Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/197 E. 2018/116 K. 28.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2016/197 Esas – 2018/116
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/197
KARAR NO : 2018/116

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
İFLAS İDARE MEMURLARI :
1-
2-
3-
VEKİLİ :

DAVA : KAYIT KABUL
DAVA TARİHİ : 14/03/2016
KARAR TARİHİ : 28/02/2018
K.YAZIM TARİHİ : 23/03/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili kooperatifin davalı/müflis kooperatife 3.871.898,33TL borç para verdiğini, bu durumun her iki tarafın kayıtlarında sabit olduğunu, davalı hakkında iflasın açılması neticesinde alacağını masaya kayıt için başvurduklarını, taleplerinin kabul edilerek alacaklarının 13.02.2012 tarihinde masaya kayıt edildiğini, ancak 26.12.2015 tarihinde alacaklılar listesinin yeniden düzenlendiğini, alacaklarının masaya kayıt taleplerinin alacağın şüpheli olduğu gerekçesiyle bu sefer kabul edilmediğini, neticesinde süresi içerisinde iş bu davayı açtıklarını, müvekkili kooperatifin genel kurulda alınan kararlar gereğince, müflis kooperatife borç verdiğini, yapılacak yargılama neticesinde; 3.871.898,33TL alacaklarının müflis kooperatifin iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

CEVAP :Davalı/müflis kooperatif iflas idaresi vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı kooperatif ile müflis kooperatifin ortaklarının aynı şahıslar olduğunu, bu iki kooperatifin danışıklı iş ve işlemler yaptıklarını, davalı kooperatifin iflas etmesi neticesinde üyelerinin davacı kooperatifi kurarak binalarını ve yarım kalan kooperatif evlerini tamamladıklarını, yasal olarak iki ayrı kooperatif olarak gözükmelerine rağmen fiilen iki kooperatifin üyelerinin aynı kişiler olduğunu, iflas eden kooperatifin mal varlığı üzerinde şu anda davacı kooperatifin işgalci konumunda olduğunu, bu durumda davacının alacaklı olmasının söz konusu olmadığını, yapılacak yargılama neticesinde; davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Mahkememizin 2010/173E., 2011/180K., sayılı iflas ilamı, 06.07.2013 tarihli ikinci alacaklılar toplantısı tutanağı, 26.12.2015 tarihli sıra cetveli tutanağı, mahkememizin 2013/310E., 2015/314K., sayılı dosyası kapsamı, tarafların ticari defter ve kayıtları, kooperatiflerin sicil dosyaları, bilirkişi heyetinden alınma 24.03.2017 tarihli ön rapor, 25.12.2017 tarihli rapor ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, müflis kooperatife verilen borcun, iflas masasına kayıt ve kabulü talebine ilişkindir.
Mahkememizin 2010/173E., 2011/180K., sayılı ilamı ile S.S. … Yapı Kooperatifinin iflasına hükmedilmiş, iflas 13.10.2011 tarihinde açılmış, buna dair ilam kesinleşmiştir.
Müflis kooperatifin ikinci alacaklılar toplantısı yapılıp sıra cetveli oluşturulduktan sonra davacı alacağını masaya kayıt için mahkememizin 2013/310 esasında dava açmış, yapılan yargılama neticesinde; 11.06.2013 tarihli sıra cetvelinin …İcra Hukuk Mahkemesinin …E.,…K., sayılı ilamı ile iptal edilmesi nedeniyle, davanın konusunun kalmadığı gözetilerek hüküm tesisine yer olmadığına karar verilmiştir.
Birinci sıra cetvelinin iptalinden sonra iflas idaresi tarafından 26.12.2015 tarihinde yeniden sıra cetveli oluşturulmuş, davacı 3.871.898,33TL alacağını masaya kayıt için başvurmuş, “alacağın şüpheli görünmesi nedeniyle” talebi reddedilmiştir.
Davacı, davalı/müflis kooperatife borç verdiğini bildirmiş, delil olarakta her iki tarafın ticari defterlerine dayanmıştır. Dava dilekçesinde borç verme olgusunun nedenleri açıklanmamış, ön inceleme duruşmasında, davalının imal ettiği daireleri satın almak istemelerinden dolayı borç verdiklerini belirtmiştir. Bu hallerde ödünç ya da borç verme olgusunun kesin delillerle ispatlanması gerekmektedir. Borç verildiği bildirilen paranın, kooperatif kasasına girip girmediği, bu konunun kooperatif genel kurullarında görüşülüp görüşülmediği, borç verme işleminin dayanağının ne olduğu, davacı tarafından dayanılan delil ve belgelerin gerçeğe uygun olup olmadığı, müflis kooperatifin borç almasına gerek bulunup bulunmadığı detaylı bir şekilde araştırılarak sonuca varılmalıdır.(Y.11.HD.28.10.2004T.,E.1192. K.10442)
Somut uyuşmazlıkta tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, kooperatif kayıtları da getirtilerek uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Toplanan tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davalı kooperatif hakkında mahkememizin 2010/173E., 2011/180K., sayılı ilamı ile iflasına karar verildiği, iflasın 13.10.2011 tarihinde açıldığı ve hükmün kesinleştiği, davacı kooperatifin konut almak amacıyla üyelerden topladığı parayı davalıya borç olarak verdiğini ileri sürdüğü, davalının iflası nazara alınarak, bu miktarın iflas masasına kaydının istendiği görülmüştür. Davacı kooperatifin kayıtları ile davalı kooperatifin temin edilebilen tüm kayıtları getirtilmiş, bilirkişi heyetine incelettirilmiştir. Müflis kooperatifin kayıtları üzerinde, eski yıllara ilişkin ticari defterlerinin (2008 yılından önceki dönemler) yeni yönetimlere devredilmemesi, yapılan araştırmalara rağmen bu kayıtlara ulaşılamaması nedeniyle yeterli incelemeler yapılamamıştır. Müflisin mevcut (ulaşılabilen) kayıtları ile davacı kayıtları incelenmiştir. Davacı kooperatifin 309 adet üyesi bulunmakta, bunlardan 37 tanesi hariç olmak üzere geriye kalan 272 adet ortağın her iki

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

kooperatifte de ortak olduğu tespit edilmiştir. Davacı kooperatif borç verdiğine ilişkin ödeme belgesi, banka kaydı, sözleşme ve benzeri bir belge sunmamıştır. Borç verme iddiasını kooperatif kayıtları ile ispat etmek istemektedir. Bilirkişi heyeti tarafından davacı kayıtları üzerinde yapılan incelemede, 3.871.838,33TL alacaklı görüldüğü, davalının mevcut kayıtları üzerinde yapılan araştırmada da; 3.972.419,23TL alacaklı gözüktüğü anlaşılmaktadır. Bunun yanında, davacı ödemelere ilişkin makbuzlar sunmuş, bu belgelere göre de 3.547.419,23TL alacaklı gözükmektedir. Tarafların kayıtlarının yasaya uygun düzenlenmediği de anlaşılmaktadır. Yine tarafların kayıtları birbirlerini doğrulamamaktadır. Davacının dosyaya sunduğu borç vermeye ilişkin makbuzlarda kooperatifin kaşesi ve kooperatif adına imza atan Nurettin Baysal’ın (tek) imzası bulunmaktadır. Borç para verme işlemine ilişkin her iki kooperatifin genel kurullarında alınmış bir kararda yoktur. Bilakis delil olarak sunulan makbuzlarda görüldüğü üzere kooperatif adına atılan tek imza ile para alınması söz konusu olmuştur. Öte yandan, dosyaya sunulan makbuzların tamamında YTL ibaresi bulunmaktadır. 5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında kanun ve bu kapsamda çıkartılan Bakanlar Kurulu Kararı uyarınca, para biriminin başına yeni ibaresi konulmuş, ikinci aşamada ise yeni ibaresi kaldırılarak TL’ye dönülmüştür. Buna göre anılan ibare Türk Parasına 01.01.2015 tarihinden itibaren yazılmaya başlanmış, 01.01.2009 tarihinde de kaldırılmıştır. Dosyaya sunulan 2004 yılına ilişkin makbuzlarda da bu ibareler görülmekle, makbuzların sonradan düzenlendiği kanaatine varılmıştır.
Kooperatiflerin amaçları gözetildiğinde, borç para vermeleri söz konusu değildir. Bu durum ana sözleşmeye aykırı olduğu gibi, faaliyet konuları dışında da bulunmaktadır. Her iki kooperatifin ortaklarının büyük oranda aynı olması nazara alındığında, davalı kooperatifin iflas sürecine girmesi nedeniyle ortaklar için yapılan konutların (satılarak bedellerinin) iflas masasına girmesini engellemek amacıyla muvazaalı işlem yapıldığı, müflis kooperatifin üyelerinin davacı kooperatife kayıt edildiği kanaatine varılmaktadır. Diğer yandan, müflis kooperatifin üyelerinin varlığı, inşaatları bitirmesi neticesinde bunları üyelerine tahsis edecek olması, davacı kooperatife satabileceği konutun bulunmaması karşısında, muvazaa olgusunun varlığı açıkça ortaya çıkmaktadır. Davacı ve davalı kooperatif ayrı tüzel kişiliğe sahip olsalar bile ortaklarının büyük çoğunluğunun aynı olması nazara alındığında, kendi kendilerine borç vermelerinin pratik bir faydası ve anlamı da yoktur.
Davacı kooperatifin üyelerinin, gerçekte davalı kooperatifin üyeleri olduğu, iflas eden davalı kooperatifin mal varlığını gerçek alacaklılarından kaçırmak amacıyla hareket ettiği, davacının alacak talebinin muvazaalı olduğu kanaatine varılmakla, iş bu davanın reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir edilen 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 28/02/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı