Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/516 E. 2019/187 K. 20.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/516 Esas – 2019/187
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/516
KARAR NO : 2019/187

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA :ARSA TAHSİSİNİN İPTALİ KARARININ KALDIRILMASI/ TESPİT
DAVA TARİHİ : 18/09/2017

BİRLEŞEN DAVA (Mahkememizin 2017/606E. 2018/122 K. sayılı dosyası)
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : YENİDEN TAHSİS KARARININ İPTALİ
DAVA TARİHİ : 01/11/2017
KARAR TARİHİ : 20/03/2019
K.YAZIM TARİHİ : 12/04/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından … ada, 3 parseldeki taşınmazın müvekkili şirkete tahsis
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

edildiğini ve taşınmaz üzerinde mera şerhi bulunduğunu, (mera şerhi nedeniyle) bina yapım sonrasında yapı kullanma izni alınmasının … Yer Seçimi Yönetmeliğinin 20. maddesi gereğince sorun yaratabileceği düşüncesiyle bir sorumluluk doğmaması için müvekkilinin 12.09.2014 tarihli dilekçe ile davalı kurum müdürlüğüne başvurduğunu, müvekkilinin başvurusuna … 2. ve 3. … Müdürlüğü tarafından cevap verilmediği gibi tahsis edilen alandaki mera parseli şerhinin kaldırılması için de hiçbir çalışma yapılmadığını, sonrasında davalı tarafından, tahsis edilen alanla ilgili tahsis işleminden itibaren bir başvuru yapılmadığı ve halen yapı ruhsatı alınmadığı gerekçesi ile 30 iş günü içerisinde herhangi bir başvuru yapılmazsa işlemin (tahsisin) iptal edileceğinin ihtar edildiğini, davalının mera parselleri şerhine çözüm bulmak yerine, süresi içerisinde herhangi bir işlem yapılmamış olması gerekçesi ile arsa tahsis işleminin iptal edildiğini bildirdiğini, …’de yapı ruhsatı almayan emsal birçok arsa mevcut olmasına ve hiç birinin tahsis işlemi iptal edilmemesine rağmen, müvekkile tahsis olan arsanın tahsis işleminin iptal edilmesinin eşitlik ilkesine aykırı ve kötü niyetli olduğunu belirterek, arsa tahsisinin iptaline ilişkin kararın kaldırılmasına, anılan karar iptal edilmez ise arsa iade bedelinin yeniden tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Ana dosyanın davacısı mahkememizin 2017/606 esasında davalı … aleyhinde ayrı bir dava daha açmıştır. Dosyanın dava dilekçesinde; “mahkemenin 2017/516 esas sayılı dosyası ile davalı yönetime karşı müvekkil şirkete tahsisli … ada, 3 parseldeki taşınmazın tahsisinin iptali üzerine dava açtığını, anılan davada mahkemece ihtiyati tedbir kararı verildiğini, müvekkili şirketin arsa tahsisinin iptalinin hukuka aykırı olup, söz konusu arsanın aynı tarihte üçüncü kişiye tahsisinin de müvekkili şirketin haklarını onarılması imkansız şeklide ihlal ettiğini, arsa tahsisinin iptali gerekçesi ile üçüncü kişiye yapıldığı iddia edilen arsa tahsisi işlemlerinin birbiriyle çelişmekte olup, davalının işlemini kılıfına uydurma çabasını ortaya koyduğunu, dava konusu taşınmazın hukuka aykırı bir şekilde üçüncü kişiye tahsisinin önlenmesi için yasal yollara başvurulmasının önüne geçmek için adeta yangından mal kaçırırcasına taşınmazı üçüncü kişiye tahsis eden davalı kurumun bu işleminin iptali için işbu davanın açılması ve yine Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/516 esas sayılı dosyası ile birleştirilerek incelenmesinin talep edilmesinin zorunlu hale geldiğini, bu nedenlerle öncelikle dava konusu taşınmazla ilgili başka bir idari işlem yapılmasının önlenmesi çin ihtiyati tedbir kararı verilmesini, işbu dosyanın mahkemenin 2017/516 esas sayılı dosyasıyla birleştirilmesini, davalının dava dışı üçüncü kişiye arsa tahsisine ilişkin kararının mutlak butlanla batıl olup yok hükmünde olduğu tespit edilerek iptal edilmesini talep ve dava etmiştir.” denmiştir.
Aradaki bağlantı nedeniyle mahkememizin 2017/606 esasında açılan dava ana dosya (2017/516E. sayılı dosya) ile birleştirilmiş ve yargılamaya birlikte devam olunmuştur.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin Bölge Yer Seçimi Yönetmeliğinde yer alan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, 17.04.2001 tarihinde Bilim Sanayi ve Teknoloji (eski Sanayi ve Ticaret) Bakanlığı tarafından kuruluş protokolü onaylanarak yer seçimin kesinleştirildiğini, 15.12.2009 tarihinde Sincan Tapu Müdürlüğü tarafından tescil işlemlerinin yapıldığını ve bölgenin tüm imarlı tapularının bu tarihte düzenlendiğini, taşınmazların üzerine konulan mera şerhinin kuruluş tarihinden itibaren geçerli olmadığını, 2014 yılında Kadastro Kanununun 22’nci maddesine göre yapılan kadastro yenileme çalışmaları sırasında bölgenin de içinde bulunduğu Temelli bölgesinde muhtelif taşınmazlara mera parselleri ile mükerrer olduğu gerekçesi ile “mükerrer kayıt” şerhi konulduğunu, bu karara karşı yasal süresi içinde Batı Kadastro Mahkemesinin … esas sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, bu durumun katılımcıların yapı ruhsatı almasına, yatırımını yapmasına, üretime geçmesine, tapusunu almasına engel teşkil etmediğini, halihazırda mera parselleri ile mükerrer kaydı olan taşınmazlar üzerinde üretime geçen katılımcı sayısının 30, inşaat aşamasındaki katılımcı sayısının 38 olduğunu, bu konuyla ilgili Bölge tarafından katılımcılara yapılan uyarı yahut
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

bilgilendirme de söz konusu olmadığını, davacı firmanın yirmi yıl boyunca gerçekleştirmediği yatırımlardan dolayı hiçbir mücbir veya makul bir sebep bildirmediğini, buna rağmen 2014 yılında davacı firmanın kendisi ile ilgili olmayan bu talebine dahi cevap verildiğini ve elden tebliğ edildiğini, … Yönetmeliğinin “inşaata başlama ve bitirme” başlıklı 108. maddesine göre, tahsis tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde yapı ruhsatını almayan, yapı ruhsatı tarihinden itibaren 2 yıl içinde üretime geçmeyen, Çevresel etki değerlendirme yönetmeliğine göre, “çevresel etki değerlendirmesine tabi değildir”, “çevresel etki değerlendirmesi gerekli değildir” veya “çevresel etki değerlendirmesi olumlu” karan almayan katılımcılara yapılan tahsisin yönetim kurulu tarafından iptal edileceğini, mücbir sebeplerin varlığı halinde bu sürelerin 2 yılı geçmemek üzere uzatılabileceğini, fakat davacı firmaya yapılan arsa tahsis tarihinin 29.05.1998 olduğunu, tahsis tarihinden yaklaşık yirmi yıl geçmesine rağmen davacı firma adına yatırıma dönük hiçbir işlem yapılmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Niza konusu edilen O…nin 26.07.2017 tarihli kararı, davacı ile davalı arasında akdedilen 29.05.1998 tarihli arsa tahsis sözleşmesi, davalı ile dava dışı … A.Ş. arasında akdedilen 16.08.2017 tarihli Arsa Tahsis sözleşmesi, davalı kayıtları, 01.06.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 06.11.2018 tarihli ek rapor, 07.02.2015 tarihli bilirkişi kurulu raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, … tarafından yapılan arsa tahsisinin iptali kararının kaldırılması, bu mümkün görülmez ise, iade bedelinin yeniden tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, davalı O…ne başvurarak (yatırım amaçlı) arsa tahsisi talebinde bulunmuş, O…nde ki … ada 3 parsel sayılı taşınmaz 29.05.1998 tarihinde (kendisine) tahsis edilmiştir. Davalı … yönetim kurulunun 30.06.2017 tarihli kararı ile de, “Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği”nin 108. maddesine istinaden tahsis kararını iptal etmiş, taşınmaz bedeli olarak belirlenen 3.611.974,74TL’ninde iadesine karar vermiştir. Bu karar 03.08.2017 tarihli dilekçe ile davacıya bildirilmiş, davacıda süresinde açtığı dava ile iptal kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davacı, niza konusu ettiği iptal kararının yasaya uygun olmadığını ileri sürmüş, kendisine tahsis edilen … ada 3 parsel sayılı taşınmaz kayıtlarında mera şerhinin bulunduğunu, bu durumun … Yer Seçimi Yönetmeliğinin 20. maddesi uyarınca sorun yaratabileceğinden, 12.09.2014 tarihli delikçe ile davalıya başvurarak, tapu kütüğündeki mera parsellerine ilişkin şerhin kaldırılma sürecinin aşamasının ve bu durumun yapılacak inşaata etkisinin sorulduğunu, mera parseline inşaat yapmanın mümkün olmadığını, dilekçelerine cevap verilmediği gibi mera şerhinin kaldırılması için çalışma yapılmadığını, müvekkilinin tahsisli taşınmaza yatırım yapmaya başlamamasının nedeninin bu 2 husus olduğunu, ayrıca davalının kendisi durumunda olan diğer yatırımcıların arsa tahsis işlemlerini iptal etmeyerek, eşitlik ilkesine de aykırı davrandığını, arsa tahsisinin iptalinden sonra belirlenen iade bedelininde son derece düşük olduğunu; birleşen davada ise, müvekkiline yapılan tahsisin iptali kararı ile taşınmazın 3. kişiye tahsis edildiğini, bu kararında yasaya uygun olmadığını, zira kendisine yapılan tahsisin iptal kararının henüz kesinleşmediğini, bu tahsis ile sanayi faaliyetlerinin artırılmasının amaçlanmadığını ileri sürmüş; davalıda, davacıya tahsisin 29.05.1998 tarihinde yapıldığını, tahsisten itibaren 20 yıla yakın zaman geçmesine rağmen, davacının hiç bir şekilde yatırıma başlamadığını, yönetmeliğin 108. maddesini ihlal ettiğini, nizalı taşınmazdaki mera şerhinin olmasının yatırım yapmaya engel olmadığını, bu nitelikteki 30 taşınmazın üzerine yatırım yapılarak üretime geçtiğini, 38 adet taşınmaz üzerindeki yatırımında inşaat aşamasında olduğunu, O…nin uhdesindeki taşınmazların tapu kayıtlarındaki mera şerhinin kaldırılmasına yönelik olarak … Yer Seçimi Yönetmeliğinin 20. maddesi uyarınca uhdesindeki vazifeleri yaptığını, mera
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

şerhlerinin bölgenin kuruluş tarihinden itibaren değil, 2014 yılında bölgede yapılan kadastro çalışmaları neticesinde konulduğunu, bu durumun Sincan TSM tarafından kendilerine bildirilmesi neticesinde Sincan Kadastro Mahkemesinin … esasında dava açtıklarını, davanın devam ettiğini, bu durumun tahsis edilen taşınmazlara yatırım yapmaya engel olmadığını, yönetmeliğin 108. maddesinde belirtilen sürelerde yapı ruhsatı alınıp, imalatın tamamlanmasının gerektiğini, ancak mücbir sebep hallerinde sürenin 2 yılı geçmemek üzere uzatılabileceğini, 20 yılı geçmesine rağmen davacının yatırıma esas projelerini hazırlayıp kendilerine sunmadığını, yatırım yapma faaliyetlerine başlamadığı, mücbir sebep varlığı ileri sürüp başvuruda bulunmadığını, iş bu davanın dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu, 2017 yılında yönetmeliğin 108. maddesine uygun davranmayan 26 yatırımcıya yapılan arsa tahsisinin iptal edildiğini, tahsis iptalinden sonraki arsa bedelinin belirlenmesinin yönetmelik hükümlerine göre yapıldığını savunmuştur.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Niza konusu taşınmaz 29.05.1998 tarihinde davacıya tahsis edilmiştir. Taşınmazın bedeli 1998-2014 yılları arasında taksitle ödenmiştir.
Sincan TSM tarafından davalı kurama gönderilen 25.03.2014 tarihli yazı ile kadastro yenileme çalışmaları neticesinde O…ndeki kimi parsellerin kayıtlarına mera parselleri ile mükerrer kayıt oldukları yönünde şerh düşüldüğünü, hak kaybının önlenmesi için dava açılması gerektiğini bildirmiş, davalı kurumda, Kadastro Mahkemesinde dava açmıştır. Davacı 12.09.2014 tarihinde davalıya müracaat etmiş, süreçle ilgili bilgi istemiştir. Davalı kurumda, 15.09.2014 tarihinde verdiği cevapla, O…ndeki bu nitelikteki taşınmazlara yatırım yapmada hiç bir sıkıntı olmadığını açıklamıştır. Yine davalı kurumca, davacıya gönderilen 06.11.2016 tarihli yazıda, yönetmeliğin 108. maddesinde açıklanan sürelerde yatırım yapılmaya yönelik işlemlerin ikmali istenmiş, davalı kurumun 30.06.2017 tarihli toplantısında … Uygulama Yönetmeliğinin 108, 110 ve geçici 6. maddesi uyarınca nizalı arsa tahsisinin iptaline ve belirlenecek bedelin davacıya ödenmesine, sürecin tamamlanmasına müteakipte taşınmazın dava dışı şirkete tahsisine karar verilmiştir.
Nizalı taşınmaza yatırım yapılmamasına dayanak gösterilen mera şerhi 05.03.2014 tarihinde konmuştur. Oysa taşınmaz yukarıda açıklandığı üzere 1998 yılında tahsis edilmiştir. Niza konusu uyuşmazlıkta uygulanacak olan 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu 15.04.2000 tarihinde, … Uygulama Yönetmeliği de 01.04.2002 tarihinde yürürlüğe girmiş, sonradan yapılan değişikliklerde 22.08.2009 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 01.04.2002 tarihinde yürürlüğe giren ilk yönetmeliğin 99. ve 22.08.2009 tarihinde yürürlüğe giren yönetmeliğin 108. maddesinde, tahsisin iptali hususları düzenlenmiştir. Yönetmelikteki 2009 yılındaki değişiklik esas alınacak olsa bile, mera şerhinin konulduğu 05.03.2014 tarihinden çok önce yatırım işlemlerinin tamamlanması gerekmektedir. Dolayısıyla davacının, mera şerhi nedeniyle yatırım yapılamadığı savunması yerinde görülmemiştir. Öte yandan, O…ndeki pek çok taşınmazların kaydında mera şerhi olmasına rağmen projesini sunan ve yatırımını yapan katılımcılar mevcuttur. Yine davalı kurum mera şerhinin kaldırılması için hemen girişimlerde bulunmuş, bu dava devam ederken şerhi kaldırmaya muvaffak olmuştur. Dolayısıyla bu gerekçede (nizalı taşınmaz üzerine yönetmeliğin 108. maddesi prosedürünce) yatırım yapmaya engel sayılmamıştır.
Davacı ile aynı konumdaki pek çok taşınmazın tahsisi iptal edilmiştir. Buna göre 2017 yılında 40, 2018 yılında ise 39 adet katılımcının tahsisi iptal edilmiştir. Burada amaç O…ndeki sanayi faaliyetlerini artırmak, katılımcıları yatırıma teşviktir. Bu nedenle de davalı kurumun, davacınında dahil olduğu yatırımcılara eşit davranmadığı iddiası yerinde görülmemiştir.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Niza konusu tahsis iptal edildikten sonra taşınmazın iade bedeli belirlenip davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Tahsis yapılmış olsa bile, taşınmaz üzerinde inşaat bitirilip tapu devredilinceye kadar gayrimenkul … tüzel kişiliğine aittir. Bu itibarla, tahsis, iptal ve iadelerde rayiç değer değil, … yönetmeliğinin belirlediği usullle iade bedeli belirlenir. Davacıya yapılan tahsis iptal edildikten sonra iade bedeli 27.12.2014 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğinin 9. maddesi ile … yönetmeliğine ilave edilen geçici 6. maddeye göre belirlenir. Geçici 6. maddede “Katılımcının arsa tahsislerinin iptalinde iade edilecek arsa bedeli; müteşebbis heyet/genel kurulca karara bağlanmak şartıyla yılı kanuni faiz oranları ile belirlenen arsa bedelinden az, yılı parsel … tahsis bedelinin % 75’inden fazla olmamak üzere … tarafından belirlenerek ödenir.” denmektedir. Davacıya yapılacak iade bedeli buradaki düzenleme esas alınarak belirlenmiştir. Davacının burada açıklanan hesaplama dışındaki belirleme yöntemleri ile iade bedelinin yeniden tespiti istemi yerinde görülmemiş, ancak dosyaya giren 07.02.2019 tarihli bilirkişi raporunda, anılan yönetmeliğin geçici 6. maddesi esas alınarak yapılan hesaplamada iade bedeli 3.666.989,93TL olarak belirlenmiş ve bu miktar esas alınarak (iade talepli dava) kısmen kabul edilmiştir.
Birleşen davada, itiraz süreci tamamlanmadan nizalı taşınmazın 3. kişiye tahsisi dava konusu edilmiştir. … yasası ve yönetmeliklerinde tahsisi iptal edilen katılımcıların idari işleme itirazları halinde, itiraz sonuçlanıncaya kadar aynı taşınmazın üçüncü kişilere tahsisini yasaklayan bir düzenleme yoktur. Taşınmazın ikinci defa tahsis edildiği firmanın hiçbir şekilde üretim faaliyetinde bulunmayan bir şirket olduğu ve bu nedenle de işlemin iptali gerektiği de iddia olunmuştur. Oysa 4562 sayılı … kanunun 3. maddesinde, …’leri “mal ve hizmet üretim bölgeleri” olarak tanımlanmıştır. Bu tanımdan hareketle, …’lerde hizmet üreten firmalara da yer tahsisi mümkündür.
Bu gerekçelere istinaden ana davanın ve birleşen davanın reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ana davanın KISMEN KABULÜ ve KISMEN REDDİ ile;
a)Dava konusu edilen …ada, 3 parsel sayılı taşınmazın davacıya tahsisinin iptaline yönelik davalı işleminin (kararının) iptali isteminin reddine,
b)Dava konusu edilen …ada, 3 parsel sayılı taşınmazın davacıya tahsisinin iptali neticesinde davacıya iade edilecek bedelin 3.666.989,93TL olduğunun tespitine,
2-Birleşen davanın REDDİNE,
3-Ana dava yönünden;
a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
b)Davacı tarafından sarf edilen 6.000,00TL bilirkişi ücreti, 268,80TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 6.268,80TL yargılama giderinden davanın niteliği dikkate alınarak 1/2 oranında hesap ve taktir edilen 3.134,40TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
c)Davalı tarafından sarf edilen 24,40TL posta ve tebligat giderinden davanın niteliği dikkate alınarak 1/2 oranında hesap ve taktir edilen 12,20TL’nin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, kalan kısmın davalı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine, 4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.725,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.725,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Birleşen dava yönünden;
a)Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00TL harcın davacıdan alınarak, hazineye gelir kaydına,
b)Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
7-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 2.725,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/03/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı