Emsal Mahkeme Kararı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/620 E. 2018/28 K. 18.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. Ankara Batı ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas – Karar No: 2014/620 Esas – 2018/28
T.C.
Ankara Batı
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR
TÜRK MİLLETİ ADINA
ESAS NO : 2014/620 Esas
KARAR NO : 2018/28

HAKİM :
KATİP :

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/12/2014

BİRLEŞEN DAVA (Mahkememizin 2016/104 E. 2016/80 K. sayılı dosyası )
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/02/2016
KARAR TARİHİ : 18/01/2018
K.YAZIM TARİHİ : 16/02/2018

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizce yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Asıl davada davacı vekili; davalı tarafın müvekkili şirketten çeşitli tarihlerde toplam 45.654,20 TL bedelinde mal aldığını, müvekkilinin üç adet ve toplam 45.654,20 TL bedelli fatura kestiğini, davalının fatura bedellerini vadesinde ödememesi nedeniyle 14/07/2014 tarihli 1.447,19 TL gecikme bedeli karşılığı fatura kesilerek davalı şirkete gönderildiğini, bu dört faturanın davalı şirket muhasebe kayıtlarına işlendiğini, davalı şirketin 45.654,20 TL borcuna karşılık 20/06/2014 tarihinde 15.000,00 TL ödeme yaptığını, davalı yanca ödenmeyen 32.101,39 TL asıl alacak ve 1.560,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.661,83 TL’nin tahsili amacıyla … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, icra takibi sırasında borçlunun haricen borcun 10.000,00 TL’lik kısmını daha ödediğini ve ayrıca borca ve faize kötü niyetli olarak itiraz ederek icra takibinin durmasına sebebiyet verdiğini, eldeki davayı 23.661,83 TL’ye vaki itirazın iptali için açtıklarını belirterek itirazın iptali ile takibin devamına, davalının asıl alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin iddia edilenin aksine davacı yana herhangi bir borç ya da taahhüdünün bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın yapıldığını iddia ettiği işi veya hizmeti eksiksiz ve kusursuz bir şekilde teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini beyan ederek davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen (2016/104 esas sayılı) davada davacı vekili; müvekkili şirketin davalı şirketle aralarında akdedilen sözleşme gereğince edimini yerine getirdiğini, sözleşmede ödemenin gecikmesi halinde %5 vade farkı uygulanacağının kararlaştırıldığını, yapılan işlere karşılık toplam 45.654,20 TL’lik fatura kesildiğini, davalının yalnızca 15.000,00 TL’lik ödeme yaptığını, ödemenin gecikmesi nedeniyle müvekkili şirketin 1.447,19 TL bedelli vade farkı faturası keserek davalıya gönderdiğini ancak davalının ödeme yapmaması nedeniyle toplam alacak ve hesap edilen yıllık %11,75 ticari faizin tahsili amacıyla icra takibi başlattıklarını, takip sırasında davalının haricen 10.000,00 TL daha ödeme yaptıktan sonra borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, Ankara Batı ATM’nin … E.sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açtıklarını, icra takibinde yıllık %11,75 oranı üzerinden ticari gecikme faizi istenmiş ise de sözleşme ile karlaştırılan akdi aylık % 5 vade farkı oranı üzerinden asıl alacağa işleyecek vade farkı talebinde bulunduklarını, buna göre hesap edilen işlemiş 27.164,15 TL vade farkı alacağının tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, asıl alacağın tahsili tarihine kadar aylık %5 vade farkı uygulanmasına ve mahkememizin … esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, Mahkememizin … esas sırasına kaydedilen dava dosyasında verilen 19/02/2016 tarih … karar sayılı birleştirme kararı ile her iki dosyanın birleştirilmesine karar verilmiş, yargılamaya iş bu dava dosyası üzerinden devam olunmuştur.
Ana dava, ilamsız icra takibine yönelik itirazın İİK’nun 67. maddesi gereğince iptali, birleşen dava (… esas) ise ana davada itirazın iptali talep edilen asıl alacağa akdi faiz oranı uygulanarak hesaplanacak vade farkı alacağının tahsili talebine ilişkindir.
… İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası, dosya arasına celp edilmiştir.
Davacı (alacaklı) şirket vekili tarafından 10/10/2014 tarihinde davalı (borçlu) şirket aleyhine 32.101,39 TL asıl alacak ve 1.560,44 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 33.661,83 TL alacağın tahsili amacıyla Ankara Batı 7. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı (borçlu) vekilinin 21/10/2014 tarihli dilekçeyle borca, faize, faiz oranına ve borcun diğer ferilerine yönelik itirazı üzerine 22/10/2014 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, eldeki davanın İİK’nun 67. maddesinde öngörülen bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde 24/12/2014 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından müvekkiline ait ticari defter ve belgelerin bulunduğu adres bildirilmiş, ön inceleme tutanağının 4 nolu ara kararı gereğince çıkartılan meşruhatlı davetiye usulüne uygun şekilde tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça ticari defter ve belgeler dosyaya sunulmadığı gibi, bulundukları yerle ilgili olarak da herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Davacı şirketin davalı şirketten alacağının bulunup bulunmadığının belirlenmesi bakımından, davacı şirkete ait ticari defter ve belgeler üzerinde inceleme yapmak üzere dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, … tarafından düzenlenen 01/02/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirkete ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK’nun 64 vd. maddelerinde belirli yasal şartları tam olarak taşıdığı, sahibi lehine delil gücüne sahip olduğu, takip tarihi (10/10/2014) itibarıyla davacının davalıya 2014 yılında 47.100,59 TL tutarında 4 adet fatura tanzim ettiği, bunun karşılığında 15.000,00 TL tahsilat yaptığı, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 32.100,59 TL alacaklı olduğu, takip tarihinden sonra 20/10/2014 tarihinde davacı tarafça davalıdan 10.000,00 TL tahsil edildiği, bakiye 22.100,59 TL alacağının kaldığı, dava konusu faturaların vergi kanunlarına ve ilgili diğer mevzuat hükümlerine uygun tanzim edildiği, faturaların muhteviyatını teşkil eden malzemelerin teslimine ilişkin sevk irsaliyelerinin ve buna bağlı sipariş formlarının düzenlenmiş olduğu, sipariş formlarının karşılıklı olarak taraflarca imzalandığı, hal böyle olunca icra takibine konu faturalarda yer alan malın davalıya teslim edildiğinin anlaşıldığı, diğer taraftan faturanın karşı tarafa tebliğinin alacağı muaccel hale getireceği, ancak borçluyu temerrüde düşürmek için yeterli olmadığı, faturaya dayalı alacaklarda borçlunun temerrüdünün faturaya dayanak olan alacağın ayrı bir ihtarla talep edilmesiyle söz konusu olacağı, alacağın tahsili hususunda davacı tarafça davalıya herhangi bir ihtarda bulunulmadığından işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı yönünde kanaat belirtilmiştir.
Taraf vekillerinin 01/02/2016 tarihli bilirkişi raporuna yönelik itirazlarının değerlendirilmesi, davacı ve davalı şirket defterleri de incelenmek suretiyle birleşen dosyadaki talepler yönünden rapor tanzimi için dosya tekrar önceki bilirkişiye tevdi edilmiş; 07/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda özetle; hem davacı hem de davalı şirkete ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK’nun 64 vd. maddelerinde belirli yasal şartları tam olarak taşıdıkları ve sahibi lehine delil gücüne sahip oldukları, dosyaya sunulan … Bankası tarafından tanzim edilmiş 09/10/2014 tarihli internet bankacılığı dekontuna göre , davalı şirket tarafından davacıya 09/10/2014 tarihinde (yani icra takip tarihi öncesi) 10.000,00 TL havale yapılmasına rağmen davacıya ati ticari defterlerde yapılan bu tahsilatın takip tarihi sonrası 20/10/2014 tarihinde kayda alındığının görüldüğü, bu durum dışında taraf ticari defterlerinin her yönüyle birebir uyuştuğu, kayıtlar arasında herhangi bir farklılığın söz konusu olmadığı, her iki tarafa ait ticari defter kayıtlarına takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 22.101,39 TL asıl alacak ve 1.821,90 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 23.923,29 TL alacaklı olduğu, birleşen dava açısından; dosyaya mübrez teklif mektuplarının tetkikinde, ödeme süresinin 30 gün olduğunun tespit edildiği, bu durumda fatura tanzim tarihlerinden itibaren 30 günlük sürenin bitiminden sonra davalının mütemerrit olduğu, teklif mektuplarında geciken ödemelerde aylık % 5 vade farkı uygulanacağı kararlaştırılmış ise de, takipte avans faizinin talep edildiği, TBK’nun 120/2. maddesine göre faizin talep edilen faizin % 100’ünün yani iki katını geçemeyeceği, bu hususlar gözetilerek yapılan hesaplamaya göre davacının dava tarihi itibarıyla davalıdan 9.616,58 TL vade farkı alacağının bulunduğu yönünde kanaat belirtilmiştir.
07/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda (birleşen dava yönünden) vade farkı alacağı bakımından yapılan hesaplama Yargıtay uygulamalarına uygun düşmediği ve bu anlamda hüküm kurmaya elverişli olmadığından dosya yeni bir bilirkişiye tevdi edilerek 21/07/2017 tarihli rapor alınmış, bu raporda, dava konusu olay açısından TBK’nun 120. maddesi değil TTK’nun 8. maddesinde ifade edilen “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.” ilkesinin uygulanması gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmede (teklif mektuplarında) geciken ödemeler için aylık % 5 (yıllık % 60) vade farkı uygulanacağı hükme bağlandığı için hesaplamanın buna göre yapılması gerektiği belirtilerek, birleşen dosyanın dava tarihi itibariyle davacının davalıdan 25.744,46 TL vade farkı alacağının bulunduğu yönünde görüş bildirilmiştir.
Ana dava açasından değerlendirme yapıldığında;
Davacı şirket, icra takibine de konu ettiği 22.101,39 TL asıl alacak ve 1.560,44 TL işlemiş faiz olmak üzere 23.661.83 TL alacağının davalı tarafından ödenmediğini iddia etmekte, davalı şirket ise davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını savunmaktadır. 6102 sayılı TTK’nun 64 vd. maddelerinde belirli yasal şartları tam olarak taşıdıkları ve sahibi lehine delil gücüne sahip oldukları anlaşılan ve her yönüyle birebir uyuştuğu tespit edilen her iki taraf ticari defter kayıtlarına davacı şirketin takip tarihi itibarıyla davalıdan 22.101,39 TL alacağının (asıl alacak) bulunduğu anlaşılmıştır. Dosyaya sunulan teklif mektuplarında ödeme süresinin 30 gün olduğunun belirlenmesi karşısında fatura tanzim tarihlerinden itibaren 30 günlük sürenin bitiminden sonra davalının temerrüdü gerçekleşecektir. 07/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda temerrüt tarihi ile takip tarihi arası dönem için işlemiş faiz 1.821,90 TL olarak hesaplanmış ise de takipte 1.560,44 TL işlemiş faiz talep edilmiştir. Hal böyle olunca, taleple bağlılık ilkesi de nazara alındığında, davalının, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılan takibin 22.101,39 TL asıl alacak ile 1.560,44 TL işlemiş faiz kesimine yönelik itirazında haksız olduğu sonuç ve kanaatine varılmış, davanın kabulü ile davalının itirazının iptaline, takibin 22.101,39 TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi (yıllık %11,75 oranını geçmemek kaydıyla) üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Diğer taraftan, dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK’nun 67/2 maddesi gereğince davalı borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Birleşen dava (2016/104 esas) bakımından değerlendirme yapıldığında;
Davacı şirket, davalı şirketle aralarındaki sözleşmede (teklif mektuplarında) ödeme süresinin 30 gün olarak belirlendiğini ve geciken ödemeler için aylık % 5 vade farkı uygulanacağının kararlaştırıldığını, fatura tarihlerinden 30 gün sonrası davalının temerrüde düştüğünü belirterek, temerrüt tarihleri ile dava tarihi arası dönem için davalıdan 27.164,15 TL vade farkı alacaklarının bulunduğunu iddia ederek, tahsilini talep etmektedir.
Taraflar arasındaki sözleşmede ödeme süresinin 30 gün olarak belirlendiği ve geciken ödemelerde aylık % 5 vade farkı uygulanacağının düzenlendiği görülmektedir. Davacının gecikmeye giren faturaları 02/04/2014 tarihli 778,80 TL bedelli, 02/04/2014 tarihli 43.388,60 TL bedelli ve 24/04/2014 tarihli 1.486,80 TL bedelli üç adet faturadır. Fatura tanzim tarihlerinden itibaren 30 günlük sürenin sona ermesinden itibaren davalının mütemerrit olduğu anlaşılmaktadır. Somut olay açısından TBK’nun 120. maddesi değil TTK’nun 8. maddesinde ifade edilen “Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenir.” ilkesinin uygulanması gerekmektir. 21/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda bu hususlar gözetilmek suretiyle yapılan hesaplama neticesi davacının dava tarihi (10/02/2016) itibarıyla davalıdan 25.744,66 TL vade farkı alacağının bulunduğu belirlenmiştir. Mahkememizce de benimsenen bu rapordaki hesaplamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Açılanan gerekçelerle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava yönünden ;
a)Davanın kabulü ile ; davalının, … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile yapılan takibin 22.101,39 TL asıl alacak kesimi ile 1.560,44 TL işlemiş faize yönelik itirazın iptaline, takibin 22.101,39 TL asıl alacak ile bu alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek avans faizi (yıllık %11,75 oranını geçmemek kaydıyla) üzerinden devamına,
b)Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulüne, 22.101,39 TL asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2-Birleşen dava (2016/104 esas) yönünden;
Davanın kısmen kabulü ile; .. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile talep edilen ve asıl dosya kapsamında hesaplanan 1.821,90 TL işlemiş faiz bakımından tahsilde tekerrür olmaması kaydıyla, davacının 25.744,66 TL vade farkı alacağının yıllık %60 faiz oranı üzerinden hesaplanacak faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
3-Ana dava yönünden:
a)Alınması gereken 1.616,33 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 404,10 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.232,23 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 404,10 TL peşin harç, 25,20 TL başvuru harcı, 3,80 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 433,10 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarf edilen 194,25 TL tebligat ve posta gideri ile 900,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.094,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
c-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince takdir ve hesap edilen 2.839,42 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Birleşen dava yönünden;
a-Alınması gereken 1.758,61 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 463,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.294,71 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 463,90 TL peşin harç, 29,20 TL başvuru harcı, 4,30 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 497,40TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davacı tarafından sarf edilen 20,00 TL tebligat ve posta gideri ile 400,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 420,00 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre hesap edilen 398,05 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c-Davacının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın kabul oranına göre takdir ve hesap edilen 3.089,35 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
d-Davalının kendisini vekil ile temsil ettirdiği görülmekle karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davanın red oranına göre takdir ve hesap edilen 1.419,49 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekili olduğunu bildiren Av. …’in yüzüne karşı, kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize sunulacak, yahut mahkememize gönderilmek üzere bir başka mahkemeye ibraz edilecek bir dilekçeyle başvuru yapılmak suretiyle, Ankara Bölge Adliye Mahkemeleri ilgili Hukuk Dairesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.18/01/2018

Katip Hakim
e-imza e-imza