Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/654 E. 2020/431 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/654 Esas – 2020/431

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/654 Esas
KARAR NO : 2020/431

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/11/2017
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
K.YAZIM TARİHİ: 22/10/2020
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirketin beyaz eşya ve elektrikli el aletleri sektörü için termostat üretimi ve satışı ile iştigal etmekte olduğunu, müvekkili şirketin İspanya merkezli … S.A. lisansıyla ürettiği termostatları yurt içinde ve yurt dışında bulunan müşterilerine pazarlamakta olduğunu, … S.A. ‘nın kendi ” know-how” ı ile geliştirdiği termostatların tasarımını 31.03.2003 tarihinde Türk Patent Enstitüsü kurumunda tescil ettirdiğini, söz konusu tescilin 05.04.2013 tarihinde ikinci kez 5 yıl süre ile yenilendiğini, Tasarım Tescil Belgesinin delil olarak dayandıkları Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/13 değişik iş sayılı dosyası içerisinde mevcut olduğunu, … S.A. ile müvekkili şirket arasında “know-how” sözleşmesi kapsamında lisans alan sıfatıyla Türkiye’de üretim ve satı izninin münhasıran müvekkili şirkete ait olduğunu, bu nedenle söz konusu termostatların üretim ve satışının Türkiye’de müvekkili … A.Ş. Tarafından yapılmakta olduğunu, müvekkili şirket ile lisans veren arasında yapılan “Know-How Transfer Sözleşmesinin yemini tercümesinin Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/13 değişik iş sayılı dosyası içerisinde mevcut olduğunu, davalı şirketin üzerine kendi işareti olan … ibaresini koyarak ürettiğini, taklit termostatların örneklerinin müvekkili şirkete ulaştığını, taklit termostatlarla müvekkili şirketin ürettiği termostatlar karşılaştırılınca, taklit ürün görünümünün orijinal ürünle birebir aynı olduğunu, nitekim talepleri üzerine Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/13 değişik iş sayılı dosyası kapsamında alınan 25.04.2017 havale tarihli bilirkişi raporunda her iki termostatın ” ayniyete yakın derecede benze olduğu” nun tespit edildiğini, sonuç olarak davalı şirketin müvekkili şirketin inhisari lisans haklarına sahip olduğu ve yaygın bir tanınırlığa ulaştığını termostat ürünlerini birebir taklit ederek üzerine kendi markası olduğu anlaşılan … ibaresini koymak suretiyle satışa arz ettiğini ve bu şekilde haksız rekabete neden olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla, haksız rekabetin tespiti ve önlenmesine, 100.000,00 TL manevi, 500,00 TL maddi olmak üzere toplam 100.500,00 TL tazminatın tespit tarihinden başlayarak avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacı şirketin dava konusu … sayılı tasarım üzerinde herhangi bir lisans hakkı bulunmadığını, davacı tarafın her ne kadar İspanya merkezli … S.A. şirketi ile imzalamış oldukları “Know-How Transfer Sözleşmesi” nden bahsetmiş olsa da sözleşmenin hiçbir maddesinde dava konusu tasarıma ilişkin herhangi bir düzenleme yer almadığını, sözleşmenin onay tarihi olan 08.05.2003 tarihinin dava konusu … sayılı tasarımın yayım tarihi olan 01.10.2003 tarihinden önce olduğunu, davacı tarafa ait olduğu iddia edilen tasarımın birleşik ürün özelliğine sahip olup koruma kapsamı dışında olduğunu, Ankara Fikrî ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/13 D. İş sayılı dosyasında davacı tarafın taleplerinin tümüyle reddedilmiş olduğunu, huzurdaki davada gerek davacı tarafın işbu olaydaki iddiaların, ispatla mükellef olduğu göz önüne alındığında, mükellefinin tasarımı haksız bir şekilde pazarladığına dair herhangi bir delil sunulmamış olması, gerekse davacı tarafa ait olduğu iddia edilen termostat isimli tasarımların 6769 Sayılı SMK’nun 56. maddesi anlamında koruma kapsamı dışında kalan tasarımın niteliğini haiz olması nedeniyle söz konusu iddialara mahkeme tarafından itibar edilmemesi gerektiğini beyan ederek, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara …. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2017/13 değişik iş sayılı dosyası, tarafların ticaret sicil kayıtları, tarafların ticari defter ve kayıtları, 28/12/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu, talimat mahkemesi aracılığıyla aldırılan 17/06/2019 tarihli bilirkişi raporu, 15/11/2019 tarihli bilirkişi raporu, tanık beyanları ile tüm dosya kapsamı.
Tanık …, “Ben … Ltd Şti nde satış sorumlusu olarak çalışırım bu şirket davacı şirketin Türkiyet dağıtıcısıdır, … Şirketi İspanyadan aldığı patent ile Türkiye de üretim yapan bir şirkettir Termostat -ısı Kontrol cihazları üretimini yapar, bizde satışını yaparız, … firması adına müşterilere satışını yaptığımız ürünlerden hatalı olanlar bize iade edilir, bizde … firmasına göndeririz, müşterilerimizden son zamanlarda … ürünlerini biz başka şirketlerden alıyoruz ve daha ucuz bir fiyata alıyoruz, ancak çok fazla arıza ve hata çıkıyor diye distürübör olduğumuz için bazı ürünlerin incelenmesi için bize dönüş yaptılara biz ürünleri incelediğimizde ürünlerin birebir kasasının kopyalandığını ancak başka bir ürün olduğunu tespit ettik, ürünün arkasındaki …ya ait üretim kodlarının daha farklı bir sistem ile ve farklı kodlar şekilnde yazılmış olduğunu gözle gördük, daha sonra kasaya incelediğimizde … firmasıyla ilgisi olmadığını yazı karakterlerinin , kabartmalarının farklı olduğunu anladık, ancak bunu piyasadaki diğer kullanıcıların anlama imkanı yoktur, biz sattığımız ürünü bildiğimiz için bunu bu şekilde anladık, biz bu ürünleri … firmasına gönderdik, …nın ürettiği ürünler patenti alınmış ürünlerdir, onlarda gerekli araştırmayı yaptı ve dava açılmış…” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık…, “sattığımız ürünlerde sorun olduğunda ürünlerin bize dönüşü yapıldığında kalite departmanımızdan analizleri yapılır hata türüne göre işlem yapılır, bu termostat ile ilgili bize bilgi geldiğinde ürünün birebir aynısının yapılıp sadece kapak kısmındaki logonun değiştirilmek suretiyle taklit edildiğini gördük ve bizim ürünümüz olarak piyasada satıldığını tespit ettik bundan sonra da dava sürece başladı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık…, “davacı şirketin distirübitürü olan … şirketinde çalışırım, ürün sattığımız firmalardan gelen ürün iadelerini ayırırken gelen termostat ürünlerinden bir kısımınn bizim sattığımız ürünlerden olmadığını anladık, bunu araştırmak için ciddi bir araştırma yaptık, bu firmaya bizim ürünü satmadığımızı faturalardan tespit ettik, ürünün kopya ürün olduğunu anladık, araştırdığımızda biz bu ürünü daha ucuza aldıklarını söylediler, …nın ürünü diye satın aldıklarını düşünmüşler yani onlara o şekilde satışı yapılmış, biz bunu tespit ettiğimizde ana firmaya durumu ilettik numuneleri de gönderdik sonrasında da mahkeme süreci başladı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
GEREKÇE :Dava, TTK nın 54 ve devamı maddeleri uyarınca haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi ile maddi, manevi tazminat istemine ilişkindir.
TTK’nın 55. maddesinde haksız rekabet hâllerinin başlıcaları sayılmıştır. Davacı tarafından, bu madde kapsamında ” Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ” yapıldığı nedenine dayalı olarak istemde bulunulmuştur. Davacı tarafından, kendilerince üretilen ürünlerin davalı tarafından taklit edilerek piyasaya satıldığı ileri sürmüştür. Davalı tarafından ise dava konusu ürünlerin özel ürünler olmadığı savunulmuştur.
Dava konusu edilen ürünlerin incelenmesi ile davacı aleyhine haksız rekabet içeren bir husus bulunup bulunmadığının tespit için alınan bilirkişi raporunda, davaya konu termostat ürünlerinin farklı tasarım, biçim ve şekillerde üretilebileceği, bu ürünün sıcaklığı istenen ölçüde tutmaya yarayan bir tür kontrol aracı olduğu, başka ürün içinde kullanılan yedek parça niteliğinde olduğu, hitap ettiği çevrenin elektrik/elektronikten anlayan bir kitle olduğunu, davacı şirketin bu ürünü davalıdan çok daha önce piyasaya sürdüğünün anlaşıldığı, ürünün farklı şekilde üretilmesi yerine aynı tarzda üretim yapılmasının davacının emeğinden yararlanma niteliğinde olduğu, ortalama hedef tüketici/alıcı kitlesinin vasat düzeydeki dikkat, bilgi ve algı seviyesini de gözönüne alarak, raporda görsellerine yer verilen taraflara ait dava konusu ürünlerin dış görünüş olarak birbirlerine benzemekte olduğu ve bu benzerliğin, halkı {ortalama tüketici/alıcı kitlesi) yanıltıcı/aldatıcı düzeyde bir benzerlik boyutunda olduğu, bu nedenle davaya konu olayda haksız rekabet durumunun bulunduğu belirtilmiştir.
Davacının maddi tazminat talebine yönelik defter ve kayıtların incelenmesi için talimat mahkemesi aracılığıyla alınan bilirkişi raporunda, davacının işyerinde yapılan yerinde incelemede ibraz edilen 2015 yılına ait defterlerin açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığı, yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yasal süresinde yaptırıldığı, defterlerin birbirleri ile uyumlu olup tekdüzen hesap planına ve muhasebe ilkelerine uygun olarak tutulmuş olduğu, davacı 2016-2017 yılında e-defter mükellefi olduğu, davalı piyasaya kendi adlarını kullanarak mal sattığı, nerelere bu malların gidiği ve davalının hangi yolla kendilerine zarar verdiği şirket yetkililerine sorulduğunda büyük müşterilerine davalının hitap edemeyeceğini aynı şekilde ihracat müşterilerine de mal satamayacağını genel bayileri olan … Ltd. Şti. İle … Ltd. Şirketinin müşterilerine mal sattığını tespit edildiğini beyan ettikleri, zararın tespiti için gerekli doneleri incelenmek için ibraz edilmesinin oldukça zor olduğunu davalının bayilerinin hangi müşterilerine ne kadar mal sattıklarının tespitinin mümkün olmadığını, bu nedenle zararlarının tespitinin de kendi defterlerine bakarak tespitinin yapılamayacağını, davalı defterlerinin incelenmesi neticesinde taklit ettiği üründen ne kadar sattığı ve bu yolla ne kadar haksız kazanç sağladığının tespit edilebileceğini beyan ettikleri, davacının dava konusu ürününü pazarlayan iki bayisinin son üç senedeki satışları incelendiğinde, satışlara bakıldığında herhangi bir kayıp olmadığı görülmekteyse de bu artışın sebebi yeni müşterilere yapılan satışlar olabileceği, bu nedenle sırf iki bayinin satışlarına bakarak davalının, davacı firmaya zarar verip vermediği hakkında karar vermenin zor olduğu kanaati belirtilmiştir.
Mahkememizce davalı kayıtlarının incelenmesi sonucu alınan bilirkişi raporunda, davalı … … Ticaret Lld. Şli.’nin 2015, 2016 ve 2017 yılı Kurumlar Vergisi Beyannamesinde yer alan bilgilerden; 2015 yılında 4.181.835,99 TL, 2016 yılında 5.964.515,40 TL, 2017 yılında ise 6.229.843,97 TL net satış hasılatı elde edilen bu net satış hasılatları üzerinden, 2015 yılında 77.775,22 TL, 2016 yılında 97.703,96 TL, 2017 yılında ise 225.155,13 TL fâaliyet kârı elde edildiğinin tespit edildiği, Ankara Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2017/13 D. İş sayılı dosyası kapsamında alınan 25.04.2017 tarihli bilirkişi raporunda da ifade edildiği üzere; dava konusu ürünlerin elektrikli cihazlarda termostat adı ile yedek parça olarak kullanıldığı gibi, tek başına termostat olarak da alınıp satıldığı, dolayısıyla davalı şirketin tespit edilen net satış tutarlarının ne kadarının dava konusu termostatlara ait olduğunun faturalar ürerinden tespit edilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşıldığı, bu durum karşısında davalı şirket yetkililerinden 2015, 2016 ve 2017 yılı elde edilen net satışlarının ne kadarının dava konusu termostatlara ait olduğuna ilişkin bir döküm yapılması islenilmiş, ancak böyle bir dökümün yapılmasının mümkün olmadığı ifade edildiği bildirilmiştir.
Davalı yana, 2015, 2016 ve 2017 yılı elde edilen net satışlarının ne kadarının dava konusu termostatlara ait olduğu hakkında açıklama yapılması için süre verilmişse de; uyuşmazlığın çözümüne etki edecek şekilde cevap verilmediği görülmüştür.
Yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacı tarafından üretilen ve piyasada davacı ile anılan ürünlerin piyasada karmaşıklık yaratacak şekilde davalı tarafından üretilerek satışa sunulması ve tanık beyanları ile sabit olduğu üzere, satış yapılan firmaların yaşadığı sıkıntılar nedeniyle davacı firmaya dönüş yapılmış olması dikkate alınarak, davalının bu fiillerinin TTK 55. maddesi kapsamında haksız rekabet niteliğinde olduğu değerlendirilerek, davanın kısmen kabulü kısmen reddine, davacının maddi zararlarının ispat edilememiş olması nedeniyle bu talebinin reddine, davacının aleyhine olarak bir kısım firmalar nazarında hatalı ürün üretildiği imajı nedeniyle davacının manevi zarara da uğradığı gözetilerek takdiren belirlenen manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
1-Davacı tarafından üretilen ürünlerin davalı tarafından taklit edilerek üretilmesi ve satılması nedeniyle davacı aleyhine haksız rekabette bulunulduğunun tespitine, bu faaliyetlerin önlenmesine,
2-Manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL tazminatın 25/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Diğer taleplerin ve fazlaya dair istemlerin reddine,
4-Maddi tazminat davası yönünden;
a-Alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 8,53 TL harcın mahsubu ile bakiye 45,87 TL karar ve ilam harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b-Reddedilen maddi tazminat talebi bakımından, davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca belirlenen 500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Manevi tazminat davası yönünden;
a-Alınması gereken 1.366,20 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.707,75TL harçtan mahsubu ile bakiye 341,55TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 1.366,20 TL peşin harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle, Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10. maddesi gereğince kabul oranına göre takdir ve hesap edilen; davacı için 3,400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
c-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle; karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 10/2 maddesi gereğince reddedilen miktara göre hesap edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Davacılar tarafından sarf edilen 295,90 TL tebligat ve posta gideri ile 3.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.295,90 TL yargılama giderinden, haksız rekabetin tespiti isteminin kabul edilmiş olması ve bu sebeple yapılan tahkikat masrafları ile reddine karar verilen maddi zararların araştırılması için yapılan masraflar gözetilerek takdiren 2.000,00 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.22/09/2020

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı