Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/861 E. 2018/341 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/861 Esas – 2018/341

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/861 Esas
KARAR NO : 2018/341

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/07/2016
KARAR TARİHİ : 22/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 25/06/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; davalı aleyhine Bandırma … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile 10.08.2015 tarihinde toplam 168.250,00 TL asıl alacak için icra takibine giriştiklerini, ancak davalı borçlu vekilinin yetkiye, asıl alacağa, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerin itiraz ederek takibi durdurduğunu, icra dosyasının yetkili icra müdürlüğü olan Kazan İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyası ile tekrar açıldığını, bunun üzerine davalı borçlunun dosya asıl alacağına, faize, faiz oranına ve borcun tüm ferilerin itiraz üzerine takibin durdurulduğunu, borçlunun alacağın varlığı ve miktarına ilişkin itirazlarının yerinde olmadığını, zira takip konusu faturaların borçluya teslim edildiğini ve borçlu tarafından herhangi bir itiraza uğramaksızın kabul edildiğini, davalı borçlunun icra takibinden sonra 17.08.2015 tarihinde 50.000,00 TL, 19.08.2015 tarihinde 30.000,00 TL, 21.09.2015 tarihinde 88.185,25 TL olmak üzere toplam 168.185,25 TL’yi müvekkili hesabına yatırdığını, ancak yapılan ödemenin 10.08.2015 tarihli icra takibi başlatıldıktan sonra yapıldığını, işbu dava tarihi itibariyle davalı aleyhine başlatılan icra takibinde 168.250,00 TL asıl alacak, 890,15 TL takip ilk giderleri, 16.045,00TL icra vekalet ücreti, 3.693,36 TL takip tarihinden itibaren işlemiş avans faizi 6.814,13 TL tahsil harcı olmak üzere toplam 195.692,64 TL dosya borcunun olduğunu, davalının takipten sonra 168.185,25 TL ödeme yaptığını, böylece BK 100. maddesine göre yapılan hesaplamaya göre bakiyenin 27.507,39 TL olduğunu, icra takibinin başlatılması ile borçlunun esas borç sebebiyle temerrüde düşeceğini ve icra harç ve masrafları ile vekalet ücretini ödeme borcundan sorumlu olduğunu, icra takibinden sonra yapılan ödemelerde BK 100. maddesi hükmünün uygulandığını, buna göre takiple temerrüde düşen borçlu taralından yapılan ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara yapıldığını, bu sebeple davalı he ne kadar ktsmi ödeme yapmışsa da icra takibi başlatıldıktan sonra ödeme yapıldığı için takip sonrası faiz, icra vekalet ücreti, icra harç ve masrafları kadar borçlu olduğunu, 6.814,13 TL tahsil harcının dava konusu edilmeyip bu rakam bakiyeden düşüldüğünde kalan 20.693,26 TL’lik alacağı dava konusu ettiklerini beyan ederek, yerinde olmayan itirazın iptaline, davalının %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili şirketle davacı arasında ticari ilişki gereği cari hesap ilişkisi bulunduğunu, bu nedenle taraflar arasında borç mutabakatı yapılması gerekirken hiçbir mutabakat yapılmadan kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığını, davacının müvekkili şirket aleyhine Bandırma … İcra Müdürlüğünde 10.08.2015 tarihinde … esas numaralı 168.250,00 TL asıl alacak istemiyle icra takibi başlattığını, müvekkili şirketin 18.08.2015 tarihinde herhangi bir borcunun bulunmadığını belirterek yetkiye, borca ve faize itiraz ettiğini, bu sebeple yetki itirazının kabul edilerek yetkili icra müdürlüğü olan Kazan İcra Müdürlüğünde takibin açıldığını, müvekkili şirketin bu takibe de itiraz etmesi üzerine alacaklı tarafından haksız ve hukuki dayanaktan yoksun işbu itirazın iptali davasının ikame edildiğini, davacının dava dilekçesinde müvekkili şirketin 168.125,25 TL ödeme yaptığını ikrar ettiğini, cari hesap ekstresinde borç olarak görülen meblağın hiçbir mutabakat bulunmadan iyiniyetli olarak müvekkili şirket taralından davacı şirkete ödendiğini, her ne kadar davacı yapılan ödemelerin takipten sonra yapıldığını idddia etse dahi tüm bu ödemelerin tebligat müvekkili şirkete ulaşmadan yapıldığını, bir davada hukuki yarar ilkesinin dava şartı olduğunu, açılmak istenen davada hukuki yarar olmamasının yargılamanın amacına ve usul ekonomisine aykın olduğunu, doktrinde vadesi gelmemiş bir alacak hakkında yapılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında hukuki yararın olmadığı görüşünün hakim olduğunu, müvekkili şirket tarafından henüz ödeme emri kendisine ulaşmadan ödeme yapıldığından ve daha sonra takibe itiraz, ettiğinden alacaklının itirazın iptali davası açmasında yine hukuki yararın bulunmadığını beyan ederek, haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış olan davanın reddine, dava konusu icra takibinin iptaline, davacı aleyhine haksız ve kötüniyetli takip başlatıldığından %20’den aşağı olmayacak şekilde kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davacı şirket ile davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, Kahramankazan İcra Müdürlüğünün… esas sayılı takip dosyası, Kahramankazan İcra Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, tarafların ticari defter ve kayıtları, 08/10/2017 tarihli bilirkişi raporu, 26/03/2018 tarihli bilirkişi ek raporu, 27/11/2017 tarihli talimat aracılığıyla alınan bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava; faturalara dayalı olarak başlatılan icra takibi kapsamında yapılan ödemeler sonrasında kalan bakiye alacak yönünden itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı alacaklı mal satışı nedeniyle davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla faturalara dayalı icra takibi başlatmış olup; ödeme emri davalı borçluya 31.08.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 7 günlük yasal süresi içinde 04.09.2015 tarihinde ödeme emrine itiraz ettiğinden takibin durdurulmasına karar verilmiştir.İş bu itirazın iptali davası hak düşürücü yasal süresinde açıldığından işin esasına girilmiştir.
Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu sabit olup; davacı yan, fatura konusu mallar gereği alacağının bulunduğunu, davalı tarafından yapılan ödemelerin faizden düşülmesi ile bakiye alacağın kaldığını ileri sürmüş, davalı ise müvekkilinin borca, ferilerine itirazının bulunduğunu, iyiniyetle ödeme yapıldığını, davanın haksız olduğunu savunmuştur.
Davalı tarafından icra takibi kapsamında borcun miktarına yönelik olarak da itirazda bulunulduğundan ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yaptırılmıştır.
06/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda; davalıya ait defter ve kayıtların ispat gücünü haiz olduğu, davacının takibe konu ettiği faturaların davalı kayıtlarında bulunduğu ve davalının kendi kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davacıya 188.185,25 TL borcu bulunduğu, takip tarihinden sonra davacıya 168.185,25 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiştir.
Alternatif olarak, takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin faize mahsubu halinde davacının alacağının hesaplanması yönünden bilirkişiden alınan 26.03.2018 tarihli ek raporda; kapak ve faiz hesabının yapıldığı, ödemelerin TBK 100.madde kapsamında faize mahsubu ile davalının 18.187,47 TL borcunun kaldığı hesaplanmıştır.
6098 sayılı TBK’nin 100. maddesi uyarınca borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahipse de borçlunun TBK’nin 100/1. maddesinin aradığı şartlar gerçekleşmeksizin yani faiz ve giderleri ödemede gecikmişken yaptığı ödeme, alacaklı tarafından öncelikle faiz ve giderlere mahsup edilebilir.
Tüm bu açıklamalar kapsamında; davacının davalıdan alacağının davalının kendi kayıtları ile sabit olduğu, davalı, hakkında takip açılmasından sonra geciken ödemede bulunduğundan, aksi yönde bir anlaşma bulunduğuna dair delil sunulmadığından, TBK’nın 100. maddesi gereğince, davalının takip tarihinden sonraki geciken ödemelerinin öncelikle işlemiş faiz, masraf ve fer’ilerine mahsup edileceği açıktır. Bu hesaba göre, davacının bakiye alacağının tahsiline yönelik olarak davanın kısmen kabulüne, haksız itiraz nedeniyle icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE KISMEN REDDİNE, Davalının Kazan İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasına vaki itirazının 18.187,47 TL ( 1.256,20 TL asıl alacak, 16.041,12 TL vekalet ücreti, 890,15 TL masraf ) üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine,
2-Hükmedilen alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
3-Alınması gereken 1.242,38 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 353,39TL harcın mahsubu ile bakiye 888,99TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 353,39TL peşin harç, 29,20TL başvuru harcı, 4,30TL vekalet harcı olmak üzere toplam 386,89TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 200,60 TL tebligat ve posta gideri ile 900,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.100,60 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 967,32 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.182,50TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.22/05/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı