Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/46 E. 2021/657 K. 16.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/46 Esas – 2021/657
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/46 Esas
KARAR NO : 2021/657

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR: 1-
2-
3-
4-
5-
VEKİLİ :
DAVALI :1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN:
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:22/11/2016
KARAR TARİHİ:16/09/2021
K. YAZIM TARİHİ: 23/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 17/06/2016 tarihinde Ankara ili … ilçesi … Caddesi ışıklı kavşağında sürücüsü …, işleteni ise …olan … AŞ’ye ZMSS ile sigortalı olan … plaka nolu ticari aracın, arkadaşı ile karşıdan karşıya geçmekte olan davacıların çocuğu /kardeşleri …’a çarptığını ve kaza sonucu 04/08/2002 doğum tarihli …’ın 18/06/2016 tarihinde 14 yaşında vefat ettiğini, olayla ilgili Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile sanık … aleyhine “taksirle ölüme neden olma” suçundan dava açıldığını, davanın halen devam ettiğini, ticari araç sürücüsü …’nun kırmızı ışıkta geçerek ve yasal hız sınırlarına uymayarak elim kazaya neden olduğunu, kazada asli ve tam kusurlu olan sürücünün 18/06/2016 tarihinde Ankara Batı C.Başsavcılığında avukat eşliğinde vermiş olduğu ifadede sürücünün şehir içinde 70 km. hızla gittiğini ve yayaları 50 m.geriden görmesine rağmen fren yapmak yerine korna çaldığını itiraf ve ikrar ettiğinin görüldüğünü, davacıların müteveffanın ölümü nedeniyle destekten yoksun kaldıklarını, kaza nedeniyle davacıların çocuklarını/kardeşlerini kaybetmelerinin derin bir keder duymalarına ve ömür boyu sürecek ızdıraba neden olduğunu, kazaya karışan ticari aracın sigortacısı …AŞ ye poliçe limiti dahilinde ödeme yapması amacıyla 10/10/2016 tarihinde ihtarname ile başvuru yapıldığını ancak 17/10/2016 tarihinde ihtarnameyi tebliğ alan şirketin kusur oranı belli olmadığı gerekçesiyle ödeme yapamayacağını bildirdiğini, sigorta şirketinin teminat üst limitinden sorumlu olduğunun açık olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile davalı …adına kayıtlı … plakalı araç üzerine tedbir konulmasını, davacı… için 1000,00TL , … için 1000,00 TL, …, … ve … için 500,00 er TL olmak üzere şimdilik 3500 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan … AŞ açısından temerrüt tarihi olan 02/11/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte diğer davalılar açısından ise kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı… ve … için 50.000,00 er TL, …, … ve … için 20.000,00 er TL olmak üzere 160.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili tarafından dava konusu ticari taksi ile ilgili olarak, zorunlu mali mesuliyet sigortası haricinde, ayrıca … Şirketine artan mali sorumluluk sigortası yaptırıldığını, bu nedenle davanın bu şirkete ihbarını talep ettiklerini, dava konusu olayda Müteveffanın, yayalara kırmızı ışığın yanmakta olduğuna bakmadan, araçların yoluna girdiğini ve bu nedenle meydana gelen kazada müteveffa …’ın asli ve tam kusurlu olduğunu, bu üzücü olay sebebiyle aracın sahibi olan müvekkilinin de, büyük üzüntü yaşadığını ve kazadan sonra davacıların evine başsağlığına gittiğini, davacılara yardımcı olmaya çalıştığını, araca ait sigorta poliçelerini verdiğini, mali açıdan sigorta şirketlerine müracaatları ile ilgili olarak yapmaları gerekenler hususunda yardımcı olabileceğini ifade ettiğini, müvekkilinin tutum ve tavrından dolayı kendisinden şikayetçi olmadıklarını ifade eden davacıların, mali yönden kendilerinin bir talepleri olmadığını ifade ettiklerini, sonrasında ise maddi ve manevi tazminat talebiyle dava açtıklarını, müteveffanın yaşı itibariyle, henüz yetişkin olmadığı, öğrenci olduğu, öğrenim hayatı süresince ailesinin ve davacıların maddi desteğine ihtiyacı olduğu, bu desteğin davacılar açısından istenilen maddi tazminat miktarından mahsup edilmesi gerektiği, müteveffanın, bir meslek ve iş sahibi olması için gereken zaman dilimi, iş sahibi olduktan sonra evlenip, kendisinin bir aile yuvası kuracağı ve kurduğu bu aileye bakmakla mükellef olması nedeniyle, davacılara maddi destek sağlamak için imkan ayırmayacağı, anne ve babanın, çocuklarının maddi katkısına ihtiyaçlarının olmadığı, ayrıca bir desteğe ihtiyaç duymaları halinde, diğer çocuklarının da kendilerine destek sağlayacakları, çocukların anne ve babayı hastalık, bayram ve özel günler gibi nedenlerle ziyaret etmelerinin maddi destek olarak kabul edilmesinin mümkün olamayacağı, kardeşlerin, hangi şekilde müteveffadan maddi destek alacaklarının somut olarak ortaya konulması gerektiği hususlarının dikkate alınması gerektiğini, manevi tazminat talebinin, bir tarafa ekonomik yönden zarar vermek, diğer tarafa ekonomik açıdan zenginlik sağlamak amacına yönelik olmaması gerektiğini, müvekkilim taksicilik yaptığını elde ettiği gelir ile ailesini geçindirmeye çalıştığını, bu nedenle davacıların talebinin hukuki mesnetten yoksun olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul etmediklerini, müvekkilinin meydana gelen olaydan dolayı derin bir üzüntü yaşadığını, maddi ve manevi tazminat davasının görülebilmesi için öncelikle davalının kusurunun bulunması gerektiğini, oysa, kazanın meydana gelmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … AŞ vekili cevap dilekçesinde özetle; Davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … nolu Trafik Sigorta Poliçesi ile 29.06.2015-29.06.2016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, anılan poliçe gereğince, müvekkili şirketin sorumluluğunun sakatlanma ve ölüm kişi başına 290.000,00-TL limit ile sınırlı olduğunu ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığını, kaza tespit tutanağında, sigortalı araç sürücüsüne kusur izafe edilmediğinden müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı yanın müteveflanın ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmesi gerektiğini, dava konusu poliçenin 01.06.2015 tarihli Genel Şartlara tabi olduğunu, davacı yanın temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinin haksız olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, SGK kayıtları, trafik tescil kayıtları, tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırma raporları, 13/05/2015 tarihli hasar ve kusur bilirkişisi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Ankara Batı … Asliye Hukuk Mahkemesinin 23/11/2016 tarih …-… E-K sayılı ilamı ile görevsizlik kararı verilerek gönderilen dava dosyası mahkememiz esasının yukarıdaki sırasına kaydedilmiştir.
Davaya konu trafik kazasındaki kusur durumunun tespiti bakımından mahkememizce makine mühendisi bilirkişiden alınan 22/03/2018 tarihli raporda özetle; Davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı Ticari Taksi sürücüsü davalı …’nun meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 sayılı KTK.nun 52/a maddesi kural ihlalini işlemekle %15 oranında kusurlu olduğu, davacılar desteği mütevvefa yaya …’ın meydana gelen kazanın oluşumunda, 2918 sayılı KTK.nun 47/b ve 68/b-1 maddeleri kural ihlallerini işlemekle %85 oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Kusur raporuna karşı taraf vekillerince itiraz edilmesi üzerine, itirazların değerlendirilmesi amacıyla Ankara ATK Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinden alınan 25/05/2018 tarihli raporda özetle; Yaya …’ın, olay yeri ışık kontrollü kavşakta karşıdan karşıya geçmek istediğinde, dikkatli olması ve geçişini, geçeceği yol üzerinde seyretmekte olan araçlara kırmızı ışık yanmakta iken yapması gerekirken, bu hususa riayet etmemesi nedeniyle, solundan, Sincan yönünden Etimesgut yönüne yeşil ışıkta seyretmekte olan sürücü … yönetimindeki “…” plaka sayılı otomobilin çarpmasına maruz kaldığı olaydaki; dikkatsizliği, tedbirsizliği ve kurallara aykırı davranışıyla %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu, sürücü …’nun %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizce aldırılan her iki kusur raporu arasında çelişki bulunması nedeniyle çelişkinin giderilmesi amacıyla dosya İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesine gönderilmiş, düzenlenen 21/02/2019 tarihli raporda özetle; Davalı sürücü … ‘nun %15 (yüzde on beş) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya … ‘ın %85 (yüzde seksen beş) oranında kusurlu olduğu kanaati bildirilmiştir.
Taraf vekillerince bu rapora da itiraz edilmesi üzerine dosya bu kez Karayolları Fen Heyetinde görevli üç kişilik bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, düzenlenen 20/05/2019 tarihli kök raporda ve 02/09/2019 tarihli ek raporda özetle; Yaya …’ın, meydana gelen olayda % 75 (YüzdeYetmişbeş) oranında, davalı sürücü …’nun ise % 25 (YüzdeYirmibeş) oranında kusurlu olduğu yönünde kanaat bildirilmiştir.
Üç kişilik bilirkişi heyetince düzenlenen kök ve ek rapor ile dosya kapsamı ve ceza dosyası kapsamında alınan kusur raporlarının tamamen birbiriyle çelişen değerlendirmeler içermesi, denetime ve hükme elverişli olmaması nedeniyle bu kez İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsünden seçilecek üç kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınması amacıyla İstanbul Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış, düzenlenen 17/07/2020 tarihli raporda özetle; davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde otomobil sürücüsü, davalı …’nun hatalı sevk ve idaresinin ikinci derecede ve takdiren % 25 (yüzde yirmibeş) oranın etkili olduğu, davacıların murisi yaya …’ın hatalı davranışın ise, birinci derecede ve takdiren % 75 (yüzde yetmişbeş) oranında etkili olduğu bildirilmiştir.
Davacıların talep edebileceği maddi tazminatın hesaplanması bakımından aktüerya uzmanından alınan 15/01/2021 tarihli raporda özetle; Sigorta poliçesinin kaza tarihini kapsadığı ve ölüm halinde şahıs başına azami teminat limitinin 310.000,00-TL olduğu, davalı sigorta şirketinin 02.11.2016 tarihinde temerrüdünün oluştuğu, 09.10.2020 tarih ve 31269 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Anayasa Mahkemesinin 17.07.2020 tarih ve 2019/40 E. 2020/40 K. sayılı iptal kararı uyarınca yapılan değerlendirme sonucu Müteveffanın hak sahibi davacılardan ; baba…’ın 27,108,28-TL, anne …’ın 33.424,11-TL tutarında destekten yoksun kalma nedeniyle oluşan maddi zararının bulunduğu, müteveffanın hayatta iken, davacı kardeşlerine fiili ve düzenli şekilde destek olduğunun ispat edilmediği bir başka ifade ile somut olayda destekten yoksun kalma tazminatının şartlarının oluşmadığı yönünde kanaat bildirilmiş; taraf vekillerinin bu rapora itirazı ve Yargıtay 17. HD’nin 2020/2598E. 2021/34K.sayılı ilamı gözönünde bulundurularak, davacıların ve desteğin muhtemel bakiye yaşam süresinin ve tazminat miktarlarının TRH 2010 yaşam tablosuna göre yeniden hesaplanması bakımından dosya yeniden aktüerya uzmanına tevdii edilmiş, düzenlenen 31/05/2021 tarihli ek raporda özetle; baba…’ın 33.071,78-TL, anne …’ın 47.680,41-TL tutarında destekten yoksun kalma nedeniyle oluşan maddi zararının bulunduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı, kayıt ve belgeler ile usul ve yasaya uygun olarak alınan kusur durumuna ilişkin 17/07/2020 tarihli, tazminat hesabına ilişkin 31/05/2021 tarihli denetlenebilir bilirkişi raporları birlikte değerlendirilerek;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
Davacılar tarafından, yukarıda açıklandığı üzere ölene yaya iken çarpan aracın ZMMS poliçesi ile sigortalayan sigorta şirketinden talepte bulunulmuştur.
Tek yanlı kaza yönünden, ceza yargılaması sırasında alınan Adli Tıp Kusur raporu ile dosyamız kapsamında alınan kusur raporları arasında çelişki bulunduğundan çelişkileri gideren ve denetlenebilir 17/07/2020 tarihli bilirkişi heyeti raporu hükme esas alınmıştır.
Tazminat hesabına yönelik olarak TRH-2010 yaşam tablosunda göre hesaplanan 31/05/2021 tarihli bilirkişi raporunda; müteveffanın destek olduğu dosya kapsamından anlaşılan ve ispatlanan babası… için 33.071,78 TL; annesi …için 47.680,41 TL olarak ödeme yapılabileceği belirtilmiştir. Müteveffanın hayatta iken davacı kardeşleri olan …, …, … a fiili ve düzenli şekilde destek olduğunun ispat edilemediği görüldüğünden destekten yoksun kalma şartlarının oluşmadığı anlaşılmıştır. Raporun mahkememizce denetlenmesinde, TRH2010 tablosuna göre hesaplanan, kusur indirimi yapılan desteğinin bulunduğu anlaşılan davacılar… ve … yönelik yapılan bu tazminat miktarları hükme esas alınmış, davacı kardeşleri olan …, …, … yönünden ise destekten yoksun kalma tazminatının şartlarının oluşmadığı kabul edilmiştir.
Davacılar vekili her ne kadar 15/01/2021 tarihli tazminat raporuna istinaden 20/01/2021 tarihli bedel artırım dilekçesiyle… yönünden 1.000,00 TL olan tazminat talebini 27.108,28 TL’ye, … yönünden 1.000,00 TL olan tazminat talebini 33.424,11 TL ye yükseltmiş ise de, mahkememizce Yargıtay 17. HD’nin 2020/2598E. 2021/34K.sayılı kararı gözönünde bulundurularak aktüer bilirkişisine yaptırılan yeni hesaplama sonucunda, belirlenen tazminat miktarlarının değişmesi üzerine, davacı vekili 01/06/2021 tarihli dilekçesi ile; yapılan yeni hesaplama sonucunda dava değerini tekrar artırma zorunluluğu doğduğunu beyan ederek, davacı …için 27.108,28 TL olan dava değerini 33.071,78 TL’ye, davacı … için 33.424,11 TL olan dava değerini 47.680,41 TL’ye yükselttiklerini beyan etmiştir. Belirsiz alacak davalarında ıslahta olduğu gibi iki kere bedel arttırım yapılamayacağına ilişkin bir hüküm bulunmamakta olup, davacının elinde olmayan sebeplerle (Yargıtay içtihat değişikliği) belirli hale getirdiği alacak tekrar belirsiz hale gelmiş olup, davacının ikinci bedel arttırım dilekçesiyle tekrar belirli hale getirdiği bedel arttırım dilekçesi doğrultusunda karar verilmiştir.
Buna göre, davacılar… ve …’ın desteğinin ölümü ile sonuçlanan kaza nedeniyle davacılar lehine hesaplanan maddi tazminattan davalının kaza tarihini kapsayan ZMMS poliçesi limiti ile sorumlu olduğu anlaşıldığından tespit edilen maddi (destekten yoksun kalma) tazminatın bedel arttırım dilekçesi gözetilerek davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılar … ve …’a verilmesine, davacılar …, …, …’ın maddi tazminat istemlerinin şartları oluşmadığından ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
Davacılar manevi tazminat isteminde de bulunmuşlardır.
Yukarıda açıklandığı biçimde, davalı …’nun %25 kusurlu eylemi sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacıların desteği müteveffa …’ın ölümü neticesinde, davacılarda meydana gelen çaresizlik ve acı nedeni ile ruh sağlığındaki bozulma ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22/06/1966 tarih, 1996/70 sayılı içtihadı ile belirlenen manevi tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin ilkeler ve Hukuk Genel Kurulunun 26/06/2004 tarihli ve 2004/370 karar sayılı içtihadı ile belirlediği caydırıcılık ilkesi gözetilerek, ihlal sonucu davacıların uğradığı manevi zararın giderimi amacı ile paranın satın alma gücü itibari ile belirlediği bir meblağın davalılar … ve …’tan alınarak, davacılara verilmesi sureti ile zedelenen yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özlenir kılmama, davalının ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin, daha dikkatli ve özenli olmaya sevketmek hedeflenerek günün ekonomik koşullarına göre takdiren davacı… için 20.000,00 TL, … için 20.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 55.000,00TL manevi tazminatın olay tarihi olan 17/06/2016’dan itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı …ve davalı …dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine karar vermek gerekmekle aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
Açıklanan nedenlerle maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar… ve …’ın maddi tazminat davasının KABULÜNE,
Davacı… için kızı …’ın vefatından dolayı 33.071,78 TL destekten yoksun kalma tazminatı; davacı … için, kızı …’ın vefatından dolayı 47.680,41 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Hüküm altına alınan miktarlara davalı …ve davalı … yönünden olay tarihi olan 17/06/2016’dan itibaren; davalı … A.Ş şirketi yönünden ise temerrüt tarihi olan 02/11/2016 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine,
Davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun (maddi tazminat istemleri yönünden) düzenlediği poliçe limiti olan 310.000,00 TL ile sınırlı tutulmasına,
2-Davacılar …, …, …’ın maddi tazminat istemlerinin şartları oluşmadığından AYRI AYRI REDDİNE,
3-Davacıların manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜNE,
Davacı… için 20.000,00 TL, … için 20.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL, … için 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 17/06/2016’dan itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalı …ve davalı …dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
Fazlaya ilişkin manevi tazminat istemlerinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 9.273,23 TL karar ve ilam harcından peşin ve ıslahla alınan 1.903,94 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.369,29 TL harcın, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 4.383,62 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 558,44 TL peşin harç, toplam 1.345,50 TL ıslah harcı, 29,20 TL başvuru harcı, 8,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.941,74 TL harcın, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 1.155,04 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 3.750,00 TL bilirkişi ücreti, 314,50 TL Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesi rapor ücreti, 300,00 TL İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesi rapor ücreti, 1.460,30 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 5.824,80 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 3.264,07 TL’nin, davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 1.941,63 TL ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, kalan kısmın davacılar üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
6-Maddi Tazminat Yönünden;
a) Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen, davacı… için 4.960,77 TL, davacı … için 6.998,45 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak bu davacılara ödenmesine,
b) Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara ödenmesine,
7-Manevi Tazminat Yönünden;
a) Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen davacı… için 4.080,00 TL, davacı … için 4.080,00 TL, davacı … için 4.080,00 TL, davacı … için 4.080,00 TL, davacı … için 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davalılar …ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine,
b) Davalılar …ve … kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 10/2 maddesi gereğince takdir ve hesap edilen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı…’dan, 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 4.080,00 TL vekalet ücretinin …’dan, 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan, 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalılara ödenmesine,
Dair, davacılar vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.16/09/2021

Katip Hakim
e-imza e-imza