Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/525 E. 2019/200 K. 26.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/525 Esas – 2019/200
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/525 Esas
KARAR NO : 2019/200

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/09/2017
KARAR TARİHİ : 26/03/2019
K. YAZIM TARİHİ: 26/04/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile dosya borçlularından … Ltd. Şti. ve …. Tar. ve Bes. İth. İhr. Paz. San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında, 15/07/2015 tarihinde teslim edilmek üzere alüminyum profil alımı için anlaşma yapıldığını, alüminyum profilin zamanında teslim edilmemesi üzerine taraflar arasında 14/09/2015 tarihli iki adet sözleşme imzalandığını, sözleşmeler uyarınca dosya borçlularının, sözleşme konusu işin ifasını, ifa edilmediği takdirde ise müvekkili şirket atarafından ödenen tutarın iadesini garanti ettiklerini, bunun yanı sıra borçlulardan …’nun müvekkili şirkete 14/09/2015 tarihli ayrı bir garanti taahhüdü daha verdiğini, sözleşmeler uyarınca müvekkili şirket tarafından 11/06/2015 tarihinde 35.488,00 USD ve 22/07/2015 tarihinde 38.454,00 USD olmak üzere toplam 73.902,00 USD ödendiğini, söz konusu tutarların … şirketinin … Bankası A.Ş. nezdinde bulunan TR… iban numaralı hesabına gönderildiğini, müvekkili şirket tarafından ödemenin yapılmasına rağmen borçlular tarafından müvekkili şirkete taahüt edilen alüminyum profillerin teslim edilmediğini, bunun üzerine müvekkili şirket tarafından ödenen bedelin, taraflarca belirlenen ifa tarihinden itibaren hesap edilecek faizi ile birlikte müvekkili şirkete iade edilmesi talebi ile ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin tebliğini takiben tüm borçlularla görüşüldüğünü ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, bunun üzerine Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, borçlulardan … … Ltd. Şti. ve …’nun itirazı üzerine takibin durdurulduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına yapılan itirazların iptaline ve icra takibinin takip talebinde belirtilen şartlarla devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatının ödeme tarihine kadar USD alacakları için işleyecek olan temerrüt faiziyle davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı …. Tar. ve Bes. İthalat İhracat Pazarlama Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. vekili 26/10/2017 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacı vekilinin dava dilekçesinin ekinde ibraz etmiş olduğu delil listesinde bulunan evraklardaki hiçbir imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin ihtilaf konusu sözleşmelerden haberi olmadığı gibi, kendisi adına taahhüt verildiğinden haberinin olmadığını, davacı şirketin, sözleşmelerin taraflarından … Ltd. Şti.’nin yetkilisi olan ve işbu davadaki diğer davalı …’nun sözleşme kurulmadan evvel Sincan … Noterliğinin 11/08/2015 tarihli ve … yevmiye nolu imza sirkülerini aldığını, ancak müvekkili şirket yetkilisini tespit etmek ve imza sirkülerini almak için böyle bir talebi olmadığını, basiretli bir tacir gibi hareket etmesi gereken davacının, sözleşmenin taraflarından birinin imza sirkülerini talep edip diğer taraftan (müvekkili şirketten) böyle bir talepte bulunmaması ve yalnızca tek bir yetkilinin (diğer şirket) imza sirkülerine dayanarak sözleşme akdetmesinin, hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi davacının da sorumluluğunu gerektirdiğini, müvekkili adına davacıya karşı verilen taahhüdün sahte olduğunu ve müvekkili adına bağlayıcılık arz etmediğini, zira davacı vekilinin ibraz ettiği delil listesinde mevcut olan müvekkili adına taahhüt verildiğini gösterir belgedeki imzanın diğer davalı ve ayrıca … Ltd. Şti. yetkili temsilcisi …’na ait olduğunun görüldüğünü, bu kişinin veya … Ltd. Şti.’nin müvekkili şirket ile herhangi bir bağlantısı olmadığını, bu nedenle de müvekkilinin mezkur taahhütten doğan herhangi bir sorumluluğu veya borcunun olmadığını, … veya … Ltd. Şti.’nin müvekkili şirketle bir organik bağının olmadığını, müvekkili şirketin bunlarla bir ilgisinin bulunmadığını, grup şirketleri olmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, bahse konu taahhüt müvekkili tarafından imzalanmış olsa dahi geçerli olmayacağını, zira işbu taahhütnamenin Borçlar Kanununa göre kefalet hükmünde olduğunu, Borçlar Kanununa göre kefalet sözleşmesinin geçerli olabilmesi için, sözleşme metnine kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu ifadeyi kendi el yazısı ile yazmasının gerektiğini, işbu şartların geçerlilik şartları olduğunu ye davacının ibraz ettiği taahhütnamede sayılan bu şartların (kefalet miktarı, kefalet tarihi ve müteselsil sorumluluk kaydı) mevcut olmadığından kefaletin müvekkili açısından geçersiz olduğunu, davacı vekili tarafından müvekkiline gönderilen ihtarnameye, karşı ihtarname çekerek itiraz ettiklerini, ayrıca cevabi ihtarnamede bir sözleşmenin hem tarafı hem kefili olmanın çelişkili bir durum olduğunu belirttiklerini, davacı tarafça, müvekkilinin hesabına toplam 73.902,00 USD ödeme yapıldığının doğru olduğunu ancak davacı tarafın müvekkilinin sözleşmeye taraf olmadığını bilmesi gerektiğini ve parayı da asıl alması gereken şirkete göndermesi gerektiğini, davacı tarafın talebi doğrultusunda müvekkilinin de kendisine gönderilen bu bedeli daha sonra asıl muhatap olan …-…’na iade ettiğini, bu durumdan müvekkilinin sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, davacının müvekkilinden herhangi bir hak ve alacağının bulunmadığını beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız davanın reddine karar verilmesini, davacının % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı … 05/06/2018 tarihli oturumda; davacı şirketle sözleşme imzalayan … … Tic. Ltd. Şti.’nin sahibi olduğunu, davacı şirketle aliminyum ihracatıyla ilgili sözleşme yaptığını, o dönemde ekonomik anlamda bir takım sıkıntıları olduğunu, hesaplarında bloke bulunduğunu, bu nedenle … … … Ltd. Şti.’nin sahibi olan arkadaşına rica ettiğini, paranın onların hesabına gönderilmesi ve onların parayı kendisine vermelerini söylediğini, davacı şirketin parayı … … Ltd. Şti. adına gönderdiğini, onların da bu parayı bir gün sonra kendisinin hesabına havale ettiklerini, “proforma invoice”de davalı şirketin kaşesinin bulunma nedeninin paranın onların hesabına yatacak olmasından kaynaklandığını, davacı şirket tarafından kendisine gönderilen parayı iki adet üretici firmaya verdiğini, daha önce üç yaprak çeki yazıldığından, bu firmalar tarafından yapılan ödemelerin önceki borçlarına sayıldığını, davacı şirkete teslim etmesi gereken ürünleri üretmediklerini, bu nedenle davacıya karşı edimini yerine getiremediğini, davacıyla yapılan sözleşmenin tarafının sahibi olduğu şirket olduğunu, diğer davalı şirketin bu borçtan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacıyla sözleşme yapabilmesi için sadece kendisine yardımcı olduklarını, malı teslim edemeyince davacı tarafın kendisiyle görüşmeye geldiklerini, şahsi olarak garanti vermesini istediklerini, ayrıca davalı … adına da garanti istediklerini, o sırada üzerinde çalıştığı bir takım projeler olduğunu, …’nın haberi olmadan bu olayı kapatacağını düşündüğünden onun kaşesi altına da imza attığını, davalı şirketin kaşesinin proformayı düzenlemek amacıyla kendisinde bulunduğunu, üzerinde çalıştığı projeler olumsuz neticelenince de borcu ödeyemediğini, en kısa zamanda ödeyeceğini, davacı şirkete olan borcu şirketi adına kabul ettiğini beyan etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davalı şirkete ait ticaret sicil kaydı, taraflar arasında imzalanan 14/09/2015 tarihli sözleşmeler ile 03/06/2015 ve 20/07/2015 tarihli proforma faturalar, … tarafından imzalanan 14/09/2015 tarihli garanti taahhüdü, ihtarnameler, banka kayıtları, 04/01/2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE : Dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının bir sureti dosya arasına celp edilmiştir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası kapsamında, davacı/alacaklı … Ltd. tarafından borçlular … … … Tic. Ltd. Şti., … Grup İnş. Dış Tic. Ltd. Şti. ve … aleyhine, 73.902,00 USD asıl alacak ve 3.261,49 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 77.163,49 USD alacağın tahsili amacıyla 10/05/2017 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, borcun sebebi olarak 14/09/2015 tarihli alüminyum alımı için yapılan sözleşme ve garanti taahhütlerinin gösterildiği, ödeme emrinin borçlulara 27/07/2017 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlu … … … Ltd. Şti. vekilinin 28/07/2017 tarihli, davalı/borçlu …’nun ise 02/08/2017 tarihli dilekçeleriyle yapılan itirazlar üzerine icra takibinin durdurulmasına karar verdiği, eldeki davanın 21/09/2017 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden, davacı ile dava dışı … Ltd. Şti. yetkilisi davalı … arasında alüminyum profil alımına ilişkin (yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte) anlaşma yapıldığı, mal tesliminin 15/07/2015 tarihinde yapılmasının kararlaştırıldığı, davacı şirket adına biri proforma olmak üzere iki adet fatura düzenlendiği, 03/06/2015 tarihli, … nolu, 35.448,105 USD bedelli proforma fatura ile 20/07/2015 tarihli, … nolu, 38.454,405 USD bedelli faturanın altında davalı … … … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin kaşesinin yer aldığı, davacı tarafından 35.448,105 USD’nin 11/06/2015, 38.406,50 USD’nin ise 23/07/2017 tarihinde … … … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin banka hesabına gönderildiği, bu paraların da 12/06/2015 ve 23/07/2015 tarihlerinde davalı …’nun sahibi ve yetkilisi bulunduğu dava dışı … Limited Şirketi hesabına aktarıldığı, bedeli tahsil edildiği halde sözleşmeye konu malların davacı şirkete teslim edilmediği belirlidir.
Davalı …’nun davalı … … … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin yetkili temsilcisi olmadığı, ATO Ticaret Sicili Müdürlüğünün 04/10/2017 tarihli yazısından anlaşılmaktadır ve kaldı ki bu durum tarafların da kabulündedir. Fakat …’nun, davacı şirketle aralarındaki alüminyum malzeme satımına ilişkin 03/06/2015 proforma fatura ve 20/07/2015 tarihli faturayı altında kaşesi bulunan şirket adına imzaladığı görülmektedir.
Davacı tarafından yapılan para transferleri sonrası faturalarda belirtilen ürünlerin süresinde teslim edilmemesi üzerine 14/09/2015 tarihli belgenin (İngilizce dilinde) düzenlendiği ve davacı vekili tarafından dosyaya tercümesinin sunulduğu görülmüştür. Bu belgede özetle, şirketleri … Grup tarafından 15/07/2015 tarihinde teslim edilmesi gereken alüminyum için … Ltd.’den …’nın hesabına 73.902,00 USD aktarılmasını talep ettiğini taahhüt ettiği, sözleşmenin ihlali halinde şirketi … Grup ve … şirketinin 25/10/2015 tarihinden geç olmamak kaydıyla tüm miktarı transfer edeceği, … T.C. Kimlik nolu …’nun kendisi garantör olarak 73.902,00 USD yi ödemeyi taahhüt ettiği belirtilmektedir. Bu belgenin altında hem … … … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin, hem de … Limited Şirketinin kaşelerinin bulunduğu, her ikisinin yöneticisi olarak da … isminin yazılı olduğu ve adı geçen davalı tarafından her iki şirket adına da bu belgenin imzalandığı görülmektedir.
Davacı tarafça dosyaya İngilizce metni ve tercümesi sunulmuş 14/09/2015 tarihli diğer bir belgede de, davalı …’nun, … şirketinin tüm ödemeyi almış olmasına rağmen karşılığında ürünleri vermemesinden kaynaklanan 73.902 USD borcu kesin ve sınırsız bir kefalet ile 41 gün içerisinde ödemeyi taahhüt ettiği görülmektedir.
Davacı taraf, takip ve dava konusu borçtan, davalılar ile dava dışı … Limited Şirketinin birlikte sorumlu olduklarını iddia etmektedir. Davalı … … … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi vekili, davacıyla aralarında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığını, dosyaya delil olarak sunulan belgelerdeki hiçbir imzanın müvekkili şirketin yetkilisine ait olmadığını, müvekkili adına davacıya verilen taahhüdün de sahte ve bağlayıcılığı bulunmadığını, müvekkili şirket hesabına gönderilen paraların asıl muhatabına iade edildiğini ileri sürerek davanın reddini istemektedir. Davalı … ise davacıyla yapılan sözleşmenin tarafının sahibi olduğu … Ltd. Şti. olduğunu, diğer davalı şirketin bu borçtan herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacıyla sözleşme yapabilmesi için sadece kendisine yardımcı olduklarını, malı teslim edemeyince davacı tarafın kendisiyle görüşmeye geldiğini, şahsi olarak garanti vermesini istediklerini, ayrıca davalı … adına da garanti istediklerini, o sırada üzerinde çalıştığı bir takım projeler olması ve …’nın haberi olmadan bu borcu kapatabileceğini düşündüğünden onun kaşesi altına da imza attığını, davaya konu borcu sahibi olduğu … Ltd. Şti. adına kabul ettiğini belirtmektedir.
Davalı şirket ile dava dışı … Ltd. Şti.’nin ticari defter kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılması yönünde karar verilmiş, dava dışı şirket kayıtların belirlenen süre içerisinde dosyaya sunulmaması nedeniyle, mali müşavir bilirkişi tarafından sadece davalı şirket kayıtları incelenerek düzenlenen 04/01/2019 tarihli rapor dosyaya kazandırılmıştır.
Mahkememizce toplanan deliller ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı …’nun, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla takibe konu edilen 73.902,00 USD tutarındaki asıl alacak miktarından, davacı tarafça dosyaya sunulan ve kendisinin de imza ve içeriğine yönelik herhangi bir itirazda bulunmadığı 14/09/2015 tarihli yazılı belgeler nedeniyle sorumlu olduğu, talep edilen faiz tutarından ise takip öncesi temerrüde düşürülmemiş olması nedeniyle sorumlu tutulamayacağı sonuç ve kanaatine varıldığından, adı geçen davalı yönünden davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davaya konu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK’nun 67/2 maddesi gereğince davalı borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden davacı yararına icra inkar tazminatına da hükmedilmiştir.
Her ne kadar davalı … … … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine de itirazın iptali talepli dava açılmış ise de; dosyada mevcut faturalar ve taahhüt içeren yazılı belgelerde söz konusu şirket adına atılı bulunan imzaların, yetkili şirket temsilcisine değil davalı …’na ait olduğunun anlaşıldığı, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğü bulunan davacının, hukuki işlemler sırasında …’nun davalı şirketi temsile yetkili olup olmadığını araştırması gerekirken bu yönde bir araştırma yapmadığı ve imza sirkülerinin ibrazını talep etmediği, sadece şirket kaşesinin verilmiş olması ve davalı şirket banka hesabı üzerinden para transferinin gerçekleştirilmiş olmasının, davalı şirketi davacı şirketle yapılan sözleşmenin tarafı ve davaya konu borçtan sorumlu yapmayacağı, dolayısıyla davalı şirketin icra takibine yönelik itirazında haklı olduğu kanaatine varıldığından, … … … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan davanın husumetten reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanaatine varılmadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebi reddedilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-a)Davalı … … … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan davanın REDDİNE,
b)Koşulları oluşmadığından davalı … … … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-a)Davalı … aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜNE, davanın, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile yapılan takibin 73.902,00USD’lik asıl alacak kesimine yönelik itirazının iptali ile takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
b)Davacının icra inkar tazminatı talebinin KABULÜNE, 73.902,00USD asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 17.772,34 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 3.279,88 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.492,46 TL’nin davalı …’ndan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 3.279,88 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 3.315,88 TL harcın davalı …’ndan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 600,00 TL bilirkişi ücreti, 245,70 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 845,70 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 810,20 TL’nin davalı …’ndan alınarak davacıya ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalı … tarafından yatırılan 600,00 TL gider avansının, karar kesinleştiğinde kendisine iadesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 21.560,32 TL vekalet ücretinin davalı …’ndan alınarak davacıya ödenmesine,
7-Davalı … … … Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı …..Ltd. Şti. vekili ve davalı …’nun yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.26/03/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza