Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/106 E. 2019/692 K. 13.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2016/106 Esas – 2019/692
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2016/106
KARAR NO : 2019/692

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 12/02/2016
KARAR TARİHİ : 13/11/2019
K.YAZIM TARİHİ : 15/11/2019

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacılar vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; davalının %40 hisse ile ortağı bulunduğu ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak görevli olduğu Şirket (… Grup) aleyhine “itibarsızlaştırma” olarak tanımlanabilecek bir dizi davranış içinde bulunduğunu, aynı sıfatları haiz iken aynı iştigal alanında faal … kısa unvanlı şirketi kurduğunu, … Grup tarafından icat edilen ve geliştirilen tıbbi malzemelerin aynı işlevi gören farklı adlarla … tarafından üretilmesini sağladığını, dava dışı Mali Müşavir …’ı gerçeğe aykırı kavut tutmaya zorladığını belirterek, şirket eski yönetim kurulu başkanı olan davalı …’in TTK hükümlerine aykırı olarak rekabet yasağını ve yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunu ihlal eden davranışları nedeniyle fazlaya ve faize ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte …’a şimdilik 5.000,00TL maddi, 50.000,00TL manevi, … A.Ş.’ye şimdilik 20.000,00TL maddi 50.000,00TL manevi tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
e-imza e-imza e-imza e-imza

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın TTK 396. maddesi 3. fıkrasına göre süre aşımından reddedilmesi gerektiğini, şirketin kuruluşundan bu yana davalı …’in … Grup’a asli katkılarda bulunduğu, kazanımlarını şahsileştirmeyip aksine, iştigal alanı haricindeki bir dal olan Ziraat Mühendisi unvanını haiz olmasına karşın müteveffa ortağı … ile paylaştığını, 20.05.2015 tarihinde alınan Genel Kurul Kararı ile “çift imza” ile yetkisi kısıtlanarak iyi niyetini gösterdiğini, ortağı …’ın vefatından sonra başta İngiltere olmak üzere bir dizi yabancı ülkede itibarlı ödüller kazanmak suretiyle başarısını belgelediğini, davacı …’ın da bilgisi dâhilinde ve hatta desteği ile … A.Ş.’yi 09.11.2015 tarihinde devraldığını, bir takım söylentilerin vuku bulması nedeniyle henüz hiçbir icraatı olmadan 27.11.2015 tarihinde …’i …’a devrettiğini, bankalar nezdinde bir itibarsızlaştırma eylemi olmayıp fiilin bankalara “durumun (çift imza ile temsil uygulamasına geçilmesi kastediliyor) bildirilmesinden” ibaret olduğunu, müvekkilinin davacı şirketi kuran büyüten iki kişiden birisi olduğundan ileri sürülen şirkete ait ürünlerin kopyalandığı iddiasının gerçek dışı olup şirketin buna dair patenti kabul edilmiş herhangi bir ürününün de olmadığını, müvekkilinin davacı şirketi zarara uğratmaya dair iddiaların gerçekle ilgili olmadığını, zira %40 ortağı olduğu şirketi kendisine veya herhangi bir yakınlığı bulunmayan bir kimseye ait başka bir şirket lehine zarara uğratmasının hayatın olağan akışına aykın olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacılar vekili mahkememize sunmuş olduğu 12.11.2019 tarihli dilekçesinde ve 13.11.2019 tarihli duruşmada; dava konusu ihtilafa ilişkin davalı ile anlaşmaya vardıklarını, bu nedenle davadan feragat ettiklerini, vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bildirmiştir.
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu 12.11.2019 tarihli dilekçesinde ve 13.11.2019 tarihli duruşmada; davacı tarafından sunulan feragat dilekçesinde yer alan hususları kabul ettiklerini, aralarındaki anlaşma uyarınca herhangi bir vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını bildirmiştir.
Davacı vekilinin vekaletnamede feragat etmeye yetkisinin olduğu, davalı vekilinin de feragatı kabule yetkisinin olduğu görülmüştür.
Davacılar vekilinin davadan feragat ettiği görüldüğünden ve feragat beyanı davayı sona erdiren usulü işlemlerden olduğundan feragat nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacıların davasının FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
2-Alınması gereken 44,40TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.134,69TL ve ıslah ile alınan 2.395,00TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.485,29TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacılara iadesine,
3-Tarafların vekalet ücreti talebi olmadığından, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
5-Karardan sonra yapılacak yargılama giderlerinin davacıların gider avansından karşılanmasına, karar kesinleştiğinde arta kalan gider avansın davacılara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/11/2019

Başkan Üye Üye Katip
e-imza e-imza e-imza e-imza