Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/314 E. 2018/340 K. 22.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/314 Esas – 2018/340

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/314 Esas
KARAR NO : 2018/340

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : İFLAS İDARE MEMURLARI
1-
2-
3-
VEKİLİ :

DAVA : Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ : 20/04/2016
KARAR TARİHİ : 22/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 22/06/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müflis kooperatifin müvekkiline olan borçlarından dolayı 01/04/2016 tarihinde iflas masasına başvurulduğunu, alacaklarının kayıt talebinin reddedildiğini, bu sebeple dava açılması zarureti doğduğunu beyan ederek müvekkilinin alacağının iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; davacının ilk başvurusunda ortak olduğunu ileri sürdüğünü, iflas tarihinden sonra ortak kaydının mümkün olmadığını, yöneticilerin ehliyetinin ortadan kalktığını, bu sebeplerle ortaklığın yok hükmünde olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Mahkememizin … esas sayılı dava dosyası, Ankara Batı İcra ve İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyası, 15/02/2018 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, sıra cetveline itiraz (kayıt kabul) istemine ilişkindir.
Davalı kooperatifin, mahkememizin … esas, … karar sayılı ilamı ile 17.06.2009 tarihinde iflasının açılmasına karar verilmiştir.
Davacı yanca, davacının, davalı kooperatife üye olduğu iddiasında bulunduğu ve kooperatifin iflası nedeniyle ödediği 82.000,00 TL nin iadesi için iflas masasına başvurduğu, davalının ise iflas tarihinden sonra üyeliğin mümkün bulunmadığını ve davacının başvurusunun reddine karar verilmesinin haklı olduğunu savunduğu anlaşılmıştır.
İş bu kayıt kabul davasının, İİK’nın 235/1 maddesine göre iflas masanına başvuru üzerine verilen ret kararının ilan tarihi 05/04/2016 esas alınarak yasal 15 günlük süresinde 20.04.2016 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Hüküm kurmaya ve denetime elverişli bulunan 15.02.2018 tarihli bilirkişi raporu ile; kooperatifin iflasından sonra birçok dava açıldığı, kooperatifin bir kısım defter ve kayıtlarının Ankara Batı … Ağır Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası nedeniyle savcılık emanetinde bulunduğu, diğer bir kısım defter ve kayıtlarının mahkememizde bulunduğu, iflastan evvel görev yapan son yönetim kurulu üyelerinin diğer defter ve kayıtları iflas idaresine sunmadıkları, bu eylemlerinden dolayı haklarında suç duyurusunda bulunulduğu, ceza dosyasında yargılandıkları, haklarında gıyabi tutuklama kararı bulunduğu, iflas tarihinden sonra herhangi bir genel kurul yapılmamakla birlikte yeni üyelik tesis işlemleri yaptıklarına dair mahkememizde son zamanlarda açılan davalarda beyanlarda bulunulduğu hususları tespit edilmiştir. Davalı beyanlarına göre davacının kayıt fişindeki tarihe göre üyeliğinin iflastan sonra 08/03/2013 tarihinde tesis edildiği, davalı/müflis kooperatifin 15.06.2008 tarihinden sonra genel kurul yapmadığı tespit edilmiştir.
Bu durumda; ispatlanamayan iddialar nedeniyle davanın reddi gerekeceği gibi, alacağın varlığı kabul edilse dahi, 1163 sayılı kanunun 98’inci maddesi uyarınca, kanunda hüküm bulunmayan hallerde TTK’daki anonim şirketlere ait hükümler uygulanacağından, TTK’nun 480/3 maddesinde de “Pay sahipleri sermaye olarak şirkete verdiklerini geri isteyemezler; tasfiye payına ilişkin hakları saklıdır” dendiğinden, ortakların ödedikleri sermaye borcunu iflas masasına alacak olarak kaydettiremeyeceğinin kabulü gerekir. Ancak, pay cetveline göre paylaşım yapıldıktan sonra ve İİK’nun 196’ncı maddesi uyarınca faiz ödemelerinden sonra masada para kalması halinde pay sahiplerine ödeme yapılması mümkündür. Yani kooperatif üyeliği devam eden ortakların aidatlarını geri istemeleri (masaya alacakları olarak kaydettirmeleri) mümkün olmadığından aşağıdaki şekilde davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.180,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.22/05/2018

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı