Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/327 E. 2019/444 K. 27.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/327 Esas – 2019/444
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/327 Esas
KARAR NO : 2019/444

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA İHBAR OLUNAN:

DAVA : TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/06/2017
KARAR TARİHİ : 27/06/2019
K. YAZIM TARİHİ: 17/07/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … nolu Nakliyat Abonman Blok Sigorta Poliçesi ile … A.Ş.’ nin sigorta ettireni olduğu, yurtiçinde kamyon ile yapılacak mermer taşıma işini 07/10/2016 – 07/10/2017 tarihleri arasında meydana gelebilecek risklere karşı sigortaladığını, sigortalı firma tarafından toplam 546,73 M2blok mermerin Hongkong’ta yerleşik … (…) Limited adlı firmadan 11/07/2016 tarih ve … M nolu fatura ile 16.378,00 USD bedel karşılığında satın alındığını, satın alınan emtianın kesim ve cila işlemlerinin uygulanmak üzere önce … Ankara’da yerleşik …. Tic. Ltd. Şti. adlı firmaya getirtildiğini, işbu firma tarafından emtiaya uygulanan işlemlerle ilgili sigortalı firma adına 14/12/2016 tarih ve … nolu 24.876,22 TL + %18 KDV bedelli faturanın düzenlendiğini, kesim ve cila işlemleri tamamlanan mermer plakalarının 14/12/2016 tarih ve … nolu sevk irsaliyesi ile davalının taşıma işini üstlendiği, sürücü … idaresindeki … – … plakalı tıra Ankara’dan yüklenerek sigortalı firmanın … /Kocaeli’ndeki adresine sevk edildiğini, 15/12/2016 tarihinde aracın …/Kocaeli’ndeki tesise vardığını, tahliye öncesi kontrollerde emtianın dorse içinde yan yatması/devrilmesi sonucu hasırlandığının sürücünün de imzasını taşıyan tutanak ile tespit edildiğini, oluşan hasara ilişkin müvekkili şirkete yapılan ihbar neticesinde yapılan ekspertiz incelemesi sonucu 341,13 M2 mermerin kırılmak ve çatlamak suretiyle zayi olduğu ve hasarlı emtianın bedelinin 14.625,98 USD olduğu konusunda sigortalı firma ile mutabakata varıldığını, müvekkili şirket tarafından tazminat bedeli olan 14.625,98 USD karşılığı 51.512,70 TL’den 2.000,00 TL sovtaj ve muafiyet bedeli düşüldükten sonra 47.035,91 TL’nin 05/04/2017 tarihinde sigortalıya ödendiğini, ibra ile birlikte müvekkili şirketin TTK madde 1472 gereği sigortalısının haklarına halef olarak rücu hakkını kazandığını beyan ederek, 47.035,91 TL’nin ödeme tarihi olan 05/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından 06/10/2016 tarihinde tanzim edilen poliçenin “NOTLAR” başlıklı kısmının “Taşımanın tüzel kişiliğe haiz bir nakliyeci firma tarafından yapılması teminatın geçerliliği açısından şarttır” hükmünü içerdiğini, bununla birlikte davacı tarafın dosyaya 30/03/2017 tarihinde tanzim edilen Nakliye Abonman Blok Poliçe Zeyilini de eklediklerini, iş bu zeyilin Notlar başlıklı kısmı dikkatle incelendiğinde sigorta ettiren şirket ile davacı tarafın tüzel kişiliğe ait şartı ortadan kaldıran başka esaslı bir koşula yer verdiklerinin görüleceğini, bu koşulun ise şöyle olduğunu, “07.10.2016 tarihi itibariyle aşağıdaki notun iş bu poliçe için geçersiz olduğu kayıt ve not edilmiştir. *Taşınmanın tüzel kişiliğe haiz bir nakliyeci firma tarafından yapılması teminatın geçerliliği açısından şarttır.”, neticede iddia edilen olayın tarihi ile taşımayı gerçekleştiren müvekkili nakliyecinin tüzel kişiliğinin olmaması durumlarının dava konusu uyuşmazlık için önem arz eden hususlar olduğunu, davacı tarafın iddialarına konu olan olayın gerçekleştiği tarihte (15/12/2016) poliçe kapsamında nakliyeci firmanın tüzel kişiliğe sahip olması şartı geçerliyken aynı tarihte taşınmacılığı yapan davalı müvekkilinin “Gerçek kişi tacir” sıfatını haiz olması poliçede düzenlenen geçerlilik koşulunun sağlanmadığını ortaya çıkaracağını, bu sebeplerle davacı tarafın rücuen tazminat talebinin reddini talep ettiklerini, ayrıca davacı taraf ile sigorta ettiren şirketin iş bu geçerlilik şartının farkındalığı ile iddialara konu olayın gerçekleştiği tarihten itibaren yaklaşık 4 ay sonra 30/03/2017 tarihinde poliçe zeyili tanzim ederek; teminat açısından arana tüzel kişi olma şartını ortadan kaldırdıklarını ve bunu dava konusu olaydan çok daha sonra yaparak açıkça kötüniyetli bir şekilde hareket ettiklerini, 6102 sayılı TTK’nun 876. maddesine göre zarar, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceği sebeplerden meydana gelmişse taşıyıcının sorumluluktan kurtulacağını, neticede 15/12/2016 tarihli tutanağa dayanan ve dolayısıyla şoför …’nin beyanlarını kabul eden davacı sigorta şirketinin aniden karşı karşıya kalınan bir kaza gibi kaçınılmayacak ve sonuçları önlenemeyecek bir sebebi kusuru atfederken göz önünde bulundurmamasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu sebeple davacı tarafın rücuan tazminat talebinin reddi gerektiğini, iddialara konu olayda sigortalı şirkete ait 546,73 M2 lik mermerden sözde hasarlı olan 341,13 M2 lik mermerin hasar hesabının Nakliyat Sigortası Ekspertiz Raporu kapsamında 47.0354,91 TL olarak belirlendiğini ve davacı tarafından bu rakam esas alınarak rücuan tazminat davası açıldığını, 6102 sayılı TTK’nun 880/2. maddesine göre “Eşyanın hasara uğraması halinde onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir” denildiğini, davacı tarafın talebine dayanak olan Nakliyat Sigortası Ekspertiz Raporunda ilgili Kanun maddesine ve Yargıtay Kararlarına aykırı bir şekilde tazminat miktarından hasarlı malların söz konusu bu ekonomik bedellerinin hiçbir suretle düşülmediğini, bu sebeple davacı tarafın rucuen tazminat talebinin reddini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı sigorta şirketinin “gönderen şirket” ve “gönderilen şirket” açısından kusur incelemesi yaptırmaması ve “eşyanın özel bir ayıbı” bakımından da inceleme yaptırmaması bu suretle doğrudan iddialarına konu olayın bütün kusur oranını davalı müvekkiline atfetmesinin TTK 875/2 maddesine aykırı olduğunu, dava konusu olayda ….Tic. Ltd. Şti.’nin gönderen sıfatına haiz şirket olduğunu, TTK 875/2 maddesine göre zararın oluşmasına gönderenin bir davranışı sebep olmuşsa tazminat borcunun doğmasında ve kapsamının belirlenmesinde bu olguların ne ölçüde etkili olduğunun dikkate alınması gerektiğini, ancak davacı sigorta şirketinin TTK 875/2 maddesine aykırı bir şekilde hareket ederek gönderen sıfatına sahip şirket açısından kusur incelemesi yaptırmaksızın doğrudan bütün kusuru davalı müvekkiline atfetmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Sigorta poliçesi, nakliyat sigortası ekspertiz raporu ve ekleri, ibraname ve ödeme dekontu, rücu talep yazıları, davalının cevabi ihtarnamesi, davacı şirket ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti arasında imzalanan 14/10/2016 tarihli sözleşme sureti, 19/03/2018 tarihli bilirkişi heyeti kök raporu, 26/04/2019 tarihli bilirkişi heyeti ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, nakliyat abonman blok sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Davacı yanın talebi üzerine davanın …. Tic. Ltd. Şti.’ye ihbarı sağlanmıştır.
Davacı sigorta şirketi, sigortalısı … A.Ş.’nin yurtdışından satın aldığı mermer plakaların … Ankara’da yerleşik …. Tic. Ltd. Şti. adlı firmaya getirtildiğini, dava dışı bu şirket tarafından kesim ve cila işlemlerinin tamamlanmasını müteakip mermer plakalarının sigortalı firmanın …/Kocaeli’ndeki tesisine taşıma işinin davalı tarafından üstlenildiğini, sürücü … idaresindeki … – … plakalı tıra yüklenen emtianın Ankara’dan yüklenerek sigortalı firmanın …/Kocaeli’ndeki adresine sevk edildiğini, 15/12/2016 tarihinde aracın …/Kocaeli’ndeki tesise vardığında, tahliye öncesi yapılan kontrollerde emtianın dorse içinde yan yatması/devrilmesi sonucu hasırlandığının tespit edildiğini ve sürücünün de imzasını taşıyan tutanağa bağlandığını, oluşan hasara ilişkin ihbar üzerine yapılan ekspertiz incelemesi sonucu 341,13 M2 mermerin kırılmak ve çatlamak suretiyle zayi olduğu ve hasarlı emtianın bedelinin 14.625,98 USD olduğu konusunda sigortalı firma ile mutabakata varıldığını, tazminat bedeli olan 14.625,98 USD karşılığı 51.512,70 TL’den sovtaj ve muafiyet bedeli düşüldükten sonra 47.035,91 TL’nin 05/04/2017 tarihinde sigortalıya ödendiğini belirterek, 47.035,91 TL’nin 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesi gereğince zarardan sorumlu olduğunu ileri sürdüğü davalıdan ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsilini talep etmektedir.
Davalı ise; davacı şirket ile sigortalısı arasında 07/10/2016 – 07/10/2017 tarihleri arasında meydana gelebilecek risklere karşı düzenlenen Nakliyat Abonman Blok Sigorta Poliçesinin “Taşımanın tüzel kişiliğe haiz bir nakliyeci firma tarafından yapılması teminatın geçerliliği açısından şarttır” hükmünü içerdiğini, kendisinin gerçek kişi tacir olduğunu ve poliçede aranan teminatın geçerlilik koşulunun oluşmadığını, davacı şirket ile sigortalısının 30/03/2017 tarihindeki düzenledikleri zeyilname ile bu hükmün geçerliliğini ortadan kaldırdıklarını, rizikonun gerçekleştiği tarihten çok sonra yapılan bu düzenlemenin kötü niyetli olduğunu, taşıyıcının kusuru belirlenirken 6102 sayılı TTK’nun 876. maddesinin gözetilmesi gerektiğini, ekspertiz raporunda tazminat hesabı yapılırken 6102 sayılı TTK’nun 880/2. maddesi gereğince tazminat miktarından hasarlı malların ekonomik bedellerinin düşülmesini gerektiğini fakat bunun yapılmadığını, ayrıca sigorta şirketinin “gönderen şirket” ve “gönderilen şirket” açısından kusur incelemesi yaptırmaması ve “eşyanın özel bir ayıbı” bakımından da inceleme yaptırmaması ve bütün kusur oranını kendisine atfetmesinin TTK 875/2 maddesine aykırı olduğunu belirterek davanın reddini savunmaktadır.
… A.Ş.’ye ait olup davacı şirket nezdinde sigortalı mermer plakaların Ankara’dan …’ye taşınması işinin davalı tarafından yapıldığı, taşıma sırasında 341,13 M2 mermerin kırılmak ve çatlamak suretiyle hasarlandığı hususları sabit olup, uyuşmazlık hasarın oluşumunda davalı taşıyıcının kusurunun bulunup bulunmadığı, gerçek zararın miktarı ve davalının bu zarardan sorumlu tutulup tutulamayacağı noktalarında toplanmaktadır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra sigorta ve taşıma konusunda uzman bir nitelikli hesap uzmanı ile inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden 19/03/2018 tarihli rapor alınmıştır. Raporda özetle; davalı taşıyıcının % 50 oranında kusurlu olup hasardan bu oranda sorumlu olduğu, yüklemeyi ve istiflemeyi yapan ve usulüne uygun olarak gerekli tedbiri almayan dava dışı …. Tic. Ltd. Şti.’nden % 50 oranında sorumlu olduğu, hasarlı mermer plakaların mevcut durumları itibarıyla inşaatlarda kullanılabileceği, 341,13 m2 plaka halindeki mermerin piyasa değerinin 3.411,30 TL olduğu, 6102 sayılı TTK’nun 880/2 maddesi gereği hasarsız bedeli ile hasarlı bedeli arasındaki farkın zarardan düşülmesi gerektiğini, buna göre davalının kusur durumuna göre sorumlu olduğu zarar miktarının 47.035,91 – 3.411,30 * %50 = 21.812,31 TL olduğu yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Tarafların itirazları üzerine, sigortalı … A.Ş. ile ihbar olunan …. Tic. Ltd. Şti. Arasındaki sözleşmenin bir sureti getirtilerek, bu sözleşme hükümleri ve tarafların itirazları değerlendirilmek suretiyle ek rapor tanzimi için dosya aynı bilirkişi kuruluna tekrar tevdi edilmiştir. Düzenlenip dosyaya sunulan 26/04/2019 tarihli ek raporda; sigortalı ile ihbar olunan şirket arasındaki sözleşmede kesilmiş bulunan mermer plakaların yükleme işleminin kim tarafından yapılacağının sözleşmede açıkça belirtilmediği, yapılan araştırmada mermer atölyelerinin kesmiş oldukları mermerleri çok sıkı bir şekilde ambalajladıkları ve ağır tonajlı malzeme olmaları nedeniyle nakliye araçlarına kendilerinin yüklediğinin belirlendiğini, somut olayda da davaya konu mermer plakaların …. Tic. Ltd. Şti.’ne ait kaldırma araçlarıyla davalıya ait kamyona yüklenmiş olduğunun değerlendirildiğini, davalının sadece kamyonuna yüklenen ambalajlı kesilmiş mermer plakaları taşıma işini yaptığı şeklindeki görüşlerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, 07/10/2016 başlangıç tarihli poliçede yer alan “Taşımanın tüzel kişiliğe haiz bir nakliyeci firma tarafından yapılması teminatın geçerliliği açısından şarttır” şeklindeki notun 30/03/2017 zeyilname ile 07/10/2016 tarihinden itibaren geçersiz olduğunun belirtildiği sabit olmakla birlikte taşımanın davalı taşıyıcı tarafından yapıldığı hususunun bir gerçek olduğunu, hasarın meydana gelmesinde davalının % 50 oranında kusurunun bulunduğu, olayın haksız fiilden kaynaklandığı ve ve davalı taşıyıcının kusuru oranın zarardan sorumlu olduğu belirtildikten sonra kök rapordaki görüşlerinde herhangi bir değişiklik bulunmadığı ifade edilmiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 19/03/2018 tarihli rapor ile 26/04/2019 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı sigorta şirketi tarafından, … A.Ş.’nin yurtiçinde kamyon ile yapılacak mermer taşıma işinin 07/10/2016 – 07/10/2017 tarihleri arasında meydana gelebilecek risklere karşı Nakliyat Abonman Blok Sigorta Poliçesi ile sigortalandığı, sigortalıya ait mermer plakalarının Ankara’dan sigortalı firmanın …/Kocaeli’ndeki tesisine taşıma işinin 14/12/2016 tarih ve … nolu sevk irsaliyesi ile davalı (gerçek kişi tacir) tarafından üstlenildiği, taşıma sonrası yapılan kontrollerde emtianın dorse içerisinde yan yatması/devrilmesi sonucu hasarlandığının sürücünün de imzasını taşıyan 15/12/2016 tarihli tutanakla tespit edildiği, davacı şirkete hasar ihbarında bulunulması üzerine düzenlenen ekspertiz raporunda 343,13 m2 mermerin hasar gördüğü, sovtaj ve muafiyet bedeli düşüldükten sonra 47.035,91 TL tutarında gerçek zararın meydana geldiğinin belirlendiği ve hesaplanan bu hasar bedelinin 05/04/2017 tarihinde sigortalıya ödendiği, eldeki davada sigortalısına ödeme yapan davacının, 6102 sayılı TTK’nun 1472. maddesinde düzenlenen halefiyet ilkesi gereği ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürdüğü davalıdan rücuen tahsilini talep ettiği, poliçede yer alan “Taşımanın tüzel kişiliğe haiz bir nakliyeci firma tarafından yapılması teminatın geçerliliği açısından şarttır” şeklindeki notun 30/03/2017 zeyilname ile 07/10/2016 tarihinden itibaren geçersiz olduğunun belirtildiği, buna göre taşıma esnasında gerçekleşen hasarın poliçe teminatı kapsamında kaldığı, konusunda uzman bilirkişilerce 6102 sayılı TTK’nun 880/2 maddesi hükmü de gözetilerek sigorta ettirenin gerçek zararının 43.624,61 TL ve zararın oluşumunda sürücü kusurunun % 50 oranında olduğunun belirlendiği, % 50 kusurun ise yükleme ve istiflemeyi yaptığı ve usulüne uygun olarak gerekli tedbirleri almadığı değerlendirilen dava dışı …. Tic. Ltd. Şti.’ne ait olduğu, 6102 sayılı TTK’nun 879. maddesine göre taşıyıcının kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden kendi fiil ve ihmali gibi sorumlu olduğu, hal böyle olunca davalının kusur durumuna göre sorumlu olduğu zarar miktarının 21.812,31 TL olduğu ve davacının bu miktarın davalıdan rücuen tahsilini talep edebileceği sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE; 21.812,31 TL tazminatın ödeme tarihi olan 05/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 1.489,99 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 803,26 TL harcın mahsubu ile bakiye 686,73 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 803,26 TL peşin harç, 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 839,26 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 1.600,00 TL bilirkişi ücreti, 187,40 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 1.787,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 828,88 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 3.026,83 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 27/06/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza