Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/553 E. 2018/732 K. 20.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/553 Esas – 2018/732
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/553 Esas
KARAR NO : 2018/732

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 06/10/2017
KARAR TARİHİ : 20/11/2018
K. YAZIM TARİHİ: 20/12/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin itiraza konu faturada belirtildiği üzere … plakalı aracın bakım-onarım çalışmaları için …’dan teslim alarak araç giriş kaydını oluşturduğunu, davalı şirkete ait aracın müvekkili şirkette kalacağı süre boyunca …’ın kullanımına sunulmak üzere kendisine bir araç tahsisi noktasında taraflar arasında vasıta ariyet sözleşmesi imzalandığını, davalı şirkete ait … plakalı aracın gerekli bakım-onarım çalışmaları yapılarak teslim edildiğini, müvekkili şirketin davalı şirkete sunmuş olduğu cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere bahsi geçen işin daha önce de birçok kez yapıldığını, dolayısıyla müvekkili şirketin faturanın ödenmesi konusunda hemen işlem başlatmadığını, ancak davalının aradan geçen bir yıllık süre içerisinde herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine müvekkilinin Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, ancak davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle takibin durdurulduğunu beyan ederek; açıklanan nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı nedeniyle aşıla alacağın % 40’ı oranında icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; icra takibine yapılan itirazın hukuken geçerli ve yerinde bir itiraz olduğunu, çünkü müvekkili şirketin böyle bir borcu bulunmadığı gibi ilamsız icra takibinin bir dayanağı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile davacı tarafından taraflar arasında düzenlendiğini iddia ettiği vasıta ariyet sözleşmesinde müvekkili şirketin herhangi bir kaşesi veya yetkilisinin imzasının bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydı ile bir borç ilişkisinde faturaya dayalı talepte bulunan tarafın öncelikle borcun varlığını ve kendi edim borcunu usulüne uygun ve tam olarak yerine getirdiğini ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın icra takibine dayanak olarak gösterdiği fatura tarihi ile iş emri düzenlendiği fatura tarihlerinin birbiriyle uyuşmadığını, müvekkili şirketin 25/06/2016 tarihinde davacı şirkete, araç tamiratı işini yaptırmış ve yapılan işin ücretini ödemiş olduğunu, ancak davacı şirket tarafından ortada yapılan bir iş olmamasına rağmen müvekkili şirkete fatura gönderdiğini, müvekkili şirketin böyle bir borcu olmadığından faturaları davacı şirkete iade ettiğini, ortada yapılan bir iş olmaksızın bir alacağın olduğunu iddia eden davacının TTK, BK ve MK 2/1. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini beyan ederek; açıklanan nedenlerle haksız davanın reddine, kötü niyetli olarak icra takibi başlatılması nedeniyle asıl alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmcsine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yiikletilmcsine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, ticaret sicil kayıtları, 19/04/2018 tarihli bilirkişi kök raporu, 18/10/2018 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasının bir sureti dosya arasına celp edilmiştir.
Davacı (alacaklı) vekili tarafından davalı (borçlu) şirket aleyhine 05/09/2017 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla 5.384,20 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibin dayanağı olarak 02/08/2017 tarihli faturanın gösterildiği, davalı vekilinin 08/09/2017 tarihli itirazı üzerine aynı tarihte icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 06/10/2017 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi, takip tarihi itibarıyla varsa davacı şirket alacağının tespit ve hesaplanması bakımından dosya kapsamı ve ekleri ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Dosya kendisine tevdi edilen mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 19/04/2018 tarihli raporda özetle; davacı şirketin 2016 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64 vd. maddelerinde belirli kanuni şartları tam olarak taşıdığı ve sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu, davacı şirketin ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi itibarıyla (05/09/2017) davalı şirketten 5.490,51 TL alacaklı gözüktüğü, davalı şirket yetkilisinin bildirilen telefonu defalarca aranıp mesaj atılmasına herhangi bir cevap alınamaması nedeniyle davalı şirket ticari defter kayıtları üzerinde herhangi bir tespit yapılamadığı, netice olarak davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalı şirketten 5.384,20 TL alacaklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Davalı vekilinin, 19/04/2018 tarihli raporun tek taraflı ve davacı kayıtlarına dayanılarak hazırlandığı, müvekkilinin ticari defterlerinin de incelenmesi gerektiği yönündeki itirazı üzerine dosya ve ekleri aynı bilirkişiye tekrar tevdi edilmiş, davalı şirket defter ve kayıtları da incelenerek varsa davacı şirket alacağının tespitine yönelik ek rapor tanzimi istenmiştir. Bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 18/10/2018 tarihli ek raporda, kök rapordaki görüş ve kanaatin yinelendiği, davalı tarafça sadece 2016 yılı yevmiye defterinin inceleme için sunulduğu, bu defterin 6102 sayılı TTK’nun 64 vd. maddelerinde belirli kanuni şartları tam olarak taşıdığı ve sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu, davalının 2016 yılı yevmiye defterinin incelenmesi neticesinde, davalı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına göre 2016 yılı sonunda davacı şirkete herhangi bir borcunun gözükmediği, davalı tarafından yapılan son ödemenin 23/06/2016 tarihinde 9.000,00 TL tutarında çekle yapılan ödeme olduğu, bu ödeme ile daha önceki cari hesap borcunun kapatıldığı, hatta davacı şirket kayıtlarına göre bu ödemeden sonra 106,31 TL borç kaldığı, kaldı ki davalı şirketin 25/06/2016 tarihinde davacı şirkete araç tamiratı yaptırdığını da kabul ettiğinin belirtildiği görülmüştür.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 19/04/2018 tarihli bilirkişi raporu ile 18/10/2018 tarihli ek rapor ve tüm dosya kapsamı birlikte değerledirilmiştir:
Davacı, davalı şirkete ait … plakalı aracın gerekli bakım-onarım çalışmalarının yapılarak teslim edildiğini, 25/06/2016 tarihindeki bu bakım ve onarıma ilişkin olarak 22/12/2016 tarihinde fatura düzenlendiğini, fatura borcunun ödeneceğinin belirtilmesi ve geçmişe dayalı ticari güven nedeniyle faturanın iptal edildiğini, borcun ödenmemesi üzerine takip ve davaya konu 02/08/2017 tarihli faturanın tanzim edildiğini, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine icra takibi başlatıldığını, davalının ise haksız yere itiraz ederek takibin durdurulmasına sebebiyet verdiğini iddia etmekte; davalı ise 25/06/2016 tarihinde davacı şirkete araç tamiratı işini yaptırdığını ve fakat yapılan işin ücretini ödediğini savunmaktadır.
Bu durumda, taraflar arasında davalı yana ait … plakalı aracın bakım ve onarımının 25/06/2016 tarihinde davacı şirket tarafından yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık takip ve davaya konu 02/08/2017 tarihli 5.384,20 TL tutarlı faturanın 25/06/2016 tarihli bakım onarım işine ilişkin olarak düzenlenip düzenlenmediği ve bedelinin davalı tarafça ödenip ödenmediği noktasında toplanmaktadır.
Hem 02/08/2017 tarihinde düzenlenen faturanın iş emri numarasının hem de 25/06/2016 tarihinde düzenlenen iş emri evrakındaki iş emri numarasının … olduğu, hal böyle olunca 02/08/2017 tarihli faturanın 25/06/2016 tarihli bakım ve onarım işi için düzenlendiği anlaşılmaktadır. Bu durumda söz konusu bakım ve onarım bedelini ödediğini iddia eden davalının bu iddiasını ispat etmesi gerekmektedir.
Tarafların bilirkişi marifetiyle incelenen ticari defter kayıtlarından, aralarında süre gelen bir ticari ilişki bulunduğu, davalı şirket tarafından yapılan son ödemenin 23/06/2016 tarihinde 9.000,00 TL tutarında çekle yapılan ödeme olduğu, 25/06/2016 tarihli bakım ve onarım öncesi yapılan bu ödemenin daha önceki cari hesap borcuna karşılık yapıldığı, dolayısıyla 25/06/2016 tarihli bakım ve onarım işi için düzenlen 02/08/2017 tarihli fatura bedelinin davalı şirket tarafından ödenmediği, takip tarihi olan 05/09/2017 tarihi itibarıyla davacı şirkete 5.384,20 TL borcunun bulunduğu anlaşılmıştır. Hal böyle olunca Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasıyla yapılan takibe yönelik itirazında davalının haksız olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK’nun 67/2 maddesi gereğince davalı borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE; davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasıyla yapılan takibe yönelik itirazının iptali ile takibin devamına,
2-Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, takibe konu 5.384,20 TL lik asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 367,79 TL harçtan peşin alınan 91,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 275,84 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 31,40 TL başvurma harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 91,95 TL peşin harç olmak üzere toplam 127,95 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacının yargılamada yapmış olduğu 600,00 TL bilirkişi ücreti, 94,80 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 694,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 20/11/2018

Katip Hakim
e-imza e-imza