Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/64 E. 2018/426 K. 20.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/64 Esas – 2018/426

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/64
KARAR NO : 2018/426

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
: 2-
VEKİLİ :

DAVA : ALACAK
DAVA TARİHİ : 03/02/2017
KARAR TARİHİ : 20/06/2018
K.YAZIM TARİHİ : 12/07/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili özetle; müvekkili şirketin davalı bankanın … Şubesinin mudisi olduğunu, diğer davalı …’in davacı şirketin ortağı ve münferiden temsil ve ilzama yetkili müdürü iken 20.01.2017 tarihinde tüm yetkileri iptal edilip şirket ortaklığından da çıkarıldığını, daha sonra müvekkili şirket yetkilisi… tarafından bu durumu gösterir Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinin bir örneğinin davalı bankaya ibraz edilerek banka nezdindeki tüm yetkilerinin iptal edilmesinin talep edildiğini, bu talep ile davalı …’in bankadaki yetkilerinin iptal edildiğini, ancak internet bankacılığı işlemi yapabilme yetkisinin iptal edilmediğini, bunun neticesinde davalı …’in şirket hesabından kendi hesabına 350.000,00TL para havale ettiğini, bu miktardan her iki davalınında sorumlu olduklarını, yapılan işlemin usulsüz olması nedeniyle suç
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

duyurusunda bulunduklarını, davalı …’in haksız parayı uhdesine geçirmesinden dolayı sorumlu olduğunu, diğer davalı bankanın ise sorumluluğunun, kusursuz sorumluluk ilkesine dayanması nedeniyle banka çalışanlarının kusurundan sorumlu olduğunu ileri sürerek toplam:350.000,00TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı banka cevaplarında özetle; davaya konu havale işleminin “haricen internet bankacılığı” kullanılarak gerçekleştirildiğinden, müvekkilinin herhangi bir ilgisi ve bilgisinin bulunmadığını, bankaya husumet yöneltilemeyeceğini, davacı şirketin bankaya sunduğu 06.02.2013 tarihli imza sirkülerine göre şirket ortakları… ve …’in ayrı ayrı ve münferiden yetkili kılındıklarını, daha sonrasında 10.09.2015 tarihinde …’in iş bu münferit imza yetkisine istinaden müvekkili bankaya internet bankacılığı yetkisi için başvurduğunu, anılan şahısın bu tarihten sonra pek çok kez internet bankacılığı yetkisini kullandığını, bu durumun davacı şirketin yetkilisi…’inde kabulünde olduğunu, davacı şirket yetkilisi…’in 25.01.2017 tarihinde banka şubesine uğrayarak şirketin ortaklık yapısının değiştiğini, artık tek yetkilinin kendisini olduğunu belirterek, 25.01.2017 tarihli Ticaret Sicil Gazetesini bırakıp gittiğini, dava konusu olan 350.000,00TL’lik internet bankacılığı havale işleminin 30.01.2017 tarihinde yapıldığını, bu tarihte …’in kurumsal internet bankacılığı yetkisinin kaldırılması için müvekkili bankaya verilmiş hiç bir talimat bulunmadığını, anılan davalının internet bankacılığı yetkisinin havale işlemi yapıldıktan sonra aynı gün içerisinde daha sonra iptal edildiğini, davacı ile müvekkili arasında imzalanan ticari müşteri sözleşmesinin internet bankacılığı maddeleri uyarınca sorumluluğun tamamen davacı şirkete ait olduğunu ileri sürerek, aleyhlerine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili cevaplarında; müvekkilinin şirket ortaklığından çıkması yada çıkarılmasının, müdürlük ve temsil yetkilerinin iptal edilmesinin internet bankacılığı işlemlerini kullanma yetkisini tek başına ortadan kaldıramayacağını, niza konusu havale işleminin 30.01.2017 tarihinde internet bankacılığı işlemleri yapma yetkisi dahilinde gerçekleştirildiğini, internet bankacılığı yetkisinin bu havaleden sonra iptal edildiğini, müvekkilinin davacıdan alacağının bulunduğunu, davacı şirket yetkilisi…’in müvekkiline yaklaşık, 4.000.000,00TL alacağını her ay 350.000,00TL – 400.000,00TL olarak ödeyeceğini bildirdiğini, müvekkilinin de bu beyana dayanarak havale işlemini yaptığını, davacı şirketin internet bankacılığı işlemleri yapma yetkisini havale tarihinden sonra iptal etmesinin de dava konusu işlem için müvekkiline yetki verildiği şeklinde yorumlanmasının gerektiğini, yapılacak inceleme neticesinde; haksız, kanuna ve hukuka aykırı olan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini bildirmiştir.
DELİLLER :Davalı bankanın kayıtları, davacı şirketin sicil kayıtları, niza konusu edilen havale işlemi, 12.09.2017 tarihli bilirkişi raporu, 26.03.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, internet bankacılığı yetkisinin kullanılarak davacı şirket hesaplarından davalı hesabına aktarılan miktarın, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemine ilişkindir.
Dava dışı… ile davalı … davacı şirketin ortağı iken 13.01.2017 tarihinde … ortaklıktan ayrılmış, hisselerini diğer ortağa devir etmiştir. Ayrıca her iki şahısta şirketi temsilde münferiden yetkili iken davalı …’in bu durumuna da son verilmiş, şirket ortaklar kurulunca alınan karar 20.01.2017 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir. Davacı şirket ile davalı banka arasında 20.01.2017 tarihinde ticari müşteri sözleşmesi akdedilmiş, bu sözleşmenin 14. maddesinde; internet bankacılığı işlemleri yapacak kişinin müşteri tarafından bankaya bildirileceği, bankaya aksi yönde bir talimat ulaştırılmadığı sürece söz konusu yetkilerin devam edeceği, bildirimin yapılmamasından kaynaklanan sorumluluğun müşteride (şirkette) olduğu belirtilmiştir.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Somut uyuşmazlıkta, davalı …’in şirket ortaklığı ve münferiden temsil yetkisinin son bulduğu, 13.01.2017 tarihli ortaklık kurulu kararı ile belirlenmiş, bu durum 20.01.2017 tarihli Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde de yayınlanarak 3. kişiler bakımından yürürlüğe girmiştir. Bu tarih itibariyle anılan davalının internet bankacılığı işlemleri yapma yetkisi sonlanmamıştır. Davalının cevabında da bildirdiği şekilde, 10.09.2015 tarihli başvuraya istinaden verilen internet bankacılığı yapma yetkisi devam etmiş, 30.01.2017 tarihinde gece 01:42 saatinde davalı … tarafından internet bankacılığı yetkisi kullanılarak davacı hesabından kendi hesabına 350.000,00TL aktarılmıştır. Davacı bu işlemin hukuka aykırı olduğunu, her iki davalının da bu işlemden sorumlu olduğunu bildirmiş ise de, davalı banka yönünden, gerek bankacılık uygulaması ve gerekse taraflar arasında akdedilen ticari müşteri sözleşmesi hükümlerine göre, şirketi temsil yetkisinin sonlanmasının internet bankacılığı yetkisinide sonlandırmayacağı, başvurudaki usul ile şirket tarafından bankaya gerekli bildirimin yapılarak, davalı …’in internet bankacılığı yetkisinin sonlandırıldığının bildirilmesi gerekirdi. Davacı şirket yetkilisi, niza konusu havale işlemi yapıldıktan sonra aynı gün (gün içerisinde) davalı banka şubesine başvurarak diğer davalı …’in internet bankacılığı yetkisini iptal etmiştir. Bu durumda niza konusu havale işleminden dolayı davalı bankanın sorumluluğundan bahsedilemeyeceğinden, aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı …’de temsil yetkisi sona ersede internet bankacılığı işlemi yapma yetkisinin devam ettiği, ayrıca davacıdan alacaklı olduğunu, şifai anlaşmalarına uygun olarak havale işlemini yaptığını ileri sürmüş ise de, şirketteki temsil yetkisinin sona ermesi neticesinde yaptığı havale işleminin kendisini yetkisiz temsilci durumuna düşürdüğü açıktır. Sırf internet bankacılığı yetkisinin olması, her hangi bir bağının (kalmadığı) olmadığı davacı şirket hesaplarına girerek, kendisinin ya da başkasının hesaplarına para aktarmasını yasal hale getirmez. Öte yandan, davacı şirketten alacağının bulunup bulunmadığı, varsa bunun miktarının ne olduğuna ilişkin bir mahkeme ilamı yada tarafların itirazına uğramamış sözleşme ve benzeri belge sunulmamıştır. Davalının alacağının bulunduğu iddiası yargılamayı gerektirir niteliktedir. Bu nedenle, davalı …’in usulsüz ve yasaya aykırı olarak (TBK m. 40 vd.) davacı şirketin hesabından internet bankacılığı yetkisini kullanarak aldığı (kendi hesabına naklettiği) 350.000,00TL’nin iadesinden (bilirkişi raporundaki değerlendirmenin aksine) sorumludur. Bu davalı aleyhine açılan davanın bu nedenle kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Bu gerekçeye uygun aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı …Bankası A.Ş. Aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı … aleyhine açılan davanın KABULÜNE, dava konusu edilen 350.000,00TL’nin davalı …’ten tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 23.908,50TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.977,13TL harcın mahsubu ile bakiye 17.931,37TL harcın davalı …’ten alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 5.977,13TL peşin harç, 31,40TL başvurma harcı ve 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 6.013,13TL harcın davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 2.600,00TL bilirkişi ücreti, 217,90TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 2.817,90TL yargılama giderinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 26,950,00TL vekalet ücretinin davalı …’ten alınarak davacıya verilmesine,
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

6-Davalı …Bankası A.Ş. kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red oranına göre hesap ve takdir edilen 26,950,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 20/06/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı