Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/307 E. 2019/229 K. 03.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/307 Esas – 2019/229
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/307
KARAR NO : 2019/229

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 06/06/2017
KARAR TARİHİ: 03/04/2019
K.YAZIM TARİHİ : 24/04/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; dava dışı … Ltd. şirketinin ortağı ve yetkili müdürü olan …’un, S.S. … Yapı Kooperatifi üyeliği ile davalı … OSB’de kendisine kura sonucu tahsis edilen 160 ada 2 parseldeki Tahsis Hakkını ortağı olduğu dava dışı … Şirketine 16.05.2006 tarihinde devrettiğini, daha sonra nizalı taşınmazın dava dışı … Ltd. tarafından davacıya devredildiğini, tarafların bu hususta 17.04.2012 tarihinde dilekçeyle davalı kuruma başvurduğunu, bu tarihte taraflar arasında “arsa tahsis ve katılım” sözleşmesi akdedildiğini, …’ndeki …. ada 2 parselin 13.11.2013 tarihinde de tapusunun da davacıya devredildiğini, böylece tahsis durumunun mülkiyete dönüştüğünü, sonrasında dava dışı … Ltd. Şirketi ortaklarından …’in tahsis hakkının devrinin kabulüne ilişkin davalı kurumun kararına karşı Ankara … ATM’de dava açtığını ve yapılan yargılama neticesinde de, tahsis hakkı devredilirken, davacı kurumun “ortaklar kurulu kararı” alınmadığı gerekçesiyle devir işlemini iptal ettiğini, dava dışı … Ltd. şirketinin 6 yıl boyunca tahsis hakkından doğan yükümlülüklerini yerine getirmediğini, buna karşın OSB yönetiminin de mevzuat hükümleri (OSB Uygulama Yönetmeliği md. 108) gereği bu sürede tahsis hakkını iptal edilmemesinin müvekkilini zarara uğrattığını, yine müvekkiline tahsis hakkı devredilirken sunulması gereken belgelerden olan
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

“ortaklar kurulu kararı”nın istenmemesinin zararlarının oluşumunda etkili olduğunu belirterek, fazlaya ve faize ilişkin tüm dava talep hakları saklı kalmak kaydıyla; 100,00TL maddi, 1.000.000.00TL manevi tazminatın 28.01.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; OSB kurulmadan önce 1990-2001 yılları arasında S.S. … Yapı Kooperatifi (…) ismi ile faaliyet gösterdiğini, dava dışı … …. Ltd. Şit’nin iki ortağından biri olan …’un OSB katılımcılığı sıfatını … ortaklığından gelen haklarıyla elde ettiğini, …’un OSB’nin kuruluşu sonrasında OSB’ye başvurarak tahsis hakkını … …. Ltd. Şti.’ye devretmek istediğini beyan ettiğini, … …. Ltd. Şti.’nin de aynı yönde talebi doğrultusunda 2006 yılında OSB yönetimince devir uygun görülerek tahsis hakkı devrinin usulünce gerçekleştirildiğini, … …. Ltd. Şti.’nin işleyişi, ortaklık yapısı gibi hususların OSB’nin denetimle yükümlü olduğu ve OSB’yi ilgilendiren hususlar olmadığını, 12.08.2008 tarihinde OSB yönetiminin, tahsis alan ancak henüz inşaatına başlamamış katılımcılarını uyardığının doğru olduğunu, uyarı sonrasında kimi katılımcıların ruhsat alarak inşaatlarına başladığını, dava dışı … …. Ltd. Şti.’nin de bunlardan biri olduğunu, ancak … …. Ltd. Şti.’nin inşaatını tamamlamayarak işletmeye geçemediğini, OSB Yönetiminin … …. Ltd. Şti.’nin tahsis hakkının esasen …’tan kaynaklanan mülkiyet hakkından gelmesi, 2008 yılında ülkede yaşanan ekonomik kriz, Ankara’da az sayıda sanayici olması ve sanayicilerin yatırım yapmalarının zorlukları, OSB’nin kuruluş amacının esasen sanayici, yatırımcıları desteklemek ve ülke ekonomisine katkı vermek olması gibi nedenlerle tahsis hakkının iptali yoluna gitmediğini, eşitlik ilkesi gereğince bu dönemde diğer katılımcıların tahsis haklarının da iptal edilmediğini belirtirek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Davalı kurumun kayıtları, tapu kaydı, Ankara …. ATM’in 2…E., …K. sayılı (kesinleşmiş) dosyası, Ankara Batı … AHM’in …K. sayılı dosyası, taraflar arasında akdedilen 17.04.2012 tarihli arsa tahsis sözleşmesi, bilirkişi kurulunun 18.07.2018 tarihli raporu, aynı heyetin 25.03.2018 tarihli ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, davalı kurumca yapılan arsa tahsisinin iptali işlemi neticesinde oluşan maddi ve manevi zararların tazmini istemine ilişkindir.
Davacı, tahsis hakkını 6 yıldır elinde bulunduran dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin OSB Uygulama Yönetmeliğinin 108. maddesinde açıklanan sürelerde yatırım yapmamasına rağmen tahsis hakkının iptal edilmemesinin müvekkilini zarara uğrattığını, yine müvekkiline tahsis hakkı devredilirken sunulması gereken belgelerden olan “ortaklar kurulu kararı”nın istenmemesinin de zararlarının oluşumunda etkili olduğunu ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat istemlerinde bulunmuştur.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, uzman bilirkişi heyetinden bir adet rapor ile itirazları değerlendirmek üzere de ek rapor alınmıştır.
Davanın konusunu oluşturan … Organize Sanayi Bölgesindeki …. ada 2 parsel sayılı (sanayi parseli) taşınmaz ilk defa S.S. … Yapı Kooperatifi üyesi olan …’a verilmiştir. Bu şahısta 16.05.2006 tarihinde taşınmazı, kendisi ve dava dışı …’in ortağı olduğu … Ltd. Şti.’ne devretmiştir. … Organize Sanayi Bölgesi ile … Ltd. arasında 16.05.2006 tarihinde “arsa tahsis ve katılım sözleşmesi” düzenlenmiştir. Daha sonra, nizalı taşınmaz, dava dışı … Ltd. tarafından davacıya devredilmiştir. Taraflar bu hususta 17.04.2012 tarihinde dilekçeyle davalı kuruma başvurmuşlar, bu tarihte taraflar arasında “arsa tahsis ve katılım” sözleşmesi akdedilmiştir. … Organize Sanayi Bölgesindeki …. ada 2 parsel
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

13.11.2013 tarihinde de tapuda davacıya devredilmiştir. Böylece tahsis durumu mülkiyete dönüşmüştür. Daha sonra dava dışı … Ltd. Şirketi ortaklarından …, tahsis hakkının devrinin kabulüne ilişkin davalı kurumun kararına karşı Ankara …. ATM’de dava açmış, yapılan yargılama neticesinde de, tahsis hakkı devredilirken, davacı kurumun ortaklar kurulu kararı almadığı gerekçesiyle, devir işlemi iptal etmiştir. Bu karar Yargıtay denetiminden de geçerek kesinleşmiştir. Akabinde de dava dışı … Ltd. nizalı taşınmazın tapusunuda yeniden kendi adına tescili için dava açmış, Ankara Batı …. AHM’in … esasında görülen dava halen devam etmektedir.
Ankara Batı …. AHM’de görülen davanın konusunun tapu iptal ve tescil istemine ilişkin olması, dava konusu zararların “tahsis hakkının iptali”nden kaynaklandığının ileri sürülmesi, tahsis hakkı iptalinin tapu devrinden ayrı bir işlem olması ve tamamen farklı bir prosedüre tabi bulunması karşasında bekletici mesele yapılmamıştır.
Davalı zamanaşımı itirazında bulunmuştur. Dava dışı … ve Turizm Ltd. Şirketine yapılan tahsis kararı Ankara …. ATM’in …E., …K. sayılı ilamının kesinleşmesiyle iptal edilmiştir. İş bu karar Yargıtay 11. HD.’since verilen 28.04.2016 tarihli odama kararı neticesinde kesinleşmiştir. İş bu dava ise harçlarıda ikmal edilerek 07.12.2016 tarihinde açılmıştır. TBK’un 72. maddesindeki zamanaşımı süresi dolmadığından buna yönelik davalı itirazı yerinde görülmemiştir.
Davacı, davalı kurumun işlemi (arsa tahsisinin iptali) neticesinde oluşan zararlarını istemektedir. Haksız işlemin gerçekleşmesinde, davalının kusurunun bulunduğunu ileri sürmektedir. İlk olarak dava dışı … Ltd. Şirketine tahsisin 2006 yılında yapıldığını, aradan 6 yıl geçmesine rağmen tahsisli parsele yatırım yapılmadığını, Uygulama Yönetmeliğinin 108. maddesindeki sürelere uyulmaması neticesinde tahsisin iptali gerekirken, bu gerekliliğin yerine getirilmediğini, bu durumunda kendi zararlarına yol açtığını ileri sürmüştür.
Davalı kurumca, 1990 yılında itibaren (1990-2001 arasında … tarafından) arsa tahsisleri yapılmaya başlanmıştır. Mahkememiz yargı sahasında bulunan davalı kurum aleyhinde açılan davalarda, yatırımını tamamlamış persel maliklerinin ek arsa talepleri olursa, yatırıma hiç başlamamış komşu parsellerin tahsisinin iptali ile yatırımını tamamlamış iş bu parsel malikleri yararına tahsis kararları verildiği, bu nitelikteki taşınmazlarda ilk tahsislerinde (iptal edilen) ağırlıklı olarak 2000 yılı öncesine ait olduğu gözlemlenmiştir. Burada, sanayileşmeyi ve üretimi artırmanın amaçlandığı belirgindir. Bunun haricinde, davalı kurumun uhdesinde olan ve tahsis kararından itibaren 10 yıldan çok fazla süre geçmesine rağmen hiçbir yatırım yapılmayan pek çok parseller (katılımcılar) da bulunduğu, bunlardan ancak yukarıda da izah edildiği üzere, yatırımını tamamlamış ve üretime başlamış olup yatırımcılardan ilave parsel talebi olanlara, komşu parsel boşsa ve yönetmeliğin 108. maddesindeki süreler çok geçmişse, yardımcı olmak amacıyla tahsis iptal kararları verildiği tespit edilmiştir. Öte yandan, yönetmeliğin 108. maddesinin katı bir şekilde uygulanması halinde ödenecek “iade bedelleri”nin de nazara alınması gerekir. Davalı savunmasında yer verildiği üzere, bu miktarları bir anda karşılamak mümkün değildir. Ayrıca, sanayileşmeyi ve neticesinde de yatırımı artırmak isteyen davalının, bu hususta esnek davranması aleyhine yorumlanamaz. Tüm bu değerlendirmeler neticesinde; dava dışı … Ltd. Şirketine 2006 yılında yapılan tahsisin, yönetmeliği 108. maddesi uyarınca iptal edilmemiş olması, davacı zararının doğumuna dayanak yapılamaz. Başka bir deyişle, davalının tahsis kararını iptal etmemesi ile (varsa) davacı zararı arasında illiyet bağı yoktur.
Davacı zararının oluşmasına ikinci neden olarak tahsis hakkının devri yapıldığı sırada, davalı kurumun, dava dışı (devir yapan) … ve Turizm Ltd. Şirketinden ortaklar kurulu kararı istememesini göstermiştir. Gerçektende anılan belgenin devir esnasında davalı kuruma sunulmaması Ankara …. ATM’ce tahsis hakkının iptaline gerekçe yapılmıştır. Niza
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

konusu taşınmazın devri yapan şirketin tek taşınmazı ve en önemli maddi varlığı olduğuda bu ilam ile belirlenmiştir. Dava dışı … İnşaat ve Turizm Şirketi devir anında iki ortaklıdır. Ortakların şirketi münferiden ve birlikte temsil yetkileri vardır. Bu nitelikteki taşınmazın devrinin nasıl yapılacağı devir anında yürürlükte olan TK’un 443/2 maddesinde açıklanmıştır. Yasaya göre, nizalı taşınmazın devri için “ortaklar kurulu ” kararı aranacaktır. Ancak bu hal, devir işleminin tarafı olan şirketler bakımından yerine getirilmesi gereken bir zorunluluktur. Davalı kurum açısından (devire onay veren kurum olarak) böyle bir yükümlülüğünün olduğunu ileri sürmek mümkün değildir. OSB Uygulama yönetmeliğinin devirle ilgili maddelerinde (m. 103, 108, 109) buna ilişkin bir düzenleme yoktur. Davalı kurumun, başvuruyu yapanların, başvuru sahibi şirketlerin yasal temsilcileri olup olmadığını gözetmeleri yeterli olup, kendilerine bundan daha fazla sorumluluk yüklemek doğru olmaz. Bu husus Şirketler Hukuku Mevzuaatı kapsamında, taraf şirketlerin ve temsilcilerinin gözetmesi gereken bir durumdur. Bu nedenlerlede davacının iş bu ikinci gerekçeside, oluşan zararı ile davacı işlemi arasanı illiyet bağını kurar nitelikte değildir.
Davacı zararı ile davalı işlemi arasında uygun illiyet bağı kurulamadığından, davacının maddi ve manevi tazminat istemli davası reddedilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının maddi ve manevi tazminat istemli davasının REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcının peşin alınan 17.079,21TL harçtan mahsubu ile bakiye 17.034,81TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Maddi tazminat talebi yönünden; davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 53,950,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
5-Manevi tazminat talebi yönünden; davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/04/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı