Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/820 E. 2018/595 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/820 Esas – 2018/595
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2016/820 Esas
KARAR NO : 2018/595

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 06/12/2016
KARAR TARİHİ : 16/10/2018
K. YAZIM TARİHİ: 16/11/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında Hava Soğutmalı Su Soğutma Grupları alımına ilişkin 12.20.2015 tarihli sözleşme imzalandığını, KDV Hariç olarak 72.004,74 Euro bedel belirlendiğini, sözleşme tarihinde kurun TCMB efektif satış kuru (3,34 TL) dikkate alınarak 283.463,44 TL toplam bedel (KDV + ÖTV) yazıldığını, ilgili sözleşmenin 7.1 maddesi gereğince ürün ücreti olarak sözleşme tarihinde müvekkili tarafından keşide edilerek 15.01.2016 keşide tarihli 113.385,38 TL bedelli ve 15.03.2016 tarihli ve 170.078,06 TL bedelli iki adet çekin (toplam 283.463,44 TL) teslim edilerek ödeme yapıldığını, sözleşme ile birlikte proforma faturanın da teslim edildiğini, diğer taraftan, hazırlanan sözleşmenin 7.3 maddesinde “Türk Lirası ödemelerinde ödeme tarihinde TCMB efektif satış kuruna göre kur farkı faturası kesilecektir” ibaresinin sözleşmenin 1. sayfasına tarafların ortak iradesi ve el yazısı ile “satış kuru fatura tarihi dikkate alınacaktır” özel düzenlemesi ile mülga edildiğini, bu açıklama ışığında müvekkilinin Türk Lirası olarak yaptığı ödeme için davalının ürün faturası döneminde kur artışından kaynaklanan fiyat farkı olur ise müvekkilinin davalıya ödeyeceğini, eğer kur eksilmesinden kaynaklanan fiyat farkı olur ise de davalının müvekkiline farkı ödeyeceğini, davalının ürün teslimi ile birlikte taraflarına 19.11.2015 tarih ve 55289 seri numaralı 240.480,00 TL bedel + 43.286,40 TL KDV olmak üzere toplam 283.766,40 TL’lik fatura (açıklama kısmında EUR = 3,34 TL) yazılarak gönderildiğini, ancak fatura tanzim tarihinde EURO için TCMB efektif satış kurunun 3,06 TL olduğunu, davalı ile şifahi görüşme yapıldığını ve kur farkından kaynaklanan fazla ödemenin iadesinin talep edildiğini ancak davalı tarafından olumsuz karşılandığını, müvekkilinin bunun üzerine 22.11.2015 tarih … seri numaralı ve 22.270,54 TL toplam bedelli kur farkı faturasını davalıya gönderdiğini ancak davalının 03.12.2015 tarihli “tahsil tarihli kurlar dikkate alınacaktır” ibareli yazısı ile iade edildiğini, bunun üzerine, davalıya Ankara …. Noterliğinin 13.04.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile 12.04.2016 tarih ve … seri numaralı 22.270,54 TL bedelli yeni bir kur farkı faturasının gönderildiğini ancak yine de bugüne kadar bir ödeme yapılmadığını, şifahi görüşmelerden netice alınamaması üzerine kur farkının tahsili için Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ancak davalının bu takibe haksız ve kötü niyetli olarak 03.08.2016 tarihinde borcunun bulunmadığı iddiası ile itiraz ettiğini ve bu haksız itiraz neticesinde takibin durduğunu, davalının ilk fatura ile temerrüde düşürüldüğünü ve ikinci fatura tarihinden itibaren asıl alacağa yasal faiz işletilmesi gerektiğini, davalının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı borçlunun anılan icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazından dolayı takip konusu alacağın % 20’den az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davacı arasında cari bir ilişkinin söz konusu olduğunu, bu kapsamda da davacı ile sözleşmeler akdedildiğini ve emtia satışının gerçekleştirildiğini, bu çerçevede davacı ile 12.10.2015 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, anılan sözleşmede sözleşme bedelinin yabancı para birimi üzerinden kararlaştırıldığını, sözleşmede ayrıca ödeme zamanında TCMB efektif Euro satış kuru üzerinden ödeme zamanına göre kur farkı faturasının düzenleneceğinin hüküm altına alındığını, oysa davacı tarafından sözleşme koşullarının tek taraflı olarak değiştirildiğini, el yazısı ile sözleşmeye “satış kuru fatura tarihi baz alınacaktır” gibi tek taraflı bir not düşüldüğünü, davacının bu tek taraflı beyanının müvekkilini bağlamasının mümkün olmadığını, davacının sözleşme bedeli olan 84.960,87 Euro’nun karşılığı olarak 15.01.2016 vadeli 113.385,38 TL ve 15.03.2016 vadeli 170.078,06 TL bedelli iki adet çek ile ödeme yaptığını, çeklerin müvekkili şirkete teslim edildiği tarihte Eoru kurunun 3,34 TL olup bu kur baz alınarak hesabın kapatıldığını ve yine bu kur baz alınarak davacıya fatura keşide edildiğini, bu nedenle de davacının kur farkından kaynaklanan herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacı tarafından fiyat farkı faturası başlığı altında fatura düzenlenerek müvekkili şirkete gönderildiğini, söz konusu faturanın müvekkili şirket tarafından kabul edilmediğini ve davacıya iade edildiğini, çek niteliği itibariyle bir ödeme aracı olup sözleşme tarihi ile çeklerin teslim edildiği kabul edildiğinde davacının kur farkından kaynaklanan herhangi bir alacağının bulunmadığını, davacının tek taraflı olarak sözleşmeye sonradan yapmış olduğu ilavenin kabulünün mümkün olmadığını, ticari teamüller gereği de yabancı para ile yapılan satışlarda ödeme tarihindeki kur üzerinden hesap yapılması gerektiğini, aksi halde ticaretin işlemesinin mümkün olmayacağını, beyanla, davanın reddine, icra takibinin kötü niyetli olması nedeniyle müvekkili şirket lehine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, sözleşme sureti, 13/11/2017 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kur farkı faturasından kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali talebine ilişkindir.
Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı takip dosyası dosya arasına celp edilmiş, incelenmesinde; davacı/alacaklı şirket tarafından davalı/borçlu şirket aleyhine 12/04/2016 tarihli 22.270,54 TL tutarındaki kur farkından kaynaklanan asıl alacak ve 471,34 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 22.741,88 TL’nin tahsili amacıyla 28/07/2016 tarihinde icra takibi başlatıldığı, davalı/borçlu tarafından verilen 03/08/2016 tarihli dilekçe ile yapılan itiraz üzerine 04/08/2016 tarihinde takibinin durdurulmasına karar verildiği, eldeki davanın 06/12/2016 tarihinde yasal bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı, davalıdan 12/10/2015 tarihli sözleşme kapsamında KDV Dahil 84.960,87 Euro karşılığında alım yaptığını ve buna karşılık olarak döviz kuru 3,34 TL üzerinden 15/01/2016 keşide tarihli 113.385,38 TL bedelli ve 15/03/2016 keşide tarihli 170.078,06 TL bedelli iki adet çekle toplam 283.463,44 TL ödeme yaptığını, sözleşmenin 7.3. Maddesinde yer alan “Türk Lirası ödemelerde ödeme tarihinde TCMB efektif satış kuruna göre kur farkı faturası kesilecektir.” şeklindeki düzenlemenin sözleşmenin 1. sayfasına tarafların ortak iradesi ve el yazısıyla ekledikleri “Satış kuru fatura tarihi dikkate alınacaktır.” şeklindeki özel düzenleme ile mülga edildiğini, davalı tarafça ürün teslimi ile birlikte taraflarına 19/11/2015 tarih ve … seri numaralı 240.480,00 TL bedel + 43.286,40 TL KDV olmak üzere toplam 283.766,40 TL’lik fatura (açıklama kısmında EUR = 3,34 TL) yazılarak gönderildiğini, ancak fatura tanzim tarihinde EURO için TCMB efektif satış kurunun 3,06 TL olduğunu, bunun üzerine, davalıya Ankara …. Noterliğinin 13/04/2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile 12/04/2016 tarih ve … seri numaralı 22.270,54 TL bedelli kur farkı faturasının gönderildiğini ancak ödeme yapılmaması üzerine davalı hakkında kur farkının tahsili için Ankara Batı İcra Dairesinin … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ancak davalının bu takibe yaptığı itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek, davalının haksız itirazının iptalini talep etmekte, davalı yan ise müvekkili şirket ile davacı arasında 12/10/2015 tarihli sözleşme kapsamında emtia satışının gerçekleştirildiğini, anılan sözleşmede bedelin yabancı para birimi üzerinden kararlaştırıldığını, sözleşmede ödeme tarihindeki TCMB efektif satış kuru üzerinden ödeme zamanına göre kur farkı faturasının düzenleneceğinin hüküm altına alındığını, oysa davacı tarafından sözleşme koşullarının tek taraflı olarak değiştirildiğini ve el yazısı ile sözleşmeye “satış kuru fatura tarihi baz alınacaktır” şeklinde tek taraflı bir not düşüldüğünü, davacının bu tek taraflı beyanının kendileri açısından bağlayıcılığının bulunmadığını savunmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının,12/04/2016 tarih … seri numaralı ve 22.270,54 TL bedelli kur farkı faturasından kaynaklanan bir alacağının bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Taraf delilleri toplandıktan, taraflar arasında akdedilen 12/10/2015 tarihli Malzeme Satış Sözleşmesinin davacı yanda bulunan aslı dosyaya kazandırıldıktan sonra, dosya kapsamı ve ekleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve 13/11/2017 tarihli bilirkişi raporu dosyaya kazandırılmıştır. Raporda, davacının kur farkı adı altında talep edilebilir herhangi bir alacağının bulunmadığı, davalının takibe yönelik itirazında haklı olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Taraflar arasında akdedilen 12/10/2015 tarihli Malzeme Satış Sözleşmesinin davalı yanda bulunan ıslak imzalı nüshasının da dosyaya sunumu sağlanarak incelenmiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 13/11/2017 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümünde 12/10/2015 tarihli Malzeme Satış Sözleşmesi hükümlerinin dikkate alınması gerekmektedir. Taraflar arasındaki ticari ilişkinin bu sözleşme kapsamında yapıldığı ve sözleşmede kur farkı ile ilgili düzenlemeler bulunduğu anlaşılmaktadır. Sözleşmenin 7.3. maddesinde, Türk Lirası ödemelerde ödeme tarihinde TCMB efektif satış kuruna göre kur farkı faturası kesileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre Türk Lirası ödemelerde ödeme tarihinde TCMB efektif satış kuruna göre lehe/aleyhe kur farkı doğması halinde kur farkı faturasının düzenleneceği anlaşılmaktadır. Nitekim, davacı tarafından davalıya çeklerle yapılan ödeme tarihindeki (12/10/2015) döviz kuru olan 3,34 TL üzerinden Türk Lirası karşılığı olan 283.463,44 TL esas alınmak suretiyle ödeme yapılmıştır.
Davacı tarafça, sözleşmenin 7.3. Maddesinde yer alan “Türk Lirası ödemelerde ödeme tarihinde TCMB efektif satış kuruna göre kur farkı faturası kesilecektir.” şeklindeki düzenlemenin sözleşmenin 1. sayfasına tarafların ortak iradesi ve el yazısıyla ekledikleri “Satış kuru fatura tarihi dikkate alınacaktır.” şeklindeki özel düzenleme ile mülga edildiği iddia edilmiş ise de, davalı yan ise, “Satış kuru fatura tarihi dikkate alınacaktır.” ibaresinin davacı tarafça ve el yazısıyla (sözleşmenin davacıda bulunan nüshasına) eklendiğini, tek taraflı bu beyanın kendilerini bağlamayacağını ileri sürmüştür. Bu durumda, 12/10/2015 tarihli sözleşmenin ilk sayfasında yer alan ve el yazısıyla yazılan “Satış kuru fatura tarihi dikkate alınacaktır” ibaresinin davalının da onayıyla sözleşmeye eklendiğinin davacı tarafça ispat edilmesi gerekmektedir. Sözleşmenin taraflarda bulunan ıslak imzalı nüshaları incelendiğinde, el yazısıyla sözleşmeye eklenen “Satış kuru fatura tarihi dikkate alınacaktır” ibaresinin davalı yanda bulunan sözleşme nüshasında bulunmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacı bu yöndeki iddiasını ispat edememiştir.
Hal böyle olunca, taraflar arasındaki 12/10/2015 tarihli yazılı sözleşmenin 7.3. maddesi gereği Türk Lirası ödemelerde ödeme tarihinde TCMB efektif satış kurunun dikkate alınarak var ise kur farkı faturasının tanzim edilebileceği ortadadır. Eldeki davada, davacı yanca davalıya ödemenin yapıldığı 12/10/2015 tarihindeki döviz kuru olan 3,34 TL’nin dikkate alınması neticesinde davacının davalıya ödemesi gereken tutarın (84.960,87 TL x 3,34 TL =) 283.769,30 TL olduğu anlaşılmıştır. Davacı yanın, fatura tanzim tarihindeki döviz kuru olan 3,06 TL dikkate alınmak suretiyle davalı adına kur farkı faturası tanzim etmek suretiyle 22.270,54 TL alacak talebinde bulunması mümkün değildir. Dolayısıyla davalının davacıya kur farkı adı altında herhangi bir borcu bulunmadığından, Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasıyla aleyhine başlatılan icra takibine yönelik itirazında haklı olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının, davalıyla aralarındaki yazılı sözleşmeye el yazısıyla ekleme yaparak sözleşme hükümlerini tek taraflı olarak değiştirdiği ve buna dayanarak düzenlediği faturaya istinaden kötüniyetle icra takibinde bulunduğu ve itirazın iptali davası açtığı kanaatine varılmakla, takibe konu asıl alacağın (22.270,54 TL’nin) % 20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Takibe konu alacağın %20’si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 380,33 TL harçtan mahsubu ile bakiye 344,43 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 2.672,46TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 16/10/2018

Katip Hakim
e-imza e-imza