Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/24 E. 2019/401 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/24 Esas – 2019/401
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/24 Esas
KARAR NO : 2019/401

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 16/01/2017
KARAR TARİHİ : 13/06/2019
K. YAZIM TARİHİ: 05/07/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili 16/01/2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından 30/11/2015 tarihli ve … no’lu fatura ile davalı şirkete 5.000 Euro + 900 Euro KDV bedelli ihraç kayıtlı mal satışı yapıldığını, fakat davalının kusurlu davranışı sebebiyle KDV iadesi yapılamadığını, davalı şirketin müvekkilinden almış olduğu ihraç kayıtlı malları ihraç ederken imalatçı firma olarak … A.Ş.’nin ismi belirtilmediğinden vergi dairesince müvekkili şirkete KDV iadesi yapılmadığını, ihraç kayıtlı mallar ihraç edilirken gümrük beyannamesinde imalatçı firmanın isminin belirtilmesi gerektiğini, ihraç kayıtlı mal satan firmaların gümrük beyannamesindeki düzenlemeye göre vergi dairesinden KDV iadesi aldıklarını, dava konu olayda davalı şirketin usulüne uygun bir gümrük beyannamesi düzenlemediğinden müvekkilinin ihraç kayıtlı olarak satmış olduğu malların KDV iadesini alamadığını, davalı şirket ile yapılan, sorunun çözümü ve alacağın ödenmesine dair görüşmelerin sonuçsuz kaldığını, müvekkilin 900 Euro KDV alacağının tahsili için davalı şirkete göndermiş olduğu Ankara …. Noterliğinin 08/08/2016 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinin de sonuçsuz kaldığını, müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını ifade ederek; işbu davalarının kabulüne, davalının sözleşmeden doğan yükümlülüklerine aykırı davranmasından dolayı kusur sorumluluğu çerçevesinde 900 Euro’nun uygulanacak en yüksek mevduat faizi ve fer’ileri ile birlikte davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili 16/02/2017 tarihli davaya cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirketten 30/11/2015 tarihli fatura ile ihraç kayıtlı mal satın aldığını, davacıdan ve diğer üreticilerden satın aldığı malları da kullanarak yeni bir imalat gerçekleştirdiğini, bu malı ihraç ettiğini, ihraç edilen ürünler için ödenen KDV’nin, ihracat sonrası vergi dairesince iadesinin kanun gereği olduğunu, müvekkili şirketin ihraç kayıtlı satın aldığı ürünlerin KDV’lerinin iadesi için vergi dairesine gerekli başvuruları, satıcıların kendisine verdiği firma isimleri ve ürün kodlarını tam ve eksiksiz olarak bildirmek suretiyle gerçekleştirdiğini, bu başvuru kayıtlarının Polatlı Vergi Dairesi’nde mevcut olduğunu, ancak müvekkili tarafından vergi dairesine bildirilen ürün kodunun davacı firma ve diğer firmalar tarafından yanlış bildirildiğini, davacının bildirdiği kod ile diğer firmalar tarafından bildirilen kodlar arasında fark olmadığının ortaya çıktığını, bu sebeplerle Polatlı Vergi Dairesi tarafından davacının ihraç kayıtlı ürün sebebiyle alması gereken KDV iadesine dair başvurularının reddedildiğini, bunun üzerine davacı tarafından müvekkiline Ankara …. Noterliğinin 08/08/2016 tarih, … yevmiye numaralı ihtarının çekildiğini, çekilen ihtar sonrasında davacı tarafından verilen ihraç kayıtlı ürüne ait kodların müvekkili tarafından düzeltilmek suretiyle Polatlı Vergi Dairesi’ne 19/08/2016 tarihinde tekrar başvuru yapıldığını, bu başvuru neticesinde davacının vergi dairesine yaptığı KDV iade talebini geri çekmiş olduğunun taraflarına bildirildiğini, bunun üzerine müvekkilinin Yenimahalle …. Noterliğinin 24/08/2016 tarih ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesini davacıya keşide ettiğini, bu ihtarnamede; “Sayın Muhatap; 19.08.2016 tarihinde bağlı bulunmuş olduğunuz Polatlı VERGİ DAİRESİ’NE firmamız tarafından …. SAN. İNŞ. ve TİC. öncelikle ilgili vergi dairesinden ihraç kayıtlı KDV İADESİNİ alabilmeniz için vergi dairesine başvurunuzu yenilemeniz gerekmektedir. Aksi takdirde bizden kaynaklanmayan nedenlerle iadeyi alamayacaksınız. Bu durumda firmamızın kusurlu olmayacağını, doğacak zararlardan sorumlu olmadığımızı ihtaren bildiririz.” ifadelerine yer verildiğini, müvekkili tarafından keşide edilen ihtardan da anlaşılacağı üzere müvekkilinin Polatlı Vergi Dairesi’ne gerekli başvuruları tekrar yaptığını ve davacının ihraç kayıtlı mal satışı sebebiyle KDV iadesini alabilmek için ilgili vergi dairesine KDV iade talebini yenilemesi gerektiğini, ancak dava tarihine kadar geçen süre içerisinde davacının talebini yenilemediği ve KDV iadesini almadığının açık olduğunu, kendi sorumluluğunda olan talep yenilemesini yapmayan ve bu sebeple KDV iadesi alacağına ulaşamayan davacının sorumluluklarını yerine getirmek yerine iş bu davayı açtığını, taraflarınca yapılması gereken tüm başvuruların tam ve gereği gibi yapıldığını, ancak davacının kendi sorumluluğunu yerine getirmeyip geri çektiği talebini yenilememesi sebebiyle KDV iadesini alamadığını, müvekkiline yanlış bilgi verip ilk başvurunun reddedilmesini sağlayan, müvekkili tarafından gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra gerçekleşen ikinci başvurunun sonuçlanmasına kendi kusuruyla engel olan davacının taleplerinin kanuna ve özellikle MK md.2’ye aykırılık oluşturduğunu, müvekkili şirketin tacir olmanın tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, basiretli bir iş adamı gibi davrandığını, kanunun kendisine yüklediği tüm sorumlulukları tam ve eksiksiz olarak yerine getirdiğini ifade ederek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kanuni dayanaktan yoksun, haksız davanın reddine, yapılan ve yapılacak her türlü yargılama gideri ile birlikte vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :30/11/2015 tarih … nolu fatura, 03/12/2015 tarihli Mersin Gümrük Müdürlüğü Gümrük Beyannamesi, ihtarname, davacı ve davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, Polatlı Vergi Dairesinin 26/09/2017, 12/12/2018 ve 16/04/2019 tarihli cevabi yazıları, 26/03/2018 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, tazminat talebine ilişkindir.
Davacı, kendisinden satın aldığı ihraç kayıtlı malları da kullanarak yeni bir imalat gerçekleştirip bunu ihraç eden davalının, düzenlediği ihracat beyannamesinde imalatçı olarak adına yer vermediği için bağlı bulunduğu Polatlı Vergi Dairesine başvurduğunda 900 Euroluk KDV iadesini alamadığını, bu durumun davalının kusurundan kaynaklandığını ileri sürerek zararının davalı tarafından tazminini talep etmektedir.
Davalı ise, davacı tarafından keşide edilen 08/08/2016 tarihli ihtarname üzerine 19/08/2016 tarihinde Polatlı Vergi Dairesine müracaat ederek düzeltme beyanında bulunduklarını ve 900 Euroluk KDV iadesini almayacakları taahhüdünde bulunduklarını, daha sonra davacı firmaya 24/08/2016 tarihli ihtarnameyi keşide ederek Polatlı Vergi Dairesine tekrar müracaat ederek KDV iadesini alabileceklerini bildirdiklerini, ihtarnamenin dava öncesi 31/08/2016 tarihinde davacıya tebliğ olduğunu, davacının vergi dairesine tekrar müracaat ederek KDV iadesi alacağına ulaşma imkanı varken bu sorumluluğunu yerini getirmeden eldeki davayı açtığını belirterek davanın reddini savunmaktadır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak26/03/2018 tarihli rapor dosyaya kazandırılmıştır.
Davacı vekili 13/06/2019 tarihli oturumda; “Davalı tarafın kusurundan dolayı biz KDV iadesini alamamıştık. Dava öncesi 08/04/2016 tarihinde davalı yan düzeltme beyanında bulunmuş ve kayıtlar düzeltilmiş. Polatlı Vergi Dairesine başvurmamız halinde davaya konu meblağın tarafımıza ödeneceği bildirilmiştir. Bu sebeple biz dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini istiyoruz. Davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden masraf ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ediyoruz.” demiştir.
Davalı vekili ise; “Düzeltme işlemi dava tarihi öncesi gerçekleştirilmiş ve dava öncesi 31/08/2016 tarihinde bu durum ihtar çekilerek bildirilmiştir. O tarihten itibaren davacı vergi dairesine başvurarak dava konusu ettiği vergi iadesini alma imkanına sahiptir. Davanın reddini talep ediyoruz. Yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılsın, lehimize vekalet ücreti takdir edilsin.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirket tarafından 30/11/2015 tarihli fatura ile davalı şirkete ihraç kayıtlı mal satıldığı, davalının bunları da kullanarak yeni bir mal imal edip ihraç ettiği, fakat düzenlediği ihracat beyannamesinde imalatçı firma olarak davacı firmanın ismine yer vermediği, bunun neticesi olarak davacının 900 Euro tutarındaki KDV iadesini alamadığı ve bu durumu ihtarname keşide etmek suretiyle davalıya bildirdiği, bunun üzerine davalının 19/08/2016 tarihinde düzeltme beyanında bulunduğu ve 900 Euroluk KDV iadesini almayacağını taahhüt ettiği, davacı firmaya 24/08/2016 tarihli ihtarnameyi keşide ederek Polatlı Vergi Dairesine tekrar müracaat ederek KDV iadesini alabileceğini bildirdiği, söz konusu ihtarnamenin 31/08/2016 tarihinde (dava öncesi) davacıya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Bu durumda, bağlı bulunduğu Polatlı Vergi Dairesine müracaatını yenileyerek KDV iadesi alacağına kavuşma imkanına sahip olduğu anlaşılan davacının eldeki davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığından, davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK nun 114/1-h ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 62,25 TL harcın mahsubu ile bakiye 17,85 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.13/06/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza