Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/514 E. 2018/235 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2016/514 Esas – 2018/235
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/514
KARAR NO : 2018/235

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Birleşen Ankara Batı 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/37E., 2017/2K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :1-
VEKİLİ :
:2-
VEKİLİ :

DAVA : TAPU İPTAL VE TESCİL/TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 01/07/2016
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
K.YAZIM TARİHİ : 03/05/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı kooperatif vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalı şirket temsilcisi ile arsa maliki …’nin mülkiyeti anılan şahsa ait olan … ilçesi, … köyünde kain … ada, … parsel ile … ada, … parselde bulunan arsa üzerine kat karşılığı inşaat yapmak üzere anlaştıklarını, daha sonradan müvekkili kooperatifin müteahhit sıfatı ile ve davalı şirketinde taşeron olarak imalatı gerçekleştirme hususunda sözleşme yapıldığını, sonrasında arka planda davalı şirket temsilcisi olmak üzere SS. … … KYK ismiyle müvekkili kooperatifin kurulduğunu, kooperatifin davalı şirketin güdümü altında bulunduğunu, davalı şirketin lehine sözleşme yapıldığını, bu sözleşme ile arsa malikine ait taşınmazlar üzerine 55 adet daire yapılmasının kararlaştırıldığını, işin bitim tarihinin 31.12.2006 olmasına rağmen halen bitirilip teslim edilemediğini, yapılan imalatların ise akdi ve teknik şartnamesine uygun olmadığını, bu durumun Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … değişik iş sayılı dosyasında tespit edildiğini, ayrıca davalıya 1.513.306,16TL fazla ödeme yapıldığının belirlendiğini, gerçek zararlarının bu miktarın çok üzerinde olduğunu, ayrıca cezai şart alacaklarının da bulunduğunu, her türlü yasal haklarını saklı tutarak 10.02.2016 tarihinde keşide ettikleri ihtarname ile taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı nedenlerle fesh ettiklerini, alacaklarının tahsilini talep ettiklerini, taleplerinin yerine getirilmediğini, yapılacak yargılama neticesinde; fazlaya ilişkin haklarıda saklı tutularak 100.000,00TL eksik-kusurlu imalat-nefaset bedeli, gecikme cezası, gecikmeden kaynaklanan tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket vekili dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde, iddiaların doğru olmadığını, davacı kooperatifin yasal yükümlülüklerini yerine getirmemiş olması sebebiyle işin 31.12.2006 tarihinde bitirilmesinin mümkün olmadığını, aralarındaki yaptıkları sözleşmeye göre işe ait bütün proje ve detay resimlerinin kooperatif tarafından yaptırılacağının belirlendiğini, bu durumda projelerin yapımında ve buna bağlı inşaat ruhsatının alınmasında, bu konularda olan gecikmelerde müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirtmiş, haksız ve dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esasında davacı …. ve Tic. Ltd. Şti. davalılar SS … … KYK ile … aleyhine tapu iptali ve tescil istemli dava açmış, dava dilekçesinde özetle, davalı … adına kayıtlı olup sözleşme gereği davalı kooperatife ait olan 19 adet bağımsız bölümün tapu kayıtlarının iptali ile davalı kooperatif adına tesciline, 2.178.298,15TL alacağın davalılardan tahsiline ve diğer alacaklarının belirlenerek davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı kooperatif vekili bu dosyaya sunduğu cevap dilekçesinde, davaya bakmaya Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkilinin ödemelerini zamanında ve fazlasıyla yaptığını, inşaat ruhsatları alındığını ancak davacı tarafından kasıtlı olarak iş yeri sicil kaydının açtırılmadığını, davacının haksız olduğunu davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen dava, dosyamızla birleştirilmiş, yargılamaya birlikte devam olunmuştur.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, mahallinde keşif icra edilip bilirkişi heyetinden (20.03.2018 tarihli) rapor alınmıştır.
Taraflar, eser sözleşmesinden doğan uyuşmazlıktan kaynaklı alacaklarının tahsilini talep etmektedir. TTK’un 4. maddesine göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için (dolayısıyla Asliye Ticaret Mahkemesinde görülebilmesi için) her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan dava olması (her iki tarafın da tacir olması) veya Ticaret Kanununda yer alan hususlardan doğan bir dava olması ile maddede bildirilen yasal düzenlemelerden kaynaklı bir uyuşmazlığın ortaya çıkması gerekmektedir. Somut uyuşmazlık Ticaret Kanununda düzenlenen hususlardan doğan bir dava olmadığı gibi yasanın 4. maddesinde sayılan düzenlemelerden ortaya çıkan bir uyuşmazlığa ilişkinde değildir. Ana dosyanın davacısı ile birleşen dosyanın davalısı kooperatif, ana dosyanın davalısı ile birleşen dosyanın davacısı ise limited şirkettir. Ayrıca birleşen dosyanın diğer davalısı arsa maliki olan (tacir olmayan) gerçek kişidir. Yerleşik yargı kararlarında da belirtildiği üzere kooperatifler tacir değildir.(Ankara Bölge Adliye Mahkemesi T.18.05.2017, E. 2017/113, K. 2017/204) Bu durumda davaya bakmaya Asliye Ticaret Mahkemeleri görevli değildir. Davanın bu haliyle Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerekmektedir. Görev hususunun kamu düzeniyle ilgili olması nazara alındığında görev hususu yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekmektedir. Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nın 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulen Reddine,
2-Verilen karar kesinleştiğinde ve talep halinde dava dosyasının ve birleşen davanın davaya bakmaya görevli olduğu belirlenen Ankara Batı Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı-birleşen dosyanın davalı vekili ile davalı-birleşen dosyanın davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.11/04/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı