Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/295 E. 2018/257 K. 24.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/295 Esas – 2018/257
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/295
KARAR NO : 2018/257

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 31/05/2017
KARAR TARİHİ : 24/04/2018
K.YAZIM TARİHİ : 18/05/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkili şirketin müşterisi olduğunu, muhtelif zamanlarda mal alımı yaptığını, en son 20/07/2016 tarihinde toplam 42.407,58 TL tutarında mal alımı yaptığını, bu alımlardan dolayı muhtelif ödemeleri olduğunu, geriye davalının 3.400,79 TL borcu kaldığını ve borcunu ödemediğini beyan ederek, müvekkilinin 3.400,79 TL alacağının işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline satmış olduğu mallara ilişkin yüksek fiyattan fatura düzenlediğini, bunun üzerine müvekkilinin 29/07/2016 tarih ve A … seri numaralı iade faturasını düzenlediğini, söz konusu iade faturasının 04/08/2016 tarihinde davacı tarafa tebliğ edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; ticari satımdan kaynaklanan alacak talebine ilişkindir.
Her ne kadar davalı taraf, davaya konu alacak talebinin Ankara …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına da dayanak yapıldığını, davacının söz konusu icra takibine karşı itirazın iptali davası açmadan, aynı talebi eldeki alacak davasına konu ettiğini ileri sürerek derdestlik itirazında bulunmuş ise de, alacak davası açılmasına hukuki bir engel bulunmaması karşısında davalı yanın yerinde görülmeyen bu itirazına itibar edilmemiştir.
Davacı şirketin davalıdan herhangi bir alacağının bulunup bulunmadığının tespiti bakımından, dosya kapsamı ile tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dosya kendisine tevdi edilen mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 16/03/2018 tarihli raporda özetle; davacı şirketin 2016 yılına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK’nun 64. ve müteakip maddelerinde belirli kanuni şartları tam olarak taşıdığı, sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu, asıl alacağın dayanağı olarak gösterilen 20/07/2016 tarih H … seri numaralı ve 9.153,27 TL tutarlı, 20/07/2016 tarih H … seri numaralı ve 12.666,89 TL tutarlı, 20/072016 tarih H … seri numaralı ve 13.367,06 TL tutarlı, 20/07/2016 tarih H 980148 seri numaralı ve 7.220,36 TL tutarlı 4 adet faturanın davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, dava tarihi itibarıyla davacı şirketin kendi ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 3.400,79 TL alacaklı gözüktüğü, davacı vekilinin 12/02/2018 tarihli dilekçesi ekinde 29/07/2016 tarih, A … seri numaralı ve KDV dahil 3.924,00 TL fiyat farkı iade faturası ile bu faturanın kayıt altına alındığı muhasebe fişini sunduğu, sunulan bu belgelerden fiyat farkı iade faturasının davacı şirket tarafından 04/08/2016 tarihinde tebliğ alındığının anlaşıldığı, fiyat farkı iade faturasına yasal sürede itiraz edilmediği, buna göre dava tarihi itibariyle davacının herhangi bir alacağının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 16/03/2018 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki ticari ilişki (mal satışı) nedeniyle davacı tarafından 20/07/2016 tarih H …seri numaralı ve 9.153,27 TL tutarlı, 20/07/2016 tarih H … seri numaralı ve 12.666,89 TL tutarlı, 20/072016 tarih H… seri numaralı ve 13.367,06 TL tutarlı, 20/07/2016 tarih H … seri numaralı ve 7.220,36 TL tutarlı 4 adet faturanın düzenlendiği, her ne kadar davacı kendi kayıtlarına göre 3.400,79 TL alacaklı gözükmekte ise de, bu durumun davalının (faturalardaki fiyatların yüksek olmasından dolayı) davacı adına düzenlediği 29/07/2016 tarih, A … seri numaralı ve KDV dahil 3.924,00 TL tutarlı fiyat farkı iade faturasının 04/08/2016 tarihinde tebliğ alınmış olmasına rağmen davacının ticari defterlerine kaydedilmemiş olmasından kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Davacı şirketin fiyat farkı iade faturası içeriğine itiraz etmesi halinde bunu 6102 sayılı TTK’nın 21/2 maddesinde öngörülen 8 günlük sürede yapması gerekmektedir. Yukarıda belirtilen tarihlere göre davalı tarafından düzenlenen fatura içeriğine davacının süresinde ve usulune uygun olarak itiraz etmediği anlaşıldığından fatura içeriğini kabul etmiş sayılması gerektiği, dolayısıyla dava tarihi itibariyle davalıdan herhangi bir alacağının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 58,08 TL harçtan mahsubu ile bakiye 26,68 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi. 24/04/2018

Katip Hakim
e-imza e-imza

Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.