Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/147 E. 2020/132 K. 26.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2017/147 Esas – 2020/132
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2017/147
KARAR NO : 2020/132

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
4-
5-
6-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Şirketin Feshi/Ortaklıkta Çırma
DAVA TARİHİ : 09/03/2017
KARAR TARİHİ : 26/02/2020
K.YAZIM TARİHİ : 28/02/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacılar vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin davalı şirketin %41 payına sahip olduğunu, kalan %59 payın ise …, …, … ve …’e ait olduğunu, çokluk paya sahip ortakların eylem ve işlemleri nedeniyle müvekkilleri ve çokluk ortaklar arasında ciddi uyuşmazlıklar olduğunu, resmi mercilere ve mahkemelere yansıyan husumetin olması ve bunun süreklileşmesi nedeniyle çokluğun kendilerine düşen görevleri yerine getirmemeleri ve sadakat yükümlülüğünü ihlal etmeleri sonucu ortaklar arasındaki güven…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…ilişkisinin ciddi anlamda zedelendiğini, ortaklar arasında kişisel ve grupsal çıkarların ön plana çıktığı durumların ortaya çıktığını, ortakların faaliyetlerinin sürekli biçimde verimsizlikle sonuçlanması nedeniyle amacının gerçekleşmesinin olanaksız hale geldiği, çokluk tarafından azlığın haklarını ihlal için ortaklık yönetiminin araç gibi görüldüğünü, müvekkillerin şirketten dışlanmaları sonucu ortaklığın var olan ortaklarla yoluna devam edeceğine dair umudun ortadan kalktığını ve ortaklığın devamının imkansız hale geldiğini, davalı şirketin bir ortaklık olma anlamını yitirdiğini, çokluk hisseyi elinde bulunduran ortakların eylem ve işlemleri sebebiyle TTK m 636/3 uyarınca davalı şirketin feshine karar verilmesini, aksi kanaatte ise müvekkillerinin davalı şirket ortaklığından ayrılmalarına izin verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; TTK 531. maddesi kapsamında talep edilen tasfiyenin şartlarının mevcut olmadığı gibi davacılar ile müvekkilleri arasında ciddi uyuşmazlıkların olduğu iddialarının da gerçek dışı olduğunu, müvekkili firma ortaklarından çokluğu temsil eden ortakların sadakat yükümlülüğünü ihlal ettikleri ve kendilerine düşen yükümlülükleri yerine getirmedikleri yönündeki iddiaların gerçek dışı ve afaki olduğunu, aksine davacılar tarafından müvekkili firmanın iştigal konusuna giren alanlarda haksız rekabet yaratacak mahiyette muhtelif firmaların açıldığını, sadakat yükümlülüğünü ihlal edenin bizatihi davacıların kendisinin olduğunu, şirket ortakları arasında kişisel menfaatlerin öne çıktığı ve ortaklığın devamında ortak amacın kalmadığı tezinin de davacıların soyut yorumundan ibaret olduğunu, şirket ortaklığını sadece kendilerine menfaat temini olarak gören davacıların yönetim değişikliğini bu şekilde yorumlamaları ve tasfiye nedeni olarak görmelerinin manidar olduğunu, ortaklık faaliyetlerinde sürekli verimsizlik yaşandığı iddiası ile ortaklık yönetiminin bir araç olarak kullanıldığı beyanlarının tamamen gerçek dışı olduğunu, TTK 531. maddesinde öngörülen tasfiye şartlarının davada mevcut olmadığı gibi davacıların şirket ortaklığından çıkma taleplerinin de mevcut ekonomik ve ticari ortam nazara alınarak müvekkili firma için ağır ve telafisi güç zararlara neden olacağından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesini … esas sayılı dosyası, Anakar … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, davalı şirkete ait ticaret sicil dosyası, tanık beyanları, 02.05.2018 tarihli bilirkişi raporu, 21.06.2018 tarihli bilirkişi raporu, 03.12.2019 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 26.07.2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, haklı sebeplerin gerçekleştiği iddiasıyla limited şirketin feshi, olmadığında şirket ortaklığından çıkma talebine izin verilmesi istemine ilişkindir.
Davalı şirketin 2017 yılı bilançosuna göre cari oranın 3,56, likidite oranının 3,44 ve nakit oranının 1,56 olduğu, söz konusu oranlara bakıldığında referans değer olarak genel kabul görmüş oranların üzerinde olduğu, yani şirketin borçlarını ödeyebilme gücünün olduğu, genel olarak işletmenin 2010 yılından sonra 2015 yılına kadar karlılık oranlarının düştüğü, 2015-2016 yıllarında yükseldiği ve 2017 yılında düştüğü, her ne kadar 2017 yılında bir düşüş gözlensede işletmenin karlılığının devam ettiği, davalı şirketin borca batıklığından ve iflasa sürüklenmesinde bahsedilemeceği, şirketin iyi veya kötü yönetilmesinin göreceli bir kavram olduğu, şirketin karlılık oranlarının 2010 yılında düşsede halen kar eden bir şirket olduğu, 2017 yılı sonu itibariyle dağıtılabilir kar toplamanın 1.159.33,31TL olup, davalı şirketin finansal yapısı dikkate alındığında, bu karın tamamı olmasa dahi makul bir kısmının ortaklara dağıtacak durumda olduğu anlaşılmıştır.
Diğer yandan, davacı vekilinin 30.06.2017 tarihli dilekçesinde özetle; davalı şirkette birlikte hareket eden çoğunluk hisseye sahip ortaklardan …’ın müdür olduğu dönemde, gerçek bir alışveriş olmamasına rağmen varmış gibi gösterdiği, bu kapsamda…/…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…önce şirket hesabına para aktardığı ve daha sonra şirket kayıtlarına soktuğu usulsüz fatura ile aktardığı bu meblağı fatura sahibi şirketlere ödediğini gösteren faturalar ve muhasebe sistemi ekran görüntülerinin ekte yer aldığı belirtilmiştir.
Konuyla ilgili olarak Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında açılan davada bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 03.11.2016 tarihli raporda özetle; 26.02.2014 tarihinde yapılan genel kurulda. 2011-2012-2013 yıllarına ilişkin şirket faaliyet raporlarını ve davalı müdürün ibra edilmediği, dava dosyasına sunulan belgelerden ve şirkete ait ticari defter kayıtlarının kaydın dayanağı belgelerle birlikte incelenmesinde; davalı …’ın dava dtşı şirkete ve şirket ortaklarına karşı (410.135,27 TL kasa açığı. 7.538,35 TL banka açığı, 7.670,00 TL alacak senetlerine ilişkin olarak:) 425.343,62 TL şirket zararının bulunduğu, davacının talebine bağlı kalınarak 40.000,00 TL tazminat talebinin kabulü gerekeceği ve bu miktarın şirkete ödenmesi gerektiği, ibraz edilen ticari defter kayıtlan, kasa muavin defter kayıtları, kurumlar vergisi beyamameleri, detay mizanların incelenmesinde, şirket kayıtlarında çift TL kasanın bulunması, çok sayıda düzeltme kaydının bulunması nedenleriyle ticari defterlerin usulüne uygun düzenlenmediği, şirketin finansal verilerin tam ve eksiksiz yansıtmadığı, söz konusu verilerden elde edilen oranlarla da şirket yönetimin başarısının ve şirketin gerçek zararının belirlenmesinin mümkün olmadığı, ” sonucuna varılmış, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.04.2018 tarihli, … E. sayılı kararında, 40.000,00 TL dava dışı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin zararının 26.02.2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı …’dan tahsili ile … San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine karar verilmiştir. Dolayısıyla, söz konusu döneme ilişkin hususlar dava konusu yapılmış ve neticesinde yargılama yapılarak karar verilmiştir.
Söz konusu davanın … ve … tarafından açıldığı, diğer ortakların davaya müdahil olmadıkları görülmektedir. Bununla birlikte; bahse konu bilirkişi raporunda yer alan hususlarla ilgili olarak, müştekiler, …, …, …, …, …, … tarafından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına şikayette bulunulmuş, bunun üzerine … hakkında iddianame hazırlanmış, sanık hakkında, Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinde, … Esas nolu yargılamaya başlanılmıştır.
Diğer yandan, …. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 27.12.2016 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında alman ve …’in tek başına müdür seçildiği kararın hukuka, yasaya ve dürüstlük kuralına aykırı olması iddiası ile iptal edilmesi gerektiği yönünde, davacılar …, …, …, …, …, … tarafından açılan davaya ilişkin olarak alman 27.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda; “çağrının yetkili organ ve kişilerce yapılmamış olması ve Kanun “da belirlenen şekle uyulmadan yapılmış olması sebebiyle dava konusu toplantının genel kurul toplantısı niteliğinde olduğunun kabul edilemeyeceği” hususları belirtilmiş olup, yapılan yargılama neticesinde Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin… E. 21.03.2018 sayılı kararında; “davalı şirketin 27.12.2016 tarihli genel kurulunda şirket müdürlüğüne münferiden yetkili olmak ve 3 yıl süreyle görev yapmak üzere …’in seçilmesine’ şeklinde alınan kararın iptaline, davacı vekilinin tedbir istemlerinin reddine” karar verilmiştir.
TTK’da limited şirketlerde haklı sebeple fesih 636. maddede düzenlenmiştir. TTK m.636; “(3) Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir…(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır. ” hükmüne amirdir. TTK’nın 636. maddesinin 3. fıkrasının gerekçesinde anonim şirketin haklı sebeple feshini düzenleyen m. 531 ’e atıf yapılmaktadır.
e-imza e-imza e-imza e-imza

TTK’nın 531. maddesinin gerekçesinde; “İsviçre öğretisinde genel kurulun birçok kez kanuna aykırı bir şekilde toplantıya çağrılmış olması, azlık hakları ile bireysel hakların devamlı Malî, özellikle bilgi alma ve inceleme haklarının engellenmesi, şirketin sürekti zarar etmesi, dağıtılan kâr payının düzenli azalması, haklı sebep sayılmıştır…”
Dava konusu olay açısından; yukarıda ayrıntılarıyla izah edildiği üzere, Ankara … Asliye Ticaret Mahkemesinin 12.04.2018 tarihli, … E. sayılı kararı ile % 33 oranında paya sahip …’ın şirketi zarara uğrattığı yönünde hüküm kurulması, … ile birlikte % 59 oranında paya sahip hâkim ortakların birlikte hareket ederek 27.12.2016 tarihli genel kurulda şirket müdürlüğüne …’i seçmeleri, ancak, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.03.2018 tarihli, … E. sayılı kararı ile genel kurulda alman kararın iptaline karar verildiği, davalı şirket ortakları arasında şirket yönetimini-müdür seçimini etkileyen ciddi anlaşmazlıkların ortaya çıktığı, ayrıca, 2016 ve 2017 yılı olağan genel kurulunun yapılamadığı ve dolayısıyla 2017 yılı dönem sonu itibariyle davalı şirketin ortaklarına kâr payı dağıtabilecek kadar kârının olduğu ancak dağıtılamadığı, hususları birlikte değerlendirildiğinde, davacıların ortağı olduğu şirketin feshini talep edebileceği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bununla birlikte, yıllık ortalama 2.998.202,37 TL aktif büyüklüğü, 2.318.183,64 TL öz kaynak toplamı bulunan ve son 8 yılda ortalama yaklaşık 200.000,00 TL kâr eden bir şirketin feshine karar vermek yerine, TTK m. 531’de ifade edildiği üzere davacı pay sahiplerinin şirket ortaklığından çıkarılmasına izin vermenin daha makul bir çözüm yolu olarak görüldüğü, zira davalı şirketin feshi yoluna gidilmesinin ne davacıların, ne diğer ortakların, ne de şirket çalışanlarının yararına bir sonuç doğurmayacağı değerlendirildiğinden bu hususlarda bilirkişi incelemesi yaptırılmış olup, bilirkişiler …, …, … ve …’ün 03.12.2018 tarihli raporlarına göre; davalı şirketin 51.08.2018 tarihli rayiç değer bilançosu esas alınarak hesaplanan öz varlık toplamının 11.041.071,80 TL olduğu, davalı şirketin TPE nezdinde kayıtlı olan “…” isimli tescilli markasının değeri de dâhil edildiğinde, davacı ortakların çıkma payı hesabına tabi esas tutarın (11.041.071,80TL + 17.093,59TL =) 11.058.165,39TL olarak hesaplanmış olduğu, hesaplanan bu tutardan; …’ın sermaye payına düşen çıkma payının 1.437.561,50 TL, …’ın sermaye payına diişen çıkma payının 1.437.561,50 TL, …’nin sermaye payına düşen çıkına payının 569.495,52TL, …’nin sermaye payına düşen çıkma payının 541.850,10TL, …’nin sermaye payına düşen çıkma payının 270.925,05 TL, …’nin sermaye payına düşen çıkma payının 270.925,05 TL olduğu, bilirkişiler …, …, … ve …’ün 25.07.2019 tarihli ek raporlarına göre; … Ltd. Şti.’nin 31.03.2019 tarihli bilançosu incelendiğinde; borç ödemesinde kullanabileceği 1.363.446,69 TL tutarındaki hazır değerine karşılık (kasa ve banka hesaplanırda bulunan nakit ve alınana çekler toplamı) 598.996,76 TL tutarında kısa vadeli borcu bulunduğu, şirketin kısa vadeli borçlarını ödedikten sonra geriye, ortaklıktan çıkmak isteyen ortaklar için çıkma payının ödenmesinde kullanılabilecek (1.363.446,69 – 598.996,76) 764.449,93 TL fon kaldığı, hesaplanan bu tutar davacı ortakların çıkma payı olarak hesaplanan toplam 11.058.165,39 TL’nin yaklaşık (764.449,93 TL 111.058.16539 TL) %6,91’ine karşılık geldiği, yapılan bu tespit uyarınca TTK’mın 642. maddesinin l/(a) bendinde bahsedildiği şekilde davalı şirketin kullanılabilir bir özkaynak üzerinde tasarruf edebildiğinden bahsetmenin mümkün olmadığı, dolayısıyla TTK’nun 642. maddesinin l/(a) bendi anlamında davacı alacaktan muaccel hale gelmediği, diğer taraftan dava dosyası içerisinde yer alan bilgi ve belgelerden, ortaklıktan çıkmak isteyen ortakların hisselerini şirket içinden veya dışından devralmak isteyen birilerinin varlığına da rastlanılmadığı, dolayısıyla TTK’nun 642. maddesinin l/(b) bendi anlamında da davacı alacakları muaccel hale gelmediği, yapılan bu../…
e-imza e-imza e-imza e-imza

…/…tespit ve açıklamalar çerçevesinde; TTK’nun 642. maddesinin l/(a), l/(b) ve l/(c) bentlerinin tümü ve yerleşik Yargıtay kararlarına göre davacı alacaklarının muaccel olmadığı, bu itibarla, davacıların davalı şirketten çıkarılmalarına karar verilmesinin mümkün olmadığı, alternatif çözüm bulunmadığı, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacıların ortağı olduğu şirketin feshini talep edebileceği anlaşıldığından, davacıların davasının kabulüne, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin fesih ve tasfiyesine karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından davalı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında açılan fesih ve tasfiye davasının KABULÜNE,
Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil nosunda kayıtlı … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin FESİH VE TASFİYESİNE.
Tasfiye işlemlerini yapması için mali müşavir …’nin ( T.C. NO: … ) TASFİYE MEMURU OLARAK ATANMASINA, tasfiye memurunun karar kesinleştikten sonra göreve başladığında kendisi için aylık 1.500,00-TL ücret taktirine, ücretin davalı şirket tarafından ödenmesine,
Tasfiye gerçekleştirildikten sonra tasfiye memuru tarafından yapılan tasfiye işlemlerinin rapor halinde mahkememize sunulmasına,
2-Alınması gereken 54,40TL karar ve ilam harcının, peşin alınan 31,40TL ve 77.300,95TL tamamlama harcından mahsubu ile bakiye 77.277,95TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 54,40TL ilam harcı, 35,90TL başvuru harcı, 4,60TL vekalet harcı olmak üzere toplam 94,90TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 3.400,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 177,35TL tebligat ve posta gideri ile 7.100,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 7.277,35TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacıların gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansın davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/02/2020

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza