Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/310 E. 2018/27 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/310 Esas – 2018/27
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/310 Esas
KARAR NO : 2018/27

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 07/06/2017
KARAR TARİHİ : 18/01/2018
K.YAZIM TARİHİ : 01/02/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlu aleyhine enerji tüketim borcu nedeniyle Ankara … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ancak davalı borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, davalı-borçlu her ne kadar borcu inkar etmiş olsa da işyeri aboneliğinin devam ettiğini ve adına faturalar düzenlenmeye devam edildiğini, enerji tüketimi yapılan yerde abonenin kullanıcı olduğunu ve bu nedenle kullanılan enerji tüketiminden, faizlerden, gecikme tazminatından ve kaçak kullanım bedellerinden sorumlu olduğunu belirterek Ankara … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı icra takibine vaki itirazın iptaline ve takibin aynen devamına, haksız ve kötüniyetle itiraz eden borçlu (davalı) aleyhine % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iş yerini Altındağ … Noterliği tarafından düzenlenen 26/02/2008 tarihli … yevmiye numaralı noter devir sözleşmesi ile 26/02/2008 tarihinde…’a devrettiğini, müvekkilinin davacı ile imzalanmış olan abone sözleşmesinin tarafı olduğu dönemde işbu sözleşmeden kaynaklanan hak ve borçları eksiksiz yerine getirdiğini, iş yeri devir tarihinden sonra abone sözleşmesinin tarafının… olduğunu ve müvekkilinin dava konusu borçlardan dolayı sorumluluğu olmadığını, davacının haksız olarak icra takibine geçmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı müvekkilinin tacir sıfatına sahip olmayıp herhangi bir ticari işletmesi de bulunmaması nedeniyle öncelikle davanın görev yönünden reddine karar verilmesini, aksi halde davanın esastan reddi ile haksız yere icra takibine geçen davacı firma aleyhine % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
30/06/2012 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6335 sayılı Kanunla, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda değişiklik yapılmıştır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5. maddesinde yapılan değişiklikle, Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisine dönüştürülmüştür.
Göreve ilişkin kurallar, dava şartıdır. (HMK m.114/1-c) Mahkeme, dava şartlarının yerinde olup olmadığını yargılamanın her aşamasında gözetir. Bu nedenle somut uyuşmazlıkta mahkememizin görevli olup olmadığı hususu re’sen değerlendirilmiştir.
Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevi kapsamına giren ticari davaların neler olduğu 6102 sayılı TTK’nun 4. maddesinde belirlenmiştir.Buna göre:
a-TTK 4/1 maddesinde altı bent halinde sayılan hususlardan doğan davalar,
b-Özel kanun hükümleri gereği ticari sayılan davalar, (Kooperatifler Kanunu madde 99 gibi)
c-Her iki tarafında ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır ve Asliye Ticaret Mahkemesinin görev sahasına girer.
Ankara …. İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosya sureti dosya arasına celp edilmiştir.
Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğüne yazılan müzekkere cevabında davalının kaydına rastlanmadığı bildirilmiş, … Vergi Dairesi Müdürlüğünün 15/11/2017 tarihli cevabi yazısında davalının 21/02/2008 tarihi itibariyle faaliyetini terk ettiği ve mükellefiyetinin aynı tarihte kapatıldığı, aynı adreste…’ın faaliyette bulunduğu bildirilmiştir. Yine Ankara Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği ile … Belediye Başkanlığına yazılan müzekkerelere verilen cevabi yazılardan “Bakkal” işletmecisi olarak sicil müdürlüğüne kayıt yaptıran davalının işyerini terk/tahliye ettiği, vergi kaydının kapatıldığı anlaşılmıştır.
Eldeki dava; faturaya dayalı ilamsız icra takibine yönelik itirazın iptali talebine ilişkindir. Davacı taraf, davalının abonelik sözleşmesinden kaynaklanan fatura bedellerini ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla başlattıkları icra takibine de davalının haksız yere itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu belirterek davalının itirazının iptalini talep etmektedir. Mahkememizce yapılan yazışmalardan “Bakkal” işletmeciliği yapan davalının 21/02/2008 tarihi itibariyle faaliyetini terk ettiği ve mükellefiyet kaydının kapatıldığı, bir başka deyişle tacir olmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tacir olmadığı gibi, dava mutlak ticari dava niteliğinde de değildir. Diğer taraftan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. Bu bağlamda, somut uyuşmazlığa bakma görevi Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemelerine aittir. 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/01/2018

Katip Hakim
e-imza e-imza