Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/504 E. 2022/275 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/504 Esas – 2022/275
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/504 Esas
KARAR NO : 2022/275
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
İFLAS İDARE MEMURLARI
1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Kooperatif Üyeliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/05/2014
KARAR TARİHİ: 22/03/2022
K.YAZIM TARİHİ : 06/04/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili; davacının davalı kooperatif üyeliğini … isimli kişiden devraldığını, bu devrin davalı kooperatif yönetim kurulunun 30/09/2003 tarihli kararı ile de kabul edildiğini, davacının kooperatif üyeliğinden davalı kooperatif üyeliğinden ayrılma talebini davalı kooperatife ilettiğini, üyelik süresince kooperatife yapılan ödemelerin tahsili maksadıyla Ankara Batı …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takibe yapılan itirazın iptali maksadıyla mahkememizin … esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonucunda davacının kooperatif ortaklığından çıkmadığı, dolayısıyla davacıdan talep edebileceği muaccel hale gelmiş bir çıkma alacağının bulunmadığı, gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, yaptıkları araştırma sonucunda davalı kooperatifin inşaa ettiği konutları 20/12/2009 tarihli kura ile ortaklarına tahsis ettiğini öğrendiklerini, bunun üzerine davalı kooperatife gönderilen ihbarname ile mahkemenin kararı doğrultusunda davacıya konut tahsis talebinde bulunulduğunu ancak davalının cevap dahi vermediğini, davalı kooperatif tarafından gerçekleştirilen kura çekiminin iptal edilerek, davacıya da diğer kooperatif üyeleri gibi konut tahsis edilmesi, davacıya konut tahsisine ilişkin bir hukuki/fiili imkansızlığın mevcut olması halinde ise, emsal dairenin rayiç değerinin kendisine ödenmesi gerektiğinin tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere uğradığı zarar için şimdilik 10.000,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 02/02/2022 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve talebini 111.000,00 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :
Davalı vekili; davacı tarafın sunduğu delillere göre davacının 30/09/2003 tarihinde kurucu üyelerden …’in hissesini devraldığını, bu tarihten itibaren 2007 yılına kadar genel kurul listelerinde her iki ismin de yer almadığını, 07/07/2007 tarihinde bakanlık temsilcisi gözetiminde yapılan genel kurulda beyana göre hazirun listesi düzenlendiğini, o tarihe kadar 39 kişi olan genel kurul listesinin beyan üzerine 77 kişiden oluştuğunu, bu listede davacının isminin de yer aldığını, ancak üyelik beyan edenlerden belgelerini kooperatif yönetimine ibraz etmeleri bunların incelenmesi sonucu üye listesi tanzim edileceğinin duyurulmuş olmasına rağmen davacının herhangi bir başvuruda bulunmadığını ve her hangi bir belge de ibraz etmediğinden daha sonraki genel kurul listelerinde isminin yer almadığını, davacının üyelik ve alacak tespiti davası açması gerektiğini, davacıya ait herhangi bir ödeme belgesi mevcut olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, … esas sayılı dosyası ile … esas sayılı dava dosyası, kooperatif kayıtları, 12/05/2015 tarihinde mahallinde yapılan keşif neticesinde alınan 02/06/2015 tarihli bilirkişi raporu, bozma sonrası alınan 26/07/2021 tarihli bilirkişi raporu, 12/01/2022 tarihli bilirkişi ek raporu ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :
Dava, davalı kooperatif tarafından gerçekleştirilen kur’a çekimi iptal edilerek kooperatif üyesi davacıya konut tahsis edilmesi, bunun mümkün olmaması halinde ise emsal bir dairenin rayiç bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda; mahkememizin 07/07/2015 tarihli ve … esas, … sayılı kararı ile; “davanın reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen kararın temyiz edilmesi üzerine, temyiz incelemesini yapan Yargıtay …. Hukuk Dairesi 20/06/2017 tarihli ve … esas, … karar sayılı bozma ilamında; ” HMK’nın 222. maddesine göre davacı davalı kooperatif kayıtlarına dayandığında, davalı kooperatifin kayıtlarını ibraz etmemesi halinde ödeme iddiasını ispat etmiş sayılır. Davalı kooperatifin kayıtlarını ibraz etmemiş olması, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında davalı kooperatif kayıtları incelenerek ibraz edilen raporda davacının 17.250,00 TL ödemesinin bulunduğunun rapor edilmiş olması nazara alınarak, davalı kooperatife kayıtlarını ibraz etmesi için kesin süre verilmesi, kayıtlarını ibraz etmediği takdirde davacının ödeme konusundaki iddiasını ispat etmiş sayılması, ayrıca davacının söz konusu hisseyi …’den devraldığı, …’in ödemelerinin davacı ödemesi olarak kabul edilmesi gerektiği hususları üzerinde durularak bir sonuca gidilmesi gerekirken, kooperatifin kayıtlarını ibraz etmemesi sonucunda davacı aleyhine değerlendirilerek yanlış şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememizce verilen hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmasına karar verilerek bozma ilamında belirtilen şekilde davalı kooperatife defter ve kayıtlarını sunması, sunulmayacak boyutta ise bulundukları yerin adresini bildirmesi için kesin süre verildiği, kesin süreye rağmen defter ve kayıtların sunulmadığı ve adresinin de bildirilmediği görülmüştür. Bozma ilamında belirtildiği şekilde davacının ödeme iddiasını ispatladığının kabul edilmesi ihtimaline göre tazminat hesabı için bilirkişilerden rapor alınmıştır. Kooperatif uzmanı bilirkişiden alınan 26/07/2021 havale tarihli raporda, tazminat hesabı için teknik bilirkişiden rapor alınması gerektiği, davacının şartlı ortak olarak ödemesini tam ve zamanında yaptığı kanaatine varılması halinde teknik bilirkişilerce belirlenen emsal konut rayiç bedelinin tazminat bedeli olarak talep edilebileceği rapor edilmiştir. Bu itibarla İnşaat mühendisi bilirkişiden alınan 30/12/2021 tanzim tarihli raporda, davacıya emsal olabilecek bir üyeye verilebilecek bir dairenin dava tarihi itibariyle rayiç değeri 111.000,00TL olarak tespit edilmiştir.
Mahkememizce bozma öncesi ve sonrası yapılan yargılama sonucunda;
Davacının, davalı kooperatifin ortağı olduğu hususunun, 14/03/2014 tarihinde kesinleşen Mahkememizin … esas … karar sayılı ilamı ile sabit olduğu, taraflar arasında bu yönde herhangi bir çekişmenin de bulunmadığı, Sincan …. Noterliğinin 21/12/2009 tarih ve … yevmiye numarasında kayıtlı kur’a işleminin dayandığı genel kurul kararının iptali hususunda Kooperatifler Kanunu’unun 53. maddesinde öngörülen bir aylık hak düşürücü süre içinde açılmış bir dava bulunmadığı, genel kurul kararına dayalı olarak noter huzurunda çekilen kur’anın davacı dışındaki diğer ortaklarca benimsendiği, kur’adan itibaren dava tarihine kadar dört buçuk yıla yakın bir süre geçtiği anlaşılmış olup, bu durumda artık kur’a çekiminin iptalinin istenemeyeceği sonuç ve kanaatine varılarak bu yöndeki talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Diğer taraftan, davalı kooperatif tarafından inşaa edilen konutların tamamının Sincan …. Noterliğinin 21/12/2009 tarih ve … yevmiye nolu kur’a zaptı ile hak sahibi ortaklara tahsis edildiği ve dolayısıyla davacı adına tahsisi mümkün herhangi bir konutunda da bulunmadığı anlaşıldığından davacının konut tahsisine ilişkin talebi de reddedilmiştir.
Bir yapı kooperatifinin ana amacı ortakların akçalı yükümlülüklerini yerine getirmeleri karşılığında anasözleşmeye uygun, konut ya da işyeri teslim etmektir. Çeşitli nedenlerle konut ya da işyeri tahsisi imkânsızlığı ortaya çıktığında ortağın uygun bir tazminat isteme hakkı bulunmaktadır. Normal ödemesini yapıp konut sahibi olan üyelerle eşit miktarda ödemesi bulunduğu tespit edilen, diğer anlatımla eksik ödemesi bulunmadığı belirlenen, ancak kendisine konut tahsis ve teslimi yapılamayan ortağın ödemesi eksik olmayan diğer üyelere verilen emsal bir konutun dava tarihi itibariyle rayiç değerini talep edebileceği, hiç ödemesi yok ise konut karşılığı tazminat isteminin reddinin kabulü gerekir. (Y. …. HD. 27/04/205 tarih, … E. …. K.)
Mahkememizin … Esas sayılı dosyasına sunulu bulunan konusu ve davalısı aynı, davacısı farklı olan 02/02/2015 tarihli bilirkişi ek raporuna göre, rapora ek yapılan 25/05/2002 tarihli genel kurul kararı üzerine aralarında davacının da bulunduğu 18 ortağın şartlı ortak olarak alındıkları, davacının 17.250,00TL ödeme yaptığının belirtildiği, dava dilekçesi ekinde sunulan belgelere göre, dava dışı …’in davalı kooperatif başkanlığına verdiği 30/09/2003 tarihli dilekçesinde kooperatifteki … nolu üyeliğini …’a devrettiğini bildirdiği, kooperatif yönetim kurulunun 30/09/2003 tarih ve … sayılı kararında; davalı kooperatifin 25/05/2002 tarihli olağan genel kurul toplantısının 7. Gündem maddesindeki yetkiye istinaden, kuraya katılmak suretiyle …’e çıkacak daire ile ilgili tüm hak ve sorumlulukların …’a devrine, …’in kooperatifle ilişiğinin kesilmesine, …’un şartlı üye olarak kabulüne, …’un noter kurasına katılmasına, noter kurasından sonra adına çıkacak dairenin bitimine kadar üye aidatı, şerefiye, çevre düzenlemesi vs. Olmak üzere hiçbir ödeme alınmamasına, dairenin anahtar teslim edilmesine karar verildiği görülmüştür. Bu itibarla davacının ortaklığının şartlı ortaklık olduğu, davacının 17.250,00TL ödemesinin bulunduğu, davalı tarafa verilen kesin süreye rağmen defter ve kayıtların sunulamaması ve adresinin de bildirilememesi sebebiyle davacının ödeme iddiasının ispatlandığı, buna göre de davacının rayiç bir dairenin bedelini talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Dava devam ederken davalının iflasına karar verildiğinden dava iflas masasına kayıt ve kabul davasına dönüşmüştür.
Davacı tarafça kısmi dava ile fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 10.000,00TL’nin tahsili talep edilmiş, davacı vekili 02/02/2022 tarihli dilekçe ile davasını kısmen ıslah etmiş ve talebini 111.000,00TL’ye artırmıştır. Islah dilekçesi davalıya tebliğ edilmiş ve davalı vekili 18/02/2022 tarihli dilekçesiyle ısla talebine karşı itirazlarını sunmuştur.
Davalı yan TTK’nın 480/3. Maddesinin somut olayda uygulanması gerektiği belirtilerek davacının üyeliği devam ettiğinden iflas masasına alacaklı olamayacağını savunmaktadır.
Kooperatiflerde, ortağın kendisine konut tahsis edilememesi sebebiyle tazminat istemi ya da iflastan önce istifa eden ortağın 1163 sayılı Kanun’un 17/1 ve anasözleşmenin 15/1. maddeleri uyarınca hesaplanması gereken çıkma payı alacağı 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 98. maddesi yollamasıyla, 6102 sayılı TTK’nın 379. ve 480/3. maddeleri kapsamında bir alacak olmayıp, iflas masasına kaydı mümkün alacaklardandır. Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 12.02.2013 tarih ve 2012/6955 E, 2013/752 K; 17.06.2013 tarih ve 3502 E, 4141 K; 21.06.2013 tarih ve 4136 E, 4294 K; 21.11.2013 tarih ve 5728 E., 7320 K; 18.03.2014 tarih ve 2013/8059 E., 2014/2038 K., 27.10.2015 tarih ve 2014/10329 E., 2015/6925 K., 12.10.2015 tarih ve 2014/9460 E., 2015/6457 K. sayılı ilamları bu yöndedir. Anonim şirketlerde sermayenin korunmasını amaçlayan ve ancak hisse senetlerinin şirketçe satın alınmasını yasaklayan, hisse senetlerinin başkasına devri suretiyle el değişikliğine imkân veren yapısı ve özelliği ile kooperatiflerin yapısı ve amacı aynı değildir. Kooperatiflerden açık kapı ilkesi uyarınca istifa ve ihraç mümkün olup, çıkma payından kooperatif sorumlu olduğu gibi, üyenin konut karşılığı tazminat isteminden de sorumludur. Bu konuda yasa ve anasözleşmede bir boşluk bulunmamaktadır. Boşluk bulunmadığına göre, TTK’nın anonim şirketler ile ilgili düzenlemelerinin kıyasen uygulanmasına ihtiyaç da bulunmamaktadır. İflas halinde kooperatifin bu borca ilişkin sorumluluğu kaldıran bir hukuki düzenlemeye Kooperatifler Kanunu’nda ve anasözleşmede yer verilmiş değildir. Bu nedenle davalı yanın bu yöndeki savunmasına itibar edilmemiştir.
Davalı yanın bir diğer savunması ise dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığı hususudur.
Tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı davalarda olduğu üzere üyelik sıfatının devamına ve üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan, diğer anlatımla üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlıklarda üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı süresinin işlemeyeceği Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … Esas … Karar sayılı kararında açıkça belirtildiğinden ve işbu davada daire tahsisi olmadığı takdirde tazminat talep edildiği ve davalının da kabulünde olduğu üzere davacının üyeliği devam ettiğinden zamanaşımı süresi işlemeyeceğinden davalı savunmasına itibar edilmemiştir.
Netice itibariyle açıklanan sebeplerle davacının terditli talebi olan kura çekiminin iptali ve daire tahsis talebinin reddine, davacının terditli talebi olan tazminat talebinin kabulü ile, 111.000,00TL’nin dava tarihi olan 05/05/2014 tarihinden iflas tarihi olan 26/04/2017 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte Ankara Batı İcra Dairesinin … iflas sayılı iflas dosyasında iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının terditli talebi olan kura çekiminin iptali ve daire tahsis talebinin reddine,
2-Davacının terditli talebi olan tazminat talebinin kabulü ile, 111.000,00TL’nin dava tarihi olan 05/05/2014 tarihinden iflas tarihi olan 26/04/2017 tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile birlikte Ankara Batı İcra Dairesinin … iflas sayılı iflas dosyasında iflas masasına kayıt ve kabulüne,
3-Alınması gereken 80,70TL karar ve ilam harcının peşin alınan 170,80TL harçtan mahsubu ile bakiye 90,10TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 80,70TL peşin harç, 25,20TL başvuru harcı, 3,80TL vekalet harcı, 136,00TL temyiz başvurma harcı olmak üzere toplam 245,70TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yatırılan 1.768,00TL harcın davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 275,60TL tebligat ve posta gideri ile 1.850,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.125,60TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.22/03/2022

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı