Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/263 E. 2018/172 K. 21.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/263 Esas – 2018/172
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/263
KARAR NO : 2018/172

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR :1-
2-
3-
4-
5-
6-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : GENEL KURUL KARARIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 16/05/2017
KARAR TARİHİ : 21/03/2018
K.YAZIM TARİHİ : 13/04/2018

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının mahkememizde yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacılar vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirkette %41 oranında hisse sahibi olduklarını, müvekkillerinden … ile … ve davalı şirketin %59 payına sahip olan dava dışı ortakların “…. A.Ş.’de de ortak

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

olduklarını, açılan dava neticesinde müvekkillerinin paylarının ödenerek şirket ortaklığından çıkmasına izin verildiğini, müvekkillerinin buradan doğan alacaklarının icraya konmasıyla taraflar arasında ciddi sıkıntılar doğduğunu, bu sorunların çözülememesi üzerine müvekkili … ile birlikte şirketin müdürü olan …’in bu görevinden 30.09.2016 tarihinde istifa ettiğini, bu istifa neticesinde şirketteki %59 çokluğun vekili Av. …’ın 05.10.2016 tarihinde adi bir yazı ile “yeni bir müdür seçimi” gündemi ile şirketin genel kurulunu 26.10.2016 tarihinde olağanüstü genel kurula çağırdığını, bu çağrının hukuka aykırı olduğunu, zira … istifa etse bile müvekkili …’ın halen şirket müdürü olduğunu, TTK’un 411. maddesine uygun bir çağrı yapılmadığını, bu durumun TTK’un 446/1 ve Yargıtay içtihatlarına göre iptali gerektirir bir durum olduğunu, 26.10.2016 tarihinde %59 çokluğun vekili …’ın tüm ortakların toplantıya katılmış olmasına rağmen “tüm ortakların katılımının sağlanması için” gerekçesiyle toplantıyı 14.11.2016 tarihine ertelediğini, 14.11.2016 tarihinde ise toplantıyı 27.12.2016 tarihine ertelediğini, azlığın hakları hiçe sayılarak toplantının 2 defa ertelendiğini, anılan tarihte toplantı başlar başlamaz …’in tek başına müdür seçildiğine dair önceden hazırlanan tutanağının çıkartılıp, toplantının bitirilmeye çalışıldığını, akabinde de bu toplantı ile 2016 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısının birleştirilip, gündem oluşturularak toplantının bitirildiğini, …’ın toplantıya TTK’un 433 ve yönetmeliğin 9/3 maddesinde belirtilen vekaletname ile gelmediğini, yapılacak yargılama neticesinde; 27.12.2016 tarihli olağanüstü genel kurulda “şirket müdürlüğü için 3 yıl süre ile görev yapmak üzere …’in seçilmesine” şeklinde alınan kararın bildirilen medenlerden dolayı iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :Davalı şirket vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, şirket müdürü olup müşterek temsil-ilzam yetkisi olan …’in müdürlükten 30.09.2016 tarihinde istifa etmesi nedeniyle organsız kalan şirkete yeni müdür seçimi yapılması için şirket ortaklarının TTK 411. maddesi uyarınca usulüne uygun surette toplantıya çağrıldığını, çağrı sonucu yapılan 26.10.2016 ve 14.11.2016 tarihli toplantılarda müdür seçimi için gerekli oy nisabını hiçbir aday alamadığından toplantının 27.12.2017 tarihine ertelendiğini, 27.12.2017 tarihli toplantıya şirkette %59 hisse sahibi ortaklara vekaleten ve geçerli bir vekaletnameyle katıldığını, seçimlerde usulsüzlük yapılmadığını, toplantıda keyfi davranıldığı, hukuksuz işlemler yapıldığı, azlığın menfeatlerinin hiçe sayıldığı yönündeki iddiaların ve beyanların gerçek dışı ithamlardan ibaret olduğunu bildirerek, yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Davalı şirketin sicil dosyası, ana sözleşme, niza konusu edilen 27.12.2017 tarihli genel kurul tutanağı ve ekleri, davalı şirketin kayıtları, Ankara … ATM’in …E., ….K., sayılı Yetkisizlik İlamı, bilirkişi kurulunun sunduğu 27.01.2018 tarihli rapor ve tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, davalı şirket genel kurulunda alınan “müdür seçimi” kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacılar nizalı genel kurula katılmış, iptalini istedikleri karara muhalif kalarak bu durumu tutanağa işletmişler ve davayı da TTK’un 445. maddesinde açıklanan yasal süre içerisinde açmışlardır.
Davalı şirket müdürü … 30.09.2016 tarihinde bu görevinden istifa etmiş, 26.10.2016 tarihinde genel kurulun toplanmasına karar verilmiş, toplantıda genel kurul 14.11.2016 tarihine ertelenmiş, bu tarihtede toplantı ikinci kez 27.12.2016 tarihine ertelenmiştir. 27.12.2016 tarihinde yapılan toplantıda da … tek başına yetkili müdür seçilmiş, bu toplantının 2016 yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı ile birleştirilerek yapılması kararlaştırılmıştır.

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Nizalı genel kurulda alınan iki nolu karar ile “münferiden yetkili olmak ve 3 yıl süreyle görev yapmak üzere …’in seçilmesine” karar verilmiştir. Davacılar bu kararın iptalini istemektedirler.
Davalı şirketin sicil kayıtlarına göre 30.12.2016 tarihine kadar ortaklardan … ve …’ın müştereken temsil ve ilzama yetkili oldukları görülmektedir. Müdürlerden … 30.09.2016 tarihinde bu görevinden istifa etmiştir. Neticesinde şirkette %59 hisse sahibi ortakların vekili sıfatıyla Av. … genel kurulu olağanüstü toplantıya çağırmıştır.
TTK 414. maddesinde ortakların genel kurula nasıl çağrılacağı açıklanmıştır. Buna göre, genel kurulu öncelikle yönetim kurulu toplantıya çağırabilir. (m.414) Limited şirket genel kurulu müdürler tarafından toplantıya çağrılır. (m.617/1) Ancak organ boşluğu olması halinde, tek bir pay sahibi genel kurulu toplantıya çağırabilir. Şu kadar ki, pay sahiplerinin toplantı çağrısı yapabilmesi için mahkemenin izni gereklidir. (m.410/2) Sermayenin en az onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini oluşturan pay sapileri de, yönetim kurulundan, yazılı olan gerektirici sebepleri ve gündemi belirterek, genel kurulu toplantıya çağırmasını veya genel kurul zaten toplanacaksa, karara bağlanmısını istedikleri konuları gündeme koymasını isteyebilirler. (m.411/1) Yönetim kurulu çağrıyı kabul ettiği takdirde, genel kurul en geç kırk beş gün içinde yapılacak şekilde toplantıya çağrılır; aksi halde çağrı istem sahiplerince yapılır. Somut uyuşmazlıkta; davalı şirketin bir kısım ortaklarının vekili sıfatıyla Av. … tarafından iadeli taahhütlü mektupla olağanüstü genel kurul toplantısına davet edildiği ve bu davet üzerinede şirketin olağanüstü genel kurul toplantısının yapıldığı anlışılmaktadır. Dolayısıyla, davalı şirketteki bir kısım pay sahiplerinin vekili olarak hareket eden Av. …’ın yukarıda açıklanan usullere riayet etmeden, genel kurulu doğrudan toplantıya davet ettiği tespit edilmiştir. Bu durumda, genel kurulun yetkili olmayan kişilerce toplantıya davet edildiği anlaşılmaktadır. Öte yandan, TTK’un 414. maddesinde toplantıya çağrının şekli düzenlenmiştir. Buna göre genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihihinden en az iki hafta önce yapılır. Dava konusu olayda genel kurul çağrısının, Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmeden, iadeli taahhütlü mektupla yapıldığı, dolayısıyla TTK’un 414. maddesinde belirlenen şekle uyulmadan yapıldığı da anlaşımaktadır.
TTK’un 416. maddesindeki prosedür işletilerek (çağrısız) genel kurul toplanabilir. Bu halde bütün pay sahipleri veya temsilcilerinin hazır bulunması ve pay sahiplerinin bu toplantı şeklince itiraz etmemiş bulunmaları gereklidir. Dava konusu olayda, bir kısım ortaklara vekaleten toplantıya katılan Av. …’a verilen vekaletlerin geçersiz olduğu anlaşıldığından, bütün ortakların toplantıya katıldığının kabulü mümkün değildir.
Nizalı genel kurula bir kısım ortakların vekili sıfatıyla katılan Av. …’ın ibraz ettiği vekaletnamelerde, şirketin ünvanı, ait olduğu genel kurul toplantısının tarihi, vekilin adı ve soyadı, pay sahibinin pay adeti ile adı ve soyadı veya ünvanı hususları bulunmamaktadır. Bu nedenlede dava konusu genel kurulda …’ın kullandığı vekaletnamenin geçersiz olduğunun kabulü gerekir. Neticesinde, geçersiz vekaletle toplantıya katılan …’ın, temsil ettiği ortakların, toplantıya katılmamış olduğunun kabulü gerekecektir. Geçersiz vekaletle toplantıya katılan vekilin temsil ettiği keşilere ait payların toplamı %59 olup, kalan ortakların nisabı %25’i sağladığından, toplantı nisabı sağlanmış olmaktadır. Dava konusu kararda, geçersiz vekaletle toplantıya katılan vekilin temsil ettiği payların oyuyla müdür seçildiği, kabul yönündeki oyların geçersiz oylar olması sebebiyle esas itibariyle kararın kabul yönünde değil, ret yönünde gerçekleşmesi gerektiği kanaati oluşmuştur.

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinde, genel kurul çağrısının yetikili organ ve kişilerce yapılmadığı, kanunla belirlenen şekle uyulmadığı, bu nedenlede dava konusu toplantının genel kurul toplantısı niteliğinde olduğunun kabul edilemeyeceği; bu sebeple alınan kararların yok hükmünde olduğu; davalı şirketin %59 oranında hissesine sahip ortakların vekili olarak toplantıya iştirak eden Av. …’ın genel kurulda kullandığı vekaletnamenin geçersiz olduğu, bu durumun nizalı kararın alınmasını etkilediği, alınan kararın bu sebeplede yok hükmünde olduğu anlışılmakla; niza konusu edilen 27.12.2016 tarihli genel kurulda alınan 2 nolu kararın müdür seçimine ilişkin kısmının (şirket müdürlüğüne münferiden yetkili olmak ve 3 yıl süreyle görev yapmak üzere …’in seçilmesine) yokluk yaptırımına tabi olduğunun kabulüyle, iptaline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
Mahkeme ilamının ancak kesinleşmekle hüküm ifade edecek olması, süreçte yasal proedür işletilerek genel kurulun toplantıya çağrılabilecek ve yeni yönetimin seçilebilecek olması karşısında, davacıların tedbir istemleri reddidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Talebin KABULÜNE, davalı şirketin 27/12/2016 tarihli genel kurulunda “şirket müdürlüğüne münferiden yetkili olmak ve 3 yıl süreyle görev yapmak üzere …’in seçilmesine” şeklinde alınan kararın iptaline,
Davacılar vekilinin tedbir istemlerinin REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,50TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacılar tarafından yatırılan 31,40TL peşin harç, 31,40TL başvuru harcı, 23,00TL vekalet harcı olmak üzere toplam 85,80TL harcın davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
3-Davacılar tarafından sarf edilen 195,25TL tebligat ve posta gideri ile 1.200,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.395,25TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
4-Davacıların kendilerini vekil ile temsil ettirdikleri görülmekle, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 2.180,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi.21/03/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı