Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/437 E. 2019/428 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/437 Esas – 2019/428

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/437 Esas
KARAR NO : 2019/428

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Abonelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/08/2017
KARAR TARİHİ : 25/06/2019
K.YAZIM TARİHİ : 19/07/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin sahibi olduğu … Eczanesi adına senelerdir davalı şirketten hizmet aldığını, eczanesi ve çalışanları için tüm hatları davalı şirketten tahsis ettiğini, yine birgün eczane çalışanı için bir hat almak istemesi ile … bayiine gittiğini, bayi çalışanının … abone no ile 2015 Aralık ayında sözleşme ile müvekkiline bir hat tahsis edildiğini, ancak müvekilinden habersiz kimlik bilgileri kullanılarak bu hattın yanı sıra dört adet hat daha açıldığını, açılan bu hatların müvekkilinin rızası dışında kimlik bilgileri kullanılarak ve hukuka aykırı yollarla açılmış olduğunu, bu hatların ödenen fatura miktarlarının müvkkiline iadesi gerektiğini, müvekkilinin fahiş fiyatlardan rahatsız olduğunu ve çalışanı ile büyük sıkıntılar yaşadığını, gereksiz ve düzensiz kullanıldığını düşüncesiyle çalışanı ile tartışan müvekkilinin son derece memnun olduğu bu çalışanını sırf bu yüzden işten çıkarma kararı aldığını, davalı tarafla müvekkilinin işini aksatarak yaptığı uzun telefon görüşmeleri sonucunda davalı yan hatasını anladığını ve hatları iptal ettiğini, ancak hukuka aykırı yollardan açılan bu hatlar için ödenen miktarlar yetmezmiş gibi icra takibi sonucunda ödenmeyen kısım için müvekkilinin davalı tarafça aranılarak rahatsız edilmeye devam ettiğini, yine iyiniyetli olarak hala davalı taraftan hizmet almak isteyen müvekkiline icra takibi dolayısıyla istediği hizmetin verilmediğini, tüm bunlara rağmen müvekkilinin iyiniyetini hiç kaybetmediğini, davalı yanın kusuru ile meydana gelen maddi ve manevi zararın apaçık ortada olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik, 500,00 TL maddi tazminatın; müvekkilini zor duruma sokarak çok değerli bir çalışanını kaybetmesine, meslek hayatında sıkıntı yaşamasına, işlerinin aksamasına ve hukuki tecavüzden dolayı psikolojisinin bozulmasına neden olmasından dolayı ise 5.000,00 TL manevi tazminatın kimlik bilgilerinin haksız kullanımının başladığı ve hakların açıldığı tarihten itibaren işleyecek mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle davalı şirketten alınarak müvekkiline aidasine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 22/05/2019 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve maddi tazminat talebini 818,28 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkili şirket tarafından itiraz üzerine yapılan teknik analizde, sözleşme üzerindeki imza ve davacının imzasının benzeştiğinin tespit edildiğini ve hattın borç durumunun teknik olarak belirlendiğini, müşteri şikayetinde ilgili hatların kendi onayında açılmadığı yönünde şikayetini ilettiğini, fraud tarafından gerekli incelemelerin yapıldığını, yapılan incelemede hat açılış formundaki imzaların dilekçede bulunan imza ile benzerlik gösterdiğini, açılış evraklarında kullanılan kimlikte sahtecilik yapılmadığı ve vergi levhası, tahakkuk fişi ve hat alım evraklarında herhangi bir usulsüzlük belirlenmediğinin tespit edildiğini, sözleşme okunmuş olsaydı ya da fatura kontrol edilseydi anlaşılabilcek durum sebebiyle bahsettiği olayların yaşanmasına davacının sebep olduğunu ve en iyiniyetli yaklaşımla üzerine düşen özen yükümlülüğünü davacının yerine getirmediğini, tazminat talep edilebilmesi için haksız fiil, zarar, illiyet bağı unsurlarının bulunmasının şart olduğunu, müvekkili şirketin bir haksız fiilinin olmadığını, davacının ispatlayabildiği bir zararının da bulunmadığını, eğer bir haksız fiil tespit edilse dahi müvekkiline izafesinin mümkün olmadığını, bayilerin kendi tüzel kişiliklerinin olduğunu ve tüzel kişiliklerinin müvekkili şirkete bağlı şube olmadığını, kendi kusurlarından kendilerinin sorumlu olduğunu, talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davacının ticaret sicil kaydı, davacı adına kayıtlı hatlara ait sözleşme asılları ile fatura dökümleri, davacının ekonomik ve sosyal durum tespiti, banka kayıtları, 23/10/2018 tarihli bilirkişi raporu, 11/12/2018 tarihli bilirkişi ek raporu, 14/05/2019 tarihli bilirkişi ikinci ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, telefon hattı aboneliği sözleşmesi nedeniyle fazla ödenen bedellerin iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafından davalı firma nezdinde kendisinden habersiz olarak birden fazla abonelik tesis edildiği, yapılan haksız işlemler ve tahakkuk ettirilen bedeller nedeniyle maddi ve manevi zararının bulunduğu iddia edilmiştir. Davalı tarafından ise, davacı ile imzalanan 25/12/2015 tarihli sözleşme imzalandığı ve bu sözleşme kapsamında yapılan işlerin hukuka uygun olduğu savunulmuştur.
Tarafların sunduğu deliller ile birlikte mahkememizce davacıya ait tüm hatlara ve faturalara ilişkin davalı şirketten bilgi sorulmuş, buna dair belgeler celp edilmiştir.
Davacı adına açılan ve fatura tahakkuku yapılan tüm hatların incelenmesi ve alacak borç bakiyesinin belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. 23/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda; taraflar arasında imzalan 25/12/2015 tarihli sözleşmede davaya konu edilen …, …, …,…,… nolu hatlar yönünden de başvuruda bulunulduğu, mahkemece bu hatlara ilişkin hizmet verildiği düşünüldüğü taktirde hesap yapılabilmesi için eksik belge bulunduğu belirtilerek ön rapor düzenlenmiştir.
Davalı şirketten ön rapor üzerine tekrar bilgi sorulmakla gönderilen belgeler kapsamında düzenlenen 11/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda; …, …,…,… nolu hatlara ilişkin hizmet verildiğine dair bir bilgi ve belge bulunmadığı, anılan hatlar üzerinden haberleşme hizmeti verilmediğinden Abonelik Sözleşmeleri Yönetmeliğinin 8/2 md. Uyarınca davalı işletmeci tarafından düzenlenen faturaların iptal edilmesi gerektiği, davacının buna göre 818,28TL alacağının bulunduğu, davacının … numaralı hatta ilişkin 2016 yılı Ekim ayına ait 37,60TL borcunun bulunduğu hesaplanmıştır.
Taraf vekillerini itirazı kapsamında bilirkişiden 14/05/2019 tarihli ikinci ek rapor alınmıştır. Raporda; 11/12/2018 tarihli raporda belirtilen görüşler tekrar edilmiştir.
Toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; davacı ile davalı arasında birden fazla abonelik sözleşmesi düzenlendiği, bilirkişi incelemesi sonucu …, …,…,… nolu hatlara ilişkin davalı tarafından hizmet verildiğinin ispatlanamadığı ayrıca 25/12/2015 tarihli sözleşmenin devamı sayfalarında bu hatlara ilişkin olarak sonradan düzenlenen etiketlerin sözleşmeye yapıştırılması sonucu sözleşmeye alındığı ve bu sayfa altında davacının imzasının bulunmadığı tespit edildiğinden davacıyı bağlayıcı niteliği bulunmadığı, davacı adına haksız olarak tahakkuk ettirilen bedellerin davalıdan tahsili gerektiği anlaşılmakla davacının maddi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir. Davacı tarafından manevi tazminat talebinde bulunulmuşsa da dava konusu uyuşmazlık nedeniyle davacının kişilik haklarının zedelendiğine dair mahkememizde kesin kanaat uyandırıcı delil sunulmadığından ve bu husus ispatlanamadığından talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE,
1-818,28 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2-Davacının manevi tazminat isteminin reddine,
3-Alınması gereken 55,89 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 93,93 TL harç ile 44,40 TL ıslah harcından mahsubu ile bakiye 82,44 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 93,93 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 4,60TL vekalet harcı ile 44,40 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 174,33 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 191,30 TL tebligat ve posta gideri ile 750,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 941,30 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 132,38 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 818,28 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, manevi tazminat istemi yönünden kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.25/06/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı