Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/110 E. 2018/373 K. 31.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2016/110 Esas – 2018/373
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2016/110 Esas
KARAR NO : 2018/373

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/02/2016

BİRLEŞEN DAVA (Mahkememizin 2016/703 E.-2017/126 K. sayılı dosyası)

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/10/2016
KARAR TARİHİ : 31/05/2018
K. YAZIM TARİHİ: 29/06/2018

Yukarıda tarafları yazılı davaların Mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Asıl davada davacı vekili; 15/08/2014 tarihinde …’e ait … plakalı aracı, dava dışı …’in kullandığı sırada meydana gelen trafik kazası sonucu yolcu konumundaki …’ün vefat ettiğini, … plakalı aracın ZMMS’ı davalı sigorta şirketinin … nolu sigorta poliçesi ile yapıldığını, bu sebeple davalının müteselsilen sorumlu olduğunu, müteveffanın eşi olan davacının olay sebebiyle destekten yoksun kaldığını, davalının olay sebebiyle sorumlu olduğunu, davada kusur dereceleri ve sorumluluk sebepleri ne olursa olsun varsa mevcut ve muhtemel tüm zincirleme sorumlular yönünden müteselsil mesuliyete dayandıklarını, taleplerinde her türlü denkleştirme sebeplerinin gözetildiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müteveffanın eşi için 1.000,00-TL. belirsiz maddi tazminatın tespiti ile davalıdan müteselsilen tahsiline talep edilen tazminata ölüm tarihi olan 15/08/2014 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacılar vekili; Aynı kaza nedeniyle, vefat eden …’ün çocukları olan davalılar … ve …’nun özürlü olmaları asabiyle babalarının desteğinden yoksun kaldıklarını, davalının olay sebebiyle sorumlu olduğunu, davada kusur dereceleri ve sorumluluk sebepleri ne olursa olsun varsa mevcut ve muhtemel zincirleme sorumlular yönünden müteselsil mesuliyete dayandıklarını beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müteveffanın çocuklarının her biri için 500,00’er TL (Toplam:1.000,00 TL) tazminatın olay tarihi olan 15/08/2014 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 2016/703 esas sayılı dosyası, aradaki bağlantı nedeniyle 2016/110 esas sayılı dosya ile birleştirilmiştir.
CEVAP :Asıl davada davalı vekili; 14/05/2015 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan ve 01/06/2015 tarihi itibarıyla yürürlüğü giren ZMMS Genel Şartlan uyarınca sürücünün % 100 kusuru ile meydana gelen kazalarla ilgili destekten yoksun kalma tazminatı talep edilemeyeceğinin hüküm altına alındığını, ayrıca, destekten yoksun kalma tazminatının yansıma zarar olarak nitelendirilebileceğini, sürücünün/işletenin ve dolayısıyla destek tazminatını isteyenlerin kendi kusurlanndan yararlanamayacağının aşikar olduğunu, bu sebeple, müvekkili sigorta şirketinin doğan zararla ilgili sorumluluğunun olmadığını, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte, poliçe limitinin şahıs başına 268.000,00 TL. olduğunu, poliçe genel şartları uyarınca davacının varsa gerçek zararının tespitinin gerektiğini, davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerektiğini, müvekkili şirketin ancak ve ancak dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili; davalı …’nun kaza tarihi itibarıyla evli olduğunu, bu nedenle babasının vefatı sebebiyle destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilmesinin hukuken ve yerleşik Yargıtay kararlarınca mümkün olmadığını, her ne kadar dava dilekçesinde davacıların özürlü olması dolayısıyla destek aldıkları belirtilmişse de sunmuş oldukları delillerin arasında ve dosya mahiyetinde bununla ilgili herhangi bir belge bulunmadığını, bu nedenle destekten yoksun kalındığından bahsedilemeyeceğini, davacı …’ün Sigorta Tahkim Komisyonuna destekten yoksun kalma tazminatı ile ilgili olarak yaptığı başvurunun destek zararının bulunmadığı kanaati ile reddine karar verildiğini ve anılan hükmün süresinde temyiz edilmeyerek kesinleştiğini, anılan davacı açısından kesin hüküm var olduğundan davanın reddinin gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, SGK kayıtları, Sigorta Tahkim Komisyonu kararı, kusura ilişkin 10/07/2017 tarihli bilirkişi raporu, tazminat hesabına ilişkin 07/03/2017 tarihli ve 06/04/2018 tarihli bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Ana dava ile birleşen dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı talebine ilişkindir.
Anada davada davacı …, 15/08/2018 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında eşi …’ün vefat ettiğini, eşine ait … plakalı aracın kaza sırasında dava dışı …’in sevk ve idaresinde olduğunu, kazaya karışan diğer aracın plakasının tespit edilemediğini, mevcut ve muhtemel tüm zincirleme sorumlular yönünden müteselsil mesuliyete dayandığını, eşinin ölümüyle onun desteğinden yoksun kaldığını belirterek … plaka sayılı aracın ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigorta şirketinden maddi tazminat talep etmektedir.
Birleşen dosya davacıları ise müteveffanın çocukları olup aynı şekilde maddi tazminat talebinde bulunmaktadır.
Ankara Batı … Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile hasar dosyası sureti getirtilmiş, davaya konu trafik kazasındaki kusur durumunun belirlenmesi bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Makine mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenip dosyaya sunulan 10/07/2017 tarihli raporda, plakası meçhul araç sürücüsünün % 90 oranında, … plakalı araç sürücüsü dava dışı …’in ise % 10 oranında kusurlu olduğu yönünde kanaat belirtilmiştir. Raporun oluşa ve dosya kapsamına uygun olduğu değerlendirilerek hükme esas alınmıştır.
Müteveffanın işleteni olduğu kazaya karışan … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde 21/05/2014-21/05/2015 devresi için ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğu, ölüm halinde şahıs başına azami teminat limitinin 268.000,00 TL olduğu tespit edilmiştir.
Davacı …’ün talep edebileceği tazminatın hesaplanması bakımından dosya aktüerya uzmanı bilirkişiye tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 07/03/2017 tarihli raporda eşinin ölümü nedeniyle davacının 114.755,09 TL destekten yoksun kalma nedeniyle oluşan maddi zararının bulunduğu kanaati bildirilmiştir.
Birleşen dosya davacılarının tazminat taleplerinin değerlendirilmesi bakımından dosya 07/03/2017 tarihli raporu düzenleyen bilirkişiye tekrar tevdi edilmiş, dosyaya sunulan 06/04/2018 tarihli raporda birleşen dosya davacılarının destekten yoksun kaldıklarının kabul edilemeyecekleri ve müteveffanın desteğinden faydalanamayacakları yönünde görüş ve kanaat belirtilmiştir.
Davacı … vekili 08/03/2017 tarihli ıslah dilekçesi 1.000,00 TL olan tazminat talebini artırarak 114.755,09 TL’ye yükseltmiştir.
Ana dava dosyası ile birleşen dava dosyasındaki talepler ayrı ayrı değerlendirilmiştir.
Davacı …’ın kocası olan …’e ait … plakalı araç, dava dışı … sevk ve idaresinde iken 15/08/2014 tarihinde çift taraflı trafik kazası meydana geldiği, kendisine ait araçta yolcu olarak bulanan …’ün hayatını kaybettiği, kazanın oluşumunda kazaya karışan ancak plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün % 90, … plakalı araç sürücüsü …’in ise % 10 oranında kusurunun bulunduğu, … plaka sayılı aracın davalı sigorta şirketi nezdinde kaza tarihini de kapsayacak şekilde 21/05/2014-21/05/2015 devresi için ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğu, eşinin ölümüyle onun desteğinden yoksun kalan davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla eldeki davayı açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, ayrıca dava dilekçesinde kusur dereceleri ve sorumluluk sebepleri ne olursa olsun mevcut ve muhtemel tüm zincirleme sorumlular yönünden müteselsil mesuliyete dayanıldığının ifade edildiği, hal böyle olunca davalı sigorta şirketinin aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından hesaplanan 114.755,09 TL tutarındaki davacı (…) zararının tamamından müteselsilen sorumlu olacağı kanaatine varılarak ana davanın kabulüne karar verilmiştir. Hüküm altına alınan maddi tazminata davalı sigorta şirketinin temerrüdünün gerçekleştiği 08/10/2014 tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmüştür.
14/04/2016 tarihinde 6704 sayılı yasanın 5. maddesi ile 2918 sayılı KTK’nun 97.maddesi; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” hükmünü içermektedir.
6100 sayılı HMK’nun, dava şartlarını düzenleyen 114/2. maddesinde ise “Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmü düzenlenmiştir.
Birleşen davada, ZMSS poliçesi kapsamında talepte bulunan davacı tarafça, yasal değişiklik sonrası 17/10/2016 tarihinde açılan davada, davacılar vekili tarafından dava öncesi davalı sigorta şirketine başvuru yapılmadığının belirtilmesi karşısında, özel yasayla getirilen dava şartı noksanlığı bulunduğundan 6100 Sayılı HMK nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ana davanın KABULÜNE; 114.755,09 TL maddi tazminatın 08/10/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı …’e verilmesine, davalının sorumluluğunun poliçe limitiyle sınırlı tutulmasına,
2-Birleşen davanın 6100 Sayılı HMK nun 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
3-Ana dava yönünden ;
a)Alınması gereken 7.838,92 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL ve ıslahla alınan 388,54 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.421,18 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 29,20 TL başvuru harcı, 29,20 TL peşin harç, 388,54 TL ıslah harcı, 4,30 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 451,24 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarf edilen 238,40 TL tebligat ve posta gideri ile 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.038,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
c-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 11.930,41 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Birleşen dava yönünden;
a-Alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,70 TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
b-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
c-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap edilen 500,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den, 500,00 TL vekalet ücretinin ise davacı …’dan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, ana dosyanın davacısı … vekili Av. … ile birleşen dosya davacıları … ve … ile davalı vekili Av. …’in yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.31/05/2018

Katip Hakim
e-imza e-imza