Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/329 E. 2018/815 K. 18.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/329 Esas – 2018/815

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/329 Esas
KARAR NO : 2018/815

HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2017
KARAR TARİHİ: 18/12/2018
K.YAZIM TARİHİ : 17/01/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili şirketin,.. Fabrikasının maliki ve işletmecisi olup; hisselerinin tamamının dava dışı … Belediye Başkanlığına ait olduğunu, tanınmış ve prestijli bir işletme olduğunu, … Belediye Başkanlığı’nın da kurumsal kimliğini temsil ettiğini, 03-04.06.2017 tarihli haber bültenlerinde ve 04.06.2017 tarihli gazetelerde yayımlanan bizatihi davalıya dayandırılan asılsız/uydurma haberler ile müvekkil şirketinin ticari itibarının haksız ve ağır biçimde zedelendiğini, ürünlerinin alenen ve tüm yurtta etkili olacak şekilde kötülendiğini ve bu haberlerin dava dilekçesinin ekinde ve CD ortamında sunulduğunu, müvekkili şirketinin olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkili şirketinin müdürü ve bir çalışanı birlikte davalının evinin ziyaret edildiğini ve söz konusu olayda kusurlarının bulunmadığının ifade edildiğini, davalının bu iddiasından sadece Belediye’de işe alınmak suretiyle vazgeçebileceğini beyan ettiğini, dolayısıyla davalının kötü niyetli olduğunu ve olaydan 7-8 gün sonra durumu gerçek dışı biçimde basında yansıtarak müvekkil şirketinin adını lekelediğini, müvekkili şirkete ait fabrikadaki üretimin otomatik makinelerle gerçekleştiğini, un ve diğer malzemelerin en az 8 defa elekten geçirildiğini ve üretimin her safhasında kontrol edildiğini, dolayısıyla ürünün içerisinden 3,5 cm uzunluğunda bir beton çivisinin çıkma ihtimalinin bulunmadığını, … Hastanesi’nin 28.05.2017 tarih ve … saylı raporunda; davalının dört implant dişinin kırıldığı (hatta iki tanesini de yuttuğu) iddiasıyla ilgili hiçbir tanı ve teşhiste bulunulmadığı ve bu durumun hiçbir şekilde hastane kayıtlarına geçmemiş olmasının akla ve mantığa aykırı olduğunu, dolayısıyla davalının iddiasını dayandırdığı başka bir delil de olmadığına göre, söz konusu iddianın gerçek dışı olduğunu, bölgede birçok ekmek fırını olduğunu, ayrıca … Fabrikasına ait ürünlerin de bölgede satıldığını, dolayısıyla davalının iddiasının söz konusu ürünün müvekkil şirketine ait olduğunu ispat etmeye yetmeyeceğini, davalının gerçek dışı beyanları ile ulusal basında müvekkil şirketini ve ürünlerini, yanlış ve yanıltıcı açıklamalarla kötülediğinin sabit olduğunu, bu durumun TTK md. 55/1 (a-1) hükmü gereğince müvekkil şirketi yönünden “‘haksız rekabet” teşkil ettiğini beyan ederek, müvekkili şirketin mesleki itibarının ve ticari faaliyetlerinin zarar görmesi sebebiyle TTK 56/1 (a) hükmü gereğince fiilin haksız olup olmadığının tespitine, söz konusu haksız eylemin hem basın yoluyla hem de ulusal basında etkili yazılı ve görsel olarak yoğun bir şekilde gerçekleştirildiği göz önüne alınarak, Mahkeme tarafından verilecek hükmün TTK md. 59’a göre davalıdan alınmak üzere gazete ve televizyon kanallarında ilan edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; mevcut davanın açılmasına müvekkilinin sebebiyet vermediği gibi davacı tarafın hukuken sindirme-bastırma duygusu ile hareket ederek müvekkiline karşı dava ikame ettiğini, davanın açılması gerekiyor ise muhatap gazetecilere açılması gerektiğini, çünkü davacının sonuç-talep kısmında olayla ilgili haber yapan gazete ve TV kanallarında yayın istediğine göre bu kişi-kurum-gazete vs karşı dava açması gerektiğini, davada taraf olmayan basın-yayın kuruluşları hakkında hüküm elde edilmeye çalışıldığını, dolayısıyla davanın husumetten reddi gerektiğini, Yargıtay kararlarında haberin içeriği ve veriliş şekline göre güncel, görünür ve gerçeğe uygun, öz ve biçimi birbirine uygun ve içeriğinde davacının kişilik haklarına saldırı oluşturabilecek bir ibare taşımadığı sürece basın özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, müvekkilinin konu ile ilgili olarak gerek idari anlamda gerekse savcılık nezdinde gerekli şikayetlerde bulunduğunu, basın yayında çıkan haberlerde davacı şirketin isminin ve unvanının geçmediğini, müvekkilinin hiçbir haber kanalına röportaj vermediğini, bir şekilde müvekkilinin mağduriyetinin basın yayın kuruluşlarına ulaştığını, bir yerel gazete ile haber görüşmesi yaptığını, diğerlerinin birbirlerinin haberlerini kaynak göstererek yayınladığını, dolayısıyla müvekkiline kusur ithamının mümkün olmadığını, davacı tarafin dava dilekçesinde müvekkiline açıkça iftira attığını ve kişisel haklarının açıkça ihlal edildiğini, müvekkilinin şirket yetkilisinden veya … Belediyesi’nden iş talebi vs beyanlarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin menfaat beklentisi olmadığını, müvekkilinin herhangi bir hastaneye sevk edilerek, implantlarının kırıldığının teşhisinin her zaman mümkün olduğunu, bu açıdan davacının bu yöne ilişkin beyanlarının soyut mesnetsiz olduğunu, ilgili ekmek parçası ve çivinin halen Emniyet’te olduğunu, bilirkişi incelemesi ve gerekli tahliller yapıldığı takdirde şikayet konusu pidenin hangi fırında üretildiğinin anlaşılacağını, mevcut olayın haksız rekabet ve ticari hususlarla ilgisinin olmadığını, bu yöndeki beyan ve isnatların mesnetsiz olduğunu, yaşanılan olayın doğru ve gerçek olduğunu, ortada haksız fiil veya haksız fiil sayılabilecek bir durum, söz ve eylemin olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davacı şirkete ait ticaret sicil kaydı, davalı hakkında düzenlenen hastane raporu ve ilgili tedavi evrakları, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının …soruşturma sayılı dosyası, 26/03/2018 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, haksız rekabetin tespiti ile ilanı istemine ilişkindir.
Davacı, kendilerinin işlettiği Halk Ekmek ile ilgili davalı tarafından haksız iddialarda bulunulduğunu, ekmekten çıkan çivi ile davalının yaralanmasının mümkün bulunmadığını, zira ekmek yapım tesisinin işleyiş zincirinde çivinin ekmeğin içine girmesinin olanak dışı olduğunu, davalının haksız yere olayı medyaya taşıdığını, itibarlarının zedelendiğini ileri sürmüş; davalı ise ekmekten çıkan çivi nedeniyle dişlerinin kırıldığını ve şikayet hakkını kullanmış olduğunu haksız rekabet kastının bulunmadığını, haksız rekabetin unsurlarının oluşmadığını savunmuştur.
Tarafların sunduğu ve toplanmasını talep ettikleri deliller toplanmıştır. Davalı tarafından yapılan başvurulara ilişkin yazışmalar yapılmış, konu ile ilgili ceza soruşturması dosyası celp edilmiş, bilirkişi raporu alınmıştır. 26/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda; dosyada bulunan gazete haberleri ve röportajlar incelenmiş, konuşmaların dökümü yapılmış ve ekmek üretimine dair süreçle ilgili savcılıkça alınan rapor özetlenmiş, haberlerde “… Belediyesi Halk Ekmek Fabrikası” isminin kullanılmasının markasal kullanım olduğu kanaati bildirilmiştir.
Olay hakkında yürütülen ceza soruşturması kapsamında kovuşturmaya yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
Davalı hakkında düzenlenen olay gecesine ait adli raporlar dosya arasında bulunmaktadır.
Davalının tanıkları genel olarak beyanlarında ; Ramazan ayında sahur yapılırken davalının pide yerken yaralandığını ve hastaneye başvurulduğunu, olayla ilgili Belediye yetkilileri ile görüştüklerini ancak sonuç alamadıklarını beyan etmişlerdir.
TTK’nın 55. Maddesinde haksız rekabet hâllerinin başlıcaları sayılmıştır. Davacı tarafından, maddenin 1/a-1 bendindeki “Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını, faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz yere incitici açıklamalarla kötülemek, ” nedenine dayanıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamına göre; davalının gece sahur yaparken ekmekten çıkan çivi nedeniyle yaralandığı iddiasıyla hastaneye başvurduğu ve dosyada mevcut adli raporların düzenlendiği, olayla ilgili medya kuruluşlarının haber yaptığı, haber kaynağının neresi olduğunun mevcut delillere göre tespit edilemediği, davalının sırf olayla ilgili röportaj vermesinin davalı aleyhine haksız rekabet fiili olduğu anlamına gelemeyeceği, davalının ortada bir şey olmaksızın gece yarısı hastaneye başvurduğunun kabulünün hayatın doğal akışına uygun olmadığı, haber kanallarında ve gazetelerde yapılan haberlerin yazılış ve yapılış şeklinde davalının etkisinin olamayacağı, davalının şikayet ve başvuru hakkını kullandığının kabulü gerektiği kanaatiyle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.18/12/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı