Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/132 E. 2019/773 K. 04.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2016/132 Esas – 2019/773
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/132
KARAR NO : 2019/773

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Şirketin Feshi/Ortaklıktan Çıkmaya İzin Verilmesi/Ayrılma Payının Ödenmesi
DAVA TARİHİ : 22/02/2016
KARAR TARİHİ : 04/12/2019
K.YAZIM TARİHİ : 06/12/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 20.07.2011 tarihinde ortak olduğunu, şirket sermayesinin %60’nın …’a, %40’nın …’e ait olduğunu yaşanan birtakım olaylardan sonra müvekkili …’in şirkete gitmek istese de … ve etrafındaki akrabalarının Bingöl’den gettirtiği kişiler ile şirket merkezinde oturduğunu ve …’i ve etrafındaki kişileri tehdit ederek şirketten uzaklaşmasını sağladığını, böylece müvekkilinin şirket yönetiminden uzak kaldığını, şirketin ve …’in zararına iş ve eylemler yapıldığını, müvekkilinin bu şirketi devretmek durumunda kaldığını, müvekkilinin şirket kayıtlarına ulaşamadığını, şirket yönetiminin müvekkil aleyhinde ve diğer ortaklar yararına hareket ettiği, şirketin içinin boşaltmaya çalışıldığını belirterek, şirkete kayyım atanarak tüm işlemlerin kayyım denetiminden geçerek onaylanmasına, TTK’nun 531. maddesi uyarınca davalı şirketin feshine karar verilmesini, şirketin tasfiye edilmesini ve bilirkişilerce şirket kayıtları üzerinden müvekkilinin sermaye payına tekabül edecek tasfiye payının hesaplanarak ödenmesine, şirketin feshine karar verilmemesi halinde karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değer üzerinden müvekkilinin %40 hissesine tekabül eden ortaklıktan çıkma payının hesaplanarak nakden ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından öne sürülen hususların gerçeğe, hukuka, akla ve mantığa aykırı olduğunu, müvekkili şirketin 11.06.2010 tarihinde … tarafından kurulduğunu ve kuruluşundan itibaren yönetim kurulu başkanı ve tek yönetim kurulu üyesinin … olduğunu, müvekkili şirketin … tarafından geliştirildiğini ve dünyada tanınır bir şirket haline geldiğini, müvekkili şirketin önceki yöneticisi sayın …’ın vefatından sonra 2011 yılında şirkete ortak olarak alman ve %40 oranında hissedar olan davacının yönetici olarak seçildiğini ve yönetimi sırasında şirketi ele geçirmeye çalıştığını, şirketin içini boşaltmak suretiyle şirket içinde yaptığı yolsuzlukları örtmeye çalıştığını, aynı sektörde rakabel yasağına aykırı olarak kurduğu … şirketine haksız rekabet sağladığını bu hususların tamamını örtme ve mevcut yönetimi baskı altına alma gayretine yönelik olarak davacının işbu davayı açtığını, bu çerçevede davanı açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 12.11.2019 tarihli dilekçesinde ve 04.12.2019 tarihli duruşmada; dava konusu ihtilafa ilişkin davalı ile anlaşmaya vardıklarını, bu nedenle davadan feragat ettiklerini, vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 12.11.2019 tarihli dilekçesinde ve 04.12.2019 tarihli duruşmada; davacı tarafından sunulan feragat dilekçesinde yer alan hususları kabul ettiklerini, aralarındaki anlaşma uyarınca herhangi bir vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamede feragat etmeye yetkisinin olduğu görülmüştür.
Davacı vekilinin davadan feragat ettiği görüldüğünden ve feragat beyanı davayı sona erdiren usulü işlemlerden olduğundan feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliğinin 46. maddesine göre; her yıl bütçe kanunu ile belirlenen terkin sınırının altında kalan harçlarla ilgili müzekkere yazılmaz amir hükmü gereğince harç tahsil müzekkeresi yazılmasına yer olmadığına,
3-Tarafların vekalet ücreti talebi olmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacının gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansın davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/12/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza