Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/316 E. 2018/701 K. 08.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/316 Esas – 2018/701

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/316 Esas
KARAR NO : 2018/701

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/04/2017
KARAR TARİHİ : 08/11/2018
K.YAZIM TARİHİ : 07/12/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin 10.12.2016 tarih ve … nolu irsaliye ile davalı tarafa imza karşılığı, 10.12.2016 tarih ve A-… nolu faturayı içeriği ile birlikte davalı şirkete teslim ettiğini, davalının müvekkili aleyhine keşide ettiği Yenimahalle …. Noterliği’nin 27.01.2017 tarih ve … nolu ihtarname ile ayıp ihbarında bulunduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 23/1-c maddesi hükmünde “malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür dendiğini, davalı şirketin malın teslimi üzerinden yaklaşık bir buçuk ay geçtikten sonra davalı tarafından gönderilen ihtarnamenin müvekkilinin alacağını sürüncemede bırakma niyetli olduğunu, davalı şirketin icra takibine vaki itirazında malın kendilerine teslim edildiğini ikrar ettiğini, 6102 sayılı TTK’nun 21/2 hükmünde; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” dendiğini, davalı tarafın yasal süreler geçtikten sonra gerek ayıp ihbarının gerekse de fatura itirazının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu beyan ederek, davalı şirketin icra dosyasına vaki haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamına, takibe kötü niyetle itiraz eden davalı şirketin takip talebindeki alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; kauçuk üretimi ile uğraşan müvekkili davalı şirketin kauçuk hammaddesi satın aldığını, hammaddelerin ayıplı çıktığını, davacıya Yenimahalle …. Noterliği’nin 27.01.2017 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin davacıya keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen davacı tarafından ayıplı malların geri alınmadığını, söz konusu malın depolanması ve güvenliğinin müvekkili şirket açısından maddi kayıplara neden olduğunu, davacının malı teslim almaması üzerine de Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyasında tespit yaptırıldığını, söz konusu mallar için müvekkili şirkete ulaşmış bir fatura bulunmadığını, faturanın düzenlenmesinin hatta defterlere işlenmesinin tek başına bu mallardaki ayıbı ortadan kaldırmayacağını beyan ederek, davanın esastan reddine, davacının icra takibinde kötü niyetli olması karşısında davacının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davalı tarafın ticaret sicil kaydı, Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, davacıya ait vergi dairesi kayıtları, Kocaeli …. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından alınan 29/05/2018 tarihli bilirkişi raporu, mahkememizce alınan 13/04/2018 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; ticari satım sözleşmesi gereği düzenlenen faturaya dayalı bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı, davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla Kahramankazan İcra Müdürlüğü nün … E sayılı dosyasında 150.000,00 TL asıl alacak, 2.589,04 TL işlemiş faizin tahsiline yönelik icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 31/03/2017 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 04/04/2017 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir. İş bu itirazın kaldırılması davası hak düşürücü süresi içinde açıldığından işin esasına girilerek inceleme yapılmıştır.
Davacı, davalıya satılan malların bedelinin ödenmemesi nedeniyle alacaklarının bulunduğunu ileri sürmüş; davalı ise davacıdan alınan hammaddenin ayıplı olması nedeniyle ödemenin yapılmadığını savunmuştur.
Davacının defter ve kayıtları üzerinde talimat yoluyla yapılan inceleme sonucu düzenlenen 29/03/2018 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda; davacının kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, dava konusu faturanın davacının kayıtlarında bulunduğu, davalıdan 150.000,00 TL alacaklı gözüktüğü tespit edilmiştir.
Davalının defter ve kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen 13/04/2018 tarihli mali müşavir bilirkişi raporunda ise; dava konusu faturanın davalı kayıtlarında bulunmadığı, davalının kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalının 17.564,25 TL alacaklı gözüktüğü tespit edilmiştir.
Davalı tarafın talebi üzerine, 25.05.2017 tarihli inceleme sonucu, Kahramankazan Sulh Hukuk Mahkemesi nin …. İş dosyasında düzenlenen bilirkişi raporunda; satım konusu olan hammaddenin ayıplı ve kullanılamaz durumda olduğu, maddi değerinin bulunmadığı, imhasının gerektiği belirtilmiştir. Davalı yan bu raporda yapılan tespitleri kabul etmemiştir.
Mahkememizce 22.05.2018 tarihli duruşma ara kararı ile tespit raporunda belirtilen hususlar da tartışılarak satım konusu malda varsa ayıbın niteliğinin tespiti ile ayıbın ilk muayene ile anlaşılıp anlaşılamayacağının tartışılması için bilirkişi incelemesine başvurulmuşsa da ayıp iddiasında bulunan davalı yana ihtarlı tebligat çıkarılmasına rağmen ücret yatırılmadığından rapor alınamamıştır. Davacı yan da 16/10/2018 tarihli duruşmada, ayıp iddiasını ispat yükünün davalıda olması nedeniyle ücreti yatırmayacaklarını beyan etmiştir.
TTK’nın 23.maddesi c fıkrası uyarınca, ticari satışlarda malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı 2 gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir, açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemek ve incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa durumu bu süre içerisinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Gizli ayıp basit bir muayeneyle anlaşılamayacak durumda ise bu tür bir ayıbın ortaya çıkması halinde B.K.’nun 223-2. fıkrası uyarınca ayıbın derhal satıcıya bildirilmesi gerekir.
Tüm bu açıklamalara göre; taraflar arasındaki satım ilişkisi uyarınca davacı tarafından satılan malların teslim edildiği, fatura tarihinin 10.12.2016 olduğu, mallardaki ayıpla ilgili olarak davalı tarafından, TTK’nın 23.maddesi uyarınca ve süresinde davacıya ihbarda bulunulduğunun ispat edilemediği, D.İş dosyasındaki tespit incelemesinin 25.05.2017 tarihinde yapıldığı, inceleme sonucu alınan raporda ayıbın niteliğinin tartışılmadığı, mahkememizce ayıbın niteliğinin tespitine yönelik olarak bilirkişi incelemesi ücretinin davalı tarafından ikmal edilmediği, tespit raporunda açıklanan niteliği tespit edilmeyen ayıbın, konusunda uzman bir yetkili tarafından ilk muayene ile anlaşılabilir olduğunun anlaşıldığı, davalının bu yükümlülüğü yerine getirdiğini ispat edemediği, teslime rağmen fatura bedellerinin ödenmediği, sonuç olarak davacının 150.000,00 TL alacağının bulunduğu, birikmiş faiz alacağı yönünden ise davalının daha önce temerrüde düşürüldüğüne dair delil sunulmadığından birikmiş faiz isteminin yerinde olmadığı anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE, Davalının Kahramankazan İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının 150.000,00 TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hükmedilen asıl alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
3-Alınması gereken 10.246,50 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.798,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 8.447,82 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.798,68 TL peşin harç, 31,40TL başvuru harcı, 4,60TL vekalet harcı olmak üzere toplam 1.834,68 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 324,95 TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.324,95 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 14.750,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.08/11/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı