Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/787 E. 2018/524 K. 18.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/787 Esas – 2018/524

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/787 Esas
KARAR NO : 2018/524

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 24/11/2016
KARAR TARİHİ : 18/09/2018
K.YAZIM TARİHİ : 18/10/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkil şirket ile davalı banka arasında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi akdedildiğini, davalı bankaca müvekkil şirket lehine ticari hesaplar açıldığını, davalı bankaca müvekkil şirketin hesaplarından kredi tahsis ve değerlendirme ücreti, faiz ve masraf adı altında haksız kesintiler yapıldığını, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin genel işlem koşulları içerdiğini, müvekkilden kesintiler yapılmasını öngören sözleşme hükümlerinin sözleşmeye yazılmamış sayılması gerektiğini beyan ederek davalı bankaca müvekkil şirketten haksız yere tahsil edilen 2.000,00 TL’nin müvekkil şirketten tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkil şirkete ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; taraflar arasında Genel Kredi ve Teminat Sözleşmesi akdedildiğini, dava konusu yapılan ücretlerin kredi limiti tahsisi karşılığında dönemsel olarak tahsil edildiğini ve kredi kullandırımına bağlı olmadığını, mevzuata ve taraflar arasındaki akdi ilişkiye uygun olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davacı tarafın ticaret sicil kaydı, davalı banka kayıtları, ödeme dekontları, telefon bankacılığı konuşma kayıtları, hesap ekstreleri, taraflar arasında yapılan sözleşme ve yazışmalar26/02/2018 tarihli bilirkişi raporu, 20/06/2018 tarihli bilirkişi ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, davalı banka tarafından haksız olarak tahsil edildiği iddia edilen kredi tahsis ve değerlendirme,hesap kapama/tasfiye vs masrafların iadesi istemine ilişkindir.
Davacı ile davalı banka arasında genel kredi sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşme gereği kredi kullandırıldığı, davacının bu kullanımlar sırasında ve hesabın kapatılmasında haksız olarak tahsil edilen kesintilerin iadesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacının kullandığı kredilere ilişkin tüm evrak dosyaya celp edilmiştir.
26/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı ile davalı arasında 03.06.2013 tarihli kredi sözleşmesi düzenlendiği, davacıdan çeşitli kesintilerin yapıldığının sabit olduğu, konunun Ticaret Yasası kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, tacir olan davacı yönünden davalının uygun ücret masraf isteyebileceği, TTK kapsamında münasip bir ücret kavramının MK 2. Maddesi kapsamında irdelenmesi gerektiği, somut olayda alınan masrafların MK 2. Maddesine aykırı olmadığı ve makul olduğu belirtilmiştir.
Davacının itirazı üzerinde alınan 20.06.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda ise; müşteri lehine açılan hesaplar ana raporda açıklanmakla, davacının hesapların açılmasında ayrı talimatının bulunmadığı, genel kredi sözleşmesine göre işlem yapılmış olduğu, davacının hesabın kapatılması için talimat verebileceği, limit belirlendikten sonra davacının talimatına gerek olmaksızın hesap açılabileceği, paranın kullanılıp kullanılmamasının ise müşterinin yani davacının ihtiyarında olduğu, açılan hesapların limit dahilinde olduğu ve taraflar arasındaki sözleşmeye uygun işlem yapıldığı, sözleşmenin yeni TBK nın yürürlüğe girmesinden sonra düzenlediği, masraflara ilişkin ise davalı bankanın sözleşmenin imzalanmasından 3 gün önce verildiğine dair şerh bulunduğu, metnin müzakere edildiğinin davalı yanca ispat edildiği, davacının alacağının bulunmadığı kanaati belirtilmiştir.
Ticaret Kanunu’un 20.maddesi “… tacir olan veya olmayan bir kimseye ticari işletmesi ile ilgili iş veya hizmet görmüş olan tacir, münasip bir ücret isteyebilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Resmi Gazete’nin 22.11.2006 tarih ve 26354 sayılı nüshasında yayınlanan 2006-11188 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’na göre “tahsil olunacak masrafların nitelikleri ve sınırlarının bankalarca serbestçe belirlenmesi’’ öngörülmüş bulunmaktadır. Buna göre, bankalar tarafından müşterilerinden faiz dışında temin edilen menfaatler ile tahsil edilen ücret, komisyon ve masraflar, Borçlar Kanunu’nda öngörülen sözleşme serbestisi içinde Bankalar ile müşterileri arasında serbestçe belirlenebilir. Söz konusu, Ticaret Kanunu hükmü ve Bakanlar Kurulu Kararı, ‘’genel işlem koşulu’’na ilişkin Borçlar Kanununun ilgili düzenlemelerine uygun yorumlanmalıdır. 01.07.2012 tarihinden önceki sözleşmeler için 818 sayılı Borçlar Kanunu, sonraki sözleşmeler için ise 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu uygulanacaktır. 6098 Sayılı TBK’nın yürürlüğe girmesinden önce imzalanmış sözleşmelerde, anılan Kanun’un genel işlem koşullarına dair hükümleri nazara alınmayacaktır.
Tüm dosya kapsamına göre; davacının davalı banka nezdinde ticari kredi kullandığı ve banka karşısında tüketici konumunda olmadığı, açılan hesaplar ve yapılan işlemler nedeniyle yapılan kesintilerin makul olduğu anlaşıldığından davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 34,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,74 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, miktar itibariyle kesin olmaküzere karar verildi.18/09/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı