süre içerisinde parayı iade etmediğini ve temerrüde düştüğünü, bunun üzerine davalı hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının 25/10/2017 tarihinde takibe itiraz ederek takibi durdurduğunu beyan ederek, davalının itirazı haksız olduğundan borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı haksız ve kötüniyetle borca itiraz ettiğinden toplam alacağın %20 ‘sinden az olmamak üzere davalının irca inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; TK 96 maddesi gereği her iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerde kendi edimini yerine getirmeyen sözleşme tarafının karşı taraftan ifa talep etmesinin hukuken imkansız olduğunu, davacının müvekkiline 8.000 $ ön ödeme yapılması ve sonrasında bu tutarın ithalatın yapıldığı yere havale edilmesi ile sözleşme konusu makinanın teslim alınabileceğini, müvekkilinin davacının ödemesini havale ettiğini ancak ödeme tamamlanmadığından Çin’deki firmadan makinayı teslim alamadığını, bu nedenle sözleşmenin ifa edilememesinde tek ve asli kusurun davacıda olduğunu, davacının siparişi üzerine üretilen makina için müvekkilinin davacının müvekkiline ödediği tutarı havale ettiğini, davacının bu bedeli iade alması halinde müvekkilinin bu tutarı ithalatçısından iade alamayacağını, zira bu ürünün davacının siparişi olduğunu ve teslim olunamamasında davacının kusuru olduğunu, bu nedenle de bu bedel müvekkilinde olmadığından davacının müvekkilinden iadesini talep etmesinin koşulları bulunmadığını, davacının edimini ifa etmemesi nedeniyle makinanın halen Çin’de olduğunu, müvekkilinin de bu yüzden zarara uğradığını, davacı tarafa bu durum müteaddit defalar bildirildiğini, ancak halen ödeme alınamadığını, davacının kötü niyetle icra takibinde bulunduğunu beyan ederek, davacının haksız davasının reddi ile kötüniyetli takip nedeniyle müvekkiline %20’den aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası, taraflara ait ticaret sicil kayıtları, davacıya ait Hatay Vergi Dairesi kayıtları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, satım sözleşmesi sebebiyle doğduğu iddia edilen alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin görev kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
28/05/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesinin (k) ve (l) bentlerinde tüketici ve tüketici işleminin tarifi yapılmıştır. Buna göre; tüketici, ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel
kişiyi; tüketici işleminin ise, mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade etmektedir. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiştir. Yine aynı Kanunun 83/2 maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; mahkememizce yapılan araştırmada davacının tacir sıfatını taşımadığı vergi kayıtları ile tespit edilmiştir. Davacının, davalı tacir karşısında tüketici sıfatı taşıdığı ve taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin de “tüketici işlemi” olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle somut davada yargılama görevi 6502 sayılı yasanın 73. maddesi uyarınca tüketici mahkemelerine aittir. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davaya bakmakla görevli mahkeme Tüketici Mahkemeleri olduğundan HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
1-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 3-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.02/10/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı