Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/306 E. 2018/800 K. 19.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/306 Esas – 2018/800
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/306
KARAR NO : 2018/800

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : GENEL KURUL KARARLARI İPTALİ
DAVA TARİHİ : 06/06/2017
KARAR TARİHİ: 19/12/2018
K.YAZIM TARİHİ : 31/12/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; ortağı bulunduğu davalı kooperatifin 2016 yılına ait olağan genel kurul toplantısının 20/05/2017 tarihinde yapıldığını, toplantı tutanağına göre gündemin bütün maddelerinin oy birliği ile kabul edildiği belirtilirken itiraz ettiği 9. maddenin oya sunulmadığını, bu sebeple KK., ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, gündemin 10. maddesinin görüşülmesi ile alınan kararda isimlerin açıklanmadığını, gerekçesinin belirtilmediğini, kararın 23. maddeye aykırı olduğunu, bu sebeple gündemin 10. maddesi ile alınan kararın KK., ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, dolayısıyla gündemin 9. ve 10. maddeleriyle ilgili olarak alınan kararların doğuştan sakat olduğunu, ileri sürerek bu maddelerin iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; gündemin tüm maddelerinin görüşülerek oybirliği ile kabul edildiğini, ancak divan katibi İbrahim Kutluhan tarafından ‘oybirliği’ ibaresinin yazılmasının unutulduğunu, 9. maddenin oylanmamasının mümkün olmadığını, gündemin 10. maddesinde yapılan görüşmelerde ve alınan kararda gündem dışına çıkılmadığını, karar alınmasında mahkememizin 2014/42E. ve 2014/39E. sayılı davaların gözetildiğini,… … ve…’nın hiç bir zaman kooperatif ortağı olmadığını, üçüncü kişilerden ortaklık haklarını aldığını, kooperatifin eski yöneticiler hakkında açılacak dava ve sonuçları hakkında ortaklara genel kurulda açıklamalarda bulunulduğunu, zamanaşımı nedeniyle davanın kaybedilebileceği ihtimaline binaen davanın açılmaması yönünde karar oluştuğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Niza konusu edilen 20.05.2017 tarihli genel kurul toplantısı tutanağı, gündem, hazirun cetveli, davalı kooperatifin ana sözleşmesi, defter ve kayıtları, mahkememizin 2015/643E., 2016/521K. sayılı dosyası, 04.04.2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 13.11.2018 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, kooperatif genel kurulunda alınan bir kısım kararların iptali istemine ilişkindir. (1163 sayılı yasanın 53. m.)
Davacı, davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 2016 yılına ilişkin olmak üzere 20.05.2017 tarihinde yapılan genel kurulda alınan 9 ve 10 nolu kararların yasa, ana sözleşme ve iyiniyet kaidelerine aykırı olduğunu bildirerek iptaline karar verilmesini istemiştir.
Niza konusu edilen 20.05.2017 tarihli genel kurulda gündemin 9. maddesinin görüşülmesi neticesinde “açılmış bulunan davaların kaybedilme riskinin bulunması ve maliyetinin yüksek olacağı gözetilerek eski yöneticiler ve denetçiler hakkında dava açılmamasına karar verildiği” şeklinde karar alındığı; 10 nolu maddenin görüşülmesi neticesinde de “…’nın dairelerini kooperatif üyesi olmayan 3. şahıslardan satın almaları, …nın da mahkeme kararı ile ortak olmadığı tespit edildiğinden bu kişilerin ortak olmadıklarının tespitine, bu kişilerin aidat borçlarının silinmesine, …’nın ortaklık aidatlarını ödemesi koşuluyla 13 ve 14 numaralı dairelerin tesicili için açtığı davanın kabul edilmesine, Borçlar Kanununda yapılan değişiklik gereğince 2011 yılından itibaren gecikme faizlerinin %1,5 olarak uygulanmasına oy birliğiyle karar verildiği” şeklinde karar alındığı görülmüştür.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, uzman bilirkişi heyetinden inceleme yaptırılıp rapor düzenlenmesi sağlanmıştır.
Dava yasal bir aylık hak düşürücü sürede açılmıştır.
1163 sayılı kanunun 53. maddesinde iptal davası açma hakkını tanıdığı ortakları iki grupta toplamıştır. Yasanın 53/1-fıkrasında; “Aşağıda yazılı kimseler kanuna, anasözleşme hükümlerine ve iyi niyet esaslarına aykırı olduğu iddiası ile Genel Kurul kararları aleyhine, toplantıyı kovalıyan günden başlamak üzere bir ay içinde, kooperatif merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemeye başvurabilirler. 1.Toplantıda hazır bulunup da kararlara aykırı kalarak keyfiyeti tutanağa geçirten veya oyunu kullanmasına haksız olarak müsaade edilmiyen yahut toplantıya çağrının usulü dairesinde yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini yahut da Genel Kurul toplantısına katılmaya yetkili olmıyan kimselerin karara katılmış bulunduklarını iddia eden pay sahipleri; 2.Yönetim Kurulu; 3.Kararların yerine getirilmesi Yönetim Kurulu üyeleri ile denetçilerin şahsi sorumluluklarını mucip olduğu takdirde bunların her biri; Bozma davasının açıldığı ve duruşmanın yapılacağı gün, Yönetim Kurulu tarafından usulen ilan olunur.” denmektedir. Davacı nizalı genel kurula katılmamıştır. Genel kurul kararları aleyhine dava açabilmek için toplantıya katılıp, iptalini istediği karara mahalif kalarak, buna ilişkin şerhin tutanağa işlenmesi gerekir. Davacı bu yükümlülükleri (dava şartlarını) yerine getirmeden, niza konusu ettiği kararların butlana tabi olduğunu ileri sürmektedir. Butlanın varlığı halinde anılan işlemlerin (dava şartlarının) yerine getirilmesinin zorunlu olmadığı, kararların iptalinin her zaman istenebileceği açıktır.
Nizalı genel kurulda gündemin 9. maddesinin görüşülmesi neticesinde, önceki yönetim ve denetim kurulu üyelerine yönelik olarak eylemlerinden dolayı dava açılmasına ilişkin eski kararlardan vazgeçilme yönünde karar alınmıştır. Kararda nisap açıklanmamıştır. Her ne kadar alınan kararlardaki oy sayılarının açıkça belirtilmesi gerekli olmakla birlikte, genel kurul tutanağı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, tüm kararların oy birliği ile alındığı açıktır. Kararlara itiraz yoktur. Öte yandan, genel kurul üst organ sıfatıyla kooperatifin geleceği ile ilgili konularda karar verme yetkesine sahiptir. Genel kurul, bu karar ile kendi konusuna giren bir hususta yetkisini kullanarak, dava açma hakkından vazgeçmektedir. Dolayısıyla, alınan bu kararda; yasa, ana sözleşme hükümlerine ve iyiniyet kurallarına aykırı bir husus bulunmamıştır.
Niza konusu edilen 10 nolu gündem maddesinin görüşülmesi neticesinde oy birliği ile karar alınmıştır. Burada ortak olmadığı tespit edilen konut sahiplerinin bu durumunun tespiti ile aidat borçlarının silinmesine, …’nın ortaklık aidatlarını ödemesi koşuluyla 13 ve 14 nolu dairelerin tescili için açtığı davanın kabul edilmesine, BK’da yapılan değişiklik gereğince 2011 yılından itibaren gecikme faizinin %1,5 olarak uygulanmasına karar verilmiştir. Bilirkişi kurulunca kooperatif kayıtlarında yapılan incelemede alınan bu 10 nolu kararın kooperatif bilgileri ile uyumlu olduğu, 1163 sayılı yasanın 23. maddesine aykırılık bulunmadığı tespit edilmiştir. Gecikme faiz oranında düşürülme işlemide, 6098 sayılı TBK’un 120/2 maddesindeki düzenlemeye uygun bir şekilde yapılmıştır.
Neticede iptali istenen 9 ve 10 nolu kararlar yönünden butlan yada yokluk yaptırımını gerektirecek bir hal ile, yasa, ana sözleşme ve iyiniyet kaidelerine aykırılık tespit edilemediği, butlan yada yokluk halinin olmaması karşısında davacının toplantıya katılmadığı ve neticesinde muhalif şerhinin bulunmadığı da anlaşılmakla, dava açma hakkının bulunmadığı tespit edilmekle, davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacının yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 19/12/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı