Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/178 E. 2021/1029 K. 14.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/178 Esas – 2021/1029
T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/178 Esas
KARAR NO : 2021/1029
HAKİM :
KATİP :
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
TASFİYE MEMURULARI:1-
VEKİLİ :
2-
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 08/03/2016
KARAR TARİHİ: 14/12/2021
K.YAZIM TARİHİ : 11/01/2022
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacı vekili; müvekkilinin davalı …’ne ortak olmak suretiyle konut sahibi olmak istediğini, tüm aidat ve borçları ödemek suretiyle …ta bulunan dairesinin tapusunu aldığını, Tapusunu alması sonrasında dairesini kiraya vermek için yönetici …’e vekalet verdiğini, adı geçenin 350,00 TL. bedelle yakını …’e daireyi kiraladığını, ancak kiraları almasına rağmen müvekkiline ödemediğini, tahsil edilen kiraların ödenmesi gayesiyle 2 ayrı dava açtığını, Batı …. AHM.’nin … E., … K. sayılı kararı ile 9.748,00 TL’nin faizi ile iadesine karar verildiğini, bu dosyaya kazandırılan kooperatif kayıtlarına göre, …ta bulunan ortakların ödemesi gereken aidat tutarının 88.840,00 TL. olduğunun belirlendiğini, buna karşın müvekkilinin ödemesinin 119.416,00 TL. olarak tespit edildiğini, ancak kayıtların incelenmesinde yönetim kurulu başkanının aldığı 25.041,00 TL.’nın kayıtlara intikal ettirilmediğinin anlaşıldığını, müvekkilinin daireyi satma aşamasında borçsuzluk belgesi almak için yeniden 5.000,00 TL. aldığını, böylelikle toplam ödemesinin 149.457,00 TL. olduğunu, Batı …. AHM.’nin dosyasında toplam 9.500,00 TL.’nın kira gelirinden ödendiği karara bağlandığından 139.907,00 TL. ödemesi göründüğünü, dolayısıyla 51.060,00 TL. fazla ödeme yaptığını beyan ederek, şimdilik 2015 öncesi için fazladan ödenen 5.000,00 TL. ve Temmuz 2015 tarihinden sonra ödenen 5.000,00 TL.’nın toplamı 10.000,00 TL.’nin ihtarın tebliğinden itibaren ticari faizi ile birlikte istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 10/10/2021 tarihli dilekçe ile davasını ıslah etmiş ve talebini 32.800,00 TL’ye artırmıştır.
CEVAP :Davalı vekili; usul ve görevsizlik itirazında bulunduktan sonra esasa yönelik olarak davacının yıllarca kendisine ait olan taşınmazın kira bedelini almamasına rağmen hiçbir uyarıda bulunmadığını, herhangi bir ihtar çekmemesinin hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, davacının emsal dairelerden alınması gereken bedelin 88.840,00 TL. olduğunu iddia etmesine rağmen taşınmaz emsal değerinin bilirkisi vasıtasıyla saptanması gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, Ankara Batı …. Sulh Hukuk Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, dava konusu taşınmazın tapu kaydı, davalı kooperatifin ticaret sicil kaydı, davalı kooperatifin ticari defter ve kayıtları, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü kayıtları, 29/09/2021 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, kooperatif ortağı olan davacının fazladan ödediğini iddia ettiği meblağın (aidatın) davalıdan tahsili talebine ilişkindir.
Davalı kooperatife ait üye kayıt defterine göre davacının 19/09/2002 tarihinde davalı kooperatif üyesi olduğu, davacının kooperatif ortaklığı sebebiyle … ili … ilçesi … mahallesi …ada … parsel sayılı taşınmazda kain … blok …. Kat … numaralı bağımsız bölümün davacıya tahsis edildiği hususları uyuşmazlık dışıdır.
Yapılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği üzere, genel kurul tutanaklarına göre bir ortağın ödemesi gereken toplam aidat tutarı 91.600,00TL’dir.
Dosya arasına alınan Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas … Karar sayılı dosyasında, davacının kendisine düşen … numaralı bağımsız bölümü, kooperatif yetkilisi …’e verdiği vekaletname ile 2009 yılının Aralık ayında …’e kiraladığı, kira bedellerinin davacıya ödenmemesi sebebiyle kira bedellerinin tahsili için işbu davanın açıldığı, yapılan yargılama sonucunda taşınmazın kiraya verildiği Aralık 2009 – Nisan 2013 tarih aralığına ilişkin toplam kira bedelinin 14.350,00TL olarak hesaplandığı, aidata mahsuben yapılan 9.550,00TL tutarındaki ödeme düşüldüğünde davacıya ödenmesi gereken kira bedelinin 4.800,00TL olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verildiği ve kararın Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … Esas … Karar sayılı onama kararı üzerine 31/03/2021 tarihinde kesinleştiği tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyasında yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, davacının kooperatife yapmış olduğu ödemeler toplamının kooperatif kayıtları ile dosya kapsamına göre 124.416,00TL olduğu, genel kurullarca belirlenen ve davacının ödemesi gereken aidat tutarının ise 91.600,00TL olduğu buna göre davacının fazladan yapmış olduğu (124.416,00TL – 91.600,00TL =) 32.816,00TL ödemesinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili, davadan önce davalı yana gönderilen ihtarname ile fazladan yapılan ödemenin iadesini talep etmiş, tebliğ tarihi ve 7 günlük ödeme süresine göre 19/02/2016 tarihinde temerrütün oluştuğu tespit edilmiştir.
Davacı vekili, 10/10/2021 tarihli ıslah dilekçesinde, “fazla haklarımız saklı tutularak 10.000 TL(On bin TL) miktarlı iş bu davamızda dosyamıza alınan bilirkişi raporunda müvekkilçe kooparatife alınan 32.816.00 TL +10000 TL olmak üzere 42.816.00 TL alacağı tespit edilmiştir. Bu nedenle 32.800 TL bakiye alacak için davamızı ISLAH EDİYORUZ.” şeklinde davasını ıslah ettiğini beyan etmiştir.
Davacı vekili bu kez ıslah dilekçemizin düzeltilmesi açıklamasıyla “MUHTEREM MAHKEMENİZDE DERDEST DOSYAMIZDA BİLİRKİŞİ RAPORUNDA TESPİT EDİLEN ALACAĞIMIZ İÇİN 10.10.2021 TARİHLİ ISLAK DİLEKÇEMİZDE 5.000 TL. MADDİ HATA OLARAK 32.800 TL. BAKİYE ALACAĞI İÇİN ISLAH EDİLMİŞTİR. BU NEDENLE MADDİ HATAMIZIN DÜZELTİLEREK ISLAH MİKTARININ 27.800 TL OLARAK KABULUNE KARAR VERİLMESİNE SAYGIYLA ARZ VE TALEP EDERİM.” 15/11/2021 tarihli beyan dilekçesini sunmuştur.
Islah edilen tutar konusunda netlik olmadığı, duruşmada davacı vekilinden bu hususta açıklama istendiği, ancak beyan ettiği şekilde 13/11/2021 tarihli bir dilekçesinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle yatırılan ıslah harcına göre ıslah edilen tutarın tespitine gidilmiştir. Buna göre 22/10/2021 tarihinde yatırılan 560,14TL ıslah harcından yola çıkılarak davacının talebini 32.800,00TL olarak artırdığı sonucuna ulaşılmıştır. (Bkz: 32.800,00TL / 1000 =32,8TL, 32,8TL x 68,31= 2.240,56TL, 2.240,56TL / 4 = 560,14TL)
Islah edilen tutara davalı vekili 26/10/2021 tarihli dilekçesiyle itiraz etmiş, davanın istirdat davası olduğu ve bir yıllık hak düşürücü sürede açılmadığını beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Bir davada taraflarca ileri sürülen maddi olguların hukuki değerlendirmesini yapmak, uygulanacak yasa maddelerini bulmak ve uygulamak hakimin doğrudan görevidir.
HMK’nın 33. maddesine göre hakim, Türk hukukunu resen uygulamak zorundadır. Bir davada olayları belirtmek ve açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Bu nedenle tarafların hukuki nitelendirmeyi doğru yapmak zorunluluğu yoktur. Başka bir ifade ile hakim, bildirilen hukuki sebeplerle bağlı olmayıp, nitelemeyi yapıp hukuki sebebi kendiliğinden bulup uygulamakla sorumludur.
Bu itibarla davacı yan davasını istirdat davası olarak nitelendirmişse de, iddianın ileri sürülüş şekli, davalı yanın savunmaları ve tüm dosya kapsamına göre davanın bilinen anlamıyla istirdat davası değil, kooperatif ortağı olan davacının fazla yapmış olduğu ödemenin davalıdan tahsiline yönelik alacak davası olduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle yapılan hukuki nitelendirme sonucu davalının hak düşürücü süre itirazı yerinde değildir.
Davalı yanın cevap dilekçesinde zamanaşımı defi bulunduğu görülmüştür. Uyuşmazlığa ilişkin uygulanacak zamanaşımı TBK’nın 147. Maddesinin 4. Fıkrasında düzenlenmiş olup, bir ortaklıkta, ortaklık sözleşmesinden doğan ve ortakların birbirleri veya kendileri ile ortaklık arasındaki; bir ortaklığın müdürleri, temsilcileri, denetçileri ile ortaklık veya ortaklar arasındaki alacaklar bakımından uygulanacak zamanaşımı süresi 5 yıldır. Bu süre fazla ödeme yapıldığının öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır. Davacı yanın, davalı kooperatife fazla ödeme yapıldığını Ankara Batı …. Asliye Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında bozma öncesi alınan 28/04/2015 tanzim tarihli bilirkişi raporuyla öğrendiği (dosya kapsamında tebliğ mazbatasının bulunmaması sebebiyle raporun tanzim tarihi esas alınmıştır) kabul edildiğinden ve dava tarihi olan 08/03/2016 tarihi itibariyle zamanaşımı süresi dolmadığından davalı yanın zamanaşımı savunmasına itibar edilmemiştir. Davalı yanın ıslah ile artırılan tutara karşı ise zamanaşımı defi bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara göre davacı yanın, davalı kooperatife 32.816,00TL fazladan aidat ödemesi yaptığı anlaşılmış ancak davacı yanın talebi 32.800,00TL olduğundan taleple bağlı kalınarak 32.800,00TL yönünden davanın kabulüne, 32.800,00TL’nin temerrüt tarihi olan 19/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN KABULÜ İLE, 32.800,00TL’nin temerrüt tarihi olan 19/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Alınması gereken 2.240,56TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78TL harç ile ıslah ile alınan 560,14TL ıslah harcının mahsubu ile bakiye 1.509,64TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 170,78TL peşin harç, 29,20TL başvuru harcı, 4,30TL vekalet harcı ile 560,14TL ıslah harcı olmak üzere toplam 764,42TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen 446,35TL tebligat ve posta gideri ile 750,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.196,35TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 5.100,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından yatılan 90,00TL delil avansının karar kesinleştiğinde davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.14/12/2021

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı