Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/152 E. 2018/157 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/152 Esas – 2018/157
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/152
KARAR NO : 2018/157

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : ARAÇ TESLİMİ/TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 14/03/2017
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
K.YAZIM TARİHİ : 30/03/2018

Yukarıda tarafları yazılı dosyanın mahkememizde yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı …’ün Müdürler kurulu Başkanı sıfatı ile kullandığı … pkakalı aracı, 20 Ekim 2016 tarihinde müdürlük görevinden alındıktan sonra iade etmediğini, bütün ikazlara rağmen aracı zorla elinde tuttuğunu, aracın iadesi için Noter kanalıyla ihtar çekildiğini, malike ait bir malın haksız zilyet tarafından zorla elde tutulması nedeniyle mal veya onun parasal değeri “istihkak davası” ile dava edilebileceğini belirterek, davalının aracı tam ve sağlam teslim etmesi veya piyasa değerleriyle tespit edilecek bedelin ödettirilmesini, aracın 20 Ekim 2016 tarihinden fiili teslim ya da araç bedelinin fiilen ödeneceği güne kadar geçecek süre boyunca “haksız zilyet” bu evsafta bir aracı piyasadan kiralamış olsaydı hangi tutarı ödeyecek ise, o tutarın piyasa değerleriyle tespit edilerek ve buna avans faiz oranı işletilmiş olarak taraflarına kötü niyetli sebepsiz zenginleşmenin iadesi kapsamında ödenmesini, mahkememizce takdir edilecek her iki bedel için de; haksız fiil de dahil pek çok hükmün yarıştığı böylesi bir durumda 6098 S. TBK m. 60 hükümelerine göre “en fazla giderimi sağlayacak” ve m. 76 hükümlerine göre “geçici ödeme” olacak şekilde taraflarına ödenmesini, tüm bu taleplere ilişkin olarak şimdilik 1.000,00TL’nin hüküm altına alınmasını talep ve dava etmiştir.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin 28.09.2016 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında müdürler kurulu başkanlığı görevinden alınmasının hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, buna ilişkin kararın iptali için açılan davanın halen derdest olduğunu, aracın tahsisi ile ilgili herhangi bir genel kurul kararı bulunmadığını, dava konusu aracın şirket hissedarlarına şirket işlerinin yürütülmesi için tahsis edildiğini, müvekkilinin davacı şirkette hala şirketin hissedarı olduğunu, şirketin işlerinin yürütülmesi bakımından söz konusu aracı kullanma ve yararlanma yetkisine sahip olduğunu, davacının bu aracı özel işlerde kullandığına dair bir kanıt sunmadığını, müvekkilinin güveni kötüye kullanması veya haksız zilyet olduğuna dair mesnetsiz iddiaları kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Davalı şirketin defter ve kayıtları, ana sözleşmesi, genel kurul tutanakları, bilirkişi kurulunun 02.08.2017 tarihli ÖN RAPORU, 06.12.2017 tarihli rapor, 12.02.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, şirket müdürler kurulu başkanlığı sıfatı nedeniyle tahsis edilen aracın iadesi, bu mümkün olmazsa araç bedelinin tahsili ile oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Davacı, davalının halen şirket ortağı olduğunu, 20.10.2016 tarihine kadar ortaklar kurulu başkanlığı görevini de ifa ettiğini, bu tarihte yapılan genel kurulda bu görevine son verildiğini, davacı şirketin müdürler kurulu başkanlığını ifa ederken tarafına tahsis edilen … plakalı binek aracı geri (şirkete) iade etmediğini, halen davalı tarafından kullanılmaya devam edildiğini, halbuki bu aracın kendisine ifa ettiği görevi nedeniyle tevdi edildiğini ileri sürerek taleplerde bulunmuş; davalı yanda, aracın halen kendisinde olduğunu, şirket ortağı sıfatıyla kendisine tevdi edildiğini, haksız zilyetliğinin bulunmadığını savunmuştur.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; nizalı aracı, davalı kullanımına verilmesinin gerekçesinin belirlenmesi ile, haksız zilyetlik durumunun tespiti halinde, davacı istemlerinin değerlendirilmesi noktasında toplanmaktadır.
Bildirilen taraf delilleri toplanmış, dosya kapsamı ile davacı şirket kayıtları üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporunun birlikte tetkikinde; limited şirketlerde yönetim ve temsil görevi ana sözleşme ile düzenlenir, müdür sıfatını taşıyan bir veya birden ziyade ortağa veya tüm ortaklara yada üçüncü kişilere verilebilir. (TTK m.623) Şirketin birden fazla müdürünün olması halinde bunlardan birisi genel kurul tarafından seçilerek müdürler kurulu başkanlığı görevini (yasa ve ana sözleşmedeki düzenlemelere uygun olarak) yerine getirir. Şirket müdürlüğü (yada müdürler kurulu başkanlığı) görevi sonlandıktan sonra, bu görevi nedeniyle kendisine tevdi edilen araç ve gereçlerin şirkete iadesi gerekir. Bu durum TTK’un 626. maddesinde düzenlenen özen ve dürüstlük kurallarının bir neticesidir. Somut uyuşmazlıkta, davacı 20.10.2016 tarihinde yapılan genel kurulda müdürlük (müdürler kurulu başkanlığı) görevinden alınmış ve bu tarih itibariyle de şirketi temsil yetkisi sonlanmıştır. Niza konusu aracın şirket ortaklığı nedeniyle tevdi edildiği savunulmuşsa da, buna dayanak genel kurul kararı yada müdürler kurulu kararına rastlanmamıştır. Öte yandan, şirketin diğer ortaklarına da bu tür araç tahsis edildiğine ilişkin bir iddia ileri sürülüp, ispatlanabilmiş de değildir. Bu durumda müdürler kurulu başkanlığı görevi sonlandıktan sonra bu görev nedeniyle kendisine tevdi edildiği anlaşılan … plakalı aracın şirkete iadesi gerekmektedir.
Davacı yan aracın iadesi için ihtarname çekmiş ve tebligat 09.01.2017 tarihinde yapılmıştır. Verilen üç günlük sürenin dolumundan sonra 13.01.2017 tarihinde (nizalı aracı teslim etmeyerek) haksız zilyet konumuna düşmüştür. Davacı 13.01.2017 tarihinden,

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

aracın teslim edildiği tarihe kadar geçen süre için, aracın davalıca haksız suretle el konulması nedeniyle oluşan zararlarına karşılık tazminat isteyebilecektir. Yargılama devam ederken 06.06.2017 tarihinde nizalı araç davacıya teslim edilmiş ve haksız el koyma sonlanmıştır. Bu durumda, araç teslimi, mümkün olmadığında bedelinin tahsili isteminin konusu kalmadığından (bu hususlarda) karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
Yukarıda da bildirildiği üzere, nizalı aracı zilyetliğinin haksız hale geldiği 13.01.2017 tarihi ile teslim edildiği 06.06.2017 tarihleri arasındaki kullanım için oluşan zararlara karşılık tazminat istenebilecektir. Bilirkişi tarafından yapılan inceleme neticesinde; belirlenen (aylık 3.000,00TL, günlük 100,00TL) araç kiralama/zarar bedeli, aracın niteliği, yaşı ve sair özellikleri nazara alındığında yerinde bulunmuş ve hükme esas alınmıştır. Her davanın açıldığı tarihteki duruma göre değerlendirme yapılaması zorunlu olduğundan, 13.01.2017 ile dava tarihi olan 14.03.2017 tarihleri arasındaki 61 günlük haksız kullanım bedeli (61×100) 6.100,00TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine hükmedilmiştir.
Bu gerekçeye uygun aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Dava konusu edilen aracın yargılama sürecinde davacıya teslim edildiği anlaşıldığından; araç teslimi ya da bedelinin tahsili istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacının alacak isteminin kısmen kabulüne, 6.100,00TL araç haksız kullanım bedelinin dava tarihi olan 14/03/2017 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin davacı isteminin bu aşamada reddine,
3-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 416,69TL karar ve ilam harcından peşin alınan 31,40TL ve ıslahla alınan 228,84TL harcın mahsubu ile bakiye 156,45TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 31,40TL peşin harç, 228,48TL ıslah harcı, 31,40TL başvuru harcı, 4,60TL vekalet harcı olmak üzere toplam 295,88TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 119,75TL tebligat ve posta gideri ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.119,75TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 474,34TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görüldüğündün, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görüldüğündün, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi.14/03/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı