Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/51 E. 2018/151 K. 13.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/51 Esas – 2018/151
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/51 Esas
KARAR NO : 2018/151

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 2-
3-
DAVA : TAZMİNAT (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ : 13/03/2018
K.YAZIM TARİHİ : 09/04/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :Davacı vekili tarafından sunulan 31/01/2017 tarihli dava dilekçesinde özede; ‘in sevk ve idaresindeki müvekkili …’in sahibi olduğu… plakalı araçın Erler Caddesinden Ayaş yolu istikametine doğru şeker fabrikası girişi karşısında yolun en sağ kısmında yavaşlayıp bekleme yaptığı anda, sürücüsü davalılardan … olan sahibinin davalılardan … olduğu … plakalı aracın arkadan çarparak maddi hasarlı trafik kazasının meydana geldiğini, olaydan dolayı müvekkilin araç içerisinde bulunan ailesinin yaralandığını, olay sonrası kolluk kuvvetlerince kaza tespit tutanağı düzenlendiğini ve davalı tarafa ait aracın tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kaza tespit tutanağı ve ekleri ile davalılardan sigorta firmasına başvuruda bulunduğunu, müvekkilinin aracının tamirinin gerçekleştirildiğini, ancak müvekkiline ait aracın sigorta firmasından gelecek hasar dosyasından da görüleceği üzere arka bagaj ve tamponun değiştiğini, çamurlukların da ayrıca işlemlerden geçerek boyandığını, araçta başka parçaların da değiştiğini ve boyandığını, müvekkilinin aracının söz konusu kaza sebebiyle ve görmüş olduğu tamiratlar sebebiyle alım satımda yaklaşık 5.000,00 TL civarında değer kaybına uğradığını, aracın kazadan sonraki hasarlı ve tamir sonrası fotoğraflarının dilekçe ekinde sunulduğunu, sigorta firması tarafından her ne kadar tamiri gerçekleştirilmişse de değer kaybı ödemesinin yapılmadığını, ödenmeyeceğinin de davalılar tarafından sözlü olarak belirtildiğini, olayın hemen sonrasında hasar dosyasının oluşturulduğunu, sigorta firmasına bildirimde bulunulduğunu ileri sürerek müvekkiline ait araçta meydana gelen değer kaybı bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 100,00 TL maddi tazminatın davalılardan … ve …’den kaza tarihi olan 21/02/2016 tarihinden, sigorta firmasından başvuru tarihi olan 25/02/2016 tarihinden itibaren müştereken ve müteselsilen ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı S.S. … Kooperatifi vekili tarafından süresinden sonra sunulan cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın delilleri, HMK nun 121 md hükmüne aykırı olarak taraflarına tebliğ etmediğini, davacı tarafın dava dilekçesi ile birlikle delil ve belgelerini taraflarına göndermemiş olması nedeniyle davaya ilişkin delil ve belgelerin taraflarına gönderilmesine kadar davaya karşı cevap ve delil sunma haklarının saklı tutulmasını talep ettiklerini, dava konusu, sigortalı …’in maliki olduğu … plakalı araç için; müvekkili şirketçe 01/05/2015-01/05/2016 tarihleri arasında, … numaralı poliçe numarası ile Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Poliçesi düzlendiğini, müvekkil şirketin sorumluluğunun, poliçe üzerinde yazılı teminat limitleri ile sınırlı olmak üzere, poliçede yazılı özel şartlar ve trafik sigortası genel şartları kapsamı ile sınırlı olduğunu, poliçe üzerinde maddi hasar halleri için araç başına teminat limiti ile azami 29.000,00 TL sınırlandırıldığını, bu miktarın maksimum talep edilebilecek miktar olup, müvekkili şirketin asıl sorumluluğunun gerçek zarar üzerinden belirleneceğini, trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, kısaca açıklamak gerekirse, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesinin söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusur oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, teminat limitlerini bildirmelerinin davayı kabul anlamında olmamakla birlikte, yapılacak inceleme sonucunda şirketlerinin sorumluluğunda bir bedel ortaya çıktığı takdirde poliçe üzerinde maddi hasar halleri için araç başına teminat limitinin sorumluluk limiti olarak esas alınması gerekliğini, sigorta şirketinin sigortalısının kusuru oranında gerçek hasarı ödemekle yükümlü olduğunu, bu nedenle dava konusu kazanın meydana gelmesinde sigortalı araç sürücüsünün kusurunun bulunup bulunmadığının ve kusur oranının belirlenmesinin önem taşıdığını, davacı tarafin, sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunu iddia ettiğini, ancak davacının bu iddiasını açık olarak ispatlayacak delillerin dosyada mevcut olmadığını, davayı kabul anlamına gelememek üzere; olaydaki kusur dağılımının nesnel, tarafsız ve hükme esas alınabilecek nitelikleri haiz bir bilirkişi raporuyla tespit edilmesinin zaruri olduğunu, bu sebeple kazaya ilişkin tüm deliller toplandıktan sonra dosyanın kusur dağılımının tespiti için konusunda uzman bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişi raporu alınmasını talep ettiklerini, ayrıca davacının iddia ettiği şekilde araçta bir değer kaybı meydana gelmediğini, boya işlemsiz ve mini onarımla giderilebilir basit kaporta, plastik tampon, plastik çamurluk ve diğer plastik parça onarımlarının, jant, lastik ve mekanik tüm parçaların, elektrik, elektronik, tüm hava yastıkları ile radyo/cd/navigasyon cihazlarının, cam, kilit ve döşeme aksamlarındaki hasarların değer kaybı dışında olduğunu, yasal olarak ve pratikte de cari olan bu ilkeler ışığında dosyanın Mahkeme nezdinde de daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi açısından bağımsız ve tarafsız bir bilirkişiye gönderilip nesnel ve bilimsel veriler çerçevesinde bir değer kaybı raporunun alınmasını talep ettiklerini, aynı zamanda aracın geçmiş hasar durumu, yaşı, km’si, aracın piyasadaki gerçek rayiç değeri, parça değişiminde kullanılan parçalar vs. hususların da tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin müdebbir bir tacir olarak genel kanunların ve poliçe genel ve özel şartlarının kendisine yüklediği tüm yükümlülüklerini tam olarak yerine getirmiş olmakla herhangi bir temerrüdünden bahsedilemeyeceğini, davacı tarafın, lehine hükmolunacak tazminata 25/02/2016 tarihinden itibaren faiz işletilmesini talep ettiğini, davacının bu talebinin mesnetsiz olduğunu, müvekkilin dava konusu kazadan haberdar olmadığından, müvekkil kooperatif bakımından 25/02/2016 tarihinden itibaren faiz talebinin yasal dayanaktan yoksun bulunduğunu, hükmolunacak tazminat tutarına dava tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, iddiaları kabul etmemekle birlikte davada hükmedilmcsi gereken faizin yasal faiz olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalılar … ve … tarafından süresinde herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamış, Mahkememizce alınan 01/06/2017 tarihli oturum sırasında davalı …; olay tarihinde sevk ve idaresindeki … plakalı araçla seyir halinde iken yol kenarında durmakta olan davacıya ait araca çarptığını, kusurlu olduğunu, alınacak bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemece takdir edilecek tazminata bir diyeceğinin olmadığını, davalı … ise; araç maliki olduğunu kardeşi olan davalı …’ın kusuruyla dava konusu trafik kazasının meydana geldiğini, davaya bir diyeceklerin olmadığını ifade etmişlerdir.
DELİLLER :Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, 20/12/2017 tarihli hasar ve kusur bilirkişisi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan ve araç değer kaybına ilişkin maddi tazminat talebinden ibarettir.
Taraf delilleri toplandıktan ve hasar dosyası getirtildikten sonra, davanın dayanağını teşkil eden trafik kazasındaki kusur durumunun belirlenmesi, davacıya ait araçta meydana gelen değer kaybının hesaplanması bakımından dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, konusunda uzman makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 20/12/2017 tarihli raporda özetle; … plakalı araç sürücüsü davalı …’in 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 47/d, 52/b,c ve 56/c maddelerinde belirtilen kurallar ile 84/d maddesinde yer alan “arkadan çarpma” asli kuralını ihlal etmesi nedeniyle olayın meydana gelmesinde % 100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait … plakalı araç sürücüsü …’in ise herhangi bir kural ihlali görülmediğinden dolayı olayda kusursuz olduğu, davacıya ait… plakalı araçta meydana gelen değer kaybının olay tarihi (21/02/2016) itibarıyla 1.000,00 TL olduğu yönünde kanaat belirtilmiştir. Rapordaki değerlendirme ve hesaplamaların dosya kapsamına uygun olduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili 05/01/2018 havale tarihli dilekçesi ile değer kaybı tazminat talebini 900,00 TL arttırarak 1.000,00 TL’ye yükseltmiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 20/12/2017 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davaya konu maddi hasarlı trafik kazasının meydana gelmesinde … plakalı araç sürücüsü davalı …’in % 100 oranında kusurlu olduğu, davacıya ait … plakalı araç sürücüsü …’in herhangi bir kusurunun bulunmadığı, kaza sonucu hasarlanan davacı aracında 1.000,00 TL değer kaybının meydana geldiği, davalı …’e ait … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle diğer davalı sigorta şirketi nezdinde 01/05/2015-01/05/2016 devresi için ZMSS poliçesi ile sigortalı ve maddi zarar yönünden araç başına azami teminat limitinin 29.000,00 TL olduğu, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası kapsamında oluşan riziko sonrası araçta meydana gelen hasarın araç değerini olumsuz yönde etkilemesi durumunda değer kaybının sigorta teminatı kapsamında olduğunun Yargıtayın yerleşmiş görüşleriyle de kabul edildiği, davalı sigorta şirketinin, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi ile Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) Genel Şartlarının A.1 (yeni Genel Şartlar A.3) maddesi uyarınca poliçe limitleri dahilinde ve sürücünün kusuru oranında meydana gelen zarardan, diğer davalılarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluğunun bulunduğu sonuç ve kanaatine varılarak, bilirkişi tarafından hesaplanan araç değer kaybına ilişkin davacı zararının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar vermek gerekmiştir. Davalı sigorta şirketi dava açılmadan önce temerrüde düşürülmediğinden (daha doğrusu dava öncesi KTK’nun 97. maddesi gereğince yapılan başvuruya ilişkin bilgi ve belgeler dosyaya ibraz edilmediğinden) hüküm altına alınan miktara anılan davalı bakımından dava tarihinden, diğer davalılar bakımından ise haksız fiil tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine karar verilmiştir.
Açıklanan gerekçeyle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulüne; davacıya ait… plakalı araçta meydana gelen 1.000,00 TL değer kaybının davalı sigorta kooperatifi bakımından dava tarihinden (31/01/2017), diğer davalılar bakımından ise haksız fiil tarihinden (21/02/2016) itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı sigorta kooperatifinin sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 68,31 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harç ile ıslahla alının 17,00 TL harç toplamı 48,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 19,91 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacıdan dava açılırken tahsil edilen 31,40 TL başvurma harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 31,40 TL peşin harç ve ıslahla alınan 17,00 TL harç olmak üzere toplam 84,40 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 400,00 TL bilirkişi ücreti, 321,45 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 721,45 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 1.000,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 13/03/2018

Katip Hakim
e-imza e-imzalı