Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/347 E. 2020/657 K. 11.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2016/347 Esas – 2020/657
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/347
KARAR NO : 2020/657

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/10/2015
KARAR TARİHİ: 11/12/2020
K.YAZIM TARİHİ: 16/12/2020

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı …’dan 30.000,00TL borç para aldığını, bu borca karşılık 30/09/2014 vade tarihli 15.000,00TL ve 30/10/2014 vade tarihli 15.000,00TL olmak üzere iki adet bono verdiğini, müvekkilinin borçlarını vadesinde ödeyemediğini, davalının Ankara Batı …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin bu takipten habersiz olarak ödeme yaptığını ve davalıdan ibraname aldığını belirterek, Ankara Batı …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, borçlunun müvekkiline ödeme yapmadığını, açılan icra takibinde davacıya ait iş makinesinin haczedilmek istendiğini, ancak davacının aracın anahtarını kaçırdığını, memurların işini yapmasına engel olduğunu, davacının borcunu ödemediği halde kötü niyetli olarak bu davayı açtığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası, Ankara Batı C. Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyası, Ankara BAM …. Ceza Dairesinin … esas, 2019/1329 karar sayılı ilamı ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kambiyo senedi nedeniyle davacıların davalıya borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
e-imza e-imza

Davalı tarafından davacı hakkında Ankara Batı … İcra Müdürlüğü nün … esas sayılı takip dosyasında; 23/06/2014 tanzim, 30/09/2014 vade tarihli 15.000,00TL bedelli ve 23/06/2014 tanzim, 30/10/2014 vade tarihli 15.000,00TL bedelli iki adet senede dayalı olarak toplam 30.000,00TL’nin tahsiline yönelik olarak 01/06/2015 tarihinde takip başlatıldığı ve takibin kesinleştiği hususları tartışmasızdır.
Kıymetli evrak, içerdiği hakkın senetten ayrı olarak ileri sürülemediği ve başkalarına da devredilemediği vasıflı ve soyut bir borç ikrarıdır (bonoların düzenlendiği 27.01.2004 günü yürürlükte bulunan 6762 s. TTK m.557, 6102 s. TTK m.645 ve Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, 2.b., Ankara 1997, s.975; Kınacıoğlu, N.: Kıymetli Evrak Hukuku, 5.b., Ankara 1999, s.247). Bononun keşidecisi bonoda gösterdiği belirli bir bedeli kayıtsız ve şartsız olarak bizzat ödemek konusunda soyut bir taahhütte bulunmaktadır. Soyutluk (mücerretlik) ise senedin içerdiği hakkın doğumuna sebep olan temel hukuki ilişkinin senet metninden anlaşılamaması anlamına gelir. Soyutluğun senede yüklediği ilk özellik, hamilin artık senette gösterilen alacağın alacaklısı olduğu konusunda, senetten başka bir delil sunmasına gerek bulunmaması; alacağını sadece bu senetle ispatlayabilmesidir (Öztan, s.173; Poroy, R./Tekinalp, Ü.: Kıymetli Evrak Hukuku Esasları, 15.b., İstanbul 2001, s.25). Türk hukuk öğretisinde kambiyo senetlerinin içerdiği hakkın doğumu konusundaki baskın görüş sözleşme teorisi ile açıklanmakta bu da güven ilkesi ile desteklenmektedir. Bu teoriye göre kambiyo senedinin düzenlenmesi ile içerdiği hak derhal vücut bulmaz, borcun doğumu için ayrıca senedin borç altına girmek kastıyla lehdara da verilmesi yani teslime ilişkin bir de ayni sözleşmenin mevcudiyeti gerekir (Bozer, A./Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, 7.b., Ankara 2017, s.21; Yılmaz, A.L.: Kambiyo Senetlerinde Def’iler, İstanbul 2007, s.51; Öztan, s.106; Kınacıoğlu, s.30 vd.). Bu sözleşmenin kurulması Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri gereği karşılıklı ve aynı yöndeki iradelerin açıklanması ile mümkündür. İradelerin açıklanması ve sakatlanması konusunda da aynı Kanunun hükümleri dikkate alınır.
Öte yandan, menfi tespit davasında kural olarak, hukuki ilişkinin varlığını ispat yükü davalı/alacaklıdadır ve alacaklı hukuki ilişkinin (borcun) varlığını kanıtlamak durumundadır. Borçlu bir hukuki ilişkinin varlığını kabul etmiş, ancak bu hukuki ilişkinin senette görülenden farklı bir ilişki olduğunu ileri sürmüşse bu kez, hukuki ilişkinin kendisinin ileri sürdüğü ilişki olduğunu ispat külfeti davacı borçluya düşmektedir. 6100 Sayılı HMK m. 201 gereğince; yazılı bir belgeye (senede) bağlanmış olan her çeşit iddiaya karşı defi olarak ileri sürülen hususların yazılı delillerle ispatlanması gerekir (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 22. HD nin 2017/527 E, 2017/442 K sayılı ilamı).
Yapılan yargılama, yukarıdaki açıklamalar ve tüm dosya kapsamına göre; davacı …’ın davalı …’tan 30.000,00TL borç para aldığı, bu borcuna karşılıkta icra takibine konu edilen 30.09.2014 vade tarihli 15.000,00TL ve 30.10.2014 vade tarihli 15.000,00TL olmak üzere iki adet verdiği, davacı borçlunun vadesinde borçlarını ödeyemediği, davalı alacaklının Ankara Batı Adliyesi …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 01.06.2015 tarihinde icra takibi başlattığı, davacı borçlunun icra takibinden sonra 14.09.2015 tarihinde 11.500,00TL elden ödeme yaptığı, bunun haricinde herhangi bir ödemesinin olmadığı, her ne kadar 14.9.2015 tarihli ibranamede “bununla birlikte …’tan almış olduğum senetlerden dolayı hiç bir alacağım kalmamıştır.” yazılı ise de; Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında davacı … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan kamu davası açıldığı, ceza dosyasında mevcut Adli Tıp Kurumunun 25.01.2017 tarihli raporuna göre; 14.9.2015 tarihli ibranamede “bununla birlikte …’tan almış olduğum senetlerden dolayı hiç bir alacağım kalmamıştır.” şeklindeki kısmının sonradan ilave edildiğinin açık bir şekilde tespit edildiği, yapılan yargılama sonunda davacı … hakkında özel belgede sahtecilik suçundan TCK 267/1, 62 maddeleri gereğince sonuç olarak 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, kararın 11.12.2019 tarihinde kesinleştiği, bu itibarla; davacının icra…/…
e-imza e-imza

…/…takibinden sonra 11.500,00TL ödeme haricinde herhangi bir ödeme yapmadığı ve icra takip tarihi itibariyle 30.000,00TL asıl alacak, 1.976,30TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.976,30TL borçlu olduğu, 80,15TL işlemiş faiz, 90,00TL komisyon olmak üzere 170,15TL borçlu olmadığı anlaşıldığından, davacının menfi tespit davasının kısmen kabulüne, İcra veznesine yatırılan paranın ödenmemesine ilişkin tedbir kararı yerine getirilmediğinden davalı alacaklı yararına icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına, icra takibinden sonra 14/09/2015 tarihinde davacı borçlu tarafından yapılan 11.500,00 TL ödemenin İcra Müdürlüğü tarafından dikkate alınmasına karar vermek gerekmekle, aşağıda belirtilen şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜNE,
Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında davacı borçlunun 30.000,00 TL asıl alacak 1.976,30 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.976,30 borçlu olduğunun, 80,15 TL işlemiş faiz, 90,00 TL komisyon olmak üzere toplam 170,15 TL borçlu olmadığının TESPİTİNE,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
İcra veznesine yatırılan paranın ödenmemesine ilişkin tedbir kararı yerine getirilmediğinden davalı alacaklı yararına icra inkar tazminatı verilmesine yer olmadığına,
İcra takibinden sonra 14/09/2015 tarihinde davacı borçlu tarafından yapılan 11.500,00 TL ödemenin İcra Müdürlüğü tarafından dikkate alınmasına,
2-Alınması gereken 54,40TL karar ve ilam harcının peşin alınan 548,99TL harçtan mahsubu ile bakiye 494,59TL karar ve ilam harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Davacı tarafından yatırılan 37,10TL başvurma harcı ve 4,10TL vekalet harcı olmak üzere toplam 41,20TL’den davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 0,21TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre hesap ve takdir edilen 170,15TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre hesap ve takdir edilen 4.796,45TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 142,00TL tebligat ve posta giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap edilen 0,75TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansının davacıya iadesine,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı İstinaf kanun yolu açık olmak üzere ( kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle İstinaf kanun yoluna başvurabileceği, istinaf incelemesinin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı ) verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/12/2020

Katip Hakim
e-imza e-imza