Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/415 E. 2018/302 K. 08.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/415 Esas – 2018/302

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/415 Esas
KARAR NO : 2018/302

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : İFLAS İDARE MEMURLARI
1-
2-
3-
VEKİLİ :

DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 21/07/2017
KARAR TARİHİ : 08/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 18/05/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davacının, 17.09.2003-03.02.2014 tarihleri arasında Müflis … A.Ş. şirketi bünyesinde ustabaşı olarak çalıştığını, mahkememizin 2013/30 E. sayılı dosyasında 26.12.2013 tarihi itibariyle … A.Ş.’nin iflasına karar verildiğini, davacının da alacakları için … E. sayılı dosyaya başvuru da bulunduğunu, iflas tarihinde davacının İhbar tazminatı olarak 4.679,76 TL, Kıdem Tazminatı olarak 30.346,31 TL, Ücret alacağı olarak 6.024,63 TL, İzin ücreti olarak 950,00 TL olmak üzere toplam 36.402,76 TL alacağı olduğunu, 6.024,63 TL’lik ücret alacağının 5.597,94 TL’sinin “Ücret Garanti Fonundan” ödendiği için bakiye (6.024,63 – 5.597,94 TL) = 426,00 TL ücret alacağının kaldığını, iflas açıklandıktan sonra davacının 26.12.2013-03.02.2014 tarihleri arasında da çalıştığını ancak bu dönemde doğan alacakların masa alacağı olduğundan dava konusu yapılmadığını, alacaklar için yapılan başvuru neticesinde Ankara Batı İflas Müdürlüğünün … İflas dosyasında verdiği 28.06.2017 tarihli kararda, 26.132,14 TL haricindeki alacağının reddedildiğini, reddedilen kısmın kaldırılmasını, davacının 10.268,62 TL daha alacaklı olduğunun tespitine ve bu alacağın iflas tarihi itibariyle işleyecek faiziyle birlikte alacağın kabulü ile sıra cetveline esas alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; mahkememizce 26/12/2013 tarihli, 2013/30 sayı ile … A.Ş.’nin iflasına karar verildiğini, tasfiye işlerinin Ankara Batı iflas Müdürlüğünün … sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, davacının alacakları olduğu iddiasıyla iflas müdürlüğüne başvurduğunu, başvurusunun 61 sıra numarasına kaydedilerek değerlendirildiğini, itiraza uğramayan ve iflas tarihi itibariyle temel borç kabul edilen kısmın kabul edildiğini, kalan talebin reddedildiğini, İİK’nun 226. maddesi uyarınca iflas idaresinin masanın menfaatlerini koruması gerektiğini, nitekim başvuru neticesinde denetime elverişli sunulmaması nedeniyle alacak taleplerinin 18.763,52 TL’lik kısmı reddedildiği halde, 10.268,62 TL lik alacak için dava açıldığını, davacının alacak taleplerinin iki dönem halinde değerlendirilmesi gerektiğini, birinci olarak iflas tarihine kadar olan çalışmaların bedeli olan alacaklar, diğerinin ise iflas tarihinden sonraki çalışma karşılığı tahakkuk eden alacaklar olduğunu, davacının iflas kararından sonra da çalıştırıldığını, bu dönemde çalıştırılan davacının hak kazandığı alacaklarının İİK’nun 248. maddesi uyarınca “Tasfiye Gideri’ olarak kasaya giren paradan ödenmesi gerektiğini, iflastan önceki işçilik alacaklarının ise İİK’nun 195. maddesindeki esaslara göre hesaplanıp, aynı kanunun 206. maddesi hükmüne göre de sıraya konulması gerektiğini, iflas idare memurluğunun yargılama yetkisinin bulunmadığını, sadece likit alacaklar bakımından hesaplama yaparak neticesine göre karar verebileceğini, oysa davacının alacaklarının yargılamayı gerektirdiğini, İİK’nun 195. maddesine göre yargılama yapılarak davacının alacağının belirlenmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE :Dava, kayıt kabul (sıra cetveline itiraz) istemine ilişkindir.
İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilirken (masaya yazdırılabilirken), müflisin iflas açılmasından sonra doğan alacakları, iflas alacağı olmadığından, iflas masasından talep edilemez. İflas masasından istenebilecek (hatta, iflas alacaklarından daha önce ödenecek) olan, bir başka alacak çeşidi de masa alacaklarıdır. Bunun masa bakımından adı “masa borcudur.” Masa borçları müflisin değil, (çünkü, müflisin iflas açılktıktan sonra masayı bağlayıcı nitelikte borçlarlanmasına imkân yoktur.) iflas masasının yaptığı borçlardır. Masa borçları, iflasın açılmasından iflas tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar, iflas masası (masa adına iflas dairesi veya iflas idaresi) tarafından yapılan borçlardır. (İİK. m. 248, 303/2) Masa alacakları iflas masasından tam olarak ödenir. (örn: İflas kararının ilanı giderleri (m.166;219), defter tutma (m.161;208) giderleri (bkz: m.160), masa mallarının muhafazası için kiralanan depo için ödenecek kira, iflas idaresinin ücreti (m.223,IV), masanın (iflas idaresinin) taraf olduğu davaları takip eden avukatın avukatlık ücreti masa borcudur. Bu sayma, tahdidi değildir; masa borçlarına bazı misaller vermek içindir. Şu halde, masa alacakları (borçları), iflas açıldıktan sonra iflasın tasfiyesi için bizzat masa (yani, masa adına iflas dairesi veya idaresi) tarafından yapılan borçlardır. Masadan ödenecek alacakların, iflas alacağı ve masa alacağı olarak ikiye ayrılmasının pratik önemi şudur: Masa alacakları, iflas masasından tam olarak ödenir. Masa alacakları, iflas alacaklarından daha önce ödenir (m.248). Oysa, iflas alacaklarının tam olarak ödenmesi çok enderdir (belki yalnız m.206’nın ilk üç sırasındaki imtiyazlı alacaklar tam olarak ödenir.) İflas alacakları (özellikle m. 206’nın dördüncü sırasındaki imtiyazsız alacaklar), İflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında ödenir. İşte bu nedenle, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük önemi vardır. (Kuru Baki, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Tamamen Yeniden Yazılmış ve Genişletilmiş 2. Baskı, S. 1212 vd. Ankara, 2013) İflas masrafları ve masa borçları sıra cetvelinde yer alamayacağından, iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK’nın 235. maddesindeki süreler uygulanmaz. Kayıt kabul davaları, iflasından önce müflisten alacaklı olanların, bir diğer ifade ile iflas alacaklılarının alacaklarını iflas masasına kaydettirmek için açtıkları ve dayanağını İİK’nın 235. maddesinden alan davalardır. (Yargıtay 23. HD nin 05.04.2016 tarih ve 2556 E., 2121 K.,21.12.2015 tarih ve 351 E., 8323 K. 23.11.2015 tarih ve 2014/6942 E., 2015/7535 K., sayılı ilamları)
İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesince değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, davalı müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı olup, davalı ise iflas idaresidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır.
Davalı şirket hakkında, mahkememizce 26/12/2013 tarih ve 2013/30 E, 2013/417 K. sayılı ilamıyla iflas kararı verildiği ve Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası ile işleme başlandığı görülmüştür.
Davacı işçinin iş akdi ise iflas tarihinden sonra 03.02.2014 itibariyle sonlandırılmıştır. Taraflar arasında ücretin miktarına yönelik uyuşmazlık bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davacının talebine esas olan alacak kalemlerinden ücret alacağı dışındaki alacaklar da feshe bağlı alacaklardır. Feshe bağlı bu alacaklar ancak fesih ile muaccel olacağından iflastan önce doğmuş oldukları söylenemez. Davacının talebine esas olan kalemlerden sadece 426,00 TL ücret alacağı iflastan önce doğmuş olabilir. Ancak davacının iflas masasına başvurusu sonucunda toplam ücret alacağı olan 6.024,63 TL den daha fazla olan 26.132,14 TL alacak kayıt ve kabul edildiğinden mahkememiz nezdinde “uyuşmazlık konusu edilen” alacak miktarlarının hepsinin feshe bağlı ve iflastan sonra muaccel olan alacak kalemlerine ilişkin olduğu, kayıt kabul davasının konusunu oluşturmayacağı açıktır. Davacının tacir değil işçi olması nedeniyle , uyuşmazlık konusu alacaklarla ilgili olarak yargılama yapmaya görevli mahkeme İş Mahkemeleridir. Tüm bu açıklamalar gereği mahkememizce, HMK’nın 114 ve 115 madde hükümlerinde nazara alınarak davanın usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı İş Mahkemeleri olduğundan HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereği göreve ilişkin dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE,
1-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine,
2-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 3-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren on gün (10) içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.08/05/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı