Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/355 E. 2018/26 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2015/355 Esas – 2018/26
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2015/355 Esas
KARAR NO : 2018/26

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Menfi Tespit (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 25/09/2014
KARAR TARİHİ : 18/01/2018
K.YAZIM TARİHİ : 01/02/2018
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle ; müvekkilinin davalı kooperatifin ortağı olduğunu, 2003 haziran ayından itibaren kendisine hiç bir şekilde duyuru yapılmadığını, davalı kooperatifçe müvekkili aleyhine Ankara … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyası üzerinden toplam 15.061,50 TL tutarında alacak takibi yapıldığını, bu takipte borcun dayanağının 30/04/2006-30/12/2010 dönemi aidat borcu olduğunun açıklandığını, ödeme emri tebliğ edilmesine rağmen sağlık nedenleriyle borca zamanında itiraz edilmediğini, 2003 yılından sonraki genel kurul toplantılarında Kooperatifler Kanununa ve anasözleşmeye uygun surette toplantı daveti yapılmadığını ve alınan kararların tebliğ edilmediğini, müvekkilinin kooperatif ortaklık aidatı ödemek konusunda temerrüde düşürülmediğinden müvekkili aleyhine aidat borcunun ödenmemesinden dolayı takip öncesinde işlemiş faiz adı altında faiz talep edilemeyeceğini, bu nedenlerle öncelikle davalı kooperatifçe genel kurul toplantılarına davet edilmemesi nedeniyle hak düşürüçü sürelerin işlemeyeceğini belirterek 2003-2014 yılları arasında yapılan genel kurullarda alınan tüm kararların iptaline, ayrıca davalı KYK’ne aidat ve işlemiş faiz borcu olmadığının tespitine karar verilmesini, müvekkilinin aidat borcu olduğunun kabulü halinde ise takip öncesine ait temerrüt oluşmadığından işlemiş faize yönelik 11.566,50 TL’lik kısmın iptaline, temerrüdün gerçekleştiğinin kabulü halinde ise işlemiş ve işleyecek faiz oranının % 120 olamayacağının tespitine, iptal edilen kısımların % 20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; usule yönelik itirazlar sonrasında esasa yönelik olarak kooperatif bildirimlerinin davacının ortaklığa girişte bildirdiği adrese yapıldığını, bu adrese toplantı daveti ile tutanaklarının gönderildiğini, toplantı sonrası gönderilen tutanakların davacının “Mernis” de kayıtlı yurtdışı adresine tebliğe çıkarıldığını, genel kurul çağrılarının kooperatif anasözleşmesinin 28. maddesine uygun şekilde yapıldığını ve tüm kararların ortaklara posta yoluyla duyurulduğunu, genel kurul çağrılarında usulsüzlük bulunmadığını, yalnızca usulsüz çağrının iptal nedeni olmadığını, ayrıca aidat ödemediği için davacı hakkında üç ayrı icra takibi yapıldığını, bu dosyalarda da davacı tebligatlar yapıldığını, icra takiplerine ilişkin tebliğ evraklarını tebellüğ eden ve kararlardan haberdar olan davacının tebliğ tarihinden itibaren yıllarca borcunu ödemeyerek kooperatifin tasfiyesini engellediğini ve diğer üyelerin zararına sebep olduğunu, ayrıca genel kurul kararlarının üyeler ile kooperatif arasında yapılmış bir sözleşme niteliğinde olduğunu, ayrıca faiz oranları ile ilgili bir sözleşme yapılmasına gerek olmadığını, genel kurullarca kararlaştırılan faiz oranları sonraki yıllarda değiştirilmediği ve iptal edilmediği sürece genel kurula katılmasa dahi tüm üyeleri bağlayacağını, bu nedenle davacının temerrüde düşürülmediği dolayısıyla takip öncesine dair işlemiş faiz istenemeyeceği iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkememizin … esas sırasına kayden görülen davada, davacının genel kurul kararlarının iptali talebi yanında aleyhinde yapılan ilamsız icra takibinden dolayı borçlu olmadığını (menfi tespit) da talep etmesi ve her iki davanın birlikte görülemeyecek olması gerekçe gösterilerek, menfi tespit talebine ilişkin davanın tefrikine karar verildiği, buna istinaden menfi tespit talepli davanın Mahkememizin yukarıdaki esas sırasına kaydedildiği, davacının genel kurul kararlarının iptaline ilişkin talebinin mahkememizin 30/03/2016 tarih … esas … karar sayılı ilamı ile reddedildiği, kararın 15/12/2016 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dava; menfi tespit talebine ilişkindir.
Davacı taraf, Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla aleyhine yürütülen ilamsız icra takibinden dolayı davalı kooperatife borçlu olmadığını iddia etmekte, davalı ise davanın reddini savunmaktadır.
Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası getirtilmiş, davalı kooperatif vekili tarafından 04/01/2011 tarihinde davacı (borçlu) aleyhine 3.495,00 TL’si asıl alacak, 11.566,50 TL’si işlemiş faiz olmak üzere toplam 15.061,50 TL tutarında alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, asıl alacağın dayanağı olarak davacı Talat Karaca’nın 30/04/2006-30/12/2010 dönemine ait aidat borcunun gösterildiği görülmüştür.
Davacının davalı kooperatifin ortağı olduğu konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla başlatılan ilamsız icra takibinde davacının üyesi olduğu kooperatife takip tarihi itibarıyla aidat borcunun bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ve işlemiş faizinin hesaplanması noktasında toplanmaktadır.
Takip tarihi itibarıyla davalı kooperatifin davacıdan aidat ve işlemiş faiz alacağı bulunup bulunmadığının tespiti bakımından mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
Dosyaya sunulan 07/08/2017 tarihli raporda, davalı kooperatifin Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatmış olduğu ilamsız icra takibinin takip tarihi olan 04/01/2011 tarihi itibarıyla davacıdan 30/04/2006 – 30/12/2010 dönemine ait 3.495,00 TL aidat borcuna ilaveten 1.690,63 TL işlemiş faiz talep edebileceği yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 07/08/2017 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacının davalı kooperatifin ortağı olduğu, Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının takip tarihi itibariyle davacının davalı kooperatife (30/04/2006 – 30/12/2010 dönemine ait) 3.495,00 TL aidat ve 1.690,63 TL işlemiş faiz borcu bulunduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar davalı vekili tarafından yapılan faiz hesabına yönelik itirazda bulunulmuş ve takibin Türk Borçlar Kanununun yürürlüğe girmesinden önce kesinleştiği ileri sürülmüş ise de; davalıdan istenen aidat miktarı genel kurul kararları ile belirlendiğinden ve genel kurul kararları da sözleşme niteliğinde olduğundan davalı ortaktan aidat borcunu geç ödemesinden dolayı istenebilecek azami faiz oranı TBK’nın 120/2. maddesinde düzenlenmiş yılık temerrüt faiz oranı olup, davacı kooperatifin genel kurullarında kabul edilmiş temerrüt faiz oranı, faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuata yani 3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun’un 2/1. maddesine göre belirlenen yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacaktır. (Y. 23. HD. 2013/4569 E. 2013/5465 K.) Bu durumda, Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibin 9.875,87 TL’lik işlemiş faiz kesimi bakımından davacının davalıya borçlu olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Davacıyı menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmadığından davacının tazminat istemi reddedilmiştir.
Açıklanan nedenlerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kısmen kabulüne; Ankara … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla başlatılan takibin 9.875,87 TL lik işlemiş faiz kesimi bakımından davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Koşulları oluşmadığından davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 674,62 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 51,25 TL harç ile tamamlama harcı olarak yatırılan 206,64 TL harcın mahsubu ile bakiye 416,73 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 51,25 TL peşin harç, 25,2 0TL başvuru harcı, 3,80 TL vekalet harcı, 206,64 TL tamamlama harcı olmak üzere toplam 286,89TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen 36,00TL tebligat ve posta gideri ile 500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 536,00TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 351,45TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
5-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 2.180,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/1-2 maddesi gereğince takdir ve hesap edilen 2.180,00 vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 18/01/2018

Katip Hakim
E-imzalı E-imzalı