Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/439 E. 2019/471 K. 09.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/439 Esas – 2019/471
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/439 Esas
KARAR NO : 2019/471

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : MENFİ TESPİT (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/07/2017
KARAR TARİHİ: 09/07/2019
K. YAZIM TARİHİ: 19/07/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile 15/02/2015 keşide, 15/04/2015 vade tarihli 50.000,00 TL tutarlı, bedeli nakden alınmış, alacaklısı davalı, borçlusu davacı olarak gözüken senetle işlem başlattığını, müvekkilinin davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, müvekkili ile davalı arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, işbu senedin davalının işçisi olması sebebiyle müvekkilinden teminat olarak alındığını, bu teminat senedinin yetkili icra dairesi ile davacının adres kısımlarının davacının rızası hilafına ve gerçeğe aykırı bir biçimde davalı tarafından düzenlendiğini, müvekkilinin davalı şirkette 2008 yılından 31/10/2016 tarihine kadar Antakya Bölge Menajeri sıfatıyla sigortalı olarak bilfiil çalıştığını, davalının 31/10/2016 tarihinde haklı bir nedene dayanmadan müvekkilinin işine son verdiğini, bu işlemden sonra müvekkilinin işçilik hak ve alacaklarını talep etmek üzere dava hazırlığında olduğunu öğrenen davalının elinde bulunan ve karşılığı olmayan teminat olarak verilmiş senedi kötü niyetle icra takibine konu ettiğini, bu icra takibinden sonra davalı aleyhine ayrıca işçilik hak ve alacaklarının tahsili için Hatay İş Mahkemesinin… esas sayılı davasının açıldığını ve bedelsiz senedin icraya konulması nedeniyle Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, davalının iş davasına verdiği cevapta davacının kendi işçisi olduğunu inkar ederek, aralarında Tek Satıcılık-Bayilik ilişkisi nedeniyle ticari bir ilişki olduğunu belirttiğini ve senetten doğan alacağın da mal bedeli olduğunu yazılı olarak dile getirdiğini, ancak ne hikmetse senette alacağın nakden gözüktüğünü, davalının gerçeğe aykırı takip düzenlediğini, iş davasında da gerçeğe aykırı beyanda bulunarak borcundan kurtulmaya çalıştığını ve kötü niyetini sürdürdüğünü, davalının ticari defter ve kayıtlarında yapılacak incelemelerde davacıya mal karşılığında düzenlenmiş faturaların bulunmadığının, davacı adına kesilmiş faturalar var ise bu malların davalıya teslim edilip edilmediğinin, işbu takibe konu senedin ticari defterlere kaydedilip kaydedilmediğinin tespitinin gerektiğini, davalının yanında 8 yıl gibi uzun bir süre işçi olarak çalışan davacının davalı tarafından işçi olmadığının beyanının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, keza yanında çalışan işçinin davalıya 50.000,00 TL borçlu olduğunun izahının davalıya ait olduğunu, takip konusu bononun dayanağı olan herhangi bir borçlandırıcı işlemin taraflar arasında olmadığını, davalının müvekkilinden nakden bir alacağı olmadığı gibi malen de bir alacağının bulunmadığını, takibin haksız ve kötü niyetli olduğunu beyan ederek, davanın kabulü ile müvekkilinin Ankara Batı İcra Müdürlüğünün… esas sayılı icra takibine konu senede dair borçlu olmadığının tespitine ve senedin iptaline, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkette işçi olarak çalışmamakla birlikte hukuki olarak Tek Satıcı olarak çalıştığını, senedin davacının cari hesap borcundan dolayı keşide edildiğini, teminat olarak düzenlenmediğini, davacı ile müvekkili arasındaki ilişkinin Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’da düzenlenen doğrudan satış/kapıdan pazarlama ile TTK’da tek satıcılık olarak tanımlanan bir nevi bayilik niteliğinde olduğunu, “Tanıtım Gönüllülüğü ve Satış Temsilciliği Yetki Belgesi Sözleşmesi” isimli 04/11/2007 tarihli sözleşme ile bunun sabit olduğunu, kar payı esas alınarak müvekkili şirket yetkili satıcısı olan davacı lehine ve ilgili banka şubesinin talebi üzerine kredi uygunluğunun sağlanması amacıyla böyle bir yazı düzenlenmiş olduğunu, senede dayalı icra takibi ile davacının açmış olduğu işçi alacak davasının hiçbir bağlantısının bulunmadığını, taraflar arasındaki ilişkinin satıcılık sözleşmesine dayandığını, sözleşmenin davacı tarafından feshedildiğini beyan ederek, haksız açılan davanın reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyası, davalı şirkete ait ticaret sicil kaydı, Hatay İş Mahkemesinin… esas sayılı dava dosyası, davalı şirketin 01/01/2011-15/02/2015 tarihleri arasını kapsayan banka hesap dökümleri, 19/06/2019 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyasına konu bonodan dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyası dosya arasına celp edilmiştir.
Davacı, Ankara Batı İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasıyla takibe konu edilen, keşidecisi …, lehtarı … A.Ş. olan, 15/02/2015 keşide 15/04/2015 ödeme tarihli, 50.000,00 TL bedelli bononun, davalının işçisi olması nedeniyle kendisinden teminat olarak alındığını, bu senetten dolayı davalıya borçlu olmadığını iddia etmekte, davalı ise davacının işçi olarak değil “Tek Satıcı” olarak çalıştığını, senedin davacının cari hesap borcundan dolayı keşide edildiğini ve davacının senet bedelini ödemediğini savunmaktadır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilerek mali müşavir bilirkişiden 19/06/2019 tarihli rapor alınmıştır. Raporda özetle; takip ve davaya konu bononun davalı şirketin 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ait defterlerinde kaydının yer almadığı, bononun düzenlenme tarihinden yaklaşık 4 yıl sonra 2019 yılı kayıtlarında 01/02/2019 tarihli 1636 yevmiye maddesi ile 121.15.004 2015/4 DÖNEM ALINAN SENETLER hesabına “Sehven Kaydı Yapılmayan … Senedinin Kaydı” açıklamasıyla kaydedildiği, davalının 2015-2017 yılları kayıtlarında davacı ile arasında ticari ilişki olduğunu gösteren herhangi bir cari hesap kaydının bulunmadığı, dolayısıyla davalı şirketin “dava konusu senedin davacının cari hesap borcundan dolayı keşide edildiği” iddiasını destekleyen herhangi bir kaydın davalı defterlerinde yer almadığı görüş ve kanaati bildirilmiştir.
6102 Sayılı TTK.’nın 776/1-b maddesine göre bono “kayıtsız ve şartsız belirli bir bedeli ödemek vaadini” ihtiva etmelidir. Ödenmesi (tahsili) şarta bağlanmış bir senet bono niteliğinde sayılamaz. Bononun taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşme nedeniyle verilmiş olması (teminat senedi gibi) halinde, sözleşmenin karşılıklı edimleri içermesi nedeniyle senet bedelinin tahsilinin gerekip gerekmeyeceği yargılamayı gerektirir. Bu durumda senet kayıtsız şartsız bir ödeme vaadini içermediğinden bono vasfında olmaz ve anılan senede dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü yol ile takip yapılamaz.
Öte yandan teminat senedi itirazında dayanak bononun hangi ilişkinin teminatı olduğunun yazılı bir belge ile ispatlanması zorunludur. (HGK.’nun 14/03/2001 Tarih ve 2001/12-233 sayılı – yine HGK.’nun 20/06/2001 Tarih ve 2001/12-496 sayılı kararları)
Takip dayanağı senedin teminat senedi olduğu iddiasının, hangi ilişkinin teminatı olduğu senet üzerine yazılmak suretiyle ya da takip dayanağı senede açık atıf yapan İİK’nun 169/a-1. maddesinde yazılı nitelikte bir belge ile ispatlanması gerekmektedir (HGK’nun 06.03.2013 tarih ve 2012/12-768 E., 2013/312 K. ve 20.06.2001 tarih ve 2001/12-496 sayılı kararları).
Eldeki davada, takip dayanağı senedin hangi ilişkinin teminatı olduğunun senet metninde belirtilmemesi, dava ve takibe konu bononun teminat senedi olduğunu ileri süren ve söz konusu bononun neyin teminatı olarak verildiğini ispat yükü kendisine düşen davacının bu iddiasının ispata yönelik geçerli ve yazılı bir delil sunamaması karşısında ispatlanamayan davanın reddine, öte yandan, dosya kapsamında İİK’nun 72. maddesi gereğince verilmiş bir ihtiyati tedbir kararı bulunmadığından davalı yanın tazminat talebinin de reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.017,02 TL harçtan mahsubu ile bakiye 972,62 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 6.900,80 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 09/07/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza