Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/211 E. 2019/349 K. 16.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/211 Esas – 2019/349
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/211 Esas
KARAR NO : 2019/349

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : 1-
VEKİLİ :
DAVALI : 2-
VEKİLİ :
DAVALI : 3-

DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat

DAVA TARİHİ : 14/04/2017
KARAR TARİHİ : 16/05/2019
K. YAZIM TARİHİ: 14/06/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19/08/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında olay yeri kontrolsüz kavşakta tali yoldan aniden kontrolsüzce yola çıkan davalı sürücü …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı araçla, davacı … idaresindeki … plakalı aracın çarpışmaları sonucu meydana gelen kazada davacı …’ın yaralanarak malul kaldığını, kazanın oluşumunda davalı sürücü …’ın asli kusurlu olduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen, ayrıca 20.000,00 TL manevi tazminatın da, kaza tarihinden itibaren işletilecek en yüksek reeskont faizi ile birlikte sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan aracın hasta taşıma aracı olduğunu ve kazanın ise olay yeri kavşakta taraflarına ait aracın kontrollü geçişi esnasında, davacının çok süratli gelerek kazaya neden olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı sürücü … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazanın oluşumuna kontrolsüz kavşağa süratli giren davacı sürücünün neden olduğunu, zira idaresindeki aracın diyaliz hastalarını taşıma aracı olduğunu ve araçta bulunan hemşire ve hastaların da tanık olmakla, aracını süratli kullanmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özete; dava konusu kazaya karışan … plakalı aracın davalı sigorta şirketi nezdınde … no’lu trafik sigorta poliçesiyle 27/10/2015 – 27/1002016 tarihleri arasında sigortalı olduğunu ve sorumluluklarının da sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında sakatlanma ve ölüm halinde kişi başına 290.000,00 TL poliçe limitiyle sınırlı olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, SGK kayıtları, trafik tescil kayıtları, tedavi belgeleri, davacı ve davalı … hakkındaki ekonomik sosyal durum araştırma raporu, davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 19/06/2017 tarih “Makbuz ve İbraname” başlıklı belge, 29/03/2018 tarihli kusur bilirkişisi raporu, Ankara ATK Trafik İhtisas Dairesinin 13/09/2018 tarih 4068 sayılı kusur raporu, İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinin 27/02/2019 tarih 10906 sayılı kusur raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Davalı … Sigorta AŞ vekili tarafından dosyaya sunulan 04/12/2017 tarihli dilekçe ekinde “Makbuz ve İbraname” başlıklı belgenin ibraz edildiği, davacı tarafla sulh olunduğunun ve gerekli ödemenin yapıldığının, davacının davadan feragat edeceğinin, kendilerinin de masraf ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.
Davacı vekili 21/09/2017 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında; dava açıldıktan sonra davalı sigorta şirketi tarafından maddi tazminat taleplerinin karşılandığını, maddi tazminat talepleri yönünden davanın konusuz kaldığını, davaya manevi tazminat talebi yönünden devam ettiklerini ifade etmiş, yargılamaya manevi tazminat talebi yönünden devam olunmuştur.
Davacı vekili 14/03/2019 tarihli oturumdaki beyanında konusuz kalan maddi tazminat davasıyla ilgili olarak vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını, müvekkilinin maluliyet durumuna ilişkin rapor alınamamış ise de; iş hayatını olumsuz etkileyeceği endişesini taşıyan müvekkilinin rapor almak istemediğini, dosyada mevcut tedavi evrakı, ceza dosyasında mevcut genel adli muayene raporu dikkate alınarak manevi tazminat talepleriyle ilgili karar verilmesini talep ettiklerini ifade etmiştir.
Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma evrakı dosyaya kazandırıldıktan sonra davaya konu trafik kazasındaki kusur oranlarının belirlenmesi için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, 29/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/a ve 57/c-2 maddelerindeki kuralları ihlal etmesi nedeniyle olayda % 65 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsü davacı …’ın ise 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 52/a maddesinde belirtilen kuralı ihlal etmesi nedeniyle olayda % 35 oranında kusurlu olduğu belirtilmiştir.
Tarafların itirazı üzerine kusur oranlarıyla ilgili olarak ATK Ankara Adli Tıp Grup Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığınca düzenlenen 13/09/2018 tarihli raporda ise; davalı sürücü …’ın % 75, davacı sürücü …’ın ise % 25 oranında kusurlu oldukları belirtilmiştir.
Dosya kapsamında alınan bu iki rapor arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla İstanbul ATK Trafik İhtisas Dairesinden alınan 27/02/2019 tarihli raporda; davaya konu trafik kazasının meydana gelmesinde davalı sürücü …’ın % 65, davacı sürücü …’ın ise % 35 oranında kusurlu oldukları yönünde görüş ve kanaat belirtildiği görülmüş, olayın oluşuna daha uygun olduğu değerlendirilen iş bu rapor hükme esas alınmıştır.
Davacının iş göremezlik durumuna ilişkin olarak rapor tanzimi için Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı Dahili Tıp Bilimleri Bölümü Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına müzekkere yazılmış, 09/10/2017 tarihli cevabi yazıda davacının Ocak 2018 sonrası alınacak ayrıntılı son durum raporuyla birlikte tekrar muayeneye gönderilmesi istenmiş, davacının ayrıntılı son durum raporunu almaktan kaçınması nedeniyle işgöremezlik durumuna ilişkin kati rapor alınamamış, manevi tazminat talebi değerlendirilirken ceza soruşturması aşamasında alınan genel adli muayene raporu dikkate alınmıştır.
Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası içerisinde mevcut 19/08/2016 tarihli Genel Adli Muayene Raporunda, davacı …’ın hayati tehlikesinin bulunmadığı, yaralanmasının basit bir tıbbi tedavi ile iyileşir nitelikte olduğu yönünde kanaat belirtildiği görülmüştür.
Davacı ile davalı …’ın ekonomik ve sosyal durumlarına ilişkin olarak gerekli araştırmalar yapılmıştır.
Mahkememizce toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı ile usul ve yasaya uygun olarak alınan denetlenebilir bilirkişi raporları birlikte değerlendirilmiştir:
Yargılama devam ederken davacı vekilinin maddi tazminat taleplerinin (maddi zararlarının) davalı … Sigorta A.Ş. tarafından karşılandığını beyan etmesi karşısında konusuz kaldığı anlaşılan maddi tazminat talepli davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
Davacı manevi tazminat talebinde de bulunmuştur.
Davalı …’ın % 65 oranında kusurlu eylemi sonucu meydana gelen trafik kazasında bedensel bütünlüğü zedelenen davacının yaşadığı üzüntü, çaresizlik ve acı nedeni ile ruh sağlığındaki bozulma, yaralanmasının niteliği, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 22/06/1966 tarih, 1966/70 sayılı içtihadı ile belirlenen manevi tazminat miktarının belirlenmesine ilişkin ilkeler ve Hukuk Genel Kurulunun 26/06/2004 tarih, 2004/370 karar sayılı içtihadı ile belirlediği caydırıcılık ilkesi gözetilerek, ihlal sonucu davacının uğradıkları manevi zararın giderimi amacı ile paranın satın alma gücü itibari ile belirli bir meblağın sigorta şirketi dışındaki davalılardan alınarak davacılara verilmesi sureti ile zedelenen yaşama sevincini tazelemek, bunu yaparken felaketi özlenir kılmamak, davalıları ekonomik bir yıkıma sürüklemeksizin daha dikkatli ve özenli olmaya sevk etmek hedeflenerek, günün ekonomik koşullarına göre takdiren belirlenen 2.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan … … ve …’dan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere tahsiline karar verilmiştir.
Hükmolunan manevi tazminata haksız fiil tarihinden (19/08/2016) itibaren avans faizi (kazaya karışan … plakalı aracın ticari araç olması nedeniyle) yürütülmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafından maddi tazminat talepli olarak açılan dava konusuz kaldığından esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacının manevi tazminat talepli davasının KISMEN KABULÜNE ; 2.000,00 TL manevi tazminatın haksız fiil tarihi olan 19/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalılar … … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 136,62 TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 512,33 TL harçtan mahsubu ile bakiye 375,71 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 136,62 TL peşin harç (karar ve ilam harcı olarak mahsubedilen), 31,40 TL başvuru harcı, 4,60 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 172,62 TL harcın davalılar … … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 400,00 TL bilirkişi ücreti, 334,10 TL tebligat ve posta gideri, AÜTF Adli Tıp Kurumu fatura gideri 400,00 TL olmak üzere toplam 1.134,10 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdir edilen 113,41 TL’sinin davalılar … … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar … … ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalı … … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/05/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza