Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/358 E. 2018/584 K. 10.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2016/358 Esas – 2018/584
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/358
KARAR NO : 2018/584

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 05/05/2016
KARAR TARİHİ: 10/10/2018
K.YAZIM TARİHİ : 24/10/2018
Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının mahkememizde yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Sermaye Piyasası Kurulu’nun 23/09/2011 tarihli kararı ile …nin faaliyetlerinin 2499 sayılı SPK’nun 46. maddesi (h) bendi uyarınca geçici olarak durdurdulmasına, 02/12/2011 tarihli kararı ile davacı şirketin, SPK’nun 46. maddesi uyarınca tedrici tasfiyesine karar verildiğini, aracı kurumların Tedrici Tasfiye Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 17. maddesi uyarınca Yatırımcıları Koruma Fonu tarafından davacı şirket kayıtlarında yapılan incelemede, grup şirketi olan borçlunun davacıya, işlemiş faizi ile birlikte 31/03/2015 tarihi itibariyle 537.764,91TL borcu bulunduğunun tespit edildiğini, söz konusu meblağın 01/01/2011-30/03/2015 tarihlerinde grup şirketleri arasında gerçekleşen işlemlerden kaynaklanmakta olup, söz konusu döneme ilişkin hesap özetinin bir örneğinin ekte yer aldığını, söz konusu borcun tahsili amacıyla icra takibi başlatıldıysa da borçlunun, 04/04/2016 tarihli dilekçesi ile yalnızca borca itiraz ettiğini, İcra Müdürlüğünün 06/04/2016 tarihinde takibin durdurulmasına karar verdiğini, borçulunun borcu bulunmadığına ilişkin itirazının gerçeği yansıtmadığını, bu nedenlerle borçlunun ödeme emrine yapmış olduğu itirazın kaldırılarak takibin devamını, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın icra takibine konu ettiği asıl alacak tutarı ile davalı şirketin ticari kayıt ve belgelerindeki bilgilerin örtüşmediğini, icra takibi ve dava dilekçesi ekinde sunulan cari hesap ekstresinin mevcut olup davalı şirkete ait … nolu müşteri hesabına ilişkin herhangi bir belge ve kayıt sunulmadığını, cari hesap bakiyesi ile müşteri hesabındaki bakiyenin birlikte değerlendirilmediğini, bilirkişi incelemesi yapılması halinde mükerrer hesaplama yapılmış olması ihtimalinin yüksek olduğunu, icra takibine konu edilen miktarda adat faiz hesaplaması yapıldığını, adat faiz hesaplamasına ilişkin cetvellerin bulunmasının gerekli olduğunu, ayrıca adat faiz faturasının kesilip davalı şirkete gönderilmesi gerekli iken bu işlemin yapılmadığının ve davalı şirket kayıtlarında görülmediğinin anlaşıldığını, davacı şirketin tedrici tasfiyeye girmesi ile davalı şirket ile yapmış olduğu sözleşmenin fesh olduğunu, bu kapsamda sözleşmeden dönme cezasının hesaplamasının yapılarak cari hesaba yansıtılmasının gerektiğini, bu nedenlerle davanın reddi ile inkar tazminatının davacı taraftan alınarak davalıya verilmesini talep etmiştir.
Davacı Vekilinin mahkememize sunduğu 01.10.2018 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan ettiği görülmüştür.
Davacı Vekilinin netice-i talebinden feragat beyanı ile vazgeçtiği görülmekle mahkememizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereği alınması gereken 35,90TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının karar kesinleştiğinden davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT 6. maddesi uyarınca 35.460,60TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 10/10/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı