Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/776 E. 2019/170 K. 12.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/776 Esas – 2019/170

T.C.
ANKARA BATI
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2015/776 Esas
KARAR NO : 2019/170

HAKİM :
KATİP :

DAVACILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
2-
3-
VEKİLİ :
DAVALI : 4-
VEKİLİ :
DAVALI : 5-
VEKİLİ :
DAVALI : 6-

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 07/09/2015
KARAR TARİHİ : 12/03/2019
K.YAZIM TARİHİ : 22/03/2019
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :Davacılar vekili; 03/08/2014 tarihinde davalı sürücü …’ün sevk ve idaresindeki… plaka sayılı araç ile Ankara ili Ayaş ilçesinden Beypazarı istikametine hız limiti aşılmış şekilde seyir halinde iken davalı sürücünün son derece süratli ve hatalı kullanımı neticesinde sürüş dengesini yitirmesi neticesinde aracın devrildiğini, otobüsün son derece hızlı olduğundan devrilmesinin akabinde bir süre sürüklendiğini ve durduğunu, kaza sonucunda otobüste bulunan müvekkillerinin ve diğer yolcuların ağır yaralandığını, trafik kazası tutanağında sürücünün kusurlu olduğu ve kazaya sebebiyet verdiğini, sürücünün kullandığı aracın da …. Ltd. Şti. ‘ye ait olup tazminat hukuku bağlamında şirketin de sorumluluğunun bulunduğunu, müvekkillerinin tedavisinin halen devam ettiğini, kaza nedeniyle müvekkillerini acı, elem ve ıstırap duyduğunu, hayat düzeninin alt üst olduğunu, müvekkillerinden …’nın yüzünde sabit iz kaldığını ve yaşı itibariyle bu iz nedeniyle psikolojik olarak sarsıldığını, müvekkillerinden …’nın ise vücudunun değişikyerlerinde sabit iz kaldığını ve onun da yaşı itibariyle ağır psikolojik sarsıntı yaşadığını, müvekkillerinin tıbbi şifasının ne zaman gerçekleşeceğinin belli olmayıp uzun süre iyileşmeyecek durumda olduklarını beyan ederek, fazlaya dair dava, talep ve sair hukuksal hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik … için 500,00 TL, … … için 500,00 TL ve … … için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL maddi tazminatın ve yine … için 10.000,00 TL, … … için 50.000,00 TL, … … için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı …, …. Tic. Ltd. Şti. ve …. Pet. Ltd. Şti. vekili; müvekkili …’ün trafik kazasının meydana geldiği olay günü… plaka nolu otobüsün sürücüsü, müvekkillerinden …’in işleteni – kiralayanı ve diğer müvekkili … …in araç sahibi olduğunu ve işleteni olmadığı için herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, kazanın meydana gelmesinde esas kusurun Karayolları Genel Müdürlüğünde olduğunu, sürücü müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, trafik kazası tespit tutanağının eksik ve yetersiz olup kabul etmediklerini, keşif yapılarak bildirilen görgü tanıklarının olay mahallinde dinlenilmesini, kusur oranlarının bu şekilde hesaplanmasını, zarara uğradığının iddia eden şahısların sigorta şirketlerinden tazminat alıp almadıklarının tespitini, istenmiş olan manevi tazminatların yüksek olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta A.Ş. vekili; dava konusu kazaya karıştığı iddia edilen… plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 13.02.2014/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … sayılı Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınmış olup, poliçenin kaza tarihi itibariyle kişi başma sakatlık ve ölüm azami teminat limiti 175.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, 03.08.2014 tarihinde müvekkil şirket nezdinde sigortalı… plakalı aracın yapmış olduğu kaza sonucu araçta yolcu olarak bulunan …, … … ve … …’nin yaralandığı belirtilerek huzurdaki davanın ikame edildiğini, daimi maluliyetinvarlığından söz edebilmek için tıbbi tedavinin sona ermesi ve daimi maluliyetin kati surette tespitinin gerektiğini, talep edilen manevi tazminat talepleri yönünden müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, dava açılmadan önce müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığını, bu durumda müvekkili şirketin temerrdüdünden bahsedilemeyeceğini, müvekkili şirket aleyhine karar verilmesi halinde ancak dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faiz oranlarında hükmedilmesi gerektiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Sigorta Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı iddia edilen… plakalı aracın müvekkili şirket tarafından 13.02.2014/2015 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu ZMSS ile sigortalandığım, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limitleri ve sigortalı araca atfedilecek kusur ile sınırlı olduğunu, yapılacak yargılamada kusur durumunun tespitinin gerektiğini, sigortalı araç atfedilen kusuru kabul etmediklerim, ancak her halükarda davacının mütefarik kusurunun dikkate alınmasını talep ettiklerini, davacının maluliyet durumunun tespitinin gerektiğini, davacının SGK’dan herhangi bir ödenek alıp almadığının almış ise hesaplanacak tazminattan tenzili gerektiğini beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :Ankara Batı …. Asliye Ceza Mahkemesinin … esas sayılı dava dosyası, mahkememizin 2015/270 esas sayılı dava dosyası ve bu dosyada alınan aynı kazaya ilişkin kusur bilirkişisi raporu, sigorta poliçesi, hasar dosyası, trafik kazası tespit tutanağı, trafik tescil kayıtları, SGK kayıtları, tarafların ekonomik ve sosyal durum tespiti, davacıların maluliyet raporları, 25/10/2018 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 24/01/2019 tarihli bilirkişi kurulu ek raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Her ne kadar taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, 28.05.2014 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı bendinde ise “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceğine değinilmiştir. HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Somut olayda da davanın açıldığı 07.09.2015 tarihi itibariyle 6502 sayılı Yasa’nın yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Dava; davalı sigorta şirketi ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi ilişkisi yoktur. Dolayısıyla anılan davalı yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, araç sürücüsü ve taşıyan olan davalılara karşı birlikte açılmıştır. Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi ve davaların makul bir süre içinde bitirilmesi yükümlüğü açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı sigorta şirketi hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Öte yandan bu davalar, aynı Kanun’un 23/2. maddesi hükmüne göre harçtan muaftır. O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, dava konusu uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden davaya bakma görevi tüketici mahkemelerine aittir (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi’nin 2018/608 E, 2018/1328 K sayılı ilamı).
Görev dava şartıdır ve davanın her safhasında re’sen dikkate alınır. Bu nedenle 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine dair aşağıdaki karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davaya bakmakla görevli mahkeme Ankara Batı Tüketici Mahkemeleri olduğundan, HMK 114/1-c, 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine,
2-Karar kesinleştiğinde, dosyanın görevli Ankara Batı Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına, 4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalılar …, ….Ltd.Şti., … … Ltd. Şti. vekili yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.12/03/2019

Katip Hakim
e-imzalı e-imzalı