Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/593 E. 2019/273 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/593 Esas – 2019/273
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/593
KARAR NO : 2019/273

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 04/10/2016
KARAR TARİHİ: 17/04/2019
K.YAZIM TARİHİ : 13/05/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 1983 yılında kurulduğunu, cam imalatı alanında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin paydaşları arası ihtilaflar yaşanması nedeniyle 2015 yılı Eylül ayından itibaren kısmi bölünmeye gidildiğini ve bu durumun 15 Haziran 2016 tarihinde tamamlanarak taraflar arasında kapanış sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşmede davalıların önceden ortağı oldukları … A.Ş. Ve … A.Ş.’nin 01.09.2015 tarihinden önceki dönemlere ilişkin ticari faaliyetleri sonucunda sonradan doğacak hertürlü kamu borcu, vergi, SGK pirim ve borçları, gümrük idari para cezaları dahil tüm idari ve kamu soruşturma ve cezalarından doğabilecek borçlara paydaları oranında müştereken ve müteselsilen sorumluluklarının olduğunun taahhüt altına alındığını, Ankara Gümrük Müdürlüğünce müvekkili şirkete ait 17.09.2014 tarihli ve 2014/D1-… sayılı dahilde işleme izni kapsamında gümrük
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

muafiyetli ithal edilen eşyalardan bazıları için muafiyet kapsamından çıkarılma kararı verildiğini, anılan eşyalara ilişkin beyannameler üzerinden idari para cezası ve vergi alacakları doğduğunu, müvekkili şirket tarafından idareye ödemeler yapıldığını, bu kapsamda olmak üzerede çeşitli tarihlerde idareye para cezası ve gecikme zammı, KDV ve damga vergisi ödemelerinin yapıldığını, yapılan ödemeler toplamının 92.105,41TL olduğunu, bu kamu alacağı bakımından davalılardan …’ın şirket ortaklığından ayrılmadan önceki %37 hissesi üzerinden 34.079,00TL, …’ın %9 hissesi üzerinden 8.289,48TL ve …’ın %5 hissesi üzerinden 4.605,27TL sorumluluklarının bulunduğunu, bunun haricinde müvekkili şirketin bir kısım ihracat beyannamelerinin de iptal edildiğini, bunlara istinaden doğan damga vergisi ve ferilerinin talep edilmesi üzerine, istenen miktarların müvekkili tarafından ödendiğini, buna görede 07.06.2017 tarihinde toplam: 775,01TL damga vergisi ve ferilerinin ödendiğini, bu miktardanda hisseleri oranında davalıların sorumlu olduğunu, bu miktarların tamamının taraflar arasında akdedilen kapanış sözleşmesi kapsamında tarafların müteselsil sorumluluk üstlendikleri döneme ait ticari faaliyetlerden doğduğunu, davalılardan talep edilmesine rağmen anılan miktarların ödenmesiden imtina edildiğini, yapılacak inceleme neticesinde; şimdilik kaydıyla davalı …’dan 1.000,00TL, …’dan 1.000,00TL ve …’dan 1.000,00TL’nin 29.06.2017 ihtarnamenin tebliğinden itibaren tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalılar … ve … vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; sermaye şirketi ortaklarının ancak taahhüt etmiş oldukları sermaye payları ile şirkete karşı sorumluluklarının bulunduğunu, bu nedenle müvekkillerinin ortaklık sıfatları nedeniyle sorumluluklarının bulunduğuna yönelik farklılaştırılmış teselsül ilkesi uyarınca davalıların eski yönetim kurulu üyesi sıfatıyla kamu alacaklarına ilişkin sorumluluklarının bulunduğunun da düşünülemeyeceğini, davacı şirketin genel kurullarında ibra edilmiş müvekkillerinin yönetim kurulu üyesi sıfatıyla sorumluluklarına gidilemeyeceğini belirterek, TTK’nun emredici hükümleri uyarınca pay sahibi ve yönetim kurulu üyesi sıfatlarıyla hiç bir sorumluluğu bulunmayan müvekkilleri açısından, somut ve hukuki hiçbir dayanağı olmayan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Davalı … vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde; sermaye şirketi ortaklarının şirketin borçlarından dolayı sorumlu tutulamayacağını, müvekkilinin eski yönetici olması nedeniylede kendisinden talepte bulunulamayacağını, kapanış sözleşmesi hükümlerinin TTK’nun emredici hükümlerine aykırı olduğunu, müvekkilinin genel korulda ibra edildiğini, aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Taraflar arasında akdedilen 15.06.2016 tarihli adi yazılı kapanış sözleşmesi, para cezası, KDV, damga vergisi, gecikme zammı ödeme belgeleri, Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtları, davacı şirketin kayıtları, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Esenboğa Gümrük Müdürlüğünün kayıtları, 23.10.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporu, 05.02.2019 tarihli ek rapor, 20.02.2019 tarihli ıslah dilekçesi ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, şirket zararının ortaklar arasında düzenlenen sözleşmeye istinaden, davalılardan (eski ortaklardan) tahsili istemine ilişkindir.
Davacı şirketin ortakları, davalı olarak gösterilen …, …, … ile dava dışı … ve … iken (ortakların) aralarında yaptıkları anlaşmalar neticesinde, dosyamızda davalı olarak gösterilen ortaklar hisselerini … ve …’a devretmişler, davacı şirketin ortaklığından da ayrılmışlardır. Bu devre ilişkin aralarında 10.06.2016 tarihli pay alım sözleşmesi düzenlemişler, davalılara ait şirketteki %51 hissenin bedeli 18.895.783,00TL olarak belirlenmiş, sonrasında yasa ve ana sözleşmedeki prosedürler eksiksiz yerine getirilmiştir.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Bu sözleşmeden 5 gün sonra 15.06.2016 tarihinde “Anonim Şirket Pay Devirleri ile İlişkili Tasarrufların Düzenlenmesine Dair Nihai Sözleşme-Kapanış Sözleşmesi” isimli anlaşmayı akdederek, pay devrine ilişkin bir takım tasarruflar ve yan edimler düzenlenmiştir. Anılan sözleşmenin 11. maddesinde “…, … ve … birlikte (müştereken) …’ının ve …’nın 01.09.2015 tarihinden önceki dönemlerine ilişkin ticari faaliyetleri sonucunda doğacak her türlü kamu alacağı, vergi, SGK prim ve borçları, gümrük, İdari para cezaları dahil tüm idari ve kamu soruşturma ve cezalarından ve ayrıca …’ın ve …’nın 01.09.2015 tarihinden önceki dönemlerine ilişkin mali ve finansal kayıt ve belge düzeninde olmayan şahsi ve kurumsal alacak taleplerinden doğabilecek borçlardan Kapanış Sözleşmesi ve pay devirleri öncesi …’daki ve …’daki pay oranları ile müşterek ve müteselsil sorumluluk kapsamında sorumlu olacaklarını, bu sorumlulukları çerçevesinde ise 6.000.000.00 (altı milyon) TL tutarında bir taahhütname düzenleyerek …’a teslim edeceklerini, taahhütnamenin ise 31.12.2020 tarihine kadar geçerli olacağını, bu tarihten sonra hükümsüz olacağını beyan, kabul ve taahhüt etmektedirler. Yukarıdaki konulara ilişkin herhangi bir ödemenin … ve … tarafından yapılmasını takiben derhal durum …, … ile …’a bildirilecektir ve bildirim tarihinden itibaren 7 (yedi) gün içinde …, … ile … ilgili şirketlere ödeyecektir.” denmektedir. Bu hükümle birlikte davacı şirketin 01.09.2015 tarihinden önceki dönemlere ilişkin ticari faaliyetlerinden doğacak borçlardan, devirden önceki hisse durumlarına göre, ortakların sorumluluğunun doğacağı belirlenmiştir. TTK’nun 392/2 maddesine göre anonim şirket ortakları, ancak taahhüt ettikleri sermaye payı oranında şirkete karşı sorumlulukları vardır. Taraflar bu hükmün dışında şirketin 01.09.2015 tarihinden önceki (doğan) zararından o an itibariyle hisse durumlarına göre ortakların sorumlu olacağını belirlemişlerdir. Bu sözleşmesel hüküm taraflar arasında geçerli olacaktır.
Yapılan bu açıklamalar çerçevesinde, 15.06.2016 tarihli kapanış sözleşmesinin 11. maddesi uyarınca davalıların, davacı … A.Ş.’nin 01.09.2015 tarihinden önceki dönemlere ilişkin ticari faaliyetleri sonucunda doğacak her türlü kamu alacağı, vergi, SGK prim ve borçları, gümrük idari para cezaları dahil tüm idari ve kamu soruşturma ve cezalarından sorumlu olacakları kanaatine varılmıştır. Bilirkişi marifetiyle yapılan hesaplama neticesinde, davalıların 15.06.2016 tarihli kapanış sözleşmesinin 11. maddesi uyarınca sorumlu oldukları toplam miktar 48.583,73TL olarak belirlenmiştir. Davalılardan …’ın şirket ortaklığından ayrılmadan önceki hisse oranı nazara alındığında sorumlu olduğu miktarın 17.975.98TL olduğu, davalılardan …’ın hissesi nazara alındığında, sorumlu olduğu miktarın 4.372,54TL olduğu, davalılardan …’ın hisse miktarı nazara alındığında sorumlu olduğu miktarın 2.429,19TL olduğu belirlenmiş, bu miktarları davacıya ödemekle yükümlü oldukları kabul edilerek, ıslah dilekçeside nazara alınarak, bu miktarlar üzerinden davanın kabulüne dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, buna göre 17.975,98TL tazminatın davalı …’dan, 4.372,54TL tazminatın davalı …’dan, 2.429,19TL tazminatın davalı …’dan, 29/06/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.692,57TL karar ve ilam harcından peşin alınan 51,24TL ve ıslah ile alınan 372,00TL harcın mahsubu ile bakiye 1.269,33TL karar ve ilam harcının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 51,24TL peşin harç, 31,40TL başvuru harcı, 4,60TL vekalet harcı ve 372,00TL ıslah harcı olmak üzere toplam 459,24TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

3-Davacı tarafından sarf edilen 2.000,00TL bilirkişi ücreti ile 274,80TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2.274,80TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen …’dan 2.725,00TL, davalı …’dan 2.725,00TL ve davalı …’dan 2.429,19TL vekalet ücretinin tahsili ile davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/04/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı