Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/46 E. 2019/502 K. 10.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/46 Esas – 2019/502

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/46 Esas
KARAR NO : 2019/502

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
VEKİLİ :
4-
VEKİLİ :
İHBAR OLUNANLAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
3-
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/01/2016
KARAR TARİHİ: 10/09/2019
K.YAZIM TARİHİ : 13/09/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin de içerisinde bulunduğu davalı …’ya ait … plakalı … idaresindeki yolcu otobüsünde seyahat etmekte iken diğer davalı … A.Ş.’ye ait … plakalı … idaresindeki kamyon arasında 19.10.2015 tarihinde trafik kazası gerçekleştiğini, müvekkilinin uğradığı dolayı yaralandığını ve halen tedavilerinin devam ettiğini, bu tedavilerin önemli bir kısmının SGK tarafından karşılandığını, ancak ulaşım, refakatçi ve ek ilaç ve medikal malzemeleri alımından kaynaklanan masraflarının olduğunu, müvekkilinin çalışma gücünü kısmen yitirdiğini ve sürekli beden gücü kaybının oluştuğunu, müvekkilinin emekli olmakla birlikte kendi işlerini kendisinin gördüğünü ve yaşamını idame ettirdiğini, elinden geldiğince de ek gelir elde etmeye çalıştığını, ayrıca, manevi zarara da uğradığını beyan ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak ve sigorta şirketinin limitleri doğrultusunda sorumlu tutulması kaydı ile, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilmek üzere; 100.00 TL tedavi ve iyileştirme giderinin, 100.00TL beden (iş) gücünün yitirilmesinden dolayı maddi kaybın ve 50.000,00TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 27/06/2019 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 49.239,43 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :Davalı … Genel Müdürlüğü vekili; olayın oluş şekli tutulan resmi raporlar ve davalının polisteki ifadesi beraber nazara alındığında, bu kazada alabileceği hiçbir tedbir olamayan ve kazanın oluşumunda işleten sıfatıyla hiçbir kusuru bulunmayan müvekkili kuruma kusur izafe edilemeyeceğinin aşikar olduğunu, ayrıca, sürücü …’a atfedilen kusur oranını kabul etmediklerini, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat miktarlarının yüksek olduğunu ve kabul etmediklerini, davacıların Ferdi Kaza Sigortasından ödeme alıp almadığı hususunun sigorta şirketine müzekkere yazılarak ne kadar ödeme alındığının sorulması gerektiğini, davacıların aldıkları ödemelerin manevi tazminata hükmedilirken dikkate alınması gerektiğini, kazaya karışan aracın … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalı olduğunu, Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi ile sigorta şirketi ihale şartnamesi ve sözleşme gereği maddi ve manevi tam tazminatlardan sorumlu olduğunu, bu hususun da yargılama ve hüküm aşamasında dikkate alınmasını talep ettiklerini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … Sigorta Şirketi vekili; … plakalı aracın müvekkili şirket tarafından tanzim edilen 10.10.2015-2016 vadeli … nolu ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun trafik poliçesindeki limitler ve sigortalı araca atfedilecek kusur ile sınırlı olduğunu, bunun için öncelikle kazada araçların kusur durumunun tespiti gerektiğini, ulaşım, yemek ve tedavi giderleri ile manevi tazminatın teminat kapsamı dışında olduğunu, hesaplanacak tazminattan davacının müterafik kusuru ve aynca hatır taşıması nedeniyle indirim yapılması gerektiğini, davacı tarafın avans faizine yönelik talebinin reddi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … …. Yapı EL San. Ve Tic. A.Ş. vekili; hükmedilecek tazminat miktarı belirlenirken tarafların kusurunun gözönüne alınması gerektiğini, taraf kusursuz bulunursa tazminat ödeme yükümlülüğünün doğmayacağını, müvekkili şirketin sadece araç maliki olduğundan dolayı kusursuzluğunun sabit olduğunu, kaza mahalinde keşif yapılmasını ve kusur raporu alınmasını talep ettiklerini, davacının tedavi aşamasında yapılan masraflara ilişkin alacak talebini ispat etmekle yükümlü olduğunu, davacının emeklilik dışındaki gelirini ispat etmesi gerektiğini, davacıya SGK kanalından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın sebepsiz zenginleşmeye yol açacak kadar yüksek olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; davaya konu kazaya karışan … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde … numaralı ZMMS ile 08-12.2014-2015 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin ZMMS gereğince dava konusu zararlara ilişkin olarak sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, olayda öncelikle kusur durumunun tespiti gerektiğini, davacının müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsüne raci kusur ve zararı kamtlayamaması halinde müvekkili şirketin sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, meydana gelen kaza nedeniyle davacı tarafından yapılmış olan masraflardan geçici iş göremezlik gideri, protez gideri, geçici ve sürekli iş göremezlik dönemine ait tedavi giderlerinden müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, sigortacı yönünden sigorta bedelini ödeme yükümlülüğünün belgelerin ibrazından itibaren 8 iş günü içinde, böyle bir başvuru olmadığı takdirde dava tarihinde muaccel hale geldiğinden bu tarihler öncesinde müvekkili sigorta şirketi açısından faiz sorumluluğunun bulunmadığını, davacının iddialarını kabul etmemekle birlikte hükmedilmesi gereken faizin yasal faiz olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … sayılı soruşturma dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik tescil kayıtları, trafik kazası tespit tutanağı, SGK kayıtları, tarafların ekonomik ve sosyal durum tespiti, davacının maluliyet raporları, 20/05/2019 tarihli hesap bilirkişisi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 20/01/2016 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Davalı sigorta şirketi ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi ilişkisi yoktur. Sigorta şirketi olan davalı yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, araç sürücüsü ve taşıyan olan davalılara karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Öte yandan bu davalar, aynı Kanun’un 23/2. maddesi hükmüne göre harçtan muaftır. O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, dava konusu uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden davaya bakma görevi tüketici mahkemelerine aittir. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi’nin 2018/608 E, 2018/1328
K sayılı ; 26. Hukuk Dairesi nin 2019/446 E, 2019/355 K sayılı ilamları).
Mahkemenin görevli olup olmadığı konusu dava şartıdır ve davanın her safhasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Tüketici Mahkemeleri olduğundan davanın HMK 114/1-c , 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde, dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı … genel müdürlüğü vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10/09/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı