Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/630 E. 2018/199 K. 28.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2015/630 Esas – 2018/199
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA

ESAS NO : 2015/630
KARAR NO : 2018/199

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 26/10/2015
KARAR TARİHİ : 28/03/2018
K.YAZIM TARİHİ : 20/04/2018

Yukarıda tarafları yazılı dava dosyasının mahkememizde yapılan açık yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava konusu edilen … Ltd. ŞTi.’nin ortağı olduğunu, şirketin diğer ortağı olan davalı …’nun 21.07.2010 tarihinden beri şirketin temsilcisi konumunda olduğunu, anılan kararın alınmasında müvekkilininde imzasının bulunmasına rağmen gerçekte bu imzanın davacıya ait olmadığını, bu hususta Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, davalının hiç bir zaman şirketi genel kurul için toplantıya çağırmadığını, ibra olmadığını, şirket gelirlerine karşılık maliyeti yükselterek şirketin kar elde etmesine engel olmakta, genel yönetim giderleri adı altında şirketten örtülü kazanç sağlamakta ve başka bir çok işlemleri ile şirketi kötü yönetmek sureti ile şirketin kar payı dağıtımına engel olduğunu, fazlaya dair hakları saklı kalmak koşulu ile TTK’un 553. maddesi hükmüne göre, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusuru ile ihlal eden davalı şirket müdürünün şirket müdürü olarak atanmasından sonra 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında şirket satışlarına karşılık şirket maliyetlerini yüksek göstererek ve genel yönetim giderleri adı

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı
altında örtülü kazanç sağlayarak şirketin kar payı dağıtmasını engellediğinden şirket hissedarı müvekkilinin maruz kaldığı zarardan şimdilik 20.000,00TL’nin ticari faizi ile davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin müdürlük yaptığı dönemde önceki dönemlere nazaran şirketin fazladan kar ettiğini, şirketin zarar ettirildiği iddiasının yerinde olmadığını, haksız ve yasalara aykırı olarak açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
DELİLLER :Dava konusu edilen …Limited Şirketinin sicil dosyası, şirketin ana sözleşmesi, defter ve kayıtları, Ankara Cumhuriyet Başsavccılığının …S., …K. sayılı “Koğuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar” ve ekleri, 20.10.2017 tarihli bilirkişi kurulu raporu, 26.02.2018 tarihli ek rapor ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Talep, davalı şirketin kötü yönetilmesi nedeniyle oluşan ortak zararlarının tazmini istemine ilişkindir.
Davacı, davalının şirket temsilcisi seçilmesine ilişkin alınan karardaki imzanın kendisine ait olmadığını, davalı müdür seçildikten sonraki dönemde şirketin zarara uğratıldığını, bu nedenlede kar payı dağıtılmadığını bildirerek, oluşan zararlarının tazminini istemiş; davalıda, iddiaların doğru olmadığını savunarak davanın reddinin gerektiğini bildirmiştir.
Tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, ortağı oldukları şirketin kayıtları üzerinde de inceleme yaptırılarak bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Davalı, niza konusu edilen…. Limited Şirketine 21.07.2010 tarihinde müdür seçilmiştir. Davacı bu tarihli toplantıya katılmadığını, tutanaktaki imzanında kendisine ait olmadığını savunmuş, bu iddialarla yaptığı suç duyurusundan takipsizlik kararı verilmiş ve bu karar kesinleşmiştir. Öte yandan davacının talebinin şirketin kötü yönetilmesi nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine yönelik olması karşısında, bu iddiaya yönelik başkaca araştırmaya girilmemiştir.
Davacı ve davalının … Limited Şirketinin ortağı olup, davalının 21.07.2010 tarihinden itibaren şirket müdürlüğü yaptığı tartışmasızdır.
Dava dışı … Limited Şirketi kayıtları üzerinde bilirkişi kurulu marifatiyle yapılan incelemede, niza konusu edilen 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında şirketin net satışlarının yıllar itibariyle artış gösterdiği, satışların maliyetlerinin ise net satışlara paralel olarak artış gösterdiği, 2014 yılında ise satışlara göre önemli oranda azalış gösterdiği, yine genel yönetim giderlerininde dönemler itibariyle satışlara paralel olarak artış gösterdiği tespit edilmiştir. Bunun yanında, şirket müdürü ve diğer çalışanların aldığı ücretleri ve üretimde kullanılan elektrik, su, doğalgaz ile diğer üretim giderlerinide kapsayan genel üretim giderlerinin yer aldığı (genel) üretim giderlerinin dönemler itibariyle sürekli azalış gösterdiği belirlenmiştir.
Tüm bu tespitler neticesinde gerçekleşen gider rakamlarının net satışlara göre makul sayılabilecek düzeyde olduğu, bu çerçevede davalı ortağın şirket müdürü olduğu dönemde TTK’ın 553. maddesi hükmüne göre kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusuru ile ihlal ederek davacıyı zarara uğrattığına ilişkin somut bir veriye ulaşılamadığı gibi davacı yanında bunu ispatlar bir delil sunmadığı, davalının şirket müdürü olarak davacıyı zarara uğrattığına ilişkin somut bir bulguya rastlanmadığı ve davacının bu kapsamda talep edebileceği bir alacağının olmadığı anlaşılmakla, davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.

e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 35,90TL karar ve ilam harcının peşin alınan 341,73TL harçtan mahsubu ile bakiye 305,83TL harcın karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir edilen 2.400,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı, istinaf kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle istinaf kanun yoluna başvurulabileceği, istinaf incelemesinin Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 28/03/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı