Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/463 E. 2019/367 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/463 Esas – 2019/367

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/463
KARAR NO : 2019/367

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 14/08/2017
KARAR TARİHİ : 22/05/2019
K.YAZIM TARİHİ : 14/06/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Ankara …. Ticaret Mahkemesi’nin … E. ve … karar sayılı dosyasında davacının … San. ve Tic. Ltd. Şti., davalısının müvekkili şirket olduğunu, muhtelif tarihlerde müvekkiline ciro edilen çek ve senetlerin bedelsiz olduğu gerekçesiyle iptallerine ve taraflarına teslimine karar verilmesi talepli davanın, davacının davasını ispat edemediğinden ve iki taraf defterlerinde de bono ve çeklerin hatır amacıyla verildiğine dair kayıt bulunmadığından reddedildiğini, yapılan defter incelemesinde davalının müvekkiline 785.886,36 TL borçlu bulunduğunun tespit edildiğini, alacak miktarının faiziyle 1.708.208,87 TL’yi bulduğunu, bunun üzerine borçlu hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı nedeniyle takibin durduğunu, ticari defter ve kayıtlar usulüne uygun tutulmasa dahi sahibi aleyhine kesin delil niteliğinde olduğu ve defter incelemesi yapıldığı taktirde davalının müvekkiline borçlu olduğunun ortaya çıkacağını, borçlunun iddiasının tamamıyla haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında yapılan itirazının iptaline, icra takibinin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; iddia edilen borcu kabul anlamına gelmemek kaydı ile öncelikle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacı tarafından başlatılan takibin derdest ve mükerrer olduğunu, davacının daha önce aynı alacak iddiasına ilişkin olarak muhtelif icra müdürlüklerinde farklı şekillerde birden fazla icra takibi yaptığını, bahsi geçen takiplere yasal süresi içerisinde itirazlarını yaptıklarını, müvekkili şirketin takip alacaklısı tarafa borcunun bulunmadığını, davacı tarafın varlığını iddia ettiği alacağını hukuken muteber şekilde ispat etmekle yükümlü olduğunu, takip dayanağı Ankara …. Asliye Ticaret Mahkemesi …E. …K. sayılı 17.09.2013 tarihli kararda tespit ve tevsik olunan alacak olarak sınırlandırılmış olduğunu ve ödeme emri ekinde gönderildiğini, takip dayanağı olarak gösterilen bu kararda müvekkili aleyhine böyle bir hüküm bulunmadığını, kararda bir borç tespitinin de yapılmamış olduğunu, bu kararın alacak talebine dayanak yapılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle yapılan takibin dayanaksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının usulüne uygun delillerle alacağını kanıtlaması gerektiğini belirterek, aleyhe açılan itirazın iptaline yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Ankara … ATM’in kesinleşmiş …E., …K. ilamı, Ankara Batı İM’ün …E. sayılı takip dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, sicil kayıtları, davacının 27.03.2018 tarihli açıklaması, 27.09.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 22.02.2019 tarihli birinci ek rapor, 26.04.2019 tarihli ikinci ek rapor, icra dosyaları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, ilamsız icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.(İİK. m.67)
Davacı/alacaklı, Ankara Batı İM’un … esas sayılı dosyasında davalı/borçlu aleyhinde ilamsız icra takibi başlatmıştır. Alacaklı 787.886,86TL asıl alacak ve 920.322,01TL işlemiş faizin (toplam: 1.708.208,87TL) borçludan tahsilini istemiştir. Talebin (ve alacağın) dayanağı olarak da Ankara …. ATM’in …E., …K. sayılı ilamında tespit olunan alacağı göstermiştir. Davalı yanda; zamanaşımı itirazında bulunmuş, önceden davacı şirketin ortağı oldugunu, davalı şirket ortaklarından …’in aynı zamanda davacı şirkette müdürlük görevi de ifa ettiğini, 26.06.2009 tarihinde davacı şirketteki hisselerini diğer ortaklarla yaptığı anlaşma neticesinde devir ettiğini, bu işlem neticesinde davacıdan (devir bedelleri yönünden) alacaklı olmasına rağmen mükerrer icra takiplerine muhatap olduklarını bildirerek, haksız açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İcra takibine dayanak yapılan Ankara …. ATM’in …E., …K. sayılı dava dosyasının ve ilamının tetkikinde; davacının … Sanayi Ltd. Şti., davalının ise … İlaç İth. Doğ. Tem. ve Tic. Ltd. Şti. oldukları, dosya davalısının, davacı aleyhinde yaptığı icra takiplerinden dolayı borçlu olunmadığının tespitine, icra takibi sırasında ödeme yapılması halinde de istirdatına karar verilmesi istenmiş, davalının icra takibine konu ettiği senetlerin hatır amaçlı olarak, davalı şirketin kredi çekebilmesini teminen verildiğini, karşılıksız olduğu ileri sürülmüş, birleşen …. ATM’in … esas dosyasında da, davalıya verilen bir kısım senetlerden dolayı bedelsiz oldukları iddiasıyla menfi tespit ve istirdat istemlerinde bulunmuş; davalı ……Ltd Şti., senetlerin hatır amaçlı verilmediğini, bedelsiz olmadıklarını, davacı şirketin ortakları olduğunu, …’inde müdürlük görevine getirildiğini, nizalı çekleri davacı şirketin ortağı …’in ciro ederek kendilerine verdiğini, çekilen kredilerin de büyük kısmının davacı şirkete aktarıldığını tespit ettiklerini savunarak, davaların reddini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama neticesinde; dava konusu senetlerin hatır amaçlı davalıya verildiği hususunun ispatlanamadığı, taraf kayıtlarına göre davalının 787.886.36,00TL alacaklı olduğunun görüldüğü belirlenmekle, davaların reddine karar verilmiştir. Bu karar kesinleşmiştir.
Dosyamızın davacısı da Ankara …. ATM’in incelenen dosyasında yapılan tespiti esas alarak dayanak icra takibini başlatmıştır.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Tarafların bildirdikleri deliller toplandıktan sonra davacı ve davalının ticari kayıtları üzerinde uzman bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak rapor düzenlenmesi sağlanmıştır.
Bilirkişi kurulu tarafından taraf kayıtları da incelenerek düzenlenen rapor da; 31.12.2009 tarihi itibariyle davacının 787.886,36TL (asıl alacak) alacaklı olduğu belirlenmiştir.
Davalı yan süresinde zamanaşamı itirazında bulunmuştur.
Davalının zamanaşımı itirazının değerlendirilebilmesi için bilirkişi kurulundan, davacı alacağının niteliği ve muacceliyet tarihinin tespiti bakımından inceleme yaptırılıp ek raporlar alınmıştır.
Davacı vekili dosyaya sunduğu 27.03.2018 tarihli dilekçesindeki açıklamasında; müvekkilinin 2007, 2008, 2009 yıllarında davalıya yaptığı havalelerin (borçların) alacağın kaynağını oluşturduğunu izah etmiştir. Bilirkişi kurulunca yapılan incelemede de, alacağın kaynağının bu açıklamada belirtildiği şekilde olduğu, her iki tarafın ticari kayıtlarında nizalı miktara ortaklardan alacaklar ve ortaklara borçlar hesabında yer verildiği bildirilmiştir. Ayrıca, nizalı borcun/alacağın yıllar itibariyle (taraf kayıtlarında) bir sonraki yıla devredildği, en son 31.12.2009 tarihinde alacağın sabitlendiği, bu tarihten sonra anılan hesaptan işlem yapılmadığı da belirlenmiştir.
Taraf beyanları, bilirkişi tespitleri, niza konusu alacağın ortaklara borçlar, ortaklardan alacaklar hesabından takip ediliyor olması ile 2009 yılına kadar davalının ve davalı şirket ortaklarının davacı şirketin ortağı olduğu hususları nazara alındığında, uygulanacak zamanaşımı süresi yönünden TBK 147/1-4 kapsamında değerlendirme yapılmasının gerekli olduğu, niza konusu alacağın ortaklık sözleşmesinden doğduğu kabul edilmiştir.
6098 sayılı TBK’nun 147/1-4 maddesinde (818 sayılı BK m. 126) “Bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakkların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar beş yıllık zamanaşımına tabidir” denmektedir.
6098 sayılı TBK’nun 149/1 maddesinde (818 sayılı BK m. 128) “Zamanaşımı, alacağın muaccel olmasıyla işlemeye başlar.” denmektedir.
6098 sayılı TBK’nun 152 maddesinde (818 sayılı BK m. 131 “Asıl alacak zamanaşımına uğrayınca, ona bağlı faiz ve diğer alacaklar da zamanaşımına uğramış olur.” denmektedir.
6098 sayılı TBK’nun 90. Maddesinde de “İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur.” denmektedir.
Tüm bu yasal düzenlemelerin değerlendirilmesinde;
Bir alacak yönünden zamanaşımı sürelerinin işlemeye başlaması için alacağın muaccel olması gereklidir. BK’un yukarıda açıklanan 90. maddesine göre, ifa zamanı taraflarca belirlenmedikçe veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur.
İfa zamanı taraflar arasındaki anlaşmayla belirlenebileceği gibi; işin niteliğinden de çıkartılabilir. Ayrıca ifa zamanı, kanunlada belirlenebilir. Bunlar yoksa TBK’nun 90. maddesinde de açıklandığı üzere, her borç doğumu anında muaccel olur. Muacceliyet, alacaklının, borçludan borçlanılan edimi talep ve dava edebilme yetkisidir. Somut uyuşmazlıkda; nizalı alacak 2007-2008-2009 yıllarında mevcuttur ve yıllar itibariyle ticari kayıtlarda (alacak/borç olarak) devredilmiştir. Alacak 31.12.2009 tarihinde sabitlenmiştir. Hesapta bu tarihten sonra herhangi bir hareketlilik olmamıştır. Buna göre davacı alacağı en son 31.12.2009 tarihinde doğmuştur ve bu tarihte muaccel olmuştur. Davacı alacağını bu tarihte talep edebilecektir. Anılan iş bu ifa tarihini değiştiren sözleşme, işin niteliği yada kanun hükmü de mevcut değildir. TBK’nun 149/1 maddesi uyarınca, zamanaşımı süresi bu tarihte işlemeye başlayacaktır. Dava tarihi olan 14.08.2017 tarihine kadar TBK’nun
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

147/1-4 maddesinde açıklanan 5 yıllık süre dolmuştur. Bu süreyi durduran yada kesen bir durum da söz konusu olmadığından, niza konusu edilen alacağa ilişkin zamanaşımı süresinin dolduğu kabul edilmiştir.
Asıl alacağın zamanaşımına uğradığı kabul edildiğinden, ona bağlı faiz alacağınında zamanaşımına uğradığı kabul edilmiştir. (TBK m.152)
Bu gerekçeye istinaden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 20.630,90TL harçtan mahsubu ile bakiye 20.586,50TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 75.196,27TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/05/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı