Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/109 E. 2019/134 K. 28.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2017/109 Esas – 2019/134
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2017/109 Esas
KARAR NO : 2019/134

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 15/02/2017
KARAR TARİHİ : 28/02/2019
K. YAZIM TARİHİ: 26/03/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin, aralarındaki ticari ilişki neticesinde davalıya mal/hizmet sattığını, müvekkili şirketin bu ticari ilişkiden kaynaklı alacağını davalı/borçludan tahsil edemediğini, alacağın tahsili amacıyla davalı borçlu hakkında Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını ve borçluya gönderilen ödeme emrinin tebliğ edildiğini, davalı/borçlunun 06/12/2016 tarihinde verdiği dilekçe ile borca itiraz ettiğini ve icra takibini durdurduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin tartışmasız olduğunu, davalının takip tarihi itibari ile müvekkili şirkete 78.810,00 TL borcu ve takip nedeni ile ferilerden (faiz, vekâlet ücreti, icra masrafları ve harçlar) kaynaklı borcu bulunduğunu, itirazın haksız ve kötü niyetli olup tahsilatı geciktirmeye yönelik olduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile takibin ferileri ile birlikte devamına, davalının takip bedelinin % 20’sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili adına düzenlediği iddia edilen 21/04/2016 tarihli, SERİ… nolu faturada gösterilen malların müvekkili davalı tarafından teslim alınmadığını, bu nedenle müvekkili davalı ile davacı şirket arasında akdi bir ilişki de bulunmadığını, buna rağmen davacı tarafından gerçeğe aykırı şekilde fatura düzenlendiğini, dava konusuna ilişkin belgelerin ve faturanın müvekkili davalıya daha önce de gönderilmediğini, bu belgelerin ve faturaların müvekkilinin yasal muhasebe defter ve kayıtlarında da hiç bulunmadığını, müvekkilinin davacıya borçlu olmadığını beyan ederek, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacı tarafın müvekkili davalıya %20’den az olmamak üzere tazminat ödemesine, yargılama harç ve giderleri ile ücreti vekâletin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası, davacı şirkete ait ticaret sicil kaydı, davacı şirketin 2016 yılına ait BA-BS formları, davacı şirket kayıtları üzerinde … ATM’nce (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 21/02/2018 tarihli bilirkişi raporu, mahkememizce aldırılan 10/05/2018 tarihli bilirkişi kök raporu ve 26/11/2018 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, faturaya dayalı alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından davalı (borçlu) aleyhine 22/11/2016 tarihinde Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasıyla 78.810,00 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, alacağın dayanağı olarak 21/04/2016 tarih… seri numaralı ve 78.810,00 TL tutarlı faturayı gösterdiği, ödeme emri 02/12/2016 tarihinde kendisine tebliğ edilen davalı/borçlunun 06/12/2016 tarihli dilekçesiyle borca itiraz etmesi üzerine icra takibinin durdurulduğu, eldeki davanın 15/02/2017 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Taraf delilleri toplandıktan sonra, takip tarihi itibarıyla varsa davacı şirket alacağının tespiti bakımından davacı şirket kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, ticari defter ve kayıtların bulunduğu bildirilen yer mahkemesine bu hususta talimat yazılmıştır. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 21/02/2018 tarihli raporda; davacı şirketin 2016 yılına ait ticari defterlerinin Elektronik Defter olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının mevcut olduğu, sahibi lehine delil teşkil edebileceği, dava konusu faturanın yevmiye defterine 21/04/2016 tarih … nolu yevmiye fişiyle işlendiği, yevmiye maddesinde davalı … adına alıcılar hesabına 85.209,84 TL borç kaydı yapıldığı, davalı adına açılan muavin hesap ekstresinde fatura tarihi sonrası davacıya ödeme yapıldığına dair bir kayda rastlanmadığı, takip tarihi itibarıyla davacı şirketin davalıdan 86.239,84 TL borçlu gözüktüğü belirtilmiştir.
Daha sonra, davalıya ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde inceleme yapılarak rapor düzenlemesi için dosya kapsamı ve ekleri farklı bir mali müşavir bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bu bilirkişinin düzenleyip dosyaya sunduğu 10/05/2018 tarihli raporda, davalıya ait 2016 yılı ticari defterlerinin “İşletme Defteri” olarak tutulduğu, 6102 sayılı TTK’nun 64 ve devamı maddelerindeki yasal şartları tam olarak taşıdığı ve sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu, davacı şirket tarafından düzenlenen 21/04/2016 tarih, … seri numaralı ve 78.810,00 TL tutarlı faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalının bağlı bulunduğu Vergi Dairesinden 2016 yılı BA-BS formlarının istenilerek dosyaya kazandırılması halinde, takip ve davaya konu faturanın davalıya tebliğ edilip edilmediği ve uyuşmazlıkla ilgili daha sağlıklı bir değerlendirme yapılabileceği belirtilmiştir.
Sincan Vergi Dairesi Müdürlüğünce davalının BA-BS bildiriminde bulunma yükümlülüğünün olmadığının belirtilmesi üzerine davacı şirkete ait 2016 yılı BA-BS formları dosyaya kazandırılarak dosya tekrar 10/05/2018 tarihli raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 26/11/2018 tarihli ek raporda; davacı şirket tarafından davalı adına düzenlenen 21/04/2016 tarih, … seri numaralı ve toplam (72.211,86 TL + 12.998,14 TL KDV) 85.210,00 TL bedelli faturanın davacı şirketin 2016 yılı BS formlarında yer aldığının tespit edildiği, davalının BA-BS bildiriminde bulunma yükümlülüğünün olmaması nedeniyle söz konusu faturayı teslim aldığına ilişkin kesin bir tespit yapmanın mümkün olmadığı, fatura ve içeriğinin davalıya teslim edildiğinin davacı tarafça başka bir şekilde ispat edilmesinin gerektiği, faturadaki “Eksiksiz Teslim Eden” kısmı imzalı iken “Eksiksiz Teslim Alan” kısmının boş ve imzasız olduğu, dosya kapsamında faturanın davalıya teslim edildiğini ispata yarar başka bir bilgi ve belgeye rastlanmadığı, buna göre davacı şirketin davalıdan takip tarihi itibarıyla herhangi bir alacağının bulunmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir:
Davacı, satılan mal karşılığı davalı adına düzenlenen 21/04/2016 tarih, … seri numaralı ve toplam (72.211,86 TL + 12.998,14 TL KDV) 85.210,00 TL bedelli faturaya dayanan 78.810,00 TL tutarındaki alacağının ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine de haksız surette itirazda bulunan davalının icra takibinin durdurulmasına sebebiyet verdiğini belirterek, icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmektedir. Davalı ise fatura ve fatura içeriği malların kendisine teslim edilmediğini savunmaktadır. Davacı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu belirlenen bahse konu faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca faturadaki “Eksiksiz Teslim Eden” kısmı imzalı iken “Eksiksiz Teslim Alan” kısmının boş ve imzasız olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda salt fatura düzenlenmesi ve faturanın davacı defterlerinde kayıtlı olması, mal teslimini ispat yükü üzerinde olan davacı bakımından teslimin yapıldığını ispat anlamına gelmeyecektir. Davacı tarafça mal teslimi geçerli delillerle ispatlanamadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Davacının kötü niyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı yönünde mahkememizde bir kanaat oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesisi cihetine gidilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Koşulları oluşmadığından davalı yanın kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 1.345,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.301,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 9.019,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/02/2019

Katip Hakim
e-imza e-imza