Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/552 E. 2018/362 K. 30.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2015/552 Esas – 2018/362

T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2015/552
KARAR NO : 2018/362

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 08/02/2013
KARAR TARİHİ : 30/05/2018
K.YAZIM TARİHİ : 18/06/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
TALEP :Davacı vekili özetle; davalı şirketin, borç olarak banka üzerinden gönderilen paralar nedeniyle müvekkiline borçlu olduğunu, müvekkilinin 25/02/2011-26/09/2012 tarihleri arasında davalı firmaya toplamda 1.673.197TL miktarı banka üzerinden gönderdiğini, davalının da toplamda 646.557,00TL tutarında geri ödemede bulunduğunu, ancak bakiye 1.026.640,00TL’yi ödemediğini, bunun üzerine Ankara …İcra Müdürlüğünün …E sayılı dosyası ile takip başlattıklarını ancak davalının borca ve ferilere haksız ve kötü niyetli olarak itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, müvekkilinin alacaklı olduğunun taraflar arasında imzalanan 05/12/2012 tarihli protokol gereğince imza altına alınan hesap mutabakatı, banka kayıtları ve şirket kayıtlarında açıkça görüldüğünü beyan ederek davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına ve davalı aleyhine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :Davalı vekili özetle; taraflar arasında akdedilen 05/12/2012 tarihli taahhütname başlıklı belge ile tarafların birbirlerini ibra ettiklerini, davacının müvekkiline ödünç vermediğini, müvekkiline olan mevcut borçlarını ödediğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

DELİLLER : Ankara ….İM’ün …E. sayılı takip dosyası, takibin dayanağı olan banka para havale makbuzları (dekont), Protokol başlıklı 05/12/2012 tarihli sözleşme ile aynı tarihli taahhütname başlıklı sözleşme, davalı şirketin sicil kayıtları, ticari defterler, Yargıtay 11. HD.’nin 23.06.2015T., 2015/4346E., 2015/8654K. sayılı bozma ilamı, bozmadan sonra alınan 24.01.2016 tarihli birinci bilirkişi (kurulu) raporu, 19.09.2017 tarihli ikinci bilirkişi raporu, 17.04.2018 tarihli üçücü bilirkişi kurulu raporu ile tüm dosya kapsamı.
GEREKÇE :Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı-alacaklı, davalı-borçlu hakkında Ankara ….İM’ün …E. sayılı dosyasında 1.026.640-TL alacağın tahsili amaçlı olarak ilamsız icra takibi başlatmıştır. Takibin dayanağı olarakta “dekont alacağı” gösterilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalardan; takibin dayanağının ve açıklamasının, 21/03/2011-21/06/2012 tarihleri arasında davalıya banka üzerinden borç olarak gönderilen paraların tahsili istemi olduğu, para havalesine ilişkin banka makbuzlarının (dekontlarının) takibe dayanak yapıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; takip konusu edilen miktar kadar davacının davalıya borç para verip vermediğinin, borç para verildiğinin kabulü halindede bu paranın geri ödenip ödenmediğinin tespiti istemine ilişkindir.
Davacı, 21/03/2011 ile 21/06/2012 tarihleri arasında , davalıya banka aracılığı ile toplam: 1.673.837-TL borç para gönderdiklerini, bu paranın bir kısmının geri ödendiğini bildirip, iade edilmeyen 1.026.640-TL lik kesimin tahsili için icra takibi başlatmıştır.
Davacı, davalı şirkete borç verdiğini iddia etmiş, davalıda yapılan iş bu ödemelerin kendilerine olan borcun ödenmesine ilişkin olduğunu savunmuştur. Burada, davalıya borç verdiğini iddia eden davacının, bu durumu ispatla yükümlüğü vardır.
Davalı şirketin ortakları … ile davacı …’tır. Şirket ortakları ile …’nın münferiden temsil yetkisi vardır.
Davacı iddialarını ispat bakımından banka havalelerine ilişkin makbuzlara (dekont), dava dilekçesi ekinde sunduğu protokol başlıklı 05/12/2012 tarihli sözleşmeye, onun eki niteliğindeki taahhütname başlıklı sözleşmeye ve ticari defterlerine dayanmıştır.
Davacının borç verme iddiasına dayanak yapılan banka makbuzlarında buna ilişkin bir ibare bulunmamaktadır. Bu halde yapılan banka havalesinin, mevcut bir borcun ödenmesine ilişkin olduğunun kabulü gerekmiştir. (Y.19.HD.10/12/2013T., 2013/15269E., 2013/19666K) Öte yandan davacı, icra takibine ve davaya dayanak yaptığı bu ödemenin (banka dekontlarındaki ödemenin), borç amaçlı olarak gönderildiğini ispata yarayacak başkaca bir delilde sunmamıştır.
Ticari defterlerin tetkikinde; davacının, davalıdan belli bir miktar alacağının olduğu anlaşılmaktadır. Ancak dayanılan banka makbuzlarından dolayı alacağının olduğunun ispatlanamaması, delil olarak dayanılan 05/12/2012 tarihli protokolün eki olan aynı tarihli taahhütname başlıklı sözleşmede, “Bu taahhütname tarihinden önce … Ltd Şti ve … Şti’nin …. Ltd. Şti’ ne, …’ında … Ltd’den, … ilitim Ltd Şti’de … Şti den herhangi bir alacağı veya borcu bulunmamaktadır” ibaresinin bulunması karşısında, nizalı icra takibinden (takibin dayanağı olan alacaktan) dolayı davacının davalıdan alacağının olmadığı, bu sözleşmenin ibra niteliğinde olduğu, sözleşmenin içeriğinden, sözleşme altında imzası bulunan şahısların dosyamızın davalısı olan şirket adına sözleşmeleri imzaladıkları, anılan tarihte şirket temsilcisi oldukları anlaşılmaktadır. Bu durumda davacınında alacağının varlığını ispatta (öncelikle) banka dekontları, taahhütnameye dayanması karşısında, buradaki tespitler esas alınmış ve değerlendirme yapılmıştır.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Tarafların iddia ve savunmaları, toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; icra takibine dayanak yapılan banka makbuzları aracılığı ile davalıya borç para verildiği iddiasının ispatlanamadığı, davalının davacıya 05/12/2012 tarihi itibari ile borcunun bulunmadığının taahhütname başlıklı sözleşmeden de açıkça anlaşılmakla, davanın reddine dair hüküm kurulmuştur.
Mahkememizin 17.04.2014T., 2013/74E., 2014/143K. sayılı ilamı taraflarca temyiz edilmiştir.
Mahkememizin kararı davacı yararına olmak üzere Yargıtay 11. HD.’in 2015/4346E., 2015/8654K. sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bozma ilamında özetle; “Dava, borç verilen paranın tahsili istemine ilişkin olup mahkemece, davacının borç para verdiğini ispatlayamadığı ve taraflar arasında düzenlenen taahhütnameden borcun bulunmadığının anlaşıldığı, bu belgenin ibra mahiyetinde olduğu gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Ancak, davacının iddia ettiği alacak tutarı davalının defterlerinde de davacının alacağı olarak kayıtlı iken, “protokol gereği” gerekçesiyle hesap kapatılmıştır. Bu nedenle, banka havalesiyle gönderilen paraların mevcut bir borcun ödemesi olduğu ve alacağın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamıştır. Ayrıca, ibra mahiyetinde görülen taahhütname bizzat davacı tarafından dava dilekçesi ekinde ibraz edilmiş olup davacı, taahhütname, protokol ve yine dava dilekçesi ekinde ibraz edilen davalı şirketin iki ortağının da imzasını içeren cari hesap tablolarını sunmuş ve bu belgelerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğini bildirmiş ve taahhütnamede “… şirket temsilcileri tarafından şerhsiz ve şartsız olarak kabul edilenler şirket borcu sayılacaktır …” şeklindeki belirlemenin değerlendirme dışında bırakıldığını beyan etmiştir. Bu durumda, mahkemece davacının ibraz ettiği tüm deliller birlikte değerlendirilmek ve davacı ile davalı şirketin diğer ortağının imzasını içeren cari hesap tablosunun hangi aşamada düzenlendiği üzerinde de durulup taahhütname karşısında geçerliliği tartışılmak suretiyle bir karar vermek gerekirken eksik değerlendirmeyle karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. Bozma sebep ve şekline göre davalının temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.” denmiştir.
Dava dosyası yeniden mahkememizin esasına kaydedildikten sonra bozma ilamına uyulmuş ve bu doğrultuda değerlendirme, araştırma yapılmıştır.
Davacı alacağının kaynağı banka dekontlarıdır. İddialarını ispat bakımından dava dilekçesi ekinde 05.12.2012 tarihli “Protokol” başlıklı sözleşmeye, ekindeki taahhütnameye ve taraflarca imzalanan cari hesap tutanaklarına delil olarak dayanmıştır.
Davacı delilleri ile (bozma ilamında da bildirildiği surette) cari hesap tablolarının hangi aşamada düzenlendiği üzerinde de durulup, taahhütname karşısında geçerliliğini tartışmak suretiyle değerlendirme yapmak, bu arada uyuşmazlıkla ilgili döneme ait davalı şirket ticari defterlerinide incelemek üzere uzman bilirkişi kurulundan ilk defa 24.11.2016 tarihli rapor alınmıştır. Bu raporda yukarıda anılan delillerin değerlendirilmemesi ve davalı kayıtlarının irdelenmemesi karşısında, mali müşavir bilirkişiden 19.09.2017 tarihli rapor alınmıştır. İlk iki rapor arasındaki çelişik değerlendirme ve her iki raporda da davalı kayıtlarının incelenmemiş olması karşısında üçüncü bilirkişi kurulundan rapor alınmıştır. Bu raporun toplanan delillere ve uyulan bozma ilamındaki gerekliliklere uygun değerlendirmeler içerdiği görülmüştür.
Davanın dayanağı olan Ankara …. İM.’ün ….E. takip dosyasında 1.026.640,00TL alacağın tahsili istenmektedir. Takibin dayanağı olarak “dekont alacağı” gösterilmiş, takip 21.11.2012 tarihinde başlatılmıştır.
Davacı tarafından sunulan hesap ekstreleri ve banka kayıtlarına göre davalıya toplam 1.673.197,00TL para gönderildiği, kendisine 646.557,00TL iade edildiği anlaşılmıştır. Bu belgeler göre davacının ödenmeyen 1.026.640,00TL alacağı vardır.
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

Uyuşmazlığın çözümü için protokol başlıklı belge, taahhütname, cari hesap tabloları ve davalı şirketin kayıtları birlikte tetkik edilerek değerlendirme yapılmıştır.
Davalı şirketin 2011 yılı ticari defterleri zayi olduğu gerekçesi ile mahkemeye sunulmamış, ancak zayi belgesi ibraz edilmemiş, 2012 yılı ticari defterlerininde usulüne uygun tutulmadığı anlaşılmıştır. 2013 yılı ticari defterlerinin ise usulüne uygun tutulduğu, sahibi lehine delil teşkil ettiği kabul edilmiştir.
Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının tetkikinde; takip tarihi olan 21.11.2012 tarihi itibariyle davacının davalıdan 1.106.640,00TL alacaklı olduğu belirlenmiştir. Yine takip tarihinden önceki döneme ilişkin olduğu anlaşılan ve tarafların imzasını içerir cari hesap tutanaklarıda bu durumu teyit etmekte, anılan belgelerde davacının 1.106.640,00TL alacaklı olduğunu göstermektedir.
Dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan Protokol başlıklı sözleşme 05.12.2012 tarihlidir. Eki olan taahhütnameninde aynı tarihli olduğu anlaşılmıştır. Bu belgede tarafların dava dışı … ve davacı … olduğu, anlaşmanın …. Ltd. Şti. ile … İletişim Ltd. Şti. ve … Ltd Şti. hisseleri ve hesapları ile ilgili olduğu, anlaşma ile davacı … ile dava dışı …’in şirketteki ortaklık ilişkilerinin ve alacak borç durumlarının düzenlendiği görülmüştür. Bu belge yukarıda da açıklandığı üzere takip tarihinden sonra düzenlenmiştir. Buna göre tarafların takip başladıktan sonra bir araya geldikleri, 05.12.2012 tarihli protokol ve protokol eki taahhütname ile tarafların, davacının takip tarihi (21.12.2012) itibariyle mevcut olan borcunu taahhütnamede yer alan “…’ın … Ltd. Şti.’den alacağı bulunmadığı” yönündeki anlaşmayla sona erdirdikleri, bunun yerine Protokol’de yer alan “… … Ltd. Şti.’den 2 yıl içinde 1.050.000,00TL kar payı ödeneceğine ilişkin anlaşma” ile de yeni bir borç oluşturdukları; bu borcun ve borcun ifasına ilişkin şartların önceki borçdan farklı olduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm bu değerlendirmeler neticesinde davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 1.106.640TL alacaklı olduğu takip tarihinden sonra yapılan sözleşmelerle borç yenilemesi cihetine gidilmişse de bunların hayata geçirilmediği, talepde nazara alınarak 1.026.640,00TL alacağa davalının itirazının iptaline ve takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı alacağı likit olmadığından, icra inkar tazminatı istemi reddedilmiştir.
Bu gerekçeye uygun aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, dava konusu olan Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yapılan takibe davalının itirazının iptaline, takibin devamına,
2-Davacının icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Davalı yanın dosyaya rapor sunan bilirkişiler hakkında suç duyurusunda bulunulması talebinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 70.129,78TL karar ve ilam harcından peşin alınan 12.399,35TL harcın mahsubu ile bakiye 57.730,43TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 12.399,35TL peşin harç, 24,30TL başvuru harcı, 3,75TL vekalet harcı, 123,60TL temyiz yoluna başvurma harcı ve 25,20TL temyiz karar harcı olmak üzere toplam 12.576,20TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen 279,00TL tebligat ve posta gideri ile 5.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.279,00TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı

7-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 54.749,20TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, temyiz kanun yolu açık olmak üzere (kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle temyiz kanun yoluna başvurulabileceği, temyiz incelemesinin Yargıtay ilgili Hukuk Dairesi tarafından yapılacağı) oy birliğiyle karar verildi. 30/05/2018

Başkan Üye Üye Katip
e-imzalı e-imzalı e-imzalı e-imzalı