Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/308 E. 2018/326 K. 17.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/308 Esas – 2018/326

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/308 Esas
KARAR NO : 2018/326

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Alacak ( Ticari satım)
DAVA TARİHİ : 19/04/2016
KARAR TARİHİ : 17/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 28/05/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkili ile davalı yan arasında 11/01/2014 tarihli “Hazır Beton Satış Sözleşmesi” akdedildiğini, anılan sözleşmeye istinaden müvekkili şirketçe davalı şirketin sözleşmede belirtilen teslimat adresine muhtelif tarihlerde muhtelif m3 miktarlarında yüzlerce kez beton teslimatı gerçekleştirilerek fatura edildiğini ve davalı şirketin müvekkili şirkete neticeten 115.492,46 TL borcunun bulunduğu hususunun ekli cari hesap dökümünde açıkça görülmekte olduğunu, yapılacak ticari defter incelemesi neticesinde de müvekkilinin alacağının sabit olacağını, davalı şirketin müvekkiline olan anılan borcunu ödemekten kaçındığını, müvekkilinin alacağını tahsili hususundaki tüm işlemlerin sonuçsuz bırakıldığını, alacaklı müvekkili şirketi zarara uğratma kastı ile hareket etmekte olduğunu, bu hususun en açık kanıtlarından birisinin de dava dilekçesinde de belirtildiği üzere müvekkilinin borcuna karşılık olarak keşide ettiği iki adet senet üzerindeki sahte imzalar olduğunu, hal böyle iken huzurdaki davada mahkememizce gerçekleştirilecek yargılama neticesinde davalı yandan alacağının mevcut olduğu iddia ve taleplerinin haklılığının sabit hale geleceğini, fakat yargılama sonucunda huzurdaki davanın kabulüne karar verilmesi halinde müvekkilinin davalı yandan alacağını tahsilinin neredeyse imkansız hale geleceğini, anılan nedenlerle davalı şirketin … A.Ş. nezdinde bulunan hakediş alacağının davalı şirkete ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir karar verilmesini talep etme mecburiyetlerinin hasıl olduğunu, zira alacaklılarını zarara uğratmak ve borçlarını ödemekten kaçınmak amacıyla tüm mal ve alacaklarını kaçıran davalı yana, … A.Ş. tarafından hakediş alacağının da ödenmesi halinde, müvekkilinin yargılama sonucu varlığı sabit hale gelecek olan alacağını davalı yandan tahsil edilebilmek için hiçbir olanak kalmayacağını beyan ederek davalının … San. A.Ş.’den olan alacağının anılan şirket tarafından davalıya ödenmemesi yönünde öncelikle teminatsız olarak; aksi halde teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi ile davalının müvekkiline olan bakiye borç miktarı olan 115.492,46 TL ‘nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili; müvekkili şirketin davacı yan ile herhangi bir sözleşme akdetmediğini, davacı yanın dava dilekçesinde ekte mübrez olduğunu iddia ettiği söz konusu sözleşmenin sadece bir sayfadan oluşan hangi sözleşmeye ait olduğu belli olmayan bir sözleşme sayfasından ibaret olduğunu, işbu hususun sözleşmenin varlığını ispatlamaya yeterli olmadığını, davacı yanın öncelikle var olduğunu iddia ettiği sözleşmenin tamamını mahkeme dosyasına sunması gerektiğini, davacı yanın müvekkili şirket aleyhine alacağına istinaden girişmiş olduğu icra takibine konu olan senetlerde bulunan imzaların müvekkili şirketin yetkilileri tarafından imza altına alınmadığının Ankara … İcra Hukuk Mahkemesinin …. esas sayılı dosyası ile karara bağlandığını, davacı yanın davayı kaybetmesi sebebi ile kanunen ödemesi gerekli %20 icra tazminatı hakkında davacı şirket adına icra takibi başlatıldığını, davacı yanın bu icra takibini geciktirmek/durdurmak amacı ile şikayet dilekçesi sunduğunu, ancak davacı yan tarafından ikame edilen ve İstanbul Anadolu 5. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/616 esas sayılı dosyası ile görülen davada davacı yanın şikayetinin reddine ve takibin devamına karar verildiğini, davacı yan tarafından ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilen alacak/borcun huzurda görülen davada uyuşmazlık konusu ile alakalı bulunmadığını beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Davacı şirket ile davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları, Ankara …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası, Ankara …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığının … hazırlık sayılı dosyası, davacı ve davalı şirketlerin ticari defter ve kayıtları, 13/06/2017 tarihli bilirkişi raporu, Talimat yolu ile alınan 22/01/2018 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, tacir olan taraflar arasındaki 11/01/2014 tarihli hazır beton satış sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı yan, davalı ile olan ticari ilişki kapsamında bakiye alacağının bulunduğunu iddia etmektedir. Davalı ise yetki itirazında bulunarak, alacak bulunmadığını savunmuştur.
Mahkememizce, 27/10/2016 tarihli ön inceleme duruşmasında, cevap süresinin uzatılması kararı kapsamında olmayan yetki ilk itirazı yönünden, davalının itirazı süresinde olmadığından ret kararı verilerek işin esasına girilmiştir.
Davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine yönelik olarak alınan 13.06.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu ve delil niteliğini haiz olduğu, 2014 yılı sonu itibariyle davacının 44.507,54 TL alacaklı olduğu, davalı şirketin cari hesap borcuna karşılık verdiği 160.000,00 TL bedelli senetlerin kaydı ile davacının 115.492,46 TL alacaklı olduğu belirtilmiştir.
Davalı şirketin defter ve kayıtlarının incelenmesi için talimat yoluyla alınan bilirkişi raporunda ise; davalı şirketin defterlerinin tasdik eksikliği nedeniyle kanuni unsurları taşımadığı, davacı ile aralındaki hukuki ilişki gereği düzenlenen faturaların üst tarafı imzalı bedeli ödenmemiş açık fatura olarak düzenlendiği, 31.08.2014 tarihi itibariyle davacının 195.122,44 TL alacaklı gözüktüğü, davalı şirketin 10.10.2014 tarih, … yevmiyeli 51.232,08 TL ve 20.12.2014 tarih, …. yevmiyeli 143.890,36 TL ödeme yapıldığına dair kayıt oluşturulduğu ve hesabın kapatıldığı, ödemeye dair ise bir belge ya da bilgi bulunmadığı, muhasebe standartlarına göre ödemenin gerçeği yansıtmadığı, bu ödemenin yapılmış gibi gösterildiği, davacının 195.122,44 TL alacaklı gözüktüğü belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında ticari satım nedeniyle hukuki ilişki bulunduğu, her iki yan defter ve kayıtlarına göre davacının alacaklı olduğu, satıma dair faturaların üst tarafı imzalı açık fatura olarak düzenlendiği, ticari teamül gereği bedellerinin ödenmediğinin anlaşıldığı, her ne kadar davalı kayıtlarında ödeme yapıldığı işlenmiş ise de, bilirkişice yapılan tespite göre ödeme kaydının dayanağının bulunmadığı ve gerçeği yansıtmadığı tespit edildiğinden, davalının kendi kayıtları usulüne uygun olmasa da aleyhine delil teşkil edebileceğinden, davacının talebi ile bağlı kalınarak davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 115.492,46 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline,
2-Alınması gereken 7.889,28 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 1.972,33 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.916,95 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 1.972,33 TL peşin harç, 29,20TL başvuru harcı, 4,30TL vekalet harcı olmak üzere toplam 2.005,83 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 244,00 TL tebligat ve posta gideri ile 650,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 894,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 11.989,40 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.17/05/2018
Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı